Cİlt 1 – 1978 erciyes üNİversitesi yayini-163
herkesin incelemesine açık olduğu ve bu dosyaların tamamının mikrofiş olarak 1998 yılında Ermenistan’a verildiği
Download 3.2 Mb. Pdf ko'rish
|
herkesin incelemesine açık olduğu ve bu dosyaların tamamının mikrofiş olarak 1998 yılında Ermenistan’a verildiği,
Türkiye’nin de bir kopya aldığı vurgulanmıştır . Ayrıca, savaş sonrası Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın dosyaları batılı müttefiklerin eline geçtiğinde bu dosyaların büyük bölümünün bu devletler tarafından filme aldığı ve bu filmlerin Londra ve Washington’da da incelenebileceği belirtilmiştir. Basın Bildirisi’nin tam metni için bkz. http://www.ankara.diplo.de/Vertretung/ankara/tr/03/Pres- semitteilungen/ pressemitteilung__08__2005.html.
318 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 sürülmesidir 48 . Bu kapsamda vurgulanması gereken bir diğer husus ise Hofmann’ın 1993 yılında yayımlanan Die Armenier: Schicksal, Kultur, Geschichte adlı eserinde kullandığı haritadır. Bu eserde yer alan Völ- kermord an den Armeniern 1915–1921 başlıklı bir haritada, yukarıda belirttiğimiz haritadan farklı olarak, Ermenistan’ın doğu (Rusya) ve batı (Türkiye) olarak ikiye ayrılması ilginçtir. Zira Kılıç’ın da belirttiği üzere, bu haritada belirtilen bölgelerin günümüz Ermeni iddiaları ile örtüşmesi son derece düşündürücüdür 49 . Aslında Hofmann’ın belge yorumculuğu ve sahteciliğindeki başarısı daha önce yayımladığı eserler üzerinden de kesinleşmiştir. Daha net bir ifade ile belirtirsek Hofmann’ın, Soghomon Tehlirean ile birlikte 1980 yılında yeniden bastığı, Der Völkermord an den Armeniern vor Gericht - der Prozeß Talaat Pascha başlıklı kitabın kapağında, sözde 1916-1917 yıllarında öldürülen Ermenilerin kafataslarının üst üste yığılmak sure- tiyle piramit gibi görünen bir fotoğraf yayınlanmıştır. Ancak, bu kapak resminin o dönemde çekilmiş bir fotoğraf olmadığı, aksine 1842–1904 yılları arasında yaşamış olan Rus ressam Vassili Vereşçagin’in günümüzde de Moskova’da Tretjakow Resim ve Heykel Galerisi’nde sergilenen bir yağlıboya resmi olduğu, 1985 yılında Türkkaya Ataöv tarafından 50 ortaya
çıkarılmıştır. İlginç bir diğer husus ise bu konu hakkında Hofmann’ın eserlerinde hiçbir açıklama bulunmamaktadır. 1994 yılında yayımlanan Armenier und Armenien, Heimat und Exil baş- lıklı kitabında, Türklerin Auschwitz yalanı ifadesini kullanan Hofmann’a göre Hitler’in Yahudilere uyguladığı Holocaust’a, sözde Ermeni soykı- rımı örnek oluşturmuş ve bu sistemli soykırımda gaz odaları tarihte ilk defa kullanılmıştır 51 . İttihat ve Terakki’nin ırkçı uygulamalarına karşı ailelerini korumak için umutsuzluğun verdiği cesaretle isyan eden 2 48 Harita için bkz. Lepsius, Deutschland und Armenien 1914-1918…, içinde Hofmann, “Vorwort zur Neuausgabe”, s.15. Hofmann 2002 yılında yayımlanan Armenians
fakat bu devletin Sovyet denetimine girinceye kadar Mustafa Kemal’in ordusunun saldırılarına maruz kaldığını ve 198 bin Ermeninin de bu dönemde öldüğünü ileri sürmektedir. Hofmann, “Armenians in Turkey Today ...”, s.13-14. 49 Harita için bkz. Hofmann, Die Armenier: Schicksal, Kultur, Geschichte,
Das Andere Verlag , Nümberg 1993, s.39. Yorum için bkz. Kılıç, Ermeni Sorunu..., s.228. 50 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Ataöv, Eine Armenische Heuchelei, Barok Yayınları, Ankara 1986, s.10-28; Ataöv, Ermeni Belge Düzmeciliği, s.28-39. 51 Aktarım sırası ile Hofmann, Armenier und Armenien…, s.40, 22, 28. Bu iddiaların yanlış olduğunun ispatı için bkz. Ataöv, Ermeni Belge Düzmeciliği, s.113-130. 319 Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL milyonu aşkın Ermeni ve Rumun katili ise Hofmann’a göre Mustafa Kemal (Atatürk)’dir. Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon illeri ise tarihî Ermeni topraklarıdır 52 . 2004 yılında yayımlanan Staatsvater Mustafa Kemal: Ethnischer Säuberer başlıklı yazısında ise Hofmann, Mustafa Kemal Atatürk’ü etnik temizleyici olarak tanımlamıştır 53 .
dığımız eserlerinde yer alan tek yanlı tarihsel temelli iddialarında, 1999 yılından sonra bir amaç değişimi görülmektedir. Daha geniş bir ifade ile belirtirsek, AB Konseyi’nin 11 Aralık 1999 tarihli Helsinki Zirvesi Sonuç Bildirgesi ile Türkiye’yi üye adayı olarak benimsemesi neticesinde, Almanya tarafından Ermeni iddialarının kabul edilmesi için yeni bir propaganda süreci başlatılmış ve Hofmann da bu kampanyada büyük bir rol oynamıştır. 1999 Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin üye adayı olarak tanınması- nın ardından başlatılan propagandanın mimarlarından olan Hofmann, 2000 yılının Nisan ayında Bundestag’a sunulan Soykırım’ı Mahkûm Etme Zamanıdır isimli imza kampanyasını 54 yönetmiştir 55 . Bu mektup 52 Aktarım sırası ile Hofmann, Armenier und Armenien, Heimat und Exil,
Verlag, Hamburg 1994, s.22, 30, 28. Hofmann, Armenier und Armenien… başlıklı kitabının ilerleyen sayfalarında ise ağırlıklı olarak Dağlık Karabağ sorununun tarihsel gelişimine ayırmıştır. Hofmann, Armenier und Armenien…, s.132 vd. Hofmann eserinin bu bölümünde Bayhan’ında vurguladığı gibi, Arzah olarak adlandırdığı Dağlık Karabağ dışındaki Nahcivan gibi Azerbaycan topraklarının da Ermenilere ait olduğunu, belgelerle ispatlamaya çalışmıştır. Bkz. Bayhan, “Ermeni Sorunu...”, s.186–188. 53 Hofmann, “Staatsvater Mustafa Kemal: Ethnischer Säuberer”, 226_4/2004, http://www.aga-online.org/downloads/de/document/StaatsvaterMustafaKemal. pdf, s.32-33. 54 Sözde Ermeni soykırımı iddiasını Bundestag tarafından kabul edilmesi için başlatılan bu kampanyada 10 bin imzalı dilekçe toplanmıştır. İmza kampanyası metninin Türkçe çevirisi için bkz. Bayhan, “Ermeni Sorunu ve Bugünkü …”, s.251- 253. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Burak Gümüş, “Alman Federal Meclis’inin Sözde Ermeni Soykırımı’nı Tanımasının Nedenleri ve Siyasal Protestanlığın Rolü Üzerine”, Ermeni Araştırmaları, Sayı 20–21, Kış 2005-İlkbahar 2006, http://www. eraren.org/index.php?Lisan= tr&Page=DergiIcerik&IcerikNo=398; Kılıç, Ermeni Sorunu ve Almanya -Türk-Alman Arşiv Belgeleriyle, Kaynak Yayınları, İstanbul 2003, s.231-235. 55 Hofmann 2001 yılında yayımlanan bir röportajında koordinatörü olduğu grubun ve dolayısıyla kendisinin amacını şu şekilde tanımlamaktadır: Ermeni soykırımının tanınması için oluşturulan çalışma grubunun koordinatörüyüm. Bu çalışma grubu 4 örgütten oluşuyor. Grup geçen yıl Alman Parlamentosu’ndan Ermeni soykırımına 320 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 ve devamında yapılan girişimler Bundestag tarafından Almanya’nın ulusal çıkarları gözetilerek reddedilmiştir 56 . Ancak, gerek sistematik bir biçimde yürütülen bu propagandaya Türkiye’nin etkin bir diplo- matik tepki vermemesi gerekse de 17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel’de yapılan AB Konseyi Zirvesi’nde, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılmasına karar verilmesinin etkisiyle, Ermeni Sorunu konusundaki Almanya’nın ulusal çıkar algılaması bir kez daha değişmiştir. Bu iki temel nedene dayalı, Almanya’nın çıkar algılamasındaki değişim neticesinde ise 16 Haziran 2005 tarihinde Bundestag tarafından 15/5689 numaralı Erinnerung und Gedenken an die Vertreibungen und Massaker an den Armeniern 1915 – Deutschland muss zur Versöhnung zwischen Türken und Armeniern beitragen başlıklı karar
57 kabul edilmiştir 58 .
özellikle 2002 yılında yayımlanan Armenians in Turkey Today başlıklı
eseri ile etkin bir rol oynamaya devam etmiştir. Bu eserinde Hofmann konuyu tarihsel iddiaların dışına taşıyarak, günümüzde Türkiye’de 70 binden fazla Ermeninin yaşamakta olduğunu, bu kişilerin çoğunluğunun ilişkin tavır almasını istedi. İkinci talebimiz ise Türkiye Parlamentosu’nun da Ermeni soykırımını kabul etmesidir. Hofmann, “Türkiye Geçmişiyle Hesaplaşmalıdır”, Özgür Politika, 22-Nisan 2001, http://www.network54.com/Forum/121213/message/ 989701029/’T%FCrkiye+ge%E7mi%FEiyle+hesapla%FEmal%FDd%FDr. 56 Genel ve soyut olarak belirttiğimiz bu süreç içindeki girişimler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz., Tarihten Güncelliğe Ermeni Sorunu –Tahliller-Belgeler-Kararlar, 2001: 241-250; Gümüş, “Alman Federal Meclis’inin Sözde Ermeni Soykırımı’nı Tanımasının Nedenleri ve Siyasal Protestanlığın Rolü Üzerine”; Şimşir, Ermeni Meselesi, s.250,440,450-452; Şükrü M. Elekdağ, “Almanya Kendi Vicdanını Temiz- lemek İçin Türk Milletinin Tarihini Karalıyor! (1)”, Zaman Gazetesi, 25.06.2005 Cumartesi, http://www.zaman.com.tr/haber.do? haberno=186251; 2005a; Elekdağ, “Almanya Türk Milletinin Tarihini Karalıyor! (2)”, Zaman Gazetesi, 26.06.2005-Pazar, http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=186615. 57 http://dip.bundestag.de/btd/15/056/1505689.pdf. İşbu kararın Türkçe adı şöy- ledir: 1915 Ermeni Sürgün ve Katlinin Hatırlanması ve Anılması: Almanya, Türkler ve Ermenilerin Barışmasına Katkıda Bulunmalıdır. 58 Gümüş, Alman Federal Meclis’inin kararını etkilemiş olan faktörleri şu şekilde sıralamaktadır: a) Yahudi Soykırımı nedeniyle imajı kötü olan Almanların yükü-
Gümüş, “Alman Federal Meclis’inin Sözde Ermeni Soykırımı’nı Tanımasının Nedenleri ve Siyasal Protestanlığın Rolü Üzerine”, s.111-116, 367-371.
321 Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL İstanbul’da ikamet ettiğini belirttikten sonra, Türkiye’nin doğusu ana- yurtları olsa da 1915 etnik temizliğinden beri bu bölgelerdeki Ermeni nüfusunun boşaltılmış olduğunu ileri sürmüştür 59 . Hofmann ayrıca, Türkiye’de yaşayan Ermenilerin, asimile edilmesi sürecinin hükümet politikası olarak sunulmakta olduğunu iddia etmektedir. Hofmann’a göre günümüz Türkiyesi’nde Ermenilerin ve diğer gayrimüslimlerin dinî, sosyal ve eğitsel faaliyetleri kesinlikle baskı altındadır. Dernek kurmak, kendi okullarını açmak ve dinî vakıf kurmak kesinlikle yasak- lanmıştır. Okullarında anadillerini öğrenmeleri kısıtlanmakta ve okullara saldırılarda bulunularak, eğitim faaliyetleri engellenmeye çalışılmakta- dır. Ermeniler ve diğer gayrimüslimler kamu hizmetine alınmamakta, alınanlar ise çeşitli tahriklere maruz kalmaktadır. İfade özgürlükleri yoktur. Politikacıların ve medyanın suçlamalarına maruz kalmakta ve tüm sorunların mimarı olarak gösterilme kampanyalarının hedefi haline gelmektedirler. Ermenilerin tarihî değerleri sistematik olarak yok edil- mekte ve hiç var olmamışlar gibi gösterilmeye çalışılmaktadır 60 . Hofmann, yukarıda belirttiğimiz bu mesnetsiz saptamalarından sonra, Türkiye’deki Ermenilerin durumlarının iyileştirilmesine yönelik şu önerileri yapmaktadır 61 :
Otoriteler, Ermenileri saldırı ve tehditlere karşı korumalı ve sorumluların cezalandırılmasını sağlamalıdırlar.
Gayrimüslimlere yapılan haksızlıklar düzeltilmeli, kontrol meka- nizmasında yer almaları sağlanmalıdır.
hakları ellerinden alınan vakıflara mülkleri geri verilmelidir. 59 Hofmann’ın paralel mahiyetteki iddialar için bkz. Hofmann, “Emarginierte Reste”, s.30. 60 Hofmann, Armenians in Turkey Today -A Critical Assessment Of The Situation Of The Armenian Minority In The Turkish Republic-, The EU Office of Armenian Associations of Europe, Bruxelles, s.6. 61 Hofmann, Armenians in Turkey Today -A Critical Assessment Of The Situation Of The Armenian Minority In The Turkish Republic-, The EU Office of Armenian Associations of Europe, Bruxelles, s.7. Hofmann, 46 sayfalık bu eserinin devamında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu güne kadar olan dönemdeki Varlık Vergisi Kanunu, Vakıfların malları, Türk medyasındaki anti Ermeni raporları, Ermeni kültür hazinesinin yok edilmesi başlıkları altında çalışmamızın ilerleyen kısımlarında belirteceğimiz iddialara yer vermektedir.
322 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1
desteklenmelidir. Türklerin soykırımı kabul etmeleri için medyaya bu konuda getirilen baskıcı ve inkârcı tutum değişmelidir.
değiştirilmesi için çaba gösterilmelidir.
Türk politikacılar azınlıkları korumada sorumluluk almalı ve azınlıklara yönelik saldırıları durdurmaya yönelik faaliyetlerde bulun- malı.
Ermenilerin ve diğer gayrimüslimlerin kendilerini tehdit altında hissetmeyeceği koşullar sağlanmalıdır. Türk hükümeti tarafından gay- rimüslimlere kamu kuruluşlarında sınırsız görev alma hakkı vermelidir. Gayrimüslim azınlıklar da bu görevlerde korkusuzca görev alabilmeli- dir.
Türklerin soykırımın olmadığı yönündeki söylemleri ve yazıları acilen sona erdirilmelidir.
metince durdurulmalıdır. Soykırım ifadesi kullanılmadan, Türkiye’yi Ermenilere soykırım yapmakla suçlayan Bundestag Kararı’nın 16 Haziran 2005 tarihinde alınmasının ardından ise Hofmann çalışmalarında, Türkiye’nin AB üyelik süreci kapsamında Ermeni soykırım iddialarının kabulü ve Türkiye’de yaşayan azınlıkların durumları konularına ağırlık vermiştir. Bu kap- samda 10 Kasım 2006 tarihinde yayımlanan bir röportajında Hofmann, Arbeitsgruppe Anerkennung – gegen Genozid, für Völkerverständigung E.V. (AGA) olarak yeni amaçlarının ilk olarak okul kitaplarında ve ders programlarında gerçeklerin yazılmasını, ikinci aşamada ise Alman Ceza Kanunu’nun genişletilmesi ile soykırımı inkâr edenlerin cezalandırıl- masını sağlamak olduğunu açıklamıştır 62 . Hofmann ayrıca, Büyük Proje – Türk Milliyetçileri (kamuoyunda Talat Paşa Grubu olarak bilinen)’nin faaliyetlerine karşı iyi organize edilmiş bir karşı gösteri düzenlenmesini, bilgilendirme toplantılarının yapılmasını, basın-yayım çalışmalarının 62 Hofmann röportajın devamında, Bundestag’ın Ermeni soykırımını implizit -kapalı- kabul ettiğini, amaçlarının ise Alman kanunlarının bu suçu explizit -açık- bir biçimde kabul etmesini sağlamak olduğunu vurgulamıştır. Joseph, “Interview mit Dr. Tessa Hofmann”. Benzer değerlendirmeleri için bkz., Hofmann, “Der Völkermord an den Armeniern 1915-1916”. 323 Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL gerçekleştirilmesini ve gerektiği takdirde (yenilenmesi durumunda) dava açılmasını planladıklarını belirtmiştir 63 . 5 Nisan 2006 tarihinde Prag’ta yapılan konferanstaki konuşmasında ise Hofmann, Türkiye’de, Ermeni katliamları konusunda konuşmama tabusunun kansere benzediğini ve daha fazla tabulara yol açarak, sivil toplumun gelişmesini engellediğini savunmuştur. Hofmann ayrıca, Türkiye’nin AB’ne tam üyeliği hakkında sorulan bir soruya verdiği cevapta, Türkiye’nin ilk olarak geçmişinde kara bir leke gibi duran araştırma, fikirlerini beyan etme özgürlükleri konularında (301. madde kast edilmektedir 64 ) Avrupalı devletleri ikna etmesi gerektiğini belirtmiştir 65 . 2007 yılında yayımlanan Märtyrer 2007 adlı kitapta yer alan, Wer in der Türkei Christ ist, zahlt einen Preis dafür …-Türkiye’de Hıristiyan olan, bedelini öder … başlıklı makalesinde ise Hofmann, öncelikle, Türkiye
Cumhuriyeti’nin ülkesinin, yaklaşık 2000 yıldır Hıristiyanlığın etkilediği bir geçmişe sahip olduğunu iddia etmektedir. Türkiye’yi bir eski Hıris- 63 Joseph, “Interview mit Dr. Tessa Hofmann”. Hofmann ayrıca Berlin’in merkezinde bir soykırım anıtının dikilmesini sağlamanın da amaçları arasında olduğunu açık- lamıştır. Hofmann, “Der Völkermord an den Armeniern 1915–1916”, http://www. armenier-berlin.org/armenier/der-volkermord-an-den-armeniern/. (2007). 64 Hrant Dink’in katlinin ardından Arbeitsgruppe Anerkennung – Gegen Genozid, für
fından bir çağrı yayımlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben yazılan bu çağrıda: 301. maddenin kaldırılması ve Müslüman
metin için bkz. http://www.aga-online.org/downloads/de/news/attachments/ AGA_Brief_an_PM_ Erdogan_Februar_2007_tr.pdf. 301 ve 305 maddeler ile Hrant Dink cinayeti için benzer yorumları için bkz. Hofmann, “Der Völkermord an den Armeniern 1915–1916”, http://www.armenier-berlin.org/armenier/der- volkermord-an-den-armeniern/ . (2007).
65 Robert Parsons, “Armenia/Turkey: 1915 Massacre Under Spotlight At Czech Conference”, http://www.rferl.org/featuresarticle/2006/04/D3C61E89-D92C- 4D0C-831A-299D176FE37A. html (2006). Benzer değerlendirmeler için bkz. Z. Joseph, “Interview mit Dr. Tessa Hofmann”, 10.11.2006, http://www.suryoyena. org/magazin php?art=99; Hofmann, “Emarginierte Reste”, 226_4/2004, http:// www.aga-online.org/downloads /de/document/EmarginierteReste.pdf., s.31. 324 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 tiyan kültürü bölgesi olarak görmemiz gerektiğinin gerekçesi olarak da Hofmann, Türk milliyetçileri tarafından radikal bir şekilde yaklaşık bir yüzyıldır Hıristiyanları Anadolu’dan ve kuzey Mezopotamya’dan kökün- den söküp atma ve geri kalan anıları yok etme çabası içinde olduklarını göstermektedir 66 . Bu ilginç iddiasının ardından Hofmann, Türkiye’de yaşayan Ermeni ve Rum Hıristiyanların sayılarını şu şekilde saptamaktadır. Türk tahmin- lerine göre 40.000 ile 100.000, Ermeni tahminlerine göre ise 50.000 ile 82.000 Ermenistan vatandaşının Türkiye’de yaşadığını belirtmektedir. Hofmann’ın tahminlere göre ayrıca Türk vatandaşlığını taşıyan yaklaşık 60.000 Ermeni İstanbul’da ve yaklaşık 10.000 Ermeni de, Türkiye’nin geri kalan bölgelerinde (Kayseri, Antakya, İskenderun, Kırıkhan/Hatay ve Türkiye’de bulunan son Ermeni köyü olan Vakıf Köyü’nde yaşamakta- dır 67
bu istatistiksel veriler resmî bir kurumun açıklaması değildir. Çünkü bu verilerin bir kısmı için referans olarak gösterilen kaynak, Bilgi Üniversi- tesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Ariana Ferentinou’nun, 3 Temmuz 2006 tarihinde Turkish Daily News’te yayımlanan yazısıdır. Yazısının devamında Hofmann, Ermenistan’dan gelen göçmen sayısının 12.451 ve 82.249 arasında tahmin edildiğini ve bu insanların Türkiye’de büyük bir tehlike altında, olası bir siyasî misilleme kurbanı olarak yaşadıklarını savunmaktadır. Zira Hofmann’a göre, Ekim 2006 tarihinde dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül, Fransa’da Ermeni soykırım kararının yürürlüğe girmesine bağlı olarak, Türkiye’de bulunan 80.000 Ermeni göçmen işçiyi (yasadışı yollardan Türkiye’de çalışanlar kastedilmektedir) kendi ülkelerine sürmekle tehdit etmiştir 68 .
mensup azınlıkların da tehlikede olduğu ise bu kapsamda Hofmann 66 Hofmann, Wer in der Türkei Christ ist, zahlt einen Preis dafür …, Märtyrer 2007 -Das Jahrbuch zur Christenverfolgung Heute, Hrsg. Max Klingberg, Thomas Schirrmacher, Ron Kubsch, Verlag für Kultur und Wissenschaft, İdea-Dokumentation, Hamburg 2007, s.156. Benzer değerlendirmeleri için bkz., Hofmann, “Reformen durchset- zen – Ergebnisse Prüfen: Drei Fragen an Tessa Hofmann”, Bundeszentrale für poli-
durchsetzen_%96_Ergebnisse_pr% FCfen.html.http://www.aga-online.org/ downloads/de/document/Reformen_durchsetzen_Ergebnisse_pruefen.pdf. 67 Hofmann, Wer in der Türkei Christ ist, zahlt einen Preis dafür …, s.157. 68 Hofmann, Wer in der Türkei Christ ist, zahlt einen Preis dafür …, s.158
325 Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL tarafından dile getirilen bir başka iddiadır 69 . Makalede dikkat çeken bir diğer saptaması ise artık klasikleşen bir Hofmann iddiasıdır. Soykırım sırasında (1915–1916) çok sayıda Ermeni, yaşlı veya çocuk sürgüne tabii tutulmuş ve bu süreçte pek çok Ermeni çocuğu Müslüman aileler tarafın- dan alıkonularak, Müslüman yapılmıştır. Hofmann’a göre günümüzde, yüzyıllarca takip edilmek korkusundan kendi asil Hıristiyan-Ermeni soyunu açıklamaktan korkmuş olan bu kişilerin torunları, atalarının alçaltıcı ve travmalı yaşam hikâyelerini, anı kitaplarında veya romanlarda anlatmaya başlamışlardır 70 .
Download 3.2 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling