Eğitimde Ailenin mi Yoksa Okulun mu Rolü Önemlidir?
Download 60.5 Kb.
|
C1 sınav Paket 2 a
AŞK MEKTUPLARI
Rasim, bir akşam okuldan döndüğünde, kendi ismine gelmiş bir zarf buldu. Zarfın içinde çiçekli bir kâğıt vardı. Kağıtta şunlar yazılmıştı (1): "Rasim Bey, ben sizi uzaktan seven bir genç kızım. Çok güzel olduğumu korkmadan söyleyebilirim. En büyük amacım sizin tarafınızdan sevilmek ve sizin eşiniz olmaktır. Fakat yaşlarımız çok küçük olduğu için zannederim ki birkaç sene beklemek gerekecek. Şimdilik kendimi size tanıtmayacağım. Mektuplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz. Benim çok sert bir babam var. Bu nedenle her zaman sokağa çıkmama izin vermiyor. Bununla birlikte belki bir gün ayaküstü görüşebiliriz. Kendimi şimdiden sevgiliniz ve nişanlınız olarak görüyorum. Evde yalnızlıktan çok canım sıkılıyor. Mektuplarınız benim için bir mutluluk olacaktır." Rasim bu mektubu okur okumaz tanımadığı bu kızı deli gibi sevmeye başladı. O gece sinemaya gidecekti, (2) ama vazgeçti, erkenden odasına çekilerek kendisini seven bu genç kıza uzun bir mektup yazdı ve mektubu posta kutusuna attı. İsminin Bedia olduğunu söyleyen bu genç kız, Rasim'in mektuplarına düzenli olarak cevap veriyordu (3) , eğer Rasim mektuplarını bir iki gün geciktirirse ona çok sinirleniyordu (4) "Sizi ne kadar sevdiğini ve sizin mektuplarınızdan başka sevinci olmadığını söyleyen bir zavallı kızın gözlerini yollarda bırakmak doğru olur mu? Hem mektuplarınızı çok kısa yazıyorsunuz. Bir rica daha: mektuplarınızı biraz okunaklı yazıyla yazamaz mısınız?" Genç okullu, akşamları erkenden odasına kapanıyor, sevgilisine kendini beğendirmek için saatlerce uzun mektuplar yazıyordu (5). Bedia aynı zamanda meraklı bir kızdı. Bazen şöyle sorular soruyordu (6).: "Evlendiğimiz zaman balayımızı geçirmek için acaba İtalya'ya mı gidelim, İsveç'e mi? Bu iki memleket acaba nasıldır? Halkı nasıl yaşar, ne iş görür? Oralara gitmek için hangi denizlerden, hangi memleketlerden geçilir?" Yahut da "Sen Abdülhak Hamit Bey’in Eşber adlı kitabını okudun mu? Nerelerini en çok beğendiysen (7) yaz da ben de okuyayım..." Genç okullu, nişanlısına karşı küçük düşmemek için, coğrafya ve edebiyat kitapları karıştırıyor, Onun istediği bilgiyi toplamak için günlerce çalışıyordu (8). Bedia bir mektubunda ona şöyle kızdı: " Dün seninle görüşmeye karar vermiştim (9) . Okul dönüşünde yolunu bekledim. Fakat bir genç kızın sevgilisi olduğunuzu hatırlamayıp, çok kötü giyinmişsiniz. (10). Üstünüz başınız, ayakkabınız çamur içindeydi. Çocuk gibi arkadaşlarınızla mı kavga ettiniz acaba? Bunu görünce sizi üzmekten korkarak yanınıza gelemedim." Rasim fena halde utandı ve üzüldü. O günden sonra daha dikkatli giyinmeye başladı. Bedia bir kere de onun okuldan çıkar çıkmaz eve gitmemesinden, geceye kadar sokakta dolaşmasından şikayet etmiyecek (11) . Acaba kendisi evde onun için ağlarken o, başka kızların peşinde mi gezecek (12) ? Rasim dünyada Bedia'sından başka hiçbir kızı sevemeyeceğini, gece sokağa çıkmayacağını yeminlerle yazdı. Bir akşam, Rasim'in annesi Nedime Hanım kocası Ahmet Bey’i üzgün bir şekilde karşıladı, ağlamaklı bir tavırla: "Ah Bey, başımıza gelenleri sorma. Oğlumuza Bedia isminde bir kız musallat olmuş. Bugün Rasim'in odasını düzeltiyordum (13) kızın mektuplarını buldum. Evladımızı kaybediyoruz. İş işten geçmeden bir çare bul." Ahmet Bey de hiç meraklanmamıştı, tersine güliyördü (14). Sesini alçaltarak: "Korkma hanım," dedi, "Oğlana aşk mektuplarını yazan kız benim! Oğlumuz gittikçe yaramazlaşıyordu. Ne okuldaki öğretmenler, ne ben bütün gayretimize rağmen, o doğru dürüst yazmayı bile öğrenmemişti (15). Nihayet düşüne düşüne bu çareyi buldum. Rasim'in kıza yazdığı mektuplar sayesinde yazmayı mutlaka öğreneceğinden ve bu sene sınıfını geçeceğinden eminim. Doğrusunu istersen, ben de güzel yazmayı bir zamanlar sana mektup yaza yaza öğrenmiştim. (16)." Download 60.5 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling