Dİyalog metinlerinde miLLİ KÜLTÜrel özellikler firüzehan kerimova Öz


Download 54 Kb.
Sana31.07.2020
Hajmi54 Kb.
#125198
Bog'liq
Турк тилида-мақола


DİYALOG METİNLERİNDE MİLLİ KÜLTÜREL ÖZELLİKLER
Firüzehan KERİMOVA
Öz

Makalede, Özbek dilinin milli kültürel özellikleri ruh bilimci E.Bern’in geliştirdiği teori çerçevesinden bakılarak ele alınır. Özbek kültürüne özgü halimlik ve çocukseverlik gibi özellikler diyalog metinleri örneğinde incelenir.


Anahtar Kelimeler

Özbek dili, diyalog, millilik, psikolinguistik, E.Bern teorisi.


Diyalog metni canlı iletişim sürecini ifade eder. Diyalogda tarafların dil bilimi ile edindikleri tüm özellikler ortaya çıkabilir. Konuşan ve dinleyenin dünya ile ilgili lisani bilimleri, ruh halleri, milli kültürel eğitimi, sosyal statüsü ve cinsiyet özellikleri de diyaloglara yansır. Özellikle milli terbiye ile yoğrulan Özbek dili diyalog metinlerinde katılımcıların sosyal makamı, kadın ve erkek simasında saygı, halimlik ve katilik gibi özelliklerin yansıdığı görülebilir. Wilhelm fon Humbolt milli ruh ve milli dil hakkındaki “Her dilin sahibinde o dilin milli ruhu yatar.” [2: 83] fikri yüzyıllardan beri geçerliliğini kaybetmemiştir. Özbek dili diyalog metninin tetkikine ait birçok bilimsel çalışmada meselenin bazı yönleri araştırılmıştır. A.Hazratkulov, B.Urinbayev, Ş.İskenderova, S.Muminov, D.Hudaybergenova gibi uzmanların risalelerinde konuşma metni, edebî dil ve konuşma şekilleri, onların dil bilimsel sosyal özellikleri detaylıca araştırılmıştır. [3,4,6,8,9]. Diyalog sürecinin tetkikinde sosyal lisan ve milli görüşler kendiliğinden ön plana çıkar. Dilin sosyoloji ve psikoloji bilimleri ile işbirliği artar. Günümüzde dil biliminin gelişmesinde sosyal bilimlerin önemi daha artmış durumda. Bugün psikolinguistik, pragmalinguistik, sosyolinguistik, etnolinguistik, lingvokültüroloji gibi ara bilim dalları gelişmektedir. Psikolinguistik araştırmalar kişinin ruh hali ile onun lisani dünyasını araştırmayı hedefler. Psikoloji ve dil biliminin kesiştiği noktalar; birey konusunu araştırma sınırlarını genişletmekle kalmayıp kişinin bakış açısı, ruh hali vasıtasıyla onun milli kültürel dünyasını da anlamaya yardımcı olur. İnsanın dili onu çevreleyen kültür kurallarısız düşünülemez. Bu noktada ünlü psikolog E.Bern’in görüşlerindeki ÇOCUK, ANNE BABA, BÜYÜK İNSAN rolleri yardımıyla Özbek diyalog metnindeki milli kültürel özelliklere ışık tutmaya çalışalım. E.Bern’e göre toplumdaki her insan her zaman belli bir statü – rol ile karşımıza çıkar. Ona göre sosyal roller 3 türlüdür: ÇOCUK, ANNE BABA ve BÜYÜK İNSAN. [1:18]

ÇOCUK evde evlat, okulda öğrenci, akranları arasında dost gibi sosyal statülerde olabilir. ÇOCUK rolünde yetişkin olmayan insan vardır. ANNE BABA da ailede baş, devleti işinde memur veya başkan, herhangi bir meslek kişisi rolünü üstlenir. ANNE BABA emir veren, yöneten ve evladı için sorumluluk duyan bireydir. Bern’e göre BÜYÜK İNSAN rolünde aklen olgunlaşmış insan bulunur. O, birey olarak kendi davranışlarından sorumlu kişidir.

Ünlü dil bilimci A.Nurmanov dil ve kültür hakkında “Her halkın etnokültürü onun dili ile ifade edilir.” [5:18] dediğinde muhtemelen milli dilimizin derin anlamlı ve çok yönlü özelliklerini düşünmüştür. Aşağıdaki örnekler fikrimizin örneğidir.

(Anne) Ne yapmak istiyorsun? dedi gözlerime bakarak.

- Bir dakika, dedim pervasızca kafa sallayarak. – Oluk biraz eğilmiş.

- Dur çocuğum, önce kahvaltını yap...

- Hemen bitirip geliyorum.

Bunu der demez merdivene tırmanmaya başladım. Dama çıkınca aşağıdan annemin telaşlı sesi duyuldu:

-Dikkat et, damın kenarına gitme!

-Ya eve gir sen anne ya! dedim sıkılarak.

(Ö.Haşimov, Defter Kenarındaki Yazılar. S.25)

Halkımız arasında “Evlat anne babası için her yaşında çocuktur” diye bir söz vardır. Bu söz; evlatlarına şefkatle, sevgiyle yönelmenin, yetişkin ve evli olmasına rağmen her zaman ona telaşlı bir şefkatle bakmanın Özbek kadınlarına özgü milli bir ruh olduğunu bir kez daha kanıtlar. Annenin “Önce kahvaltını yap”, “Dikkat et” gibi sözleri onun BÜYÜK İNSAN makamındaki oğluna ÇOCUK’lara gösterilen şefkat ve sevgi duyguları ile yaklaştığını gösterir.

Yukarıdaki parça ANNE’nin sosyal rolünün Özbek dilindeki makamının tamamen farklı ve birçok güzel yönlere sahip olduğunu anlamamıza imkan sağlar.

Örnek:

Azimcan. Altı yaşında.

- Alo, kiminle konuşuyorum?

- Azim ben!

-Azimcan. Ben babanın arkadaşıyım. Babanı çağırır mısın?

- Tamam amca, hemen... Babam dedi ki o, evde yokmuş

(A.g.e. S.144)

Parçadan ÇOCUK rolünü üstlenen Azimcan’ın büyüklere karşı saygıda kusur etmemekle birlikte babasına ihanet etmemeyi öncelik olarak kabul ettiğine, saf bir samimiyetle “babasının söylediği”ni yerine getirdiğine şahit oluruz. Burada “Tamam amca, hemen” ve “Babam dedi ki o, evde yokmuş” cümlerinin anlamca uyuşmamasının sebebi de milli kültürel ortam, yani babaya karşı saygı ve itaat olduğunu farketmek zor değildir.

Başka bir örnek:

Derken ihtiyarın kendisi konuşmaya başladı:


  • Siz beni tanımazsınız. Ben kitaplarınızı okurum çocuğum!

Çocuğum” demesi gönlümde garip bir özlem hissini uyandırmıştı. Temiz giyinmiş, beli bükük bu ihtiyara dikkatle baktım.

- Yoksa...

- Evet ya! dedi ihtiyar gülümseyerek. Ben o “şair” öğretmeninizim... Memnunum çocuğum, yazdıklarınızdan çok memnunum.

(A.g.e. S.92)

Diyalogda ihtiyar öğretmenin öğrencisinin başarısından mutlu olması, ona okul yıllarında olduğu gibi “çocuğum” diye hitap etmesi; milli ruhu taşıyan yaşlı insanlarımızın çocuklara karşı sevgi ve şefkatinin sembolüdür. Söz konusu diyalogda BÜYÜK İNSAN makamındaki ihtiyarın BÜYÜK İNSAN’ı yani yazarı ÇOCUK rolünde görmesi de dildeki milli sosyal özellikle ilgilidir. N.Mahmudov boşuna “...her milletin görüş tarzı vardır, idrak intizamı vardır. Genel olarak her milletin kendine özgü düşünce ilkesi vardır.” [3: 9-10] diyerek milli düşüncenin altını çizmemiştir. Her dile özgü etnik özelliklerin dile yansıması hem etnolinguistiğin hem psikolinguistiğin konusudur.



Dilimizin insanın hayatında, iletişim kültüründe, ruhunda yaşaması ve korunması; asırlar boyu atalardan miras kalan milli değerlerin, kavram ve görüşlerin temelinde ortaya çıkan millet tablosunun lisani ifadesidir. Zira lisani tablo, milletin tablosudur. Millet tablosunun güzelliği onun manevi köklerinin ne kadar derinlere inmiş olmasıyla ilgilidir.
Kaynakça:


  1. Bern.E. İgrı v kotorıye igrayut lyudi. Moskva, Eksmo, 2009.

  2. Gumbold V.fon. İzbrannıye trudı po yazıkoznaniyu. Moskova, Progress, 1984.

  3. İskenderova Ş. Özbek Nutuk Âdetinin Mülakat Şekilleri: Doktora tezi. Taşkent. 1993.

  4. Mahmudov N. Dil. Taşkent, Yazuvçi Yayınevi, 1998.

  5. Muminov S. Özbek Mülakat Nutkunun Sosyal-Lisanî Özellikleri: Doktora tezi. Taşkent. 2000.

  6. Nurmanov A. Dilbilimsel Görecelik ve Dilbilimsel Determinizm Teorileri Hakkında Düşünceler // Özbek Dili ve Edebiyatı. Taşkent, 2013, sayı 5.

  7. Hudaybergenova D. Özbekçe Metinlerin Antroposantrik Tetkiki. Taşkent, Fen, 2013.

  8. Haşimov Ö. Defter Kenarındaki Yazılar. T., 2018.

  9. Urinbayev B. Özbek Dili Konuşma Dili Sentaksı Meseleleri. Taşkent, 1974.

  10. Hazratkulov A. Dialogiçeskaya reç v sovremennom uzbekskom literaturnom yazıke. AKD. Semerkand. 1966.

 ЎзР ФА Ўзбек тили, адабиёти ва фольклори институти кичик илмий ходими.Электрон почта: udshaxnoza@mail.ru

Download 54 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling