T. C. Fatih sultan mehmet vakif üNİversitesi LİsansüSTÜ EĞİTİm enstiTÜSÜ tarih anabiLİM DALI tarih programi yüksek lisans tezi
Download 1.3 Mb. Pdf ko'rish
|
KUR UN
Mesâcidi’ş-Şerîfe adlı eserinde Medh-i Kuds başlıkları altında üç bölümde ele
almıştır. Bahsi geçen başlıklarda yer alan ifadeler şu şekildedir: “MEDH-İ KUDS Var bu cihân içinde hazret-i sayvân-ı Kuds Allahun nazargâhı mühr-i Süleymânı Kuds Kudsdür miskinler hâcı Mustafânun mi’râcı Ümmet-i Muhammede eyledi erzâni Kuds Kudsdür yirün bünyâzı Hak olur anda kâzî Yarıngı gün açılur defter u divân-ı Kuds Allahun nazargâhı derleyüp sular akar Dört yanı çayır çemen mişâl-i cenneti Kuds Dünyânun âhirinde Hak Kudsını gizleye Halâyıklar söyleşüp eydeler kim kanı Kuds 38 Ahmed Fakih, a.g.e., s. 33-36. 21 İsteyüp bulmayalar âh idüp ağlayalar Halâyıgun gözinden kim ola penhâni Kuds Miskinