Aziz Nesin- deliler Boşandı
Download 0.51 Mb. Pdf ko'rish
|
(@turkchaniorgan) Aziz Nesin - Deliler Boşandı
VALİ BEYİN BAŞYAZISI
Bayramın ikinci günü ev ziyaretçilerle doldu. Evin büyük oğlu Doğan Bey elinde gazete. — Vali Bey Bayram gazetesine başyazı yazmış, dedi. Büyük Hanım, — Vali Beyi pek severim. Ne yazmış acaba, aman oku... dedi. Doğan Bey gazeteyi okumaya başladı: «Otuz günlük oruç ayını gıpta edilecek bir irade metaneti ile tamamlayan vatandaş imrenilir bir ruh saffeti ve samimiyeti içerisinde bayram musafahasına koşuyor.» Büyük Hanım sordu: — Nereye koşuyor? Oğlu Doğan Bey, gazetedeki kelimeyi heceli- yerek okudu: — Mu-sa-fa-ha-sı-na koşuyor. Misafirlerden biri, — Husamafa ne demek? diye sordu. Büyük Hanım, — Vatandaş nenin mufasahasına koşuyor? diye bir daha sordu. Gelin düzeltti: — Mufasaha değil anne, humasafa... Büyük Hanım kızdı: — Mustafaha mı Mustafa mı, ben onu senden iyi bilirim. — Bilseniz, mufahasaya fuhamasa demezsiniz. — Aaa... Ayol, şimdi muhafasa diyen oldu mu? — Peki ne dediniz? — Fusuhama, dedim. O sırada cart diye bir ses duyuldu. Halının üstünde oynayan torunlardan biri yerdeki Bayram gazetesini yırtınıştı. Musafirlerden orta yaşlı biri, gelinle kaynanonın arasını bulmak için söze karıştı: — Efendim fumahasa demek... Misafirlerden biri edebiyat öğretmeniydi. — Fusamaha diye bir kelime hiç duymadım, dedi. — Siz duymazdınız diye kelime yok mu demektir? Daha sizin duymadığınız dünyada ne kadar çok kelime var. — Olabilir. Ben duymadım. O zamana kadar söze karışmamış olan büyük baba, — Nedir o, dedi, duyup duymadığınız nedir? — Safahuma kelimesini hiç duydunuz mu? — Hıı?.. Bildim, Capon adalarından biri olacak. Bu Capon adaları, irili ufaklı dörtyüzden fazla olup, içlerinde en münbit ve mahsuldar olanına Sumahufa adası denir. — Sumahufa değil baba... — Ye nedir? — Husamafa... — Yanlış yazmışlardır. Doğrusu Fusamaha olacak. Evet bir Capon adasıdır. — İmkânı yok, Japon adası olamaz. Vali Bey, vatandaşlar koşuyor, diye yazmış. Allah Allah.. Vatandaşların Japon adasında işi ne? — Turist olamaz mı? — Amma yaptınız. Bayram diye vatandaşlar Hamusafa adasına mı koşacaklar? — Atlası getirin, adanın yerini göstereyim. — Masufaha diye bir Japon adası bulunabilir. Benim ona bir dediğim yok. Doğan Bey, — Yahu, diye bağırdı, bir kere kelimenin aslını bozdunuz. Ben gazetede Fasuhama diye o- kudum, siz yok muhafasa, hamusafa diyip duruyorsunuz. — Bir kere sen muhafasa diye okumadın, suhafuma, diye okudun. Ay, ben sahafuma diye okumadım mı? Vallahi billahi husafama diye okudum. — Gazete nerde, baksanıza şuna ...Bakın gazeteye suhamufa mı, muhafasa mı şimdi anlaşılır. — Yerden gazeteyi aldılar. Torun gazeteyi yırtmış, ikiye ayırmıştı. Tam da aradıkları kelime yırtılmış, okunamıyordu. Doğan Bey, — Ben Humasafa diye okuduğumu gayet iyi biliyorum, dedi. Bir hanım, — Evet, dedi, doğru... Siz sahamufa diye okudunuz. — Tabii canım. İnsan ne okuduğunu bilmez mi? Tabii fusamaha diye okudum. — Haaa... Şimdi anlaşıldı. Şuna Humasufa desenize. Sahafuma demek bilirsiniz, bazı şeylerin beş altı adı vardır. Mesela, hela... Yüz numara deriz, kabine deriz, tuvalet deriz. — Memişhane... — Ayakyolu. — Sannumero. — Dabliyusii. — Kademhane. — Apteshane. — Hah işte tamam. İtalyanlar ayıp olur diye bir mecliste helaya bizim gibi kabine demezler, masafuha derler. Şimdi anlaşıldı mı? — Amma yaptınız baba... İnsaf yahu... Vali, vatandaşlar masafuhaya koşuyorlar, diyor. Yani vatandaşlar ayakyoluna mı koşuyorlar? — Neden koşmasınlar? Şimdi vatandaşlar her biyere koşuyorlar; trene, vapura, otobüse, tranmvaya... Neresini boş bulurlarsa oraya koşuyorlar. Şimdi boş yer kaldı mı? Boş buldun mu koşacaksın. — Olamaz, imkanı yok... Bu sahamufa olsa olsa bir bayram yeri, sirk adı filandır. — Husafama mı?.. Ha bildim, bildim. Dur a- yol... Danyal Peygamberin kardeşinin adı neydi? — Yoo... O başka. Onun adı Husafama. Bayram sevinciyle vatandaşlar Danyal Peygamberin kardeşine mi koşacaklar? Amma yaptınız. — Sahumafayı şimdi hatırladım. Eskiden Ha- samafu adında bir Hint fakiri vardı. Gazetelerde okumuşsunuzdur. Bu Mufasaha zurna çalar, halatı yılan gibi oynatırdı. — Canım Hint Fakiri Musamuhayı herkes biliyor. Bu o Masafahu değil... — Safahuma... — Fasuhama... — Masufaha... — Hasafuma... — Ay aman, bırakın şunu. Ne olursa olsun. Tasası bize mi düştü? Samuhafa, Fasuhama, her neyse... — Canım Hanım, öyle şey olur mu? Bütün vatandaşlar bayram günü Hasamafu’ya koşarken biz duralım mı? Belki bakkal, çakkal gibi bir şeydir de kahve, çay dağıtıyordur. Bayramın ikinci günü evde herkesin ağzının tadı tuzu kaçtı. Birbirine darılanlar oldu. Aile gelecek bayrama kadar birbirine dargın kaldı. Download 0.51 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling