Maden tetkik ve arama genel müDÜRLÜĞÜ mta doğal kaynaklar ve ekonomi BÜlteni yil: 2012 sayi: 13 ocak haziran


Download 0.99 Mb.
Pdf ko'rish
bet3/12
Sana02.12.2017
Hajmi0.99 Mb.
#21302
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

Basılmayacak paftalar (12 adet)

BİLGİ DAĞARCIĞI

15

JEOTERMAL ÇALIŞMALARDA UYGU-

LANAN DOĞRU AKIM YÖNTEMLERİ

Hayrettin KARZAOĞLU*

Jeotermal kaynakların ülke ekonomi-

sine kazandırılmasında jeolojik ve jeofizik 

verilerin birlikte değerlendirilmesinin daha 

olumlu sonuç vereceği kaçınılmaz bir ger-

çektir. Bilindiği üzere yer kabuğunu oluştu-

ran kayaçların fiziksel özellikleri bulunduğu 

ortam ve jeolojik oluşumuna göre farklılık 

göstermektedir. Kayaçların elektriksel an-

lamdaki öz direnç özellikleri de bu mana-

da geniş bir aralıkta değişim gösterir. Öz 

direnç değeri baz alınarak bir kayacın ad-

landırılması her jeotermal saha için farklılık 

gösterir. Öz direnç eğri modellerinin bu te-

mel kriter dikkate alınarak değerlendirilme-

si gerekmektedir. Öz direnç değerlerini jeo-

termal sahalarda etkileyen tek olumsuzluk 

kayacın fiziksel özellikleri değildir. Sahanın 

genel tektonik yapısı da açılımın fonksiyo-

nu olan DES (Düşey Elektrik Sondaj) çalış-

malarını olumsuz bir şekilde etkilemektedir. 

Bilindiği üzere jeotermal bir sistem hazne 

kayaç, örtü kayaç ve fay sistemleri ile bağ-

lantılı olarak modellenmektedir. 

DOĞRU AKIM YÖNTEMLERİ

Konu ile alakalı olarak ülkemiz gene-

linde uygulanan jeotermal amaçlı jeofizik 

çalışmalar ve bu çalışmalar ile konuya ör-

nek teşkil eden öz direnç yöntemi hakkında 

bilgi verilmiştir. 

Öz direnç yöntemlerinde yanal yön-

de süreksizlik oluşturan yapılar (fay, dayk) 

genellikle iki elektrot veya yarım-Schlum-

berger elektrot dizilimi kullanılarak profil 

ölçümleri şeklinde yapılır. Jeotermal çalış-

malarda DES (Düşey Elektrik Sondaj) yön-

temi sıklıkla uygulanmaktadır. DES yön-

temiyle tespit edilen fayların doğrultu ve 

eğimini bulmak adına bu yönteme sıklıkla 

başvurulur.  İki seviyede yapılan ölçümler 

fayın eğimini, birbirine paralel iki profil bo-

yunca alınan ölçümlerde fayın doğrultusu-

nu verecektir. 

Bilindiği üzere; jeotermal bir sistem 

tektonik yapıdan bağımsız olarak gelişmez. 

Termal akışkanı yüzeye ya da yerin belirli 

derinliklerine taşıyan fay birimler arasında 

sürekliliği bozan bir özellik arz eder. Bu 

süreksizlikler; birimler arasında faya bağlı 

olarak derinlik değişimi şeklinde karşımıza 

çıktığı gibi; termal akışkanın kırık ve fay bo-

yunca oluşturmuş olduğu bozuşma zonları 

da (mineralizasyon, alterasyon) ölçtüğü-

müz görünür öz direnç değerlerinde değişi-

me neden olmaktadır.  Bu değişim sıcaklık 

nedeniyle düşük öz direnç olarak ölçüm-

lere yansıdığı gibi; termal akışkanın derin 

dolaşımı nedeniyle kayaçların bünyesinden 

söküp getirdiği karbonat ve silis nedeniyle 

yüksek öz direnç olarak da DES eğrilerine 

yansıyabilir. Bu nedenle jeotermal sahalar-

da hedef direk düşük öz direnç kapanımları 

olmamalıdır. Düşük öz direnç kapanımları 

genellikle litolojik kapanımlardır. Dolayısıy-

la jeotermal bir sahada asıl belirleyici unsur 

saha genelinde sürekliliği bozan yapının 

tespiti olmalıdır. Genellikle süreksizliği bo-

zan yapılar tektonik hareketler ile bağlan-

tılıdır. 

Jeotermal bir sahada düşey değişimi 

tespit etmek için yapılan bir DES çalışmasında 

elde edilen eğri bünyesinde yalnızca düşey de-

ğişimi taşımamaktadır. Doğru akım yöntemleri 

açılımın fonksiyonu olarak derinlik bilgisi taşır-

lar. Jeotermal sahalar kırıklı ve faylı yapıdadır. 

Gerek topoğrafya gerekse tektonik yapılar is-

*

  

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Jeofizik Etütleri Dairesi - ANKARA



BİLGİ DAĞARCIĞI

16

tenilen şekilde ölçüm alınmasına müsaade et-

mezler. Bu nedenden DES eğrisinde aşağıda 

örnekleri verilen eğrilerde tektonik etki görülür. 

Bu tektonik etkinin yanal yönde açılımdan kay-

naklı bir etki mi yoksa derinde kesilen bir fayın 

etkisi mi? sorusuna arazi çalışmaları sırasında 

karar verilmelidir. Etki düşey yönde kesilen bir 

fayın etkisi ise sorun yoktur. Bu etki açılımdan 

kaynaklı (yanal süreksizlik) yani akım elektrot-

larının fayı kesmesinden kaynaklı ve arazi ça-

lışmaları sırasında buna karar verilebilmiş ise 

fayın yeri yine tespit edilmiş olacaktır. DES eğ-

risine yansıyan bu tektonik etki hangi derinliğe 

ait ise bu yanal yönde o derinliğe ait mesafe 

kadar olacaktır. Bu mesafe DES noktasının bu 

süreksizliğe yaklaşarak belirli aralıklar ile nok-

ta seçimi yapılarak fayın yerinin tespiti müm-

kün olacaktır. 

Fayın DES ile tespitinden sonra PS 

(Doğal Potansiyel) yöntemi ile bu fayın yeri 

netleştirilir. Yöntemin esası kırık ve fay sistem-

leri boyunca hareket eden termal akışkanın 

bünyesinde taşımış olduğu mineralize suların 

akışa bağlı olarak ek bir potansiyel alana ne-

den olması şeklinde düşünülür. Bu etki fayın 

yüzeylemesine bağlı olarak artacaktır. Bilindi-

ği üzere bir fayın genç olması yani yüzeyi et-

kilemesi termal açıdan olumlu bir gelişmedir. 

Jeotermal çalışmalar göstermiştir ki; bir fay 

yaşlı olsa da jeolojik zaman döneminde belli 

aralıklarla tekrar aktif konuma geçebilmekte-

dir. Bu durumda fayın yaşlı birimleri etkileme 

miktarı 1000 m olurken genç birimlerde bu 

atım miktarı 100 m nin altına düşebilmektedir. 

Jeotermal bir sistemde fayın yalnız dü-

şey yönde etkilemiş olduğu alanın yanında 

yanal yönde de belirli bir alanı etkilediği görül-

müştür. Özellikle doğrultu atımlı faylar boyun-

ca bu etki yanal yönde düşey atımlı faylara 

göre oldukça fazladır. Bilindiği üzere doğrultu 

atımlı faylar derin tektonik izler taşır. Isıtıcı ka-

yaçla olan bağlantıyı bu faylar sağlar. Doğrul-

tu atımlı bu fayları açan graben faylar akışkan 

hareketini kolaylaştırır. Batı Anadolu’da açılan 

jeotermal amaçlı sondajların olumsuz olması-

nın en büyük nedeni sondajın doğrultu atımlı 

faylar boyunca yapılmasıdır. Nitekim kuyula-

rın sıcak ancak akışkan yönünden fakir olma-

sının nedeni de budur. Jeofizik çalışmalarda 

doğrultu atımlı fayların net olarak tespitini sağ-

layan önemli yöntemlerden birisi de 3 nokta 

yöntemidir. Gerek DES çalışmaları sonucun-

da elde edilen taban topoğrafyası, topoğrafya 

boyunca çıkarılan seviye haritalarında kırık ve 

faylar boyunca oluşan öz direnç düşüm ya da 

yükselimleri profil çalışmasının nerede yapıla-

cağına işaret eder. 



ARAZİ ÇALIŞMALARI

Aşağıdaki şekilde bir sahaya ait görü-

nür eş öz direnç seviye haritaları vardır. 250 

m-1250 m arasında değişik seviyelere ait gö-

rünür öz direnç (Ohmm) dağılımı görülmekte-

dir. Görünür konturlardaki çizgisel kapanımlar 

fayın doğrultusuna işaret etmektedir (Şekil 

1,2,3,4,5,6). Jeotermal sistemi kontrol eden 

fay KB-GD doğrultuludur. Dolayısıyla burada 

amaç bu fayı kesecek şekilde PS ve 3 Nokta 

Yöntemi’nin profil doğrultularını belirlemektir. 

Görünür eş öz direnç kesitleri DES 

noktalarında okunan görünür değerlerin belli 

bir profil boyunca derinliğin fonksiyonu ola-

rak dökülmesi sonucu oluşturulur. Öz direnç 

konturları jeolojik birimin ne olduğu hakkında 

bilgi taşımaktadır. Bu öz direnç değerlerinin 

ne tür bir jeolojik birim ya da birimlere karşı-

lık geldiği elektrik yapı kesitlerinde ortaya ko-

nulmaktadır. Görünür kesitler ile elektrik yapı 

kesitleri arasında uyum sağlanmak zorunda-

dır. Görünür kesit yapısal anlamda bir hata 

yapmamamız için bir kılavuz olarak dikkate 

alınmalıdır. Elektrik yapı kesitlerindeki derin-

lik, sondaj derinliğini oluşturacağına göre bu 

durumun hassasiyeti sondaj derinliği açısın-

dan önemlidir.


BİLGİ DAĞARCIĞI

17

Şekil 1-   250  m  görünür  eş öz direnç seviye 

haritası (Ohmm)  

Şekil 4-   1000  m  görünür  eş öz direnç seviye 

 

haritası (Ohmm)



-10

10

15



25

50

75



100

250


500

750


1000

2000


3000

Ohmm.


5

6

7



8

9

10



15

20

25



Ohmm.

Şekil 2- 500 m görünür eş öz direnç seviye 

haritası (Ohmm)  

Şekil 5-  1250 m görünür eş öz direnç seviye 

haritası (Ohmm)

-10


10

15

25



50

75

100



250

500


750

1000


2000

3000


Ohmm.

1

5



6

7

8



9

10

15



20

25

Ohmm.



Şekil 3-   750  m  görünür  eş öz direnç seviye 

haritası (Ohmm)

Şekil 6- 1500 m görünür eş öz direnç seviye 

haritası  (Ohmm)

1

3

4



5

6

7



8

9

10



15

25

50



75

100


Ohmm.

1

5



6

7

8



9

10

15



20

25

Ohmm.



BİLGİ DAĞARCIĞI

18

Görünür eş öz direnç konturlarındaki 

uzanım doğrultusu ile taban topoğrafyasın-

da görülen kontur dağılımı (Paleozoyik te-

mele giriş) uyum içerisindedir (Şekil 7). KB-

GD doğrultusu boyunca uzanan fay graben 

bir faydır. Sorun bu fayın açmış olduğu doğ-

rultu atımlı fayın yerini bulmak olmalıdır. 

Saha geneli için hâkim en düşük eş 

öz direnç konturu 8 Ohmm’lik kontur olup; 

süreklilik arz etmektedir. K07-K09 DES nok-

taları arasında 6 Ohmm’lik kapanım doğrul-

tu atımlı fayın etkisiyle oluşmuştur (Şekil 8).

K07-K09 DES noktaları arasındaki 

düşey atım elektrik yapı kesitinde görül-

mektedir (Şekil 9). Gediz formasyonu ile 

Alaşehir formasyonuna ait akarsu ve göl 

ortamına ait birimler profil boyunca çökel-

dikleri görülmektedir. Görünür eş öz direnç 

konturları fay boyunca hareket eden termal 

akışkanın sıcak suyu bu çökel birimler içe-

risine dağıttığı görülmektedir. Jeotermal bir 

çalışmada asıl amaç; sondaj lokasyonunun 

düşen blok ve temel içerisinde fayı kesme-

sidir. Sağlıklı bir üretim ve formasyon basın-

cının kaybolmaması için ideal bir durumdur.

Jeotermal bir sahada alınan bir DES 

ölçüsünde anomali temele giriş noktasında 

kendisini gösterir. Termal akışkan örtü bi-

rim içerisinde maksimum etkiyi bu derinlikte 

gösterir (Şekil 10). Arazi çalışmaları  sıra-

sında bu etkinin açılımdan mı yoksa derin-

de kesilen fayın etkisi ile oluşmuş olduğu 

tespit edilmelidir.



DOĞAL GERİLİM YÖNTEMİ (SP) 

Bir çift elektrot, bir multimetre ve yeteri 

kadar kablodan oluşan ekipmandan ibarettir.

Uygulamalı jeofiziğin jeoelektrik yöntem-

lerinde, yer içine akım göndermeden işle-

yen, doğal elektrokimyasal, elektrofiltras-

yon gibi olayların oluşturduğu yer içi akım 

akışının doğal alanını ölçen yöntemdir.

Sığ madenlerin aranmasında, zemin ve sı-

cak su etütlerinde, fay ve kırık kuşaklarının 

belirlenmesinde kullanılır.

PS yöntemi fay düzlemi boyunca 

hareket eden akışkanın beraberinde bün-

yesine aldığı minerallerin bu hareket so-

nucunda potansiyel bir elektriksel alan 

oluşmasına neden oldukları bilinen bir ger-

çektir. Kırık ve fay boyunca oluşan elekt-

riksel alan saha geneline göre bir anomali 

oluşturacaktır. Anomalinin genliği ve birbi-

rine paralel olarak alınan PS kesitleri fayın 

doğrultusu ve geometrisi hakkında önemli 

bilgiler taşır. 

-2250

-2000


-1750

-1500


-1250

-1000


-750

-500


-250

-100


0

100


200

Metre


Şekil 7-   Taban kontur haritası (metre)

Şekil 8- K profili görünür eş öz direnç kesiti

-2000

-1500


-1000

-500


0

K0

K00



K01

K03


K05

K06


K07

K09


K11

K13


K15

K17


K19

K21


5

6

7



8

9

10



25

50

75



100

250


500

750


1000

2000


3000

KB

GD



Ohmm.

BİLGİ DAĞARCIĞI

19

Şekil 9-   K profili elektrik yapı kesiti

Şekil 10- K07 DES eğrisi


BİLGİ DAĞARCIĞI

20

3 NOKTA YÖNTEMİ  

Aşağıda örneği verilen bir sahada 3 

nokta yönteminin yerinin tespitinin nasıl ya-

pıldığı örneklemeli verilmiştir.

Yandaki şekilde gidiş-dönüş şeklinde 

uygulanan 3 Nokta yöntemine ait elektrot 

tertibi, K katsayısının hesabı ve öz direnç 

formülü bulunmaktadır (Şekil 12). Burada 

CO mesafesi 5AO mesafesinden büyük ya 

da eşit olmaktadır. Akım aynı anda 3 elekt-

rot kullanılarak herhangi bir seviyeye ait 

ölçüm gidiş- dönüş olarak alınabilir. Önce-

likle akım AC’den verilir. Dönüş ölçümü de 

BC’den akım verilerek okunur. Bu tek sevi-

yeye ait gidiş dönüş ölçüsüdür. Elektrotlar 

profil boyunca kaydırılarak fayın kesilmesi 

Şekil 12- 3 nokta yöntemi

Şekil 11-  PS (Doğal Potansiyel) çalışması

Bilindiği üzere jeotermal akışkanın 

kırık ve fay düzlemleri boyunca oluşturmuş 

olduğu gerilim fay düzlemi boyunca yüksek 

gerilim okunmasına neden olur (MiliVolt). 

PS kesitleri faya dik atılmalıdır. Birbirine 

paralel bir hat boyunca ölçülen PS anomali 

kesitleri fayın doğrultusunu verecektir. Yu-

karıda örneği verilen PS çalışması yanal 

süreksizliğin ölçülen gerilimle olan bağlan-

tısı verilmiştir (Şekil 11). Unutulmamalıdır 

ki; Neojen çökel bir ortamda oluşan doğal 

potansiyel alanla volkanik bir alanda olu-

şan potansiyel alan yani gerilim farklıdır. 

Bu durum esasında kayaçların elektriksel 

özelliklerinin farklı olmasından kaynaklan-

maktadır. Bu bakımdan jeotermal bir çalış-

mada elde edilen verilerin formasyon farklı-

lığından mı yoksa akışkan hareketinden mi 

kaynaklandığı sorusu gözlemsel jeoloji ile 

beraber yorumlanmalıdır.



BİLGİ DAĞARCIĞI

21

amaç edinilir. Daha sonra eğim hesabı için 

a mesafesi artırılarak daha derin bir hedef 

seçilir. Aynı  işlem ikinci seviye içinde tek-

rarlanır.  İki seviyede alınan ölçüler fayın 

eğimini verecektir. Fayın doğrultusu için ise 

bu işlem ikinci bir profilde tekrarlanır. Fayın 

yüzeye yakın olması anomalinin şiddetini 

artırır. Özelikle doğrultu atımlı fayların tes-

pitinde oldukça başarılı bir yöntemdir.  

Yukarıda yarım-Schlumberger elekt-

rot tertibi uygulanarak 3 Nokta arazi çalış-

malarına bir örnek gösterilmiştir (Şekil 13). 

112,5 m ve 162,5 m  derinliklerine özgü gi-

Şekil 13- 3 Nokta Profil Çalışması.

Doğu


Batı

162,5 m. (Dönüş)

162,5 m. (Gidiş)

A21-B14 Des noktaları arasından geçen genç fay (Eğim dike yakın)

112,5 m. (Gidiş)

112,5 m. (Dönüş)

Alkan Yolu 100 m. doğusu

Öz direnç (Ohmm.)

Öz direnç (Ohmm.)


BİLGİ DAĞARCIĞI

22

diş dönüş iki seviyeye ait bir profil çalışma-

sıdır. Yöntemin esası akım elektrotlarının 

fay düzlemine yakınlaşmasıyla yere verilen 

akımın fay düzleminin diğer tarafına yete-

rince yayılamamasından yani fay düzlemi 

boyunca yayılması neticesinde potansiyel 

elektrotları arasında daha yüksek bir ge-

rilimin oluşmasına neden olur. Bu durum 

hesaplanan özdirencin yüksek olmasına 

neden olur. Aynı  şekilde fay düzleminden 

uzaklaştıkça gerilim ve buna bağlı olarak 

da öz direnç düşüm göstermektedir.  İki se-

viyede alınan ölçümler, öz direnç değişimi-

nin derinlikle olan bağlantısı hakkında bilgi 

verir. Dolayısıyla fayın eğim yönü hakkında 

bilgi edinilmiş olunur.  Her iki seviye için 

alınan ölçümlerdeki gidiş-dönüş öz direnç 

kesim noktaları  işaretlenir.  İşaretlenen bu 

noktalardan eksene dikler inilir. Bu keşişim 

ölçekli olarak her iki seviye için işaretlenir. 

Bir doğru ile birleştirilir. Doğrunun eğimi fa-

yın düşeyle yapmış olduğu açıyı verir. Bu 

keşişim fayın dik olduğu durumlarda sağ-

lanamaz. Bu durumda fayın doğrultu atımlı 

bir fay olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim yu-

karıdaki örnekte 500-700 m arasındaki yük-

sek öz direnç fay zonunun genişliğini işaret 

etmektedir. İki yönde akım verildiği için bu 

zonun genişliği 100-125 m dolayındadır.

Yukarıdaki örnekte 1 km lik bir profil 

boyunca 125 ve 225 m derinliklere ait gidiş-

dönüş bir profil (3 Nokta) çalışması yapıl-

mıştır (Şekil 14). Profil boyunca bu sahayı 

kontrol eden graben faylardan 3 adet kesil-

miştir. Fayların eğimleri yukarıdaki örnekte 

şema ile gösterilmiştir. 

Bilindiği üzere jeofizik bir çalışmada 

esas; ister doğrudan çözüm isterse ters çö-

züm olsun elde edilen fiziksel parametreler 

ile jeolojik birimleri uyumlayabilmektir. 

Şekil 14- Jeotermal sahada uygulanan 3 nokta yöntemi



BİLGİ DAĞARCIĞI

23

JEOTERMAL SONDAJLARDA YENİ NE-

SİL MATKAPLAR VE MATKAP SEÇİMİ-

NE YÖNELİK BİR UYGULAMA

Bülent TOKA*

 

GİRİŞ

Dünyada enerji anlayışı yeşil enerjiye 

doğru yön değiştirirken,  yeşil enerji kaynak-

ları arasında gösterilen jeotermal enerjiye 

olan talep de her geçen gün artmaktadır. 

Jeotermal enerji potansiyeline sahip ülke-

lerin bu kaynaklardan yararlanmaya dönük 

yatırımlarında da göreceli bir artış gözlen-

mektedir. Örneğin Endonezya’nın bu sektöre 

30 milyar dolarlık bir yatırım ayırması bu sek-

töre olan ilginin önemli bir derecede artığını 

göstermektedir.  Doğal olarak bu ilgi, sondaj 

makine ve ekipmanlarına olan talepleri de 

artırmaktadır. Araştırmacılarda bu alanda 

AR-GE çalışmaları ile teknolojilerini geliştir-

mekte ve yatırımlarını yükseltmektedirler. 

Petrol ve doğal gaz sondajlarına göre 

jeotermal sektörü, küçük bir pazar olmasına 

karşın hızla büyüyen ve kendine has özel-

likleri olan bir sektördür.  Jeotermal kuyular, 

petrol ve doğal gaz sondajlarına nazaran 

yüksek sıcaklıklara sahiptirler. jeotermal ku-

yuların sıcaklığının 230 °C üzerine olması ve 

yüksek kuyu içi basınçları sondaj problem-

lerinin petrol sondajlarına göre daha fazla 

olmasına neden olmaktadır. Sondajlarda 

karşılaşılan bu problemlerin içerisinde en 

önemlisi sert, aşındırıcı ve yüksek sıcaklıklı 

formasyonların delinmesi sırasında matkap 

performansındaki azalma ve matkabın ilerle-

me hızının düşmesidir.

Bu çalışmada jeotermal sondajlarında 

kullanılan yeni nesil matkaplar ve matkap 

ilerleme hızının kuyu maliyetine etkisi üze-

rinde durulmuştur.

YENİ NESİL MATKAPLAR

Sondaj operasyonlarında matkap 

değişimi için yapılan her manevra zaman 

kaybını ve dolayısıyla kuyu maliyetini artır-

maktadır. Bu yüzden matkap firmaları veya 

araştırmacılar, matkapların dayanıklılığını 

artırmak, matkap aşınmalarını azaltmak ve 

daha uzun süre çalışma dayanımını artırma-

ya yönelik AR-GE çalışmalarını yürütmek-

tedirler. Bu çalışmalar, kullanıcıların matkap 

ihtiyaçlarına veya sondaj sırasında karşılaş-

tıkları problemleri gidermeye yönelik olmak-

tadır. Dolayısıyla matkapların kesme yapısı, 

geometrisi ve diğer parametreleri, kesilecek 

formasyona ve istenen kuyu karakteristikleri-

ne uygun olarak düzenlenmektedir.

Jeotermal, doğal gaz ve petrol sondaj-

larında genellikle üç konlu matkaplar veya 

çok kristalli elmas (PDC) matkaplar kullanıl-

maktadır. Jeotermal sondajlar için çoğunluk-

la üç konili döner matkaplar tercih edilmek-

tedir. Üç konili döner matkaplar dizaynlarına 

göre dişli veya kabaralı matkaplar tungsten 

karpit gömülü (TCI) matkaplar olarak ikiye 

ayrılırlar. TCI matkaplar sağlam kesme ve 

yüksek ilerleme hızları (ROP) ve aşınmaya 

dayanıklı maddeler oldukları için jeotermal 

kuyularda tercih nedenidir. PDC (polycrystal-

line diamond bit) matkaplar ise operasyon 

gereksinimlerine ve yönlendirilebilir kuyu 

sistemlerin ihtiyacını karşılamaya yönelik 

tercih edilmektedirler. PDC matkaplar sert 

ve çalaklı formasyonlarda iyi olmamasına 

rağmen son zamanlardaki madde yapısını 

düzenleyen yeni teknolojiler bu matkapla-

rın jeotermal sondajlarda kullanımını uygun 

hale getirmektedir. Özellikle bu matkapların 

*

  



Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Sondaj Dairesi - ANKARA

BİLGİ DAĞARCIĞI

24

dönen parçası, bilye ve sızdırmazlık keçeleri 

olmadığından yüksek sıcaklıklı kuyularda da 

kullanılabilmektedirler.

Jeotermal kuyularda aşırı derecede 

sert ve sıcaklığı 230 °C üzerinde olan yük-

sek sıcaklıklı ve basınçlı formasyonlarla kar-

şılaşılmaktadır. Üç konili döner matkapların 

elastik parçaları ve bilya yatakları  sıcaklığa 

karşı duyarlı olduğundan bu tür kuyularda 

matkapların kuyuya indirilmeleri sırasında 

ara ara sirkülasyon yapılarak soğutulmaları 

gerekmektedir. Formasyonun aşındırıcı ve 

sertliği yanında yüksek sıcaklıklar üç konili 

matkapların bilye yataklarının sızdırmazlık 

yapısı için önem taşımaktadırlar. Bu yüz-

den araştırmacılar yüksek entalpili jeoter-

mal ortamda çalışan matkapların yağlama 

sisteminin sıcaklığa dayanımı üzerine çalış-

maktadırlar. Yeni nesil üç konili matkaplarda 

kullanılan flor içerikli yeni kauçuk parçalarla 

170° - 285° C arasında sıcaklığa sahip olan 

jeotermal sahalarda yapılan sondajlarda 

matkap ömrü 20.1 saatten 32.6 saate yük-

selmiş ve matkabın yaptığı iş 63.1 metreden 

79.9 metreye yükselmiştir (Shakhovskoy, 

2011).

Döner konili ve PDC matkap tekno-



lojilerinin birleştirilmesi ile üretilen karma 

(melez)  matkaplar ise geniş çaplı ve yönlü 

kuyularda geniş bir uygulama alanı bulmak-

tadır. Ayrıca insört (tungsten karpit matkap) 

ve dişli matkap dizaynı birleştirilerek üretilen 

yeni dizayn matkapla 8 ½” çapındaki bölüm-

de ilerleme hızında önemli bir artış (%54) ve 

sondaj zamanında 20 saat düşme sağlan-

mıştır (Smelker, 2011).


Download 0.99 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling