istenilen biçime soktu, iplerin ucuna bağlanacak değişik ağırlıktaki kurşunları çekiçle döverek
iki tarafı biraz çukur kürelere dönüştürdü. Derken sıra iğnelere geldi, eskiden kalma küçük bir
iğne stoku
vardı elinin altında. İğnelerin kimini dört katlı siyah dikiş ipliğine, kimini bir katgüt
parçasına, kimini de bükülmüş at kılından ipliklere tutturdu.
Akşama doğru bütün iş bitmişti. Hans yedi hafta sürecek uzun tatil boyunca hiç canının
sıkılmayacağından emindi artık; çünkü bütün günlerini elinde oltasıyla ırmak
kenarında tek başına geçirebilirdi.
ikinci Bölüm
Yaz tatili dediğin böyle olmalı! Dağların tepelerin üstünde kantaron mavisi bir gökyüzü,
haftalar boyu birbirini izleyen ışıl ışıl sıcak günler, arada kısa süren şiddetli bir fırtına.
Kumtaşmdan pek çok kaya arasında, çamların gölgesinde ve daracık vadiler içinde akıp
gitmesine karşın ırmağın suyu o kadar ısınmıştı ki, akşam geç vakitlerde bile yüzülebiliyordu.
Kasabayı çepçevre kuru ot ve ikinci kez biçilmiş
çayırların kokusu sarmıştı; dar yollar halinde uzanan üç-beş tarladaki ekinler sararmış,
giderek kızıl kahverengi bir renk almıştı. Irmak kenarlarında baldıran türünden beyaz çiçekler
açan bitkiler yerden adam boyu fışkırıyor, şemsiye biçimindeki çiçeklerinin üzeri minicik
böceklerden geçilmiyor, içi oyuk sapları yontulup kavallar ve düdükler yapılabiliyordu. Orman
kenarlarında sarı renkte havlı çi-çekleriyle heybetli sığır kuyrukları uzun sıralar halinde boydan
boya görkemle uzanıyor, yakıot-ları ince ama sağlam sapları üzerinde salınıp duruyor, bütün
bayır ve yamaçları mora çalan kırmızı bir renkle örtüyordu.
İçerilerde, çamların altında ise dimdik yukarılara uzanan yüksükotları, köklerindeki gümüş
rengindeki tüylü yapraklarla, güçlü sapları ve hayli yüksekteki o kıpkırmızı çanak yapraklı
Do'stlaringiz bilan baham: |