KaúgarlÕ Mahmud (XI. yüz yÕl)


Download 51.69 Kb.
Pdf ko'rish
Sana19.10.2017
Hajmi51.69 Kb.
#18227

KaúgarlÕ Mahmud

 

(XI. yüz yÕl)



 

KaúgarlÕ Mahmud, Türkistan medeniyeti, bi-

limi, edebiyatÕnÕn orta ça÷daki en kutlu pÕnarÕdÕr 

ve bugün dünyada yaúayan bir çok ayrÕ Türk halk-

larÕnÕn ilk yazÕlÕ edebiyat, bilim kaynaklarÕ ona 

kadar gider. Yani bugünkü Özbek, eski Ça÷atay, 

genel olarak Türkistan úiiri tarihi bu kiúinin eser-

leriyle temellenir. Genel olarak alÕndÕ÷mdaysa, 

Mahmud Kaúgarî ve onun "Divanü Lügati't-Türk" 

adlÕ eseri sadece Türkistan'daki Türk halklarÕnÕn 

de÷il; belki kendisinin de yazdÕ÷Õ gibi Çin'den ta 

Karadeniz'e, Akdeniz'e kadar çizilen yerlerde ya-

úamÕú ve bugün de yaúayan Türk halklarÕnÕn ma-

lÕdÕr. Bugün de bu eser, Kaúgarî adÕ bütün Türk 

dünyasÕnda medenî, fikrî birlik, iú birli÷i, mücadele 

ve yükselmede önemli amildir.

 

Mahmud'un vatanı neresi?

 

Özbek Türkçesi kitaplarda Mahmud'un vatanÕ 



Balasagun ve Barsgan olarak gösterilir. Ne zaman 

do÷du÷u bilinmemektedir. Bu hususta ben Öz-

bekçe, Uygurca, OsmanlÕca, Türkiye Türkçesi, 

Rusça ve di÷er dillerdeki bazÕ kitaplarÕ gördüm, 

bilgi yok. "Mahmud bin Hüseyin bin Muhammed... 

Kaúgarî adÕyla meúhurdur. Balasagun (bugünkü 

KÕrgÕzistan'daki Tokmak) úehrinde do÷muú" de-

nilir. ("Özbek Adabiyeti" Antolojisi, I. cilt, Taúkent 

1959,9. s.; Neten Mallayev'in "Özbek Adabiyeti Ta-

rihi" adlÕ eserinde ve baúka kitaplarda da bu görüú

 

tekrarlanÕr.) N. Mallayev "Onun dedesi KaúgarlÕ olup 



Balasagun'a göçüp gelmiú ve yerleúip kalmÕútÕr." der 

("Özbek Adabiyeti Tarihi", Taúkent 1976, 103. s.). 

Meúhur âlim Hamidulla Hasanov ise"Onun dedesi 

Muhammed ve babasÕ Hüseyin IssÕk Göl boyundaki Bar-

gan úehrindendi. BabasÕ, iúi dolayÕsÕyla olsa gerek, Bars-

gan'dan Kaúgar'a göçmüú ve burada yerleúip kalmÕú. 

Onun için Mahmud 'un ismi Kaúgarî olup gitmiú " diye 

yazar ("Seyyah Alimler", Taúkent 1981, 117. s.) 

F.F.Tülbentçi'nin kitabÕnda ise, KaúgarlÕ Mah-

mud'un do÷um yeri olarak Kaúgar gösterilir

1

. Mah-


mud Kaúgarî'nin Uygur Türkçesiyle çÕkan "Divânü 

Lûgati't-Türk" tercümesinde

2

 úöyle yazÕlÕr: "Müellif 



kendi eserinde Barsgan úehri hakkÕnda bilgi verirken 

úöyle kaydeder: "Barsgan, Efrasiyab'Õn o÷lunun ismi, 

Barsgan úehrini o kurdurmuú." Mahmud'un babasÕ iúte 

bu úehirdendir." (Divânü Lûgati't-Türk, faksimile, III. 

cilt, 625. s.).

 

Bize göre, Mahmud'un do÷du÷u yer, tabii ki 



babasÕnÕn da do÷du÷u yer, Barsgan úehridir. Eski 

Semerkant, Efrasiyab'Õn, Türkçe adÕ Alp Er Tunga 

olan büyük hükümdarÕn o÷lunun adÕyla ad-

landÕrÕlmÕú Bargan'dÕr. Gelenek olarak, bilimle u÷-

raúan kiúiler, memleketin baúkentine toplanÕr; Mah-

mud'un o devirde KarahanlÕlar devletinin baúkenti 

Kaúgar'a gitmesi de, kendi adÕnÕ Türk dünyasÕnÕn if-

tihar etti÷i Kaúgar ile ba÷lamasÕ da tabiidir. Yusuf 

Has Hacib'in de Balasagunlu, Mahmud'un da Ba-

 

1. F.FazÕl Tülbentçi, Türk Büyükleri ve Türk KahramanlarÕ, lstanbul-1967, s.21. 



2. Mahmut Kaúkarî, Türkî Tiller DivanÕ, 3. cilt, Urumçi-1400. 

 

 

lasagunlu, BarganlÕ oldu÷una; Balasagun ha-



rabelerinin KÕrgÕzistan'Õn bugünkü Tokmak úehri 

yakÕnÕnda oldu÷unu düúünürsek, bu kutlu top-

raktan iki orta ça÷ edibinin yetiúip çÕkmasÕ anlaúÕlÕr.

 

Bilindi÷i kadarÕyla, Mahmud Kaúgarî'nin iki 



eseri var: Biri, "Ceuâhirü'n-Nahv fi Lugâti't-Türk" 

(Türk dili sentaksÕ, kaideleri); bu eser bugüne kadar 

bulunamamÕútÕr. økincisi, "Divânü Lügati't-Türk" 

olup, her iki eser de Arapça yazÕlmÕútÕr. Niçin Arap-

ça yazÕldÕ÷ÕnÕ izah etmek, bence gereksiz; ama bu-

günkü nesillerde bu konudaki do÷ru bilgi azlÕ÷Õ se-

bebiyle bazÕ úeyleri kaydetmek yerinde olur diye 

düúünüyorum. øslamiyetin úarka, özellikle Tür-

kistan bölgelerine yayÕlmasÕyla aynÕ devirde Arap 

dilinin hükümranlÕk sÕnÕn da geniúledi. Orta ça÷da 

yetiúen bütün âlim ve edipler Arapça ö÷reniyorlar 

ve kullanÕyorlardÕ.

 

Mahmud gençli÷inden itibaren büyük 



âlimlerden ders almÕú, Buhara'da Semerkant'ta oku-

muú, sonra Merv'e, Niúabur'a, Ba÷dat'a gitmiútir. 

Kendi dedi÷i gibi, Rum'dan Maçin'e kadar, bu-

günkü Türkiye topraklarÕndan bugünkü Çin'e 

kadar olan ülkeleri gezmiú, kitabÕnÕ yazmak için 

kaynak toplamÕútÕr. Kendisi bu konuda úöyle yazar: 



"Ben Türkler-Türkmenler, Uygurlar, Çigiller, Ya÷-

malar, KÕrgÕzlarÕn úehirlerini, kÕúlak ve yaylaklarÕnÕ gez-

dim; sözlerini topladÕm, türlü söz özelliklerini ö÷renip 

ortaya çÕkardÕm. Ben bu iúleri dil bilmedi÷im için de÷il, 

belki bu dillerin sözlerindeki her çeúit farklarÕ açÕ÷a çÕ-

karabilmek için yaptÕm" der. O Türk dilinin de÷eri 

için ilk mücadeleyi baúlatan yazardÕr. "Türk dilini 



yazmada kullanÕlan harfler onsekiz tanedir. Halbuki, dil-

deki sesler onsekiz de÷il, çoktur. O sesleri göstermek için 

yeni yedi harf gerek" der, daha o zamanda. Kaú-

garî'nin bu fikirleri bin yÕldan sonra da, bugün de 

yazÕlarÕndaki harfleri dildeki seslere göre mü-

kemmelleútirememiú bütün Türk halklarÕna, bu-

günkü Özbekler, Kazaklar, KÕrgÕzlar, Uygurlar, 

Türkiye'deki Türklere de ibret olacak niteliktedir.

 

Mahmud Kaúgarî eserini bitirip, Ba÷dat'taki 



halifeye arma÷an eder. Bu konuda "Dîvân"a yaz-

dÕ÷Õ mukaddimesinde úöyle demiú: "Bu kitabÕ Haúim 



uru÷undan çÕkÕp, Abbasîler sülalesinde önder olmuú,., 

mü'minlerin emîri ve TanrÕ 'nÕn tayin etti÷i halife Mu-

hammed o÷lu Ebu'l'KasÕm Abdullah Muktedî haz-

retlerine arma÷an kÕldÕm" (Urumçi 1981 baskÕsÕ, 176. 

s.). Mahmud'un halifelik payitahtÕ Ba÷dat'ta tahsil 

gördü÷ü, yaúadÕ÷Õ hakkÕnda bilgiler var. O devirde 

Ba÷dat'ta sadece Araplar de÷il, belki bütün islam 

alemindeki milletlerden bir çok kiúi de yaúamÕútÕr. 

Ba÷dat'ta Türkler ve So÷dlann ayrÕ ayrÕ mahalleleri 

vardÕr. Özbek âlimi H. Hasanov'un yazdÕ÷Õna göre 

halife Mu'tasÕm'm annesi Marida So÷d, veziri Ota-

mÕú Türk, askerleri de So÷d, Fergana, Usruúana,

 

ùoú'tan alÕnmÕútÕr. 9-11. asÕrlarda Ba÷dat'a gidip ya-



úayan Türkistan'Õn ulu âlimleri SemerkantlÕ Ebu 

Yakub øshak øbn Hasan ibn Kuhî el-Hureymî, Fer-

ganalÕ úair Halif el-Ahmer, meúhur filozof ebu Nasr 

Farabî, onun hemúehri filolog øshak el-Farabî, onun 

yi÷eni filolog Ebu Nasr øsmail el-Cevherî, kök bil-

gini Ahmed ibn Muhammed Ferganî, matematikçi 

ve co÷rafyacÕ Muhammed ibn Musa el-Harezmî, 

Mervli Ahmed ibn Abdullah Marvezî, Belhli Ebu 

Ma'úyerler de Ba÷dat'ta yaúamÕú, eser vermiútir (Yu-

karÕda adÕ geçen eser, 118. s.).

 

M.Kaúgarî'nin bu eserinde, onun hazÕrladÕ÷Õ 



dünya haritasÕnÕn verilmesi, orada dünyanÕn mer-

rezi olarak Barsgan'm, kendi do÷du÷u yerin alÕn-

masÕ, bu haritaya ilk Türk haritasÕ denilmesi 

(Araplar kendi hazÕrladÕklarÕ haritalarda dünya 

merkezini Mekke ve Medine olarak; încil-i ùerifte 

ise Kudüs olarak alÕnmasÕ gibi), bunlarÕn yanÕnda 

Türkçe yÕllÕk-takvimin verilmesi ayrÕca önemlidir.

 

"Divânü Lûgati't-Türk"ün müellif yaz-



masÕndan 1265 yÕlÕnda Muhammed bin Ebu Bekr 

DÕmiúkî'nin yaptÕ÷Õ nüshasÕ østanbul'da bu-

lunmuútur. Üç cilt halinde 1915-1917 yÕllarÕnda øs-

tanbul'da basÕlmÕútÕr. Brockelman Almancaya (Le-

ipzig, 1928), Besim Atalay OsmanlÕ Türkçesine 

(Ankara, 1939), Salihkârî Muttalibov Özbek Türk-

çesine (Taúkent, 1960-1963), bir grup tercüman 

Uygur Türkçesine (Urumçi, 1981-1984) çevirmiú ve 

üç cilt halinde yayÕmlanmÕútÕr.

 

Eski Sovyetler Birli÷i'nde bu eser hakkÕnda 



Prof. A.K. Borovkov, A.N. Kononov, N.A. Bas-

kakov, V.Reúetov, G.A. Abdurrahmanovlar in-

celemeler yapmÕúlardÕr. Özbekistan'da "Dîvân"m 

ilk incelemecisi ve parçalar yayÕmlayan FÕtrat'ür. 

FÕtrat'm iúleri, kendisinin "Özbek Adabiyeti" (Se-

merkant, 1926) toplusuna da girmiútir. Kaúgarî'nin 

bu eserinden alÕnmÕú parçalar Özbek edebiyatÕ an-

tolojilerine 1940, 1959, 1960 ve sonraki onlarca an-

tolojiye sokulmuútur. Aziz Kayumov'un "Kadimiyet 

Abideleri" (Taúkent 1973), Neten Mallayev'in 

"Özbek Adabiyeti Tarihi" (Taúkent 1976), "Özbek 

Adabiyeti Tarihi" (5 ciltlik, I. cilt, Taúkent 1978), 

"Kadimgi Hikmetler" (Taúkent 1989) kitaplarÕnda 

Kaúgarî ve onun eseri hakkÕnda makaleler, parçalar 

verilmiútir.

Biz bu antalojiye "Divânü Lûgati't-Türk"ün üç 

cildinden seçilip "Özbek Adabiyati" dört cildinin I. 

cildine (Taúkent, 1959,11-15. sayfalar) alÕnan bahar 

hakkÕndaki úiirleri hazÕrladÕk. Son bolumda ise, 

Do÷u Türkistan'Õn Urumçi úehrinde Uygur Türk-

çesiyle basÕlan üç ciltteki (B. Atalay neúrinden, el 

yazma faksimilesi verilerek hazÕrlanmÕú tercüme, 

1981-1984) çeúitli konulardaki dörtlüklerin M. Kaú-

garî'nin yazdÕ÷Õ aslÕnÕ, Türkçe transkripsiyonunu 

ve karúÕlÕ÷ÕnÕ verdik.

 

n  yazdÕ÷Õ  aslÕnÕ,  Türkçe  transkripsiyonunu



lÕ÷ÕnÕ verdik.

 

     "Divânü Lûgati't-Türk"ten*

 

Bahar HakkÕnda  / Bahar Üzerine**



 

Qar buz qamug erüúdi 

Taglar suvÕ aqÕúdÕ 

Kökúin bulÕt örüúdi 

Qayguq bolup egriúür

 

Ördi bulÕt mraúu  



AqtÕaqmmünreúü 

QaldÕ bodun tanlaúu 

Kökrer taqÕ munraúur

 

Ay qopup evlenüp                



Aq bulÕt örlenüp              

Bir bir üze öklünüp 

Saçlup suvÕ Õnraúur

 

QuydÕ bulÕt yagmurÕn 



Kerip tutar aq tonn 

QÕrqa qodtÕ aq ol qarÕn 

AqÕn aqar Õnraúur

 

Qaqlar qamug kölerdi 



Taglar baúÕ ilerdi 

AjuntmÕyÕlÕrdÕ                

Tü tü çeçek çerkeúür

 

Tümen çeçek tizildi 



Bükünden ol yazÕldÕ 

Üküú yatÕp üzeldi 

Yirde qopa adnúur

 

 Ya÷mur ya÷Õp saçÕldÕ 



Türlüg çeçek suçuldÕ 

Yinçü qabÕ açÕldÕ 

ÇÕndan yÕpar yugruúur

 

Qulan tükel qomuttÕ 



Arqar suqaqyumuttÕ  

Yaylag tapa emitti 

Tizig turup segriúür

 

YaúÕn atÕp yaúnadÕ 



Tuman turup tuúnadÕ 

AdgÕr qÕsÕr kiúnedi 

Ö÷ür alÕp oqraúur

 

Kar,bwzhep eridi, 



Da÷larÕn suyu aktÕ, 

Gö÷ümsü bulut yükseldi, 

KayÕk gibi çalkalanÕr. 

ønleyerek bulut koptu

Gürültüyle seller aktÕ, 

Halkhayret etti, úaúaladÕ 

Ba÷Õrarak da kükrer. 

Ay çÕkÕp a÷ÕllanÕr,                    

Ak bulutlar belirir,               

Birbiri üzerine yÕ÷ÕlÕr, 

Suyunu saçarak inler. 

Bulut ya÷murunu koyuverdi; 

O, aka÷ÕnÕ gererek tutar                       



KarÕnÕ kÕrlara koydu                        

Sel inleyerek akar. 

Kuru yerler hep gülerdi;                      

Da÷ baúlan göründü, göze iliúti; 

DünyanÕn solu÷u ÕlÕdÕ,                

Türlü çiçekler sÕralandÕ. 

Tümen tümen çiçek dizildi, 

TomurcuklarÕndan yayÕldÕ                        

-Yer altÕnda- çok yatarak sÕkÕldÕ 

Yerden biterek ayrÕúÕr. 

Ya÷mur ya÷Õp saçÕldÕ 

Türlü çiçek çÕktÕ,                         

ønci kabÕ açÕldÕ                    

Sandal, misk yugruúur. 

Bütün kolanlar coútu, 

Geyik, sÕ÷Õn toylandÕ, 

Yaylaya do÷ru akÕútÕ                

SÕra olup koúuútu. 

ùimúek çaktÕ, 

Bulut durup karúÕlaútÕ, 

AygÕr kÕsrak kiúnedi, 

Ö÷ür alÕp akraúur. 

 

Bu parçalar, dört ciltlik"Özbek EdebiyatÕ" kitabÕnÕn birinci cildi 11-15. SayfalarÕndan alÕndÕ. (Özbekistan Bediiy Edebiyat NeúriyatÕ,



 

Taúkent 1959.)

 

Günümüz Türkçesine aktarÕrken, Besim Atalay Tercümesinden f aydalanÕlmÕútÕr. Ankara, 1991-92,1-IV. c.)



 

lmÕútÕr. Ankara, 1991-92,1-IV. c.)



 

 

AlÕn tüpü yaúardÕ  



Urut otm yaúurdÕ 

Kölnin suvÕn küúerdi 

SÕ÷Õr buqa muftraúur

 

QÕzÕl sarig arqaúÕp 



YÕpkin yaúÕl yüzkeúip 

Bir bir kerü yürkeúip 

Yalnuk anÕ tafilaúur

 

A÷dÕ bulÕt kökreyü 



Ya÷mur tolÕ sekriyü 

QalÕqanÕükriyü 

Qança barÕr belgüsüz

 

Quú qurt qamug tirildi 



Erlik tisi terildi                

Ö÷ür alÕp tanldÕ  

Ymqa yana kirgüsüz

 

Yay baruban erküzi 



AqtÕ aqm munduzÕ 

TugdÕ yaruq yulduzÕ 

TÕnla sözüm külgüsüz

 

Tegme çeçek öküldi 



BuquqlanÕp büküldi 

Tügsin tügün tügüldi 

YargalÕmat yürkeúür

 

Qoçnar teke seúildi 



SaglÕq sürüg qoúuldÕ 

Sütler qamug yuúuldÕ 

Oglaq kozÕ yamraúur

 

Türlüg çeçek yarÕldÕ 



BarçÕn yadÕm kerildi 

Uçmaq yeri körüldi 

Tumlug yana kelgüsüz

 

Etil suvÕ aqa turur 



Qaya tübi qaqa turur 

BalÕq telim baqa turur 

Kölüfi taqÕ küúerür

 

Da÷larÕn tepeleri yeúerdi, 



Kuru ot yerine yeni ot çÕktÕ 

Gölün suyu doldu                        

SÕ÷Õr, bo÷a bö÷rüúür. 

KÕzÕl san çiçekler arka arkaya çÕkar, 

Yeúil menekúe yüze çÕkar,                    

Birbiri üzerine sarÕlÕr,                       

ønsan bunlara úaúar. 

Bulut kükrey erek yükseldi 

Ya÷mur, dolu koúuúur,            

Onu hava sürüyor,           

Nereye gidece÷i belli de÷il. 

Kurt, kuú bütün dirildi, 

Erkek, diúi derlendi, 

Ö÷ür alÕp da÷ÕldÕlar 

ArtÕk ine girmeyecek 

Bahar gelirken erimiú olan karlar 

Coúkun seller gibi aktÕ,                          

Tan yÕldÕzÕ do÷du                                

Sözümü gülmeden dinle! 

Her bir çiçek yÕ÷ÕldÕ, 

TomurcuklanÕp büküldü, 

Dört köúeli dü÷üm dü÷üldü, 

YarÕlarak birbirine girer. 

Koç, teke ayrÕldÕ              

Sa÷mal sürü koúuldu 

Sütler bütün aktÕ  

O÷lak, kuzu karÕúÕr. 

Türlü çiçekler açÕldÕ,                    

øpek kumaútan yaygÕ serildi. 

Cennetin yeri görüldü,               

KÕú gene gelecek de÷ildir. 

ødil suyu akar durur, 

KayalarÕn dibini dö÷er durur, 

Bol balÕklar bakar durur, 

Gölcük dahi taúar. 

 

 

Download 51.69 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling