Maden tetkik ve arama genel müDÜRLÜĞÜ mta doğal kaynaklar ve ekonomi BÜlteni yil: 2012 sayi: 13 ocak haziran


Çizelge 3- 2009-2011 yılları Dünya NTE üretimi ve rezervi (Veri kaynağı: U.S. Geological Survey


Download 0.99 Mb.
Pdf ko'rish
bet2/12
Sana02.12.2017
Hajmi0.99 Mb.
#21302
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

Çizelge 3- 2009-2011 yılları Dünya NTE üretimi ve rezervi (Veri kaynağı: U.S. Geological Survey

Mineral Commodity Summaries, Ocak 2011-2012). 

 

Üretim Yılları

Rezerv

2009

2010

2011

ABD

-

-



-

         13.000.000    



Avustralya

-

-



-

           1.600.000    



Brezilya

              550    

              550    

              550                     48.000    



Çin

       129.000    

       130.000    

       130.000              55.000.000    



Bağımsız 

Devletler

Topluluğu

 md 


 md 

 md 


         19.000.000    

Hindistan

           2.700    

           2.800    

           3.000                3.100.000    



Malezya

              350    

              350    

                30                     30.000    



Diğer Ülkeler

 md 


 md 

 md 


         22.000.000    

Dünya toplamı

     132.600    

     133.700    

     133.580    

    113.778.000    

Md: mevcut değil



DÜNYA’DAKİ NTE POTANSİYELİ

1965 yılına kadar monazitli plaserler-

den elde edilen NTE ihtiyacı, daha sonra 

1985 yılına kadar ağırlıklı olarak ABD’deki 

Mountain Pass bölgesinden sağlanmıştır. 

1985 yılından sonra, bu bölgelerde üretim 

gittikçe azalmış ve NTE üretiminde Çin öne 

çıkmıştır (Şekil 4). Günümüzde, Çin, ge-

rek NTE rezervi gerekse üretimi açısından 

dünyada 1. sırada yer almaktadır (Çizelge 

3). Dünya NTE üretiminin %95’ten fazla-

sını Çin yapmaktadır. Çin sadece nadir 

toprak elementlerini üretmekle kalmayıp, 

nihai ürünü de sağlamaktadır. Dünya NTE 

rezervinin % 45’den fazlası  da Çin’de bu-

lunmaktadır (Şekil 5). Çin’in NTE ihracatı 

üzerinde uyguladığı kota ve gümrük ver-

gileri, NTE fiyatlarını yükseltmiştir. Dünya 

genelinde özellikle az sayıda ülkede (Çin, 

Rusya, Amerika, Avustralya, Kanada, Hin-

distan vb.) bulunan ve fiyatı sürekli artış 

gösteren NTE üretimi, yakın gelecekte ta-

lebi karşılamayacak durumdadır.


BİLGİ DAĞARCIĞI

7

Şekil 5- 2011 yılı Dünya NTE üretimi ve rezerv dağılımı (U.S. Geological Survey, Mineral Commodity 

Summaries, Ocak 2011-2012). 

Şekil 4- Dünya NTE üretimi (USGS, open-file report 2011-1042,   http://pubs.usgs.gov/of/2011/1042/)



BİLGİ DAĞARCIĞI

8

solide olmayan piroklastik döküntü çökelle-

rinde  NTE ve beraberinde yan ürün olarak 

zirkon ve manyetit tespit edilmiştir. Rapor-

da Çanaklı-1 yatağı olarak geçen ve proje 

çalışmalarının en çok odaklandığı saha, 

Isparta ilinin 22 km GD’sunda yer almak-

tadır. 398 ppm Zr, % 0.75 manyetit, % 0.48 

Ti ve 725 ppm toplam NTE (15 element) 

içeren Çanaklı -1 yatağının mümkün/çıkar-

sanmış kaynağı (inferred resource) 49 Mil-

yon ton olarak tahmin edilmektedir (AMR 

Technical Report, 2011). Esas NTE içeren 

mineraller allanit, çevkinit ve sfendir (tita-

nit). NTE’lerinin yanı sıra, yan ürün olarak 

manyetit mineralleri ve beraberinde zirkon, 

titanyum, skandiniyum, niobyum ve toryum 

da içermektedir. Nadir toprak mineralleri 

konsolide olmamış piroklastik malzeme-

lerde yoğunlaşmıştır. Cevherli malzemeler 

volkanik erüpsiyonların  bozunmuş kül-

döküntü çökellerinden kaynaklanmaktadır. 

Sivrihisar-Kızılcaören ve Isparta-Ça-

naklı-1 yataklarının potasik ve kuvvetli al-

kali bir volkanizma (trakitik ve fonolitik) ile 

ilişkili olması, ülkemizde de alkali magma-

tizma içeren bölgelerin NTE potansiyeli açı-

sından araştırılmasını gerekli kılmaktadır. 

Bu veriler temel alındığında, Türkiye’nin 

NTE potansiyelini belirlemek ve dolayısıy-

la gelecekte ihtiyacı olacak NTE cevherini 

kendi kaynaklarından elde etmesi amacıyla 

Türkiye’de alkali magmatizmanın (volkanik-

plütonik) yoğun olarak gözlendiği bölgele-

rin NTE cevherleşmesi açısından detaylı 

olarak incelenmesi gerekmektedir. 



DEĞİNİLEN BELGELER

Gültekin, A. H. ve Örgün, Y., 2000. Kızılcaören 

(Sivrihisar-Eskişehir) yöresi Tersiyer Alkali 

Volkanitlerle ilişkili nadir torak elementli fluorit-

barit yatakları. Anadolu Üniversitesi Bilim ve 

Teknoloji Dergisi. Cilt:1, Sayı: 1,  85-94.

______, ______ ve Suner, F., 2002. Geology, 

mineralogy and fluid inclusion data of the 

Kızılcaören fluorite-barite-REE deposit, 

Eskişehir, Turkey. Journal of Asian Earth 

Sciences,21, 365-376.

Taylor S., R. ve Mc Lennan, S. M., 1985. The con-

tinental crust: its composition and evolution. 

An examination of the geochemical record 

preserved in sedimentary rocks. Blackwell 

Scientific Publications, 46 pp.

Technical Report 2011. AMR Technical Report on the 

Aksu Diamas Rare Earth Element Project, 

Isparta district, Turkey, NI 43-101.

USGS Foct Sheet 087-02.

USGS Mineral Commodity Summaries, Ocak,  2011.

USGS Mineral Commodity Summaries, Ocak,  2012

USGS open file report 2011-1042 by Pui-Kwan-Tse, 

2011.China’s Rare-Earth Industry. http://pubs.

usgs.gov/of/2011/1042;USGS rapor no: of 

2011-1042.

USGS, Scientific investigations Report, 2010. 5220 

by Keith R. Long, Bradley S. Van Gosen, 

Nora K. Foley, and Daniel Cordier, 2010. The 

Principal Rare Earth Elements Deposits of 

the United States—A Summary of Domestic 

Deposits and a Global Perspective. http://

pubs.usgs.gov/sir/2010/5220;USGS rapor 

no:SIR10-5220.

Woolley A.R., ve Kjarsgaard, B.A., 2008, Paragenetic 

types of carbonatite as indicated by the 

diversity and relative abundances of 

associated silicate rocks—evidence from 

global database: The Canadian Mineralogist, 

v. 46, p. 741–752.

Z ararsız, S. ve Tanrıkut, A., 2003.Türkiye'nin nadir 

toprak elementleri ye toryum kompleks 

cevheri üzerine yapılan çalışmalar ve ileriye 

yönelik önlemler. TAEK Rapor. 



BİLGİ DAĞARCIĞI

9

PROJE SÜRECİ VE PROJE BİLİNCİ

Ertan TOKER*

 

Yer bilimleri alanında yapılan çalış-



malar birden çok disiplin ve alt disiplinlerin 

birlikte çalışmalarını zorunlu kılmaktadır. 

Ortak projeler yürütmek kurum imkan ve 

personel kaynaklarının plan ve programlar 

dahilinde koordinasyon içerisinde sevk ve 

idaresini gerektirmektedir. Proje grupları 

oluşturmak ve bu oluşturulan grupları bir-

likte çalışmaya yöneltmekte çoğu zaman 

kendi başına projelendirilebilir.  

Proje işleyişi ve kurumsal bilinç proje-

de çalışan gruplar tarafından iyi algılanmalı 

ve özümsenmelidir. Proje kültürü ve ortak 

akıl bilinci, projede kullanılan personelin 

kendini geliştirme sürecine bırakılamayacak 

kadar hayati önem taşımaktadır. Bir teknik 

personelin bulunduğu yeri ve bu yerin ku-

rum içindeki işlevini anlaması ve yapılan 

işin layıkı ile yerine getirilmesi gereken bir 

görev olduğu bilincinin, çalıştığı kurumunu 

temsil etme yeteneğine dönüşmesi teknik 

yeterliliği asgari düzeyde bir teknik personel 

için yaklaşık beş yıl sürmektedir. Birçok di-

siplini tanıyarak birlikte ve bir arada çarkın 

dişlilerinden biri olabilme süreci meslek içi 

eğitimlerle hızlandırma çabalarına rağmen 

kurumu tanıma sürecini de hesaba katar-

sak bir hayli vakit almaktadır.  İlk beş  yılda 

sorumluluk alma ve rapor yazma düzeyine 

gelen teknik eleman ikinci beş yılda yaratıcı 

ve sorun çözebilir duruma ve eğer mesleki 

çabası yerindeyse üçüncü beş  yılda takım 

lideri pozisyonuna ulaşabilmektedir. 

Bu süreyi yönetme becerisi birçok 

kazanıma dönüşmektedir. Teknik elemanın 

yürüyen bir proje içerisinde teknik olarak 

var olabilme becerisi bu kazanımlardan bi-

risidir. Yaşanan bu proje sürecinin sonun-

da İşin performansa dönüşmesi de önemli 

bir kazanımdır. “Personel kendini belli bir 

zaman dilimi içerisinde belli bir işi gerçek-

leştirmenin ötesinde projenin bir parçası 

olarak güdüleyemez ise asgari performans 

biçiminde sonuçlanan bir proje süreci ya-

şayacaktır.”



PROJE OLUŞTURMA

Proje bilinci oluşturulmadığında, tec-

rübeli elemanların yeni başlayanlara yol ve 

yordam öğretmelerinin yeterli olmayacağı, 

sonuçlanan başarının kişilere bağlı kala-

cağı dönemsel bir çalışma olmaktan öteye 

gitmeyen bir uğraşıdır. Bu dönemi yaşayan 

personelin en belirgin özelliği proje kriterle-

rini yeterince anlamamış olmasıdır.

Birlikte iş yaptığınız, bir projeyi pay-

laştığınız farklı bir meslek grubunun ne 

yaptığı ile ilgili olma zorunluluğu vardır. Bu 

ilgi  şahsi bir ilgiden öte bir çaba gerektir-

mektedir. Hızla gelişen teknolojiyi takip 

etmek kadar farklı disiplinlerin bir arada 

yaptığı işleri de takip etmek teknik bir proje-

de çalışanlar için olmazsa olmazlardandır. 

Kriterlerin güncel gelişimini takip edebilmek 

için bütününü görebilmek gerekmektedir.

PROJE AKIŞI

Amaç

Yapılan her işte olduğu gibi ekonomik 

kazanımlar, insanların hayatlarına bir kat-

kıda bulunma, bir değer üretme ve istihda-

ma yönelik kaygılar bizi proje oluşturmaya 

*

  



Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Jeofizik Etütleri Dairesi - ANKARA

BİLGİ DAĞARCIĞI

10

yöneltir. Çoğunlukla sonucu ülke refahını 

etkileyecek tarzda bir amaç edinilmelidir. 

Bu kaygının içerisinde; gelecekte oluşması 

beklenen durumlar da bulunmalıdır. Daha 

önce yapılan çalışmalar ciddiyetle gözden 

geçirilmeli benzer hatalardan kaçınılmalıdır.

(Örnek proje :Sondajlar arası korelas-

yonun sağlanması)  

Kriterler  

Yapılması planlanan projenin içerisin-

de yer alan parametreleri araştıran ve kont-

rol edebilen proje grubu bu projenin olmaz-

sa olmaz diye nitelendirilebilen kriterlerini 

oluşturur. Jeoloji (Ana bilim dalı), Jeofizik, 

Jeokimya, Maden, Hidrojeoloji gibi disiplin-

ler ve bu disiplinlerin alt disiplinleri  sayıla-

bilir. Uygulanması planlanan bir projede bu 

disiplinlere ait çalışma alanları ve başlıkları 

seçenekleri oluşturmaktadır.

