Kölelikten sultanlığa: Şemseddin İltutmuş Abdulkadir Aksöz
Download 16.33 Kb.
|
Kölelikten sultanlığa
Kölelikten sultanlığa: Şemseddin İltutmuş Abdulkadir Aksöz ABDULKADİR AKSÖZ 05 MAYIS 2022 , PERŞEMBE 14:32 Abone ol gzt
Orta Asya Türk kabilelerinden birine mensup olan İltutmuş, küçük yaşlardan itibaren yakışıklılığı ve zekasıyla dikkat çekmeye başladı. Anne-babasının göz bebeği konumunda olan İltutmuş'un yıldızının parlaması kardeşleri arasında haset tohumlarının filizlenmesine yol açtı ve kardeşlerinin kıskançlığı ve entrikaları yüzünden bir köle tüccarına satıldı. Delhi'de hükümdar Kutbettin Aybek’e satılan İltutmuş, kısa sürede kendini ispatlayıp çok iyi bir savaşçı olduğunu cümle aleme gösterdi. Yeteneği ve dehasıyla kölelikten sultanlığa yükselen İltutmuş'un sıra dışı öyküsü... Şemseddin İltutmuş, Delhi Sultanlığı’nın ilk Türk hükümdarı ve asıl kurucusu olarak bilinir. Kutbettin Aybek'in ölümünden sonra, Delhi-Türk Sultanlığı tahtına Lahor'daki taraftarlarının desteğiyle devlet işlerinde yeteri kadar yetkinliği olmayan Aybek'in oğlu Aram Şah çıktı ancak Aram Şah iktidarına Delhi soyluları tarafından karşı çıkıldı. Delhi'deki Türk soyluları da dahil olmak üzere üst düzey memurlar, tahta oturması için Kutbettin Aybek’in damadı İltutmuş'u davet etmeye karar verdiler. O zamana kadar Badaun valisi olan İltutmuş, yetenekli bir komutan olmasının yanında etkili bir devlet adamı kimliğiyle öne çıkıyordu. Kutbettin Aybek’in ölümüne sebep olan olay.
İltutmuş, Abbasi Halifesi tarafından tanınan ilk Hindistan Sultanı’dır. 1229 yılında halife tarafından Sultan-ı Azam unvanına layık görülen İltutmuş, bu sayede Müslüman dünyasındaki prestijini ve otoritesini artırdı. İltutmuş, ülkesini Moğol istilasından ve içeride meydana gelebilecek tehditlerden korumakta başarılı oldu. Kuzeydeki Rajput güçlerini parçaladı ve onların üzerinde üstünlük kurdu. İktidarını kalıcı hale getirdi, adına para bastırdı ve Delhi'yi dönemin en ihtişamlı başkentlerinden biri haline getirdi. 1210–35 yılları arasında Şemseddin İltutmuş adına basılan paralar. 1210–35 yılları arasında Şemseddin İltutmuş adına basılan paralar. Orta Asya Türk kabilelerinden birine mensup olan İltutmuş, küçük yaşlardan itibaren yakışıklılığı ve zekasıyla dikkat çekmeye başladı. İltutmuş, anne-babasının göz bebeği konumundaydı. Bu durum büyük kardeşleri arasında kıskançlığa sebep oldu. Kardeşlerinin kıskançlığı İltutmuş’un Cemaleddin adında bir köle tüccarına satılmasına yol açtı. Cemaleddin onu Delhi'ye götürdü ve Kutbettin Aybek’e sattı. İltutmuş, erken yaşlardan itibaren bir asker olarak eğitim aldı ve okuma yazma öğrendi. Kısa sürede kendini ispatladı ve çok iyi bir savaşçı olduğunu cümle aleme gösterdi. Kutbettin Aybek, kızını askeri dehasıyla ün salan İltutmuş ile evlendirdi ve böylelikle İltutmuş için sultanlığa giden yolda ilk adım atılmış oldu. İltutmuş, bir kriz vesilesiyle Delhi tahtına kadar yükseldi. İltutmuş, ülke içinde ve dışında bir takım zorluklarla karşı karşıya kaldı. Aram Şah'ın ardından İltutmuş’un karşısına Gazneli Taceddin Yıldız ve Multan valisi Nasiruddin Kubacha gibi güçlü ve tehlikeli rakipler çıktı. Yıldız, İltutmuş’a meydan okudu, Multan valisi Kubacha ise bağımsızlığını ilan ederek Lahor'a kadar yürüdü. Bengal valisi Ali Mardan, Kutbettin Aybek’in ölümünün hemen ardından bağımsızlığını ilan etti. Rajput, Ranthambhor, Jalor, Ajmer, Gwalior gibi Hindu racalıklar (krallıklar), haraç ödemeyi bıraktılar ve bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu şartlar altında tahta çıkan İltutmuş, Delhi Sultanlığı’nın tehdit altında olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı. Fakat bütün meydan okumalara, cesaret ve kararlılıkla göğüs geren İltutmuş, sorunlar karşısında cesur bir tavır sergiledi. En büyük rakibi Taceddin Yıldız’ı yenerek gücünü perçinledi. Öte yandan biri Lahor'dan Multan'a, diğeri Delhi'den Uch'a saldırmak için iki ordu gönderdi. Delhi Ordusu tarafından kuşatılan Kubacha, kendisini İndus Nehri’nde atarak yaşamına son verdi. Bütün bunların sonucunda, Sind ve Multan, Delhi Sultanlığı’na katılmış oldu. İsyan eden racalıklar ise yeniden yönetim altına alınarak vergiye bağlandı. Moğol istilası tehlikesi İltutmuş döneminde, sultanlık için en büyük tehlike, Cengiz Han'ın önderliğindeki olası Moğol istilasıydı. 1221'de, Harzemşahlara son veren Cengiz Han, Hindistan sınırlarına kadar ilerledi. Cengiz Han ve Moğol ordusundan kaçan Celaleddin Harzemşah ve askerlerini İndus nehrini geçmeye çalışırken gösteren bir minyatür. Cengiz Han ve Moğol ordusundan kaçan Celaleddin Harzemşah ve askerlerini İndus nehrini geçmeye çalışırken gösteren bir minyatür. Cengiz Han, İndus nehrinin kıyısına konuşlandı ve kendisinden kaçan Celaleddin Harzemşah’ın faaliyetlerini takip etmeye başladı. Lahor'a doğru ilerleyen Celaleddin Harzemşah, İltutmuş'tan yardım ve sığınma talebinde bulundu. İltutmuş, Celaleddin Harzemşah'a yardım etmesi durumunda bunun Cengiz Han'ı kışkırtacağını ve bu durumun ülkesini büyük bir Moğol istilasıyla karşı karşıya bırakacağını biliyordu. Bu yüzden Celaleddin Harzemşah’ın yardım veya sığınma talebini reddetti ve Pencap'tan çekilmesini istedi. İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR Moğollara karşı: Celâleddin Harizmşah İltutmuş, Orta Çağ Hindistanı’nın önde gelen yöneticileri arasında önemli bir yere sahiptir. Yeteneği ve dehasıyla kölelikten sultanlığa yükselen İltutmuş, Delhi Sultanı sıfatıyla 25 yıl hüküm sürmüştür. İltutmuş, tahta oturduğu sırada Delhi Sultanlığı’nda kendisine bağlı devletlerin çoğunun bağımsızlıklarını ilan ettiği, Delhi'de siyasetin krizlere sahne olduğu ve devletin neredeyse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı bir ortam vardı. Fakat İltutmuş, cesur bir asker ve kurnaz bir devlet adamı olduğu için, devleti yaklaşmakta olan tehlikelerden ustalıkla kurtardı. Yıldız ve Kubacha'nın güçlerini yok etti ve Delhi tahtındaki yerini güvence altına aldı. O, bilgece bir politika izleyerek Cengiz Han'ın düşmanının Delhi'ye sığınmasına izin vermedi ve ülkesini büyük bir Moğol istilası tehlikesinden kurtardı. Delhi'deki pozisyonunu güvence altına aldıktan sonra Rajput Devletleri, Bengal ve Bihar hükümdarlarına karşı bir dizi sefer düzenledi ve bu krallıkları Delhi Sultanlığı topraklarına kattı. İltutmuş’un fetihleri neticesinde, Delhi'deki Türk imparatorluğu genişledi ve ülkenin siyasi birliği sağlandı. Hindistan'da İltutmuş etkisi
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR İslâm'ın zafer anıtı: Kutub Minar İltutmuş, düzenli bir ordu kurdu ve kendi adına para bastırdı. Delhi’yi yaptırdığı camiler ve ünlü Kutub Minar ile süsledi. Ayrıca kentin hem kültürel hem de ticari açıdan gelişmesi için Müslüman ilim adamlarını, sanatçıları ve zanaatkârları Delhi'ye davet etti. Kutbettin Aybek tarafından yapımına başlanan, Şemseddin İltutmuş, tarafından tamamlanan dünyanın en yüksek (72,59 m.) ve en güzel minaresi kabul edilen Delhi'deki Kutub Minar. Kutbettin Aybek tarafından yapımına başlanan, Şemseddin İltutmuş, tarafından tamamlanan dünyanın en yüksek (72,59 m.) ve en güzel minaresi kabul edilen Delhi'deki Kutub Minar. 1236 yılında yeni bir sefere çıkmak için hazırlandığı sırada hastalanarak vefat eden İltutmuş, özel yaşamında çok dindardı ve alimlere saygı gösterirdi. Hindistan topraklarında Müslüman-Türk imgesini oturtan ve gelişmesini sağlayan İltutmuş, Hint-İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. İltutmuş'tan sonra tahta, oğlu Firuz Şah ve kızı Raziye Sultan’ın geçtiği Delhi Türk Sultanlığı, Hindistan’ın sosyal, siyasal ve kültürel hayatına doğrudan etki ederek Müslüman hakimiyetini genişletmeyi başarmıştır. İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR Download 16.33 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling