Adları da verilmiştir
Download 15.22 Kb.
|
Eski Türkçeyle yeni Türkçeyi birbirine bağlayan geçiş dönemidir
Eski Türkçeyle yeni Türkçeyi birbirine bağlayan geçiş dönemidir. Bu dönemde bütün Orta Asya’da kullanılan Türkçeye, Ortak Türkçe, Müşterek Orta Asya Türkçesi adları da verilmiştir. Türk dili ve Türk kültüründe önemli değişmelerin olduğu bu dönem, Harezm Türkçesi ile temsil edilir. Harezm Türkçesi, 13. ve 14. yüzyıllarda Batı Türkistandaki yazı diline verilen isimdir. Edebî gelenekler bakımından Karahanlı Türkçesine dayanan bu yazı dili, Oğuz Türk dili ve Türk kültüründe önemli değişmelerin olduğu bu dönem, Harezm Türkçesi ile temsil edilir. Harezm Türkçesi, 13. ve 14. yüzyıllarda Batı Türkistandaki yazı diline verilen isimdir. Edebî gelenekler bakımından Karahanlı Türkçesine dayanan bu yazı dili, Oğuz ve Kıpçak lehçelerinden de etkilenmiştir. Karahanlı Türkçesinden Çağatay Türkçesine geçiş olarak değerlendirilen bu dönemde dil tarihi bakımından önemli eserler yazılmıştır. Karahanlı Türkçesinden Çağatay Türkçesine geçiş olarak değerlendirilen bu dönemde dil tarihi bakımından önemli eserler yazılmıştır Orta Türkçe dönemindeki Türk lehçelerinin, edebiyatlarının gelişerek devam ettiği dönemdir. Bu dönemi, dil bilgisi yapısı bakımından belli farklılıklar olmakla birlikte Orta Türkçe Dönemi’nden kesin çizgilerle ayırmak pek mümkün değildir. Ancak Türkçenin dış etkiler sebebiyle bazı değişikliklere uğradığı zamanlar bu dönem içinde değerlendirilebilir. Bu dönemde bir tarafta Orhun, Uygur, Karahanlı Türkçeleri, Harezm Türkçesi ve onun devamı niteliğinde olan ve geçmişteki ses ve yapı bilgisi özelliklerini koruyan Çağatay Türkçesi gelişmesinini sürdürürken diğer tarafta Anadolu Selçuklularıyla birlikte Oğuz ağzı yazı dili olmaya başlamış ve kısa sürede büyük gelişmeler göstererek Türkçenin ikinci büyük, edebî yazı dili olmuştur. Bu dönemde bir tarafta Orhun, Uygur, Karahanlı Türkçeleri, Harezm Türkçesi ve onun devamı niteliğinde olan ve geçmişteki ses ve yapı bilgisi özelliklerini koruyan Çağatay Türkçesi gelişmesinini sürdürürken diğer tarafta Anadolu Selçuklularıyla birlikte Oğuz ağzı yazı dili olmaya başlamış ve kısa sürede büyük gelişmeler göstererek Türkçenin ikinci büyük, edebî yazı dili olmuştur. Türklerin 10. yüzyılda İslâmiyeti kabul ederek yeni bir muhite girmesiyle, Eski Türkçe döneminden itibaren süregelen yazı dili geleneği değişmemiş, aynen devam etmiştir. Ancak İslâmiyete girmeyle Eski Türkçe dönemi kapanmış ve yeni yazı dilleri oluşum sürecini toplayan Orta Türkçe dönemi (11-16.yy) başlamıştır. Oldukça uzun bir süreci kapsayan Orta Türkçe dönemi içinde sınırları yer yer birbiri içine geçen çeşitli yazı dilleri oluşmaya başlamıştır. Bu dönem çeşitli Türk yazı dillerinin oluşma dönemidir. Bu dönemdeki yazı dillerini şu şekilde sıralamak mümkündür: 1. Karahanlı Türkçesi (11-13. yy); 2. Harezm Türkçesi (14.yy), 3. Kıpçak Türkçesi (Altın Orda Kıpçak Türkçesi) (13-16. yy) Memlûk Kıpçak Türkçesi (14-16. yy) Ermeni Kıpçakçası (16-17. yy), 4. Eski Anadolu Türkçesi (13-15. yy), 5. Çağatay Türkçesi (15-19.yy). Eserde ideal Türk devlet anlayışının nasıl olması gerektiği, insanın sosyal ve devlet yaşamındaki sorumlulukları ve Dünya ve ahirette mutluluk için nasıl bir yaşam sürülmesi gerektiğinden bahsedilmiştir. Bu açıdan bir siyasetname olarak sınıflandırılmıştır. Kutadgu Bilig, Türk-Islam devletleri olarak sınıflandırılmış devletlerin Türk kültürünü ve Islam kültürünün nasıl bir arada yürütülebileceği hakkında bilgi veren yegane kaynaklardan bir tanesidir. Türk-İslam tarihinde çok önemli eserler ortaya koymuştur. Bu eserler dini, siyasi, sosyal ve kültürel olarak temel kaynak eserleri olmuştur. Kutadgu Bilig de Kutsal Bilgi olarak bu eserler arasında bulunmaktadır. Türk-İslam tarihi içerisinde önemli bir yere sahip olarak devlet kurma be olma idealinin devlet adamı olma ve görev alma durumlarının benimsenmesinin en önemli kaynağı olmuştur. Kutadgu Bilig, devlet idaresinde ortaya koyduğu sistemler ve nasihatlerle gelecek nesillere ışık tutmaktadır. Kutadgu Bilig bu nedenle günümüzde okunmaya devam eden başucu eserlerinden biri haline gelmiştir. Temel bir kaynak kitabı olarak en çok okunan kitaplar arasında bulunmaktadır. "Türk Lehçeleri Divanı" anlamını taşıyan DLT, eserin yazarının yaşadığı dönemdeki Türk toplulukları ve onların dili hakkında ses, biçim, anlam ve sözvarlığı konusunda bilgiler vermektedir. Araplara Türkçe öğretmek, sözvarlığı, anlatım özelliği, kültürel zenginlik açısından Türkçenin Arapçadan hiç de geri kalmayan bir dil olduğunu göstermek amacıyla meydana getirilmiş olan eser, Türkçenin en önemli kültür hazinesidir. sadece bir sözlük olarak değerlendirilmemelidir. Türk edebiyatının XI. yüzyıldaki durumunu edebî yapısını ve özelliklerini de öğrenmemize yarayan eşsiz bir eserdir. Ahmet kayasandık türk dilinin tarihi dönemleri ve gelişmesi turkdili.gen.tr Download 15.22 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling