Ankara üNİversitesi fen biLİmleri enstiTÜSÜ


Download 1.39 Mb.
Pdf ko'rish
bet18/58
Sana02.01.2022
Hajmi1.39 Mb.
#200617
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   58
2.2.1 Organik kirlenme 
 
 
Birçok  şehir ve endüstri atık suyu organik maddeler içerir. Organik bileşenlerin 
biyolojik kararlılık hızı, zaman ve sıcaklığın fonksiyonudur. Sıcaklığın artması, 
deoksidasyon hızını arttırır. Nehirde bulunan oksijen, atmosferden havalandırma ile 
kazanılır. Buna göre organik atıkların kendiliğinden temizlenmesine etki eden faktörler 
suyun debisi, akış hızı, su sıcaklığı ve tekrar havalandırma gibi parametrelerdir. 
 
 
Önemli bir organik madde kaynağından kirlenen akarsuda belirli 4 bölge görülür. 
 
I.   Atık çıkışını izleyen degredasyon bölgesi: Bu bölgede BOİ (Biyolojik Oksijen 
İhtiyacı)’yi sağlamak için ÇO (Çözünmüş Oksijen) şiddetle azalır. 
 
II.   Önemli kirlenme karakteristikleri gösteren aktif bozunma bölgesi: Bu bölgede 
ÇO minimum seviyededir. Tabanda özellikle aneorobik parçalanma ve kötü 


 
7
koku oluşur. Özellikle balıklar, bu kirli çevrede bulunurlar. Bakteri ve mantarlar 
bu kirli bölgede gelişirler. BOİ ve amonyum azotu artar. 
 
III.  Geri kazanma bölgesi: Havalandırma hızı oksijen tüketme hızından daha 
yüksektir ve ÇO seviyesi yavaş yavaş artar. Amonyum azotu biyolojik olarak 
nitrata dönüşür. Organik maddelerin stabilizasyonu sonucunda inorganik 
besleyicilerin artması ile yosunlar gelişir. 
 
IV.  Berrak su bölgesi: Çeşitli su canlılarının ve hassas balıkların geliştiği bölgedir. 
ÇO, eski seviyesine yükselir. BOİ en aza iner. Güneş ışığı, pH ve sıcaklık gibi 
diğer çevre koşulları yeterli ise, bu besleyiciler daha fazla yosun gelişmesini 
destekler. 
 
Açıklanan bu 4 bölgedeki değişimler Şekil 2.1’de görülmektedir. 
 
 
Ayrışırken oksijen kullanan atıklar veya kısa ömürlü zehirli maddeler için, akım yeterli 
ve yük fazla olmadığı taktirde, seyreltme, su kirlenmesi problemlerinin çözümünü 
sağlayabilir. Ağır metaller ve çok yavaş ayrışan kimyasal maddelerle petrol v.s. için 
sulandırma bir çözüm değildir. Bu kimyasal maddelerin büyük miktarlarda nehir ve 
akarsulara girmesi engellenmelidir. 
 
 
Akarsu kirlenmesinin önlenmesi, sadece birkaç tesis veya deşarjdan ziyade, bütün 
havzayı göz önünde tutan bir sistem yardımıyla kirlenme probleminin ele alınması ile 
gerçekleştirilebilir. 
 
 


 
8
 
 
 
 
 
 
 
 
Şekil 2.1  Nehirde organik kirlenmenin genel etkisi (Bildik 1992) 
 
Bakteri 
ve 
mantar 
yosun 
yosun 
Ba
şlang
ıç B
O
İ 
 
BOİ 
Amonyum azotu 
Nitrat azotu 
nitrat 
Akış yönünde zaman veya mesafe 
başlangıç 
havaland
ırmas
ız 
deoksidasyon 
Tekrar 
havalanma 
X
X
Degredasyon 
bölgesi 
Aktif ayrışma 
bölgesi 
Geri kazanma 
bölgesi 
Berrak su 
bölgesi 
ÇO azalma 
eğrisi 


 
9
Akarsular birkaç haftada yenilendiği halde, göl sularında yenilenme zamanı birkaç 
yıldan birkaç yüzyıla kadar değişir. Özellikle sığ olan göllerde evsel, endüstriyel ve 
ziraat alanlarından yağış sularıyla gelen atıklar suda yaşayan canlıları  aşırı bir 
beslenmeye maruz bırakır. Dolayısıyla, canlıların arzu edilmeyen bir gelişme ve 
değişme göstermeleri bu göllerdeki esas problemi oluşturmaktadır. Bu durum, yavaş 
akan akarsularda ve nehir ağızlarında da görülebilir. 
 
 
Endüstri tesislerinin, özellikle fosil yakıtla veya nükleer enerji ile çalışan santrallerin 
soğutulması için gerekli olan suyun, bir göl ya da akarsu yatağından çekilip, su 
sisteminde istenmeyecek ekolojik değişiklikler meydana getirecek yüksek bir sıcaklıkta 
geriye döndürülmesi termal su kirlenmesini meydana gelir. Bütün su kütlesi göz önünde 
tutulduğu zaman sıcaklık artışı fazla olmayabilir. Ancak, sıcak suyun çoğu, sahillerin 
yakınından deşarj edilecektir. Bu bölgeler, balıkların yumurtladıkları ve yavrularının 
hayatlarının ilk birkaç haftasını geçirdikleri yerlerdir. Balık yavruları  sıcaklık artışına 
karşı özellikle hassastır. Ayrıca balıkların yumurta yapma kabiliyetleri, su sıcaklığından 
büyük ölçüde etkilenmektedir. 
 
 
Kirlilik değişkenleri derişimlerinin zaman ve mesafeyle değişimlerinin matematiksel 
olarak ifade edildiği su kalitesi modelleri, çeşitli etkilerle su kalitesinde meydana gelen 
bozulmaları belirlemek ve bu etkilerin doğuracağı sonuçları en aza indirgemek için 
alınması gereken önlemlerin belirlenmesinde önemli rol oynar. 
 
 
Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nde yer alan kıta içi su kaynaklarının sınıflarına göre 
kalite kriterleri Çizelge 2.1’de verilmiştir. 
 
 


 
10
Çizelge 2.1  Kıta içi su kaynaklarının sınıflarına göre kalite kriterleri (Su Kirliliği 
Kontrolü Yönetmeliği 1988) 
 

Download 1.39 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   58




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling