Adalet Menzili
Download 1.1 Mb. Pdf ko'rish
|
Adil Yakubov - Adalet Menzili
Adil Yakubov
74 Gazi, Fıçı Mansur’la hoş beş ettikten sonra söze yine şaklaban köse karıştı: — E, patronun işleri hep tıkırında! Hani yedi köyü bir eşeğe bindirir, kuyruğuna da kendisi biner diye bir söz var ya mihman, bizim patron da aynen öyle! Oturduğu yerden g.tüyle bütün vilâyeti birbirine katar evelallah! Hi-hi-hi! Bir tek atayım mı patron? Fıçı Mansur, yalandan bir kızma numarası yapıp: — Ulan sen ağzına gelen her şeyi söyler misin, hin oğlu hin! - diye homurdandı. - Sana git çay may hazırla demedim mi? Köse, ellerini göğsüne koydu: — Tamam beyim! Paşşây-ı âlemin sözü emr-i vacip! Hazır biraz laflayalım, âlâ hazretleri! Fıçı Mansur, göğsüne doğru yayılan gıdığını şöyle bir okşayıp: — Bi karış dili var pezevengin! - diyerek güldü.- Allah’ın vurup, peygamberin asayla dürttüğü bir hilkat garibesi! S.ktir edip atayım diyorum, vicdanım dayanmıyor.. Şaka yapıyorum diye, ne dediğini bile bilmiyor kuş beyinli!. — Kovup da ne yapacaksın? - dedi Gazi.- Bütün padişahların böyle hokkabazları olmuştur! Fıçı Mansur, kamını tartan deri korseyi avuçlarıyla tartıp şöyle bir kıpırdandı. “Hey Allah’ım! Öncekinden daha da beter kilo almış bu fil. Nasıl yürür, nasıl oturur, nasıl kalkar bu adam?” Fıçı Mansur, eski dostuna kaş altından şöyle bir baktı. — Hooşş.. Mercantav’a hangi rüzgâr attı seni, mirim? “Yılanın yağını yalayan tilki!. Sanki hangi felâketin beni buraya sürüklediğini bilmiyor!” Gazi beynine kan sıçramış gibi: — Bu laf da nerden çıktı şimdi, Mansur efendi?- dedi yine de sinirlerine hâkim olup. - Yoksa damadım Suyun Burgut’un başına gelenleri bilmiyor musun? Fıçı Mansur, uzandığı yerden şöyle bir toparlandı: Adalet Menzili Adil Yakubov 75 — “Evet, yazık oldu Burgut’a be!- dedi Gazi’ye bakmadan. — Dün Moskova’dan gelen müfettişler arama yaptılar evinde. Bu işe karışmayayım dediysem de, şahit olacaksın diyerek sürükleyip götürdüler. Allah’a doğru, size yalan birader. Hiç içimden gelmedi bu iş, amma “yok” demek olur mu bu savcılara? Lafı uzatmıyayım.. Çok para çıktı! Hadi para neyse de altın da çıktı damadının sandığından! Gazi’nin yüreği ağzına gelmiş gibi: - Altın!? dediğinin kendisi bile farkına varmadı.- Nerden bulmuşlar altını? — Altın dediysek hani, bilezikler, küpeler falan canım!. Kızına da maşallah.. Akıllı kadın! Nerden tutulmuş bu zeb-ü ziynetlere? Avuç avuç alacağına bi tane al, tektek al. Bi torba dolusu da olur mu? Hani nerdeyse bi kilo vardı.. Yetmiyormuş gibi bi torba da para!. Güzel de, bari bu kadar altını, bu kadar parayı ahırda mahırda falan sakla! Ne bilim, dereye mereye göm! Altın takılar sandıktan, paralar elbiseler arasından çıkarsa olur mu hiç?! Bir torba altın kelimesini işitince bir türlü kulaklarına inanamayan Gazi, bu işin içinde bir iş olduğunu anlayıp birden köpürdü: — Helaldir ki sandıkta saklamış! Şahitlik yapan sen.. Yalan söylüyorsun! Küpe müpe olduğunu bile bile utanmadan altın diyorsun! Altın değil, Bibisara’yla merhum kaynanasından kalan yüzükler fa- landır onlar!. Fıçı Mansur’un kırış kırış olmuş göz kapaklarının altında civa gibi parlayan çekik gözleri pat diye açıldı. Fil ayaklan gibi iri, etli ayaklarını masa altına uzatarak, kamburunu doğrulttu. — Sen.. Narbutayev! Bana bağırma! - dedi çocuk kafası büyüklüğünde damar damar olmuş siyah yumruklarını sıkarak. - Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış! Ben sana da, aha o öğrencin olacak vilayet komitesi sekreterine de geçen sene baharda söylemiştim: Boşa gayret sarfediyorsunuz demiştim. Suyun Burgut kartal değil, arslan olsa bu işin altından kalkamaz demiştim! Cahillik eder demiştim! Yok, lafıma inanmadınız! Mansur yaşlanmasına rağmen yerini kaptırmak istemiyor diye düşündünüz hepiniz! Aha n’oldu? Sonu pişmanlık olmadı mı? Gazi birden sarası tutmuş gibi titremeye başladı. — Boşa kendini yorma, Mansur efendi! Pak yiğit, helal yiğit benim Adalet Menzili Download 1.1 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling