Takdim değerli Okurlar
HABER | 43 Nogay Türkleri Bülteni HAZİRAN 2016 NOGAY GENÇLERI ANKARA’DA BULUŞTULAR
Download 0.8 Mb. Pdf ko'rish
|
HABER | 43
Nogay Türkleri Bülteni
HAZİRAN 2016 NOGAY GENÇLERI ANKARA’DA BULUŞTULAR Eskişehir Nogay Türkleri Derneği yönetim ve gençlik kolları üyeleri, Nogay Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin kahvaltı programına katılmak üzere Anka- ra’ya geldiler. Eskişehir Nogay Türkleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Eşref Özer, Yönetim ve Gençlik Kolları üyele- rinden oluşan heyet, Nogay Türkleri Kültür ve Yardım- laşma Derneği Gençlik Kurulu tarafından hazırlanan kahvaltı programına katılmak üzere Ankara’ya geldiler. Altındağ Ata Konağı’nda, 21 Şubat günü, Derneklerin Yönetim ve Gençlik Kurulları’nın katıldığı kahvaltıdan sonra program; Hamamönü, Tacettin Dergâhı, Ankara Kalesi ve Anıtkabir’i kapsayan gezi ile tamamlandı. Ankara Kalesine yapılan bir gezi ile Ankara’nın panora- mik güzellikleri seyredildi. Gençlerin yoğun katılımı- nın olduğu programda şarkılar ve türküler söylenirken, bol bol hatıra fotoğrafları da çekildi. Programa, Eskişe- hir’den Dernek Başkanı Eşref Özer, Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Özkılıç ve Gençlik Kolları Başkanı Erman Özbek ile çok sayıda genç iştirak etti. Ankara’dan ise Başkan Cemil Sütbaş, Yönetim Kurulu Üyeleri Emin Sütbaş, Hakan Benli ve Gençlik Kurulu Başkanı Ah- met Özil ile yine çok sayıda genç katıldı. Ankara Kalesi’nden sonra Hamamönü’ndeki tarihi mekanlar gezilirken, Tacettin Dergâhında bulunan Muhsin Yazıcıoğlu’nun kabri ve Milli şâirimiz Mehmet Akif Ersoy’un müze olan evi ziyaret edildi. Hamamö- nü’ndeki geziden sonra heyet, Anıtkabir’i ziyaret etti. HAKAN BENLI RÖPORTAJ 44 Nogay Türkleri Bülteni HAZİRAN 2016 BURSA VALI YARDIMCISI SAYIN MUSTAFA ALTINTAŞ ILE RÖPORTAJ Bizler Mustafa Altıntaş’ı kişiliği ile yaptıkla- rıyla ve bulunduğu konum itibari ile tanıyor ve seviyoruz. Siz Mustafa Altıntaş’ı birkaç cümle ile anlatabilir misiniz? Mustafa Altıntaş, Ankara ili Şerefli Koçhisar ilçesinin Şeker Köyünde 22.03.1954 yılında doğmuş, Azize ve Cemal’in 12 çocuğundan 2.’sidir. İlkokulu birleştiril- miş sınıflı köy okulunda, ortaokulu Haymana’da, liseyi Ankara Erkek İlk Öğretmen Okulunda parasız yatılı sınavını kazanarak yatılı okudum. Mezun olunca öğ- retmen oldum, hem de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesine girmeye hak kazandım. İktisat Maliye bölümünden mezun oldum. Bu arada hem öğretmenlik yaptım, hem okudum. İçişleri Bakanlığı kaymakamlık sınavını kazanarak kaymakam adaylığına öğretmenlikten naklen geçtim. Değişik yerlerde kay- makamlık, vali yardımcılığı yaparak bu günlere geldim. Çalıştığım yerlerde eğitimden sağlığa, spordan güzel sanatlara devlet-millet kaynaşmasını sağlamaya çalış- tım. Her zaman vatandaşın yanında oldum. Çalıştığım her yerde hakkıyla görev yaparak iz bırakmaya, vatan- daşın gönlünde yer edinmeye gayret ettim. Bugünlere gelmemde ailemin büyük desteğini gördüm. Atam, ayyem, babam, annemlerin yönlendirme ve des- teklerini belirtirken rahmet ve minnetle anıyorum. Eşim ve çocuklarım benim en büyük destekçimdir. Çoğu za- man onlara ayırmam gereken zamanı, işime görevime ayırarak onların zamanlarını çaldım. Bu devlete, bu mil- lete ve çalıştığım yöreye hizmet için uğraştım. Kısaca Mustafa Altıntaş, olması gereken niteliklere sa- hip, vatanını milletini seven, doğru, dürüst ve çalışkan niteliklere sahip kamu görevlisidir. Nogay Türkleri Bülteni dergimiz hakkında dü- şünceleriniz nelerdir? 6 aylık çıkan Dergimizin yayın periyodu ve tirajını yeterli buluyor musu- nuz? Derginin Lâtin ve Kril Nogay Türkçesi ile de çıkarılması hakkında görüşünüz nedir? Nogay Türkleri Bülteni Dergisinin hazırlanması ve okuyucuların hizmetine sunulması takdire şayandır. Süreli yayın çıkarmak oldukça zordur. Emek, para, bil- gi ister. Derginin çıkması belli tirajlara ulaşması önemli hedefler arasında olacaktır. Şimdiden belli bir sayıya odaklanmamak gerekir. Ama şu bilinmeli ki ne kadar çok sayıya ve hedef kitleye ulaşırsanız kendinizi, kültü- rünüzü, varlığınızı tanıtmış olursunuz. Belli içeriklere sahip olarak 6 ayda bir yayınlanması normaldir. Gösterilen ilgi ve bilgi kaynağına göre iler- de bu süreler kısaltılabilir. Dergiler tüm Nogay Köyle- rinin muhtarlıklarına, okullarına, kahvehanelerine ve kültür merkezlerine ulaştırılmalıdır. Kril Nogay Türkçesi ile desteklenmesinin, Nogay di- linin öğrenilmesine destek verebileceğini düşünüyo- rum. Kısa, basit, eğlenceli yazılar ilgiyi çekerek, öğret- mek amacıyla kullanılabilir. Çok şükür kapsam ve yazılar olarak doyurucu emeği geçenlere, destekleyenlere, yazanlara teşekkür ediyo- rum. Başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum. Türkiye’de yaşayan Nogaylar arasında, Kaf- kasya’da yaşayan Nogay Türkleriyle ilk temas sağlayanın zat-ı âliniz olduğunu biliyoruz. Sizin sağladığınız bağlantıdan sonra da ilk ziyaret Sâmi Polat tarafından gerçekleşti. O günleri kısaca anlatır mısınız? Aile büyüklerim özellikle rahmetli cennet mekân atam Hacı Ömer Ağa, Babannem Zehra (Zaire Ha- nım), Babam Cemal Çavuş bazı konuşmalarında, biz Meskuv’dan gelmişiz, Stavropol şehrinden Sörukavul köyü, köyde 4 mahallenin ve Celezne durağı ve dere varmış diye anlatılırdı. Tamgamızın ırgaklı şömüş ol- duğu söylenirdi. Ayrıca atam, benim annem Naiman sülâlesine mensup, derdi. Halamız akrabamız Mehan (Mahuv) kartaba benzer bilgiler verirdi. Son zaman- larda hangi boydanız diye sorduğumda, biz As boyun- danız derdi. Ama bu konuda tereddüdüm var. Acaba güzellik, zenginlik, nitelik, övünç, asâlet gereği mi söy- ledi, yoksa boy olarak mı, ona tam karar veremedim. Bu bilgilerden bahsetmemiz elimizde ciddi yazılı kay- nak olmamasından kaynaklanıyor. O zaman göçmen olarak gelen, kendi yaşamının derdi- ne düşen çevreye uymaya çalışan bir topluluğun yaşam mücadeleleri bazı bilgileri yok etmiş. Belki bu muhâcir olmanın, göçmen olmanın yoksunluğu. 1997 yılında Silifke Festivaline gelen topluklarla tanı- şırken, bir grubun konuşması tanıdık geldi. Ben onların yanına varınca konuşmayı kestiler, tercüman aracılığı ile konuşmaya başladık. Ben daha önce kendi aralarında benim ana dilimi konuştuklarını duymuştum. Tercü- man aracılığıyla konuşmaya müdâhale ederek, siz ken- di dilinizde konuşun dedim. Bu topluluk Karaçay Çer- RÖPORTAJ: Ö. HAKAN BENLI
RÖPORTAJ | 45
Nogay Türkleri Bülteni
HAZİRAN 2016 kez’den gelen Karaçaylardı. Topluluk, benim anladığımı ve konuştuğumu görerek çok sevindiler, heyecanlandı- lar. Grup başkanıyla sohbet ettim, bendeki bilgileri pay- laştım. Sörukavul bize yakın dedi. Nogaylar bizim orda yaşıyorlar, dedi. Aldığım bu bilgilere çok sevindim, ken- dileri ile ilgilendim. Silifke Festivalinde bu organizas- yonu yapan İrfan Ünver Nasrattınoğlu idi. Topluluklar onun aracılığı ile festivale katılıyorlardı. İrfan Beyden bir sonraki festivale, Nogay Türkleri topluluğunu getirmesi- ni istedim, ayarlamaya çalışacağım, dedi. 1998 Mayıs’ında Silifke’de Nogay Türkleri Topluluğu- nun olduğu söylendi. Telefonla, topluluk başkanı ile görüştüm. Karşımdaki kadın Zinaida Koştakova, gayet güzel Nogay dili konuşuyor, ben de rahat anlıyordum. Ertesi günü Silifke’ye giderek, ekiple görüşmeyi plan- ladım. Görev yerim değiştiği için Hatay Kırıkhan’day- dım. Kırıkhan’dan Silifke’ye giderken, İskenderun’da Sami Polat’ı da yanıma aldım. Silifke’de ekiple, Cennet Cehennem tesislerinde bu- luştuk. Şaşkınlık, heyecan, dostluk, özlem, köklerine olan hasretle konuştuk, koklaştık. Onların heyecanları bizden daha fazla idi. Türkiye’de kendi soyunu, dilini, kültürünü yaşayan ve yaşatan birilerini görmeleri onla- rı rahatlattı. Akşama kadar sohbet ettik. Daha sonrada görüşmek üzere ayrıldık. Ben oradaki arkadaşlarıma, ekibe her türlü yardım ve desteğin verilmesini istedim, yardımcı oldular. Grup Silifke’den Konya üzerinden, Afyon’daki programa gidecekti. Ekiple karşılıklı tele- fon ve adresler alınmıştı. Sami Polat da aynı heyecanı yaşıyordu. Daha sonra Kafkasya’ya bir gezi gerçekleştirdi. Alınan telefonlardan sonra heyecanla Cumhuriyet’in 75. Yıl etkinliklerine bu ekibi dâvet ettim. Dâvetimi kabul ederek bu etkinliğe geldiler. Cumhuriyet’in 75. Yılı dolayısıyla Antakya, Kırıkhan, İskenderun etkin- liklerine katılarak, çevresini gezdiler. Ekipten ayrı ola- rak Valeri Kazakov ve Murat Türkmenov etkinliklere katıldılar. Kırıkhan programından sonra İskenderun’a Sami Polat da iştirâk ederek köylere, Ankara’ya İstan- bul’a, Erzurum ve Posof üzerinden yurtdışına çıktılar. Bu bölümler ayrı bir yazı konusudur. İlerde yazıya aktarılması düşünülmektedir. Bu programlardan çok memnun olarak Türkiye’den ayrıldılar. Bu dostâne buluşmadan sonra bir grupla Dağıstan Karaçay Çerkez bölgesine çok verimli ve başarılı bir gezimiz oldu. Oradaki soydaşlarımızla kucaklaştık, kaynaştık, tanıştık. Türkiye’de Kültürlerin sürdüren Nogayların olduğunu öğrenince çok sevindiler. Ben atalarımın yurdunu görünce sevindim, hüzünlen- dim, ağladım, bilmiyorum sevinçten mi hüzünden mi? Çünkü benim atalarım ak topraklara diye yola çıktılar, daha doğrusu çıkartıldılar. Yaşamları kısıtlandı, ara- zilerine el konuldu, otlakları daraltıldı, bölgelerinde yeni Rus yerleşim yerleri oluşturuldu. Din elden gi- diyor diyerek, nice zorluklarla Anadolu’ya yöneldiler. Çoğu yolda hastalıktan, yokluktan, saldırıdan telef ol- dular. Anadolu’ya gelenler şanslıydı. Çok az bir kısmı da uyum sağlayamadan geri döndüler. Böyle bir göçü düşünerek yoklukları, baskıları düşünerek ağlamamak mümkün mü? Bir şehirden başka bir şehre giderken zorlanıyor, üzülüyoruz. Bunlar Anavatanlarını terk ettiler, çocukluklarını, mezarlarını terk ettiler. Kafkas- ya’daki tüm göçler, zorluklar, mutluluklar, hüzünler aklıma geldi, ata yurdunda. Bu gezimizde Alaattin Do- ğan, Sâmi Nogay, Musa Ünal, Hasan Basri Eryiğit ve Sami Polat da oradan katıldılar. Daha sonra oğlum Yiğit Ömer ile kızım İlayda Gül ve Eşimle, Dağıstan’a ve Kafkasya’ya seyâhatlerimiz oldu. Bölge ile kaynaştık, atalarımıza olan borcumuzu öde- mek için Kafkasya’dan gelen grup ve kişilere, gücümüz yettiğince akıl ve destek verdik. Ve vermeye devam edeceğiz de. Türkiye’de Nogay Türk Derneklerinin yönetim, kadınlar ve gençlik kurullarına, ülke ve bölge temsilcilerine tavsiyeleriniz nelerdir? Nogay Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği bir- leştirici, geleceği şimdiden gören, hedefleri olan güçlü bir örgüttür. Bu tür örgütlerde mensupların eğitim ve ekonomik durumları önemlidir. Öncelikle ekonomik kaynağın sağlanması, bağımsız hareket etmek için ge- rekli şartlardandır. Uluslararası alandaki çalışmalarımı- zı artırmak durumundayız. AB projeleri, TİKA, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve diğer projelerden yararlanmalıyız. Hedeflerimiz, beklentile- rimiz büyük olmalı, kendimize büyük hedefler koyma- lıyız. Bu işlerde çalışacaklar, bu işin gönül işi olduğunu bilecek, gönlünüzde işin yeri varsa sorumlulukları ko- lay kolay unutulmaz. Ne yapabilirim, nasıl yapabilirim, nasıl sonuç alabilirim sorgulamasını yapmalısınız. Kendinizi Nogay Türkleri konusunda en iyi şekilde yetiştirmelisiniz, sağlıklı kaynaklardan yararlanmalı, sözlü tarihe de önem vermelisiniz. Sizler, Nogay Türk- leri davasının birer neferlerisiniz. Görevinizi en iyi şekilde yaparak, bayrağı sizden sonra gelen arkadaşa devredeceksiniz. Bu iş aynı zamanda fedakârlık içerir paranızdan, zamanınızdan, ailenizden fedakârlık yapa- rak davaya yoğunlaşacaksınız. Birbirinizi seveceksiniz, sayacaksınız ve kolaylıklar sağlayacaksınız. Bizim bir olmaya, iri olmaya ihtiyacımız var. Yaptığınız çalış- malarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin menfaatini, uluslararası alandaki yansımalarını görüp düşünecek- siniz.
RÖPORTAJ 46 Nogay Türkleri Bülteni HAZİRAN 2016 Devlet kademelerinde önemli bir göreve sahip olarak, Nogay Türklerinin neden siyasetin ve bü- rokrasinin içinde yeterli seviyede temsil edilme- diği ile ilgili düşüncelerinizi ve bunun aşılması için önerilerinizi öğrenebilir miyiz? Nogay Türkleri, devletine bağlı, hakkına razı, dürüst, elinden geldiğince, aklı erdiğince çalışan ve çabalayan bir özellik taşır. Osmanlı İmparatorluğu, göç politikası gereği toprak, koşum, tohumluk, aylık v.b. desteklerle yerleşimin sürekliliğini sağlayacak imkânlar sağlamış- tır. 1960’lara kadar, kendi kendine yeterli bir ekonomik yapıya sahip olmuşlar sanayide, ticarette fazla varlık gösterememişlerdir. Şehirlerde yaşayanlar da benzer özelliklere sahip olmuşlardır. 60’lardan sonra başla- yan ekonomik hayat kurulu, ekonomik sistemin ken- di kendine yetmemesi, dışarıya göçü zorunlu kılmaya başlamıştır. Daha sonraki yıllarda yurt dışı işçi göçü, şehirlerde çalışma, çalışanların şehirlerde yaşayanların çocuklarının okuması gündeme gelmeye başlamıştır. Daha önce de belirttiğimiz gibi önce ekonomi, sonra eğitim gelmektedir. Ekonomik olarak güçlü olmak için çalışmak, iş kurmak fikir üretmek vb. para kazanmak durumundasınız. Ekonomik olarak güçlü olmazsanız, sizler belirleyici olamazsınız. 80’lerden sonra ekonomik olarak normal standartlara ulaşılması için memurluk, işçilik, ticaret alanında atılımlar olmuştur. Eğitim de şehir hayatına bağlı olarak son zamanlarda artmış, her meslek grubunda genç erkek ve kızlarımız görev almaya başlamıştır. Gençlerimizde eğitimin kalitesini ve seviye- sini yükseltmek durumundayız. Politikada fazla etkin olunamamış ve olunmakta istenmemiştir. Toplumda söz sahibi olabilmeniz için ekonomide bürokraside ve politikada var ve güçlü olmanız gerekli ve zorunludur. Politikada görev alınmalı, hangi kanatta olursa olsun politika yapılmalıdır. Kendi hemşerilerimizden birinin politik çalışmasına elimizden geldiğince destek verme- liyiz. Kendi siyâsi görüşümüz ve duruşumuz bu desteği etkilememelidir. Bu davranış şeklini günümüzde sivil toplum örgütlerinde, hemşeri derneklerinde ve baskı gruplarında görebiliyoruz. Kendi gruplarından birileri- nin hangi parti veya grup olursa olsun destek vermişler- dir. Bunu çevrenizde de görmüşsünüzdür. Sivil toplum örgütlerine katılmak zorundayız, bu bize, kendimize güven verecektir. Diğer alanların da altyapısı olacaktır. Parti teşkilatlarında görev almamız gereklidir. Bu, üst siyasetin alt yapısı olacaktır. Bana göre yavaş yavaş men- suplarımız ekonomide, bürokraside yer almaya başladı ve bunun artarak devam edeceğine inanıyorum. Önceliklerimizden birisi de anavatanımız olan Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarını, birliğini, bütünlüğünü sa- vunmak, yücelmesi için çalışmaktır. Bu olduğu zaman huzuru, güvenliği, etkinliği artar. Nogay Türkleri camiasında, gerek ülkemizde ve gerekse Kafkasya’da yakından tanınıyor ve seviliyorsunuz. Emekliliğinizden sonra Nogay Türkleri ile ilgili çalışmalar planlamayı düşü- nüyor musunuz? Düşünüyorsanız, bilgi verir misiniz?
İnsanın aklından birçok güzel işleri yapmak geçiyor. Bunun için de para, imkân, zaman, altyapı gerekli olu- yor. Aklımıza gelenlerden bazılarını sıralayabilirsek, dünya Nogay Türkleri Birliklerinin kurulması ve ulus- lararası alanda akredite edilmesi, Kafkasya’da, Türkiye’de, Kırım’da, Romanya’da ve belli merkezlerde, Kültür Merkezlerinin kurulması, Şeker- köy’de eski okul binasında, Nogay Türkleri Müzesinin Kurulması, Sabantoyların periyodik, sistemli, kapsayıcı, katılımcı, kültürün, örf ve ananelerin yaşatıldığı şekilde yapıl- ması, Nogay Türklerinin milli birlik ve beraberliğini sürdürmesi için katılımcı ruhu canlandırmak ve sahip- lendirmek gereklidir. Dernekler farklı isimler altında çalışabilmeli ama geneli ilgilendiren konularda üst kurul, ortak akıl vb. sistemle ortak hareket etmeyi sağ- lamalıdırlar. Nerede Nogay Türkü varsa iletişime geçil- mesi, kültür alışverişinde bulunulması sağlanmalıdır. 25 yıl önce çok dar alanda söylenen Nogay Türkleri terimi, çok şükür çok önemli aşamalar kaydetmiş der- nekleri, sabantoyları, kongreleri, resim, müzik, faaliyet- leri, gezileri, yayımları vb. faaliyetleri ile ismini tarihe kazımış durumdadır. Türkiye-Rusya ilişkileri bizim için önemlidir. Çünkü Rusya’da yaşayan soydaşlarımız vardır. Türkiye-Rusya ilişkilerine göre soydaşlarımızla olan ilişkilerimiz inişli çıkışlı olmakta ve kesintiye uğrayabilmektedir. Türki- ye-Rusya ilişkilerinin biran önce düzelmesi, karşılıklı çıkarlarımız için iki tarafın da yararınadır. Nogay Türk- lerinin de daha çok yararınadır. Dünya genelinde bulunan Nogay Türklerinin, Türkiye Nogaylarından beklentisi fazladır. Bunun bilincinde olarak gelenekleri ile kültürü ile yaşantılarıyla örnek olma özelliğini sürdürme sorumluluğu vardır. Kaybol- maya yüz tutan gelenek ve kültürlerin, diğer bölgeler- den alınarak, canlandırma imkânı da bulunmaktadır. UNESCO tarafından, kaybolmaya aday diller arasında bulunan Nogay Türkçesinin canlandırılması ve yaşatıl- ması hepimizin sorumluluğudur. Bu yapılan çalışmala- rı, bu sorumluluğun yerine getirilmesi olarak görüyor emeği geçenleri kutluyorum. Teşekkür ederiz. HABER | 47
Nogay Türkleri Bülteni
HAZİRAN 2016 NOGAYHABER RADYO NOGAYEL’DE “SON YAZ” ILE ILGILI HABER YAYINLANDI Dagestan’da yayın ya- pan Radyo Nogayel’de, “Son Yaz” adlı eserin yayımlanması ile ilgili haber yayınlandı. Rusya Federasyonu’na bağlı Dagestan Cum- huriyeti’nde, Terekli mekteb’de yayın yapan Radyo Nogayel’de, eği- timci, şâir ve yazar Sa- limet Nukova, Valeriy Kazakov’un “Saylam- lar” adlı eserinin No- gay Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Nogay Türk Yayınları tarafından, Murat Kâ- mil Sütbaş’ın “Son Yaz” adıyla tercüme edilerek yayımlanması hakkında haber yayınladı. Türkiye’de yaşayan No- gayların geçen yıllarda kültürel alanında çok çalışmalar yaptıkları ve yapmaya devam ettikleri, TİKA tarafından bastırılan eserin Türkiye’deki üniversitelere gönderildiği kaydedilen haberde, Atayurt ve Türkiye arasında kurulan köprülerin bozulmadan sağlamlaştı- rılacağına inanıldığı bildirildi. Haberin Orijinal Metni: Nogay yazuvşısı Valery Kazakov’dıñ “Saylamlar” atlı yıyıntıgı Türsiya’da Nogay em Türk tiliñde yangıdan baspalangan. Tursiya’da yaşagan Nogaylarımız, ozgan yıllarda madaniyat tarmagında köp kullıklar etkenler em bu künlerde de areket etip turadılar. Kitaptı Türk tiliñe em Nogay tiliñe Lâtin alfabesi men köşirgen, An- kara Kala’da yaşaytagan sıylı Nogayımız Murat Kâmil Sütbaş. Kitapta aktarganlar onda Valeriy Seper Ulı Ka- zakov’dıñ “Soñ Yaz, Ayırgış Terek, Tokız Kaptal, Altın Kusak” dep atalgan hikâyeleri men yuvık tanıs boladı- lar. Til şeberligine küyezlenediler. Em yaşavdakı filo- zafyalık oylardı şeşetagan asarlar man suklanadılar. Kitap ekimıñ bolıp şık- kan. TİKA atlı ofis sosı yıyıntıktı baspalagan em bâri enstitütlarga Türk âlimlerine yibergen. Türsiya’da yaşaytagan Nogaylarımız sosınday yaratuvşılık kullıkları man ana tildi mutpazga şalısadılar. Sosınday pay- dalı islerdi keleyekte de islemege muratlanadılar. Bizde so alıs hökümette yaşaytagan Nogaylarımız man aramızda salıngan köpirimiz buzılmay, kay- tadan berkiyegine sene- miz. Haberin Türkçe Metni: Nogay yazar Valeriy Ka- zakov’un “Saylamlar” adlı eseri, Türkiye’de Nogay ve Türk dilinde yeniden basıldı. Türkiye’de yaşayan Nogaylarımız geçen yıllarda kültürel alanda çok çalışma yaptılar ve bugünlerde yapmaya devâm ediyorlar. Kitabı Türkçe’ye ve Nogay Türkçesi’ne Lâtin alfabesiyle çeviren, Ankara şehrinde yaşayan değerli Nogayımız Murat Kâmil Sütbaş. Kitabı okuyanlar ora- da Sefer Oğlu Valeriy Kazakov’un “Son Yaz, Ayırgıç Ağacı, Dokuz Kaptal, Altın Kemer” adlı hikâyeleri ile yakından tanışıyorlar. Dil zenginliğine gururlanıyor- lar. Hem hayattaki filozofik düşünceleri seçen eserler ile memnun oluyorlar. Kitap iki bin adet çıkmış. TİKA adlı ofis kitabı basmış ve Türkiye’deki enstitülere Türk âlimlerine yollamış. Türkiye’de yaşayan Nogaylarımız böyle yaratıcı işlerle ana dili unutmamaya çalışıyorlar. Böyle faydalı işleri gelecekte de yapmayı istiyorlar. Biz de bu ülkede yaşayan Nogaylarımız ile aramızda kurul- muş köprülerin bozulmadan, yeniden sağlamlaştırıla- cağına inanıyoruz.
HABER 48 Nogay Türkleri Bülteni HAZİRAN 2016 NOGAYLAR 155 YIL SONRA ROMANYA’DA KUCAKLAŞTILAR Türkiye’de yaşayan Nogay Türklerinin göç ettikleri yer- lerden birisi de bugünkü Romanya sınırları içindeki bazı bölgeler. Kafkaslardan Romanya’ya göç etmek zorunda kalan ve orada yurt edinen Nogay Türklerinin torunları, 155 yıl sonra ilk kez Anadolu’dan Romanya’ya bir ziya- ret gerçekleştirdiler. Eskişehir Nogay Türkleri Derneği tarafından düzenle- nen bir program çerçevesinde Türkiye’de yaşayan No- gay Türkleri, tarihlerinde ilk kez göç edip geldikleri top- raklara, Romanya’ya bir ziyaret gerçekleştirdiler. Kafkaslardan sürgün edilen ve yaşadıkları topraklardan ayrılmak zorunda kalan Nogay Türkleri, 1860’lı yıllarda bugünkü Kırım, Romanya, Bulgaristan sınırları içinde olan yerlere ve Anadolu’ya göç etmişlerdi. O tarihlerde Osmanlı Devleti’nin toprakları olan o bölgelere Osman- lı Devleti tarafından planlı şekilde yerleştirilmiş ve bir kısmı da Anadolu’da birçok bölgeye nakledilmişti. Romanya’da bir süre kalan ve ardından Anadolu’ya yerleştirilen Nogay Türklerinin bir kısmı Eskişehir’de yaşamakta. Bu gün Eskişehir’de Eskişehir Nogay Türk- leri Derneği adıyla toplanan ve çalışmalar yapan Nogay Türkleri, yüz elli beş yıllık bir zamandan sonra atalarının konakladığı yerlere bir ziyaret gerçekleştirdiler. Romanya’da Köstence bölgesinde temasta bulunan heyet- te, Eskişehir Nogay Türkleri Derneği Başkanı Eşref Özer, Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Özkılıç, Aydın Kutlu, Birol Okyay, Ceyhun Ersen ve Hakan Özcan vardı. İstanbul’dan karayolu ile gittikleri Romanya’da Nogay Türkleri ve Tatar- lar tarafından karşılanan heyet bir hafta konuk edildi. Romanya’da büyük bir ilgiyle karşılanan heyet, Roman- ya Müslüman Tatar Türklerinin Demokrat Birliği teşki- latıyla, Köstence Belediyesi ile ve Romanya Müslüman Tatar Türklerin Demokrat Birliği Başkanı ve Romanya Milletvekili Celil Eserghep ile temaslarda bulundular. Köstence’de ve Nogayların, Tatarların bir arada yaşadık- ları Karamurat, Mangalia, Köstence, Eferyon, Tekirgöl, Kanara, Mecidiye, Endek, Karakuyusu, Nurbatlar ve Tuzlabazı köy ve yerleşim yerlerini ziyaret eden heyet, o bölgenin zengin mutfağından ve at etiyle hazırlanmış sucuklardan da tattılar. Ziyaretle ilgili olarak sorumuzu yanıtlayan Eskişehir No- gay Türkleri Derneği Başkanı Eşref Özer, “Uzun yıllardır gitmeyi ve görmeyi hayal ettiğimiz bu toprakları gelip görmek ve buradaki soydaşlarımızla yeniden görüşmek bizim için büyük bir özlemdi. Bunu geç de olsa, 155 yıl aradan sonra gerçekleştirebilmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Diliyoruz ki, bu ziyaret yeniden şekillenecek ve gelişecek ilişkilerin bir başlangıcı olsun. Bizler, Nogay Türkleri olarak sadece Anadolu’da yaşamıyoruz, Kazakis- tan’da, Karaçay’da, Çeçenistan’da, Dağıstan, Kırım, Bulga- ristan ve Romanya’da yaşıyoruz. Eskişehir’deki Nogaylar olarak ilk ziyaretimizi Romanya’ya gerçekleştirdik. İstiyo- ruz ki zaman içerisinde bütün dünya Nogaylarını ziyaret edelim ve varlığımızı unutmayalım” dedi. Heyette yer alan Aydın Özkılıç ise “Romanya’ya gelmek- ten ve buradaki Nogay Türkleriyle, Tatarlarla tanışmaktan mutlu oldum. Burada Tatarların, Nogayların, Kıpçakların hepsinin bir arada tek vücut olmalarını görmekten gurur duyuyorum. Bu onların kendi kültürlerine ve değerlerine ne kadar sahip çıktıklarını gösteriyor” dedi. Heyetin Eskişehir’e dönüşü sonrası Eskişehir’de yaşa- yan Nogay Türkleri tarafından ilgi ve merakla bekleni- len ziyaret ile ilgili izlenimleri, Eskişehir Nogay Türkleri Derneği’nin Opera binasının karşısındaki yeni yerinde, gelen dinleyiciler ile paylaşıldı. HAKAN BENLI
|
ma'muriyatiga murojaat qiling