(Örnek Kriterler: Jeoloji, Jeofizik)



Seçenekler

Disiplinlerin yürüteceği faaliyetlerdeki 

çözüm, etkinlikleridir. Etkinliklerin etkili olma-

ları en temel şarttır. Bir saha için farklı türde 

veri toplama seçeneğine sahipseniz, bu se-

çeneği etkili olmasından dolayı tercih eder-

siniz. Diğer seçeneklerde mutlaka faydalı 

bilgiler üretecektir. Ancak Maliyet, zaman ve 

alan kullanımı projeyi efektif seçeneklere yö-

neltecektir. Tabii olarak farklı kriterlerin fark-

lı seçenekleri ve bunların kombinasyonları 

üzerinde düşünmek zorunluluğu vardır. 

(Örnek seçenekler: Sismik, Elektrik 

yöntemler)



Hedef belirleme

Kriterleri ve sahip olunan seçenekle-

ri belirli bir fayda sağlamak üzere bir alana 

yöneltme ihtiyacı vardır. Seçeneklere ait fay-

dalı veriler değerlendirilirken farklı hedefle-

ri gözetmek toplanan verinin işlevselliğine 

bağlıdır. Belirli bir büyüklüğü olan çalışma 

alanının veri değerlendirilme çeşitliliği ve ka-

pasitesi bazen rejyonel alanların taranması-

nı bazen de lokal alanların detaylı analizini 

ön plana çıkarabilir. Yapı parametrelerinin 

tespit edilmesi (hedef derinlik, hedef kalınlık 

üst ve alt yüzey geometrileri ) çoğu zaman 

bizim hedeflerimizdir.

(Örnek: Sondajlarla kesilmiş kömür 

horizonunun kalınlığının maksimum olduğu 

yerlerin araştırılması)                    

Yöntem duyarlılık hiyerarşisi

Bazı disiplinlerde sahip olunan se-

çenekler öncelikler olarak sınıflandırılabilir. 

Duyarlılık ilkesine göre Birincil yöntem ikincil 

yöntem gibi öncelikli değerlendirme konuları 

ayrılabilir. Birincil ve ikincil yöntemler kendi 

içerisinde sıralanarak ana unsur üzerinde 

yer alırlar. Bu adımdan sonra veri toplama 

kararı alınır ya da mevcut veriler kullanılır. 

Problemin çözümüne katkıda bulunacak ay-

rımlılığı yanal ve düşey ayrımlılık olarak he-

sap ederek kullanılması öngörülen paramet-

relerin dizayn edilmesi gerekmektedir.

(Örnek: Sismik 2 boyutlu veri elektrik 

bir boyutlu veri düşey penetrasyon ve yanal 

ayrımlılık)



Dış destek

Mevcut imkanlar içerisinde bulun-

mayan seçenekler, duyarlılık ilkesi gereği 

önemsenecek değere sahip görülüyorsa 

dışarıdan temin edilerek bu eksikliği gider-

mekte bir çözüm unsurudur ve çoğu zaman 

projelerde uygulanır. Üniversiteler ve benzer 

kurumların yurt içinde desteği sağlanabildiği 

gibi yurt dışından da karşılıklı protokollerle iş 

birliği şeklinde destek sağlanabilir.  



BİLGİ DAĞARCIĞI

11

Ağırlıklı kriterleri eşleştirme ve 

karşılaştırma

Elde edilen veriler kriterlere uyuyor ve 

gerekli kalite sağlanıyorsa veri toplama stra-

tejisi başarılı demektir. Yapılan eşleştirmeler 

ve veri sağlığı testleri ile toplanan verilerin 

vasıflarının değiştirilmesi veya dönüştürül-

mesi de düşünülebilir. Aslında elde edilen 

verinin bizim aradığımız çözüm için ne kadar 

gerekli olduğunun da bir göstergesi aranmış 

olur.


Ağırlıklı kriterleri eşleştirme ve elde 

edilen verinin anlamlı hale getirilmesinden 

sonra yapılması gereken iş; tercihlerin ve 

kriterlerin kombinasyonunun araştırılmasıdır. 

(Örnek: Jeoloji kesit ve formasyon bil-

gilerinin ölçülen jeofiziksel verilerle karşılaş-

tırılarak uyumun aranması)

BULGULAR_TESPİTLER_VE_SONUÇLAR'>BULGULAR TESPİTLER VE SONUÇLAR

Yukarıda sıralamaya çalıştığım adım-

ların son aşamasıdır. Bulgular ışığında 

yorumlara gidilir ve yorumlardan tespitler 

çıkarılır. Tespitler proje için sonuçlanacak ey-

lemlere dönüştürülür örneğin yer bilimlerinde 

sondaj kararı. Yapılan çalışmalar birleştirile-

rek proje süreci rapor formatında yazılı hale 

getirilir. 

Son olarak bu aşamaları ve birbiri ile 

ilişkilerini de göz önünde bulundurarak aşa-

ğıda ki biçim de uygulama kararı alınmış bir 

projenin adımları olacak şekilde bir proje 

akış diyagramına dönüştürmenin faydalı ola-

cağı inancındayım. (Şekil 1)

 (Örnek: Hazırlanan rapor ve 135 sayı-

lı MTA dergisinde makalenin yayımlanması)

KR TERLER

SEÇENEKLER

HEDEF

BEL RLEME

YÖNTEM DUYARLILIK

H YERAR S

A IRLIKLI KR TERLER

E LE T RME VE

KAR ILA TIRMA

TERC HLER

VE KR TERLER

KOMB NASYONU

BULGULAR

TESP TLER

SONUÇLAR

LOKAL ZASYON

DI

DESTEK

AMAÇ


TEMEL PROJE AKIŞ 

DİYAGRAMI

Şekil 1- Temel proje akış diyagramı.



BİLGİ DAĞARCIĞI

12

GÜNCELLENEN TÜRKİYE DİRİ FAY 

HARİTASI

Selim ÖZALP*

Ülkemizde deprem kaynaklı afet za-

rarlarının azaltması kapsamında MTA Ge-

nel Müdürlüğü tarafından 1992 yılında ya-

yımlanmış olan Türkiye Diri Fay Haritası’nın 

güncellenmesi ve deprem tehlike değerlen-

dirmeleri açısından fay parametrelerinin ta-

nımlanması ve sürekli yenilenebilir “Türkiye 

Diri Fay Veri Tabanı” oluşturulması çalış-

malarına 2004 yılında başlanmıştır. 

MTA Genel Müdürlüğü ülkenin je-

olojik haritaları ve yer bilim sorunlarına 

çözüm üretmekle görevlendirilmiş bir dev-

let kurumudur. Deprem, jeolojik kökenli 

süreçlerden kaynaklanan bir doğal afettir 

ve depremlerin kaynağı diri faylardır. Bu 

nedenle, Genel Müdürlüğümüz kuruluşun-

dan itibaren depremle ilgili yer bilim verisi 

üretmektedir. Bu kapsamdaki çalışmalar 

1970’li yıllara kadar daha çok yıkıcı dep-

remler sonrasında sahada yapılan gözlem 

ve değerlendirmeler  şeklinde gerçekleş-

miştir. 1970’li yılların başından itibaren ise 

Jeoloji Etütleri Dairesi’nce konuyla ilgili 

özel projeler uygulanmış ve bu projeler so-

nucunda 1987 yılında “Türkiye Diri Fayları 

ve Depremsellikleri” adlı rapor yayımlan-

mıştır. Bu raporun eki olan harita ise 1992 

yılında “Türkiye Diri Fay Haritası” adı al-

tında yayımlanarak kullanıcıların hizmeti-

ne sunulmuştur. Adı geçen rapor ve harita 

ülke genelinde belirli bir standart yaklaşım 

kapsamında diri fayların tanımlandığı tek 

belge niteliğindedir. Söz konusu harita ve 

ilgili raporu Bayındırlık ve İskan Bakanlığı 

tarafından 1996 yılında yayımlanmış ve ha-

len yürürlükte olan “Türkiye Deprem Bölge-

leri Haritası”nın oluşturulmasında, kaynak 

zonların tanımı için kullanılan temel belge-

lerden biri olmuştur. 

Türkiye Diri Fay Haritası’nın üretildiği 

tarihte bazı bölgeler için haritalama eksik-

liği içerdiği bilinmektedir. Haritanın yayımı 

sonrasında gerek Kurumumuz gerekse 

yerli ve yabancı araştırıcılar tarafından ül-

kenin aktif tektoniği ve depremselliğine 

ilişkin yapılan bilimsel araştırmalar artmış, 

bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel 

olarak diri fayların deprem potansiyelleri 

hakkında daha detay jeolojik bilgiler üret-

mek olanaklı hale gelmiştir. Bu gelişmeler, 

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 

2004 yılında düzenlenen, ulusal düzeyde 

deprem zararlarının azaltılması yönünde 

yapılacak çalışma ve düzenlemelerin tartı-

şıldığı Deprem Şurası Komisyon raporları 

ve Şura Sonuç Bildirgesiyle birlikte değer-

lendirildiğinde mevcut “Türkiye Diri Fay 

Haritası”nın bilimsel bilgi birikimi ve yeni 

teknolojiler kullanılarak güncellenmesi, bu 

kapsamda, deprem tehlike analizlerinde 

kullanılacak olan fay parametrelerinin sis-

tematik olarak tanımlanması ve bu bilgilerin 

gerek deprem tehlike analizi, gerekse bilim-

sel amaçlı çalışma yapan kurum, kuruluş 

ve bilim adamlarına çağdaş iletişim tekno-

lojileri kullanılarak hızla aktarılabilmesi için 

“Türkiye Diri Fay Veri Tabanı” oluşturulması 

gereği ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaçlar doğ-

rultusunda 2004 yılında mevcut "Türkiye 

Diri Fay Haritası"nın güncellenmesi çalış-

maları başlatılmıştır.

Diri faylar deprem kaynaklarıdır. Diri 

fay haritaları ise deprem kaynaklarının coğ-

rafik dağılımı, nitelikleri, geometrik ve dep-

remsellik özelliklerini ortaya koyan belge-

lerdir. Haritalama çalışmaları kapsamında 

*

  

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Jeoloji Etütleri Dairesi - ANKARA



BİLGİ DAĞARCIĞI

13

tüm Türkiye’nin bilinen diri fayları, projede 

belirlenen ilkeler (standart haritalama, dep-

rem yapabilirlik özellikleri açısından yeni 

bir diri fay sınıflaması, geometrik segmen-

tasyon vb) doğrultusunda yeniden gözden 

geçirilmiş, 1992 baskısında var olan hari-

talama eksiklikleri tamamlanmıştır. Harita-

lama ile birlikte fayların deprem davranışla-

rının kestiriminde kullanılan gerekli jeolojik 

veriyi oluşturan fay uzunlukları, nitelikleri, 

geometrik bölümlenme (segmentasyon) ve 

bölgesel kinematik özellikler, uzun ve kısa 

dönem kayma hızı, yer değiştirme miktarı 

vb. veriler sistematik olarak toplanmıştır. 

Proje çalışmalarında diri fay haritalama-

sı 1:25.000 ölçeğinde gerçekleştirilmiştir. 

1:25.000 ölçekli haritalar Diri Fay Veri Ta-

banında baz haritalar olarak sayısallaştı-

rılmış ve arşive konmuştur. Daha küçük 

ölçekli (1:100.000; 1:250.000, 1:500.000 

ve daha küçük) haritaların sayısal ortamda 

arşivlenen bu baz haritalardan üretilmesi 

planlanmıştır.

Arazi çalışmaları 2011 yılında tamam-

lanan projenin yıllık uygulama alanlarının se-

çiminde ülkenin bilinen aktif tektonik yapısı 

içerisinde tektonik bölge ve alt bölge yakla-

şımı benimsenmiş ve batıdan doğuya doğru 

alansal olarak birbirini bütünleyen bir gidiş 

izlenmiştir. Şekil 1 projenin yıllara göre uygu-

lama alanlarının dağılımını 1:100.000 ölçekli 

harita karelajı üzerinde göstermektedir.

Bu projenin nihai sonuçlanması bek-

lenilmeden tamamlanan bölgelere ilişkin ha-

ritalar 1:250.000 ölçeğinde yayımlanmıştır. 

Ülke genelinde 2010 yılında 2, 2011 yılında 

29 ve 2012 yılında da 25 adet olmak üzere 

toplam 56 adet 1:250.000 ölçekli diri fay ha-

ritası kullanıma sunulmuştur (Şekil 2). Ayrıca 

bir açıklama kitapçığı ile birlikte tüm ülkeyi 

kapsayan 1:1.250.000 ölçekli Türkiye Diri Fay 

Haritası’nın 2012 yılı içerisinde yayınlanması 

için başlatılan çalışmalar tamamlanmış olup, 

Kasım ayı içerisinde redaksiyon sürecine 

başlanılmıştır.

Şekil 1- Proje'nin yıllara göre uygulama alanları 


BİLGİ DAĞARCIĞI

14

Şekil 2- 1:250.000 ölçekli Türkiye Diri Fay Haritası serisinin yıllara göre dağılımı. 



2010 ve 2011 yıllarında açıklama kitapçığı ile birlikte yayımlanmış paftalar (4 adet)

2011 yılında yayımlanmış paftalar (27 adet)

2012 yılında yayımlanmış paftalar (25 adet)

Download 0.99 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling