IV. Mektup ve Cevabında
Karşılıklı yazılan mektupların en sonuncusunda Timur’un, Osmanlı
idaresinden birkaç kale ve şehrin kendisine teslim edilmesi gibi kabulü mümkün
olmayacak yeni şartları da ilave ederek, savaş niyetini daha açıkça belirtiği
görülmektedir. Hatta mektuplarda geçmeyen, ancak bazı tarih araştırmalarında
rastladığımız “Timur, Yıldırım Bayezid’den oğullarından birini kendisine rehin
bırakması” isteğinde de bulunduğunu kaydetmişlerdir.
Timur; “...Şimdiye kadar sulh için çalıştım ve nihayet Sivas’a gelmem
söz konusu oldu. Kâfire fırsat vermemek, İslam diyarlarını harap etmekten
endişe edip, Şam tarafına giderek Mısır azizinden intikamımızı aldık. Sizin
hasta olduğunuz hususu ağızlarda dolaşırken, biz bunu fırsat bilip dikkate
almadık. Ancak siz fırsat bulunca bize bağlı olan Erzincan’a gelip valimizi
rencide ettiniz. Adamımız olan Taharten(Muttaharten) sulhu sağlamak için sizin
pişman olduğunuzu bize yazmıştır. Biz de güvendik ve sulh için antlaşmaya
varılacağı umuduyla birkaç kez mektuplar gönderdik. Ama siz gittikçe artan bir
katı tutum içerisinde oldunuz. Tâ ki biz ve askerimiz için kâfir ve kâfirden daha
eşed kâfirlerdir demeniz sözü her yerde söylenir olmaya başladı. Elçileriniz
olan Sungur ve Ahmed adamlarınız uzun süredir yanımızdadırlar. İslamlığımızı
ve inancımızı biliyorlar. Hedefimiz Kefe ve Kırım yönüne iken, Şirvan’dan geri
dönüp tekrar Erzincan’dan o tarafa varmak icap etti. Semerkand’da bulunan
oğlum Muîneddin Muhammed Sultan Bahadır da askeri ile birlikte bana
katılacaktır. İsteğimiz Erzincan’a varmadan ve askerimiz şehirlerinize
girmeden önce Sivas, Malatya, Elbistan, Erzincan ve Kemâh’ın bize
bırakıldığını sağlam bir ahit-nâme ile bildirmenizdir. Sulha muhalif değilim ve
bağlıyım. Bu sulhun bir sûretini Mekke-i Mükerreme’de Bâbü’l-Harâm’da
kapalı muhafaza olunsun ki, kimin bu sulha uyup uymadığı ortaya çıksın. Bu
mektup Sungur, Ahmed ve Hacı Bayezid ile gönderildi.”
Do'stlaringiz bilan baham: |