42. Çevrimiçi eğitim siz için ne? Ülkenizde çevrimiçi eğitimden kullanıyorlar mı? Çevrimiçi eğitiminin avantajlari ve dezavantajları.
- Çevrimiçi Eğitim – Kovid-19 salgını, birçok kişiyi ve kurumu ilk kez evden çalışmaya zorladı. Tabii öğrencileri ve eğitim personelini de. Geldiğimiz noktada, insanlık türü adına eğitimin çaresiz olmadığını, bir başka deyişle eğitimin yüz yüze olmaya mahkum olmadığı konusunda hemfikiriz.
Bunu her sınıf düzeyinde az da olsa deneyimledik. Yani, bu işin uzaktan veya çevrimiçi olabileceğine kanaat getirdik. Ancak henüz yolun başındayız ve uzaktan öğrenme ve çevrimiçi öğrenme konusunda kat etmemiz gereken uzun bir yol olduğunun da farkındayız.
Hem illa yüz yüze eğitim olsun diye salgının bitmesini beklemek değil, mevcut durumu lehimize çevirmemizin ve alternatif çözümler üretmemizin gereğine inanmaya başladık. Uzaktan eğitim becerileri edinmek, hem öğretenlerin hem öğrenenlerin önemli bir gündemi olmuş bir konudur.
Uluslararası firmalar, farklı saat dilimlerinde çalışsa da esnek çalışma sayesinde, çevrimiçi eğitime zaten hazırlanmış durumdalar. Ama herkes büyük işletmelerin kurumsal eğitim programlarını alacak şansa sahip değiller.
43. Cinayet hakkında Siz hayatınızda cinayet yaptınızmı? Insanlar ne için cinayet yaparlar? Sizin ülkenizde insanlar nasıl cinayetleri yapıyor?
- Ölüm, herkesin işleyişinin durmasıdır.organlar ve vücut sistemleri. Her şeyden önce, bu durum genellikle klinik ölüm olarak adlandırılan kalp durması ile karakterizedir. Ancak süreç, insan kalbi durduktan yaklaşık 7-10 dakika sonra tamamlanır. Hayat en yüksek değerdir, bu yüzden yoksunluğu aşırı derecede şiddetli bir şekilde cezalandırılır. Cinayet suçtur,Bu ciddi ceza anlamına gelir. Olası sınırlarını bilmeden önce, cinayet kavramını ve türlerini incelemek gerekir. Bütün bunlar mahkeme kararında büyük rol oynar.
44. Son 5 yılda ülkenizdeki eğitimdeki değişiklikler
- İçinde yaşadığımız dünyanın değişiminin hızı bizi sadece şaşırtmakla kalmıyor aynı zamanda da deyim yerindeyse bazen sersemletiyor, bazen de çaresiz bırakıyor. Örneğin günümüzde en çok talep gören 10 mesleğin bazılarının, bundan 15 yıl önce ancak adı biliniyordu. Bu durum, çocuklarımızı şu anda var olmayan işlerde çalışmaları, henüz icat edilmemiş teknolojileri kullanmaları ve bilmediğimiz problemleri çözmeleri için eğittiğimiz anlamına geliyor. Yukarıda sıralanan önerilerin hemen hiçbiri büyük bir yatırım bütçesi gerektirmemektedir. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı teknolojiye yatırım yaparak, elindeki bütçeyi dipsiz kuyuya atmak yerine, eğitim anlayışında köklü bir değişikliğe gitmelidir. Bunun için “tek doğru cevap” anlayışından vazgeçerek; eleştirel düşünmeyi, farklılığı ve dolayısıyla yaratıcılığı, yenilikçiliği ve girişimciliği destekleyecek bir anlayışa yönelmelidir.
Do'stlaringiz bilan baham: |