Islomiddin xolmurodov dinleme metinleri


Download 212.19 Kb.
bet34/43
Sana23.04.2023
Hajmi212.19 Kb.
#1391691
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   43
Bog'liq
dinleme

8C - (s. 138)


Annesi, İstanbul’a gittiği için, kendisinden bir yaş küçük olan kardeşi Hasan’la Dadaruh’un yanından artık hiç ayrılmaz. Dadaruh, babasının seyisi, yaşlı bir adamdır. En sevdikleri şey atlardır. Dadaruh’la birlikte onları suya götürmek, çıplak sırtlarına binmek, onlar için çok zevklidir. Torbalara arpa koymak, yemliklere ot doldurmak, gübreleri kaldırmak eğlenceli bir oyundan daha çok hoşlarına gider. Dadaruh eline kaşağıyı alıp işe başladı mı, tıkıtıktıkıtık... Tıpkı bir saat gibi yerinde duramaz, bunu gören küçük çocuk, “Ben de yapacağım!” diye tutturur. O vakit Dadaruh, onu Tosun’un sırtına koyar, eline kaşağıyı verir, “Hadi yap!” der.Bu demir gereci hayvanın üstüne sürter, ama o uyumlu tıkırtıyı çıkaramazdı. Her sabah ahıra gelir gelmez, “Dadaruh, tımarı ben yapacağım” der. Ama adam izin vermez, ancak boyu at kadar olunca yapabileceğini söyler. Boyu atın karnına bile varmıyordu. Oysa en keyifli, en eğlenceli şey buydu. Sanki kaşa-ğının düzenli tıkırtısı Tosun’un hoşuna gidiyor, kulaklarını kısıyor, kuyruğunu kocaman bir püskül gibi sallıyordu. Tam tımar biteceğine yakın huysuzlanır, o zaman Dadaruh, “Höyt..” diye sağrısına bir tokat indirir, sonra öteki atları tımara başlardı. Ağabey bir gün yalnız başına kalır. Hasan’la Dadaruh dere kenarına inmişlerdir. İçinde bir tımar etme hırsı uyanır. Kaşağıyı arar, bulamaz. Annesinin bir hafta önce İstanbul’dan gönderdiği armağanlar içinden çıkan kaşağı, pırıl pırıl parlıyordur. Hemen alıp, Tosun’un yanına koşar, karnına sürtmek ister fakat rahat durmaz. “Sanırım acıtıyor.” diye düşünür. Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşa-ğının dişlerine bakar. Çok keskin, çok sivridir. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başlar. Dişleri bozulunca yeniden dener. Gene atların hiçbiri durmaz ve kızar. Öfkesini sanki kaşağıdan çıkarmak ister. On adım ilerdeki çeşmeye koşar. Kaşağıyı yalağın taşına koyup yerden kaldırabildiği en ağır bir taş bularak üstüne hızlı hızlı indirmeye başlar. İstanbul’dan gelen, üstelik Dadaruh’un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezip parçalar. Sonra yalağın içine atar. Babası çeşmeye bakarken, yalağın içinde kırılmış ka-şağıyı görür. Dadaruh’u yanına çağırır. Dadaruh şaşırır. Kırılmış kaşağı ortaya çıkınca, babası bunu kimin yaptığını sorar. Dadaruh, “Bilmiyorum” der.Babasının gözleri ona döner, daha bir şey sormadan çocuk, kaşağıyı karde-şi Hasan’ın kırdığını söyler. “Dadaruh uyurken odaya girdi. Sandıktan aldı. Sonra yalağın taşında ezdi.” der. Babası Hasan’ı çağırır ve “Bu kaşağıyı niye kırdın?” diye sorar. Hasan, Dadaruh’un elinde duran alete şaşkın şaşkın bakıp, sarı saçlı başını sarsarak, “Ben kırmadım” der. “Doğru söyle, darılmayacağım. Yalan çok kötüdür” der babası. Hasan inkârda direnir. Baba öfkelenir. Üzerine yürür “Utanmaz yalancı!” diyerek yüzüne bir tokat indirir. Dadaruh’a, “Götür bunu eve; sakın bunu bir daha buraya sokma. Hep Pervin’le otursun!” diye haykırır. Artık ahırda hep yalnız oynar. Hasan eve hapsedilir. Annesi geldikten sonra da bağışlanmaz. Annesi onun iftira atabileceğine hiç ihtimal vermez. Ertesi yıl anne, yazın gene İstanbul’a gider. Hasan’a ahır hâlâ yasaktır. Bir gün birdenbire hastalanır. Doktor “kuşpalazı” der. Babası yatağın başucundan hiç ayrılmaz. Hizmetçi, kardeşinin öleceğini söyler ve çocuk ağlamaya başlar. Gece uyuyamaz, uykuya dalar dalmaz Hasan’ın hayali gözünün önüne gelir “İftiracı! İftiracı!” diye karşısında ağ-lar. Pervin’i uyandırır. Hasan’ın yanına gitmek istediğini ve babasına bir şey söylemek istediğini söyler. Pervin, “Yarın söylersin” der. Sabaha kadar gene gözlerini kapayamaz. Hava henüz ağarırken Pervin’i uyandırır. Ama zavallı suçsuz kardeşi, o gece ölmüştür.



Download 212.19 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   43




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling