Ankara Savaşı Öncesi Timur İle Yıldırım Bayezid’in Mektuplaşmaları
159
meylimüz, kefere dinine ‘iānet içün olmış ola, belki bu deňlü tevs‘-i dāyire ol
vāhimenüň def‘i içündür, ḥāşā sümme ḥāşā biz böyle ḥāli cāiz görmüş olavuz,
veyāḥud görmek ḳatımızda revā ola, mebādā ehl-i İslām’a, kefere fırṣat
bulmasına
(107a) bā‘iẟ düşe ve işitmiş olasuz ki, ba‘Żı bizümle münāḳaşa iden
beglere, bunuň gibi muvā‘aẓa idüp, ḳabul itmedüklerüňde, şe‘āmeti
kendülerüne rāci‘ oldı. Eger naṣiḥātımızla ‘āmil olsalar, belki el-āye“
Velen
tecide Li sünnetillā
hi tebdîlā”
42
üzere girü fetḥ u firūzluḳ bu cānibe ‘āyid olmaḳ
ümd olunur ve dāima bizi ve leşkerimizi, kāfir-u b-dn ve bed-mezheb ve zişt-
āyndür [deyü]şedm idüp, iṭāle eyledükleri meşhūr olmasın. el-‘ıyāzü billāh min
ẕālik, bizüm ẝūd teşebbüsümüz luṭf-i ṣamadiyyet-i ezyāline olup, kendülerüň
leşkeri, ekẟeriyā kefereden devşürme idügi vāżıḥdur. Her-gāḥ, anlara hidāyet
ḳapusi açıla, bizüm leşkerimüz eben ‘an ced müselmān ve müselmān-
zādelerdür, niçün hidāyete müstaḥaḳ olmayalar, ve eger bizüm ‘aybımuz
cihāngirlik da‘vāsı ise, her āyine-i taẝt-ı baẝta ṣu‘ūd ve ẝutbe u sikke şerefi ile
serāf-rāz [oldukdan soňra] ve mes‘ūd olmaḳdan ṣoñra, ūlu’l-emr olduğumuzda
şüphe ḳalmaz, öyle olsa “
Verafa‘nā
fev
ḳ
aküm fevḳ
a ba‘din derā
cā
tin”
43
(107b)
feḥvāsı ile kühterin, muhtere iṭa‘ātı lāzımdur. Bizüm ẝūd ābā ve ecdādımuz,
İlẝān-ı āl-i şāna irişür. Eger sizden iẝlāṣ-ı meşẝūn bir selām bize irişse,
cānibeynüň rifāhiyyetine sebeb ola[olup], fāide ol cānibe rāci‘ olur, ve bu bābda
vilāyetüň ‘ulemāsı ve memleketüň ‘uḳālası[ile]bir eyü[berapū]endşe idüp,
ve
şā
virhum fi’l-emr nesminden, her ne gül açılursa, meclisimüze irsāl iyleyesüz
ve nūḳ-i ḳalemi ‘itāblu [cevaplar] yazmaḳdan ‘afv buyurılüp, devlete munāsib
ne ise iylece beyān buyūrula.
Ḳ
ılıç ortaya gelince
ḳ
aleme yir kalmaz ve’s-
selām, evvelen ve āẝiren ve’l-ḥayru mā aḥtārehullāhu ẓāhiren ve bātınen.
Do'stlaringiz bilan baham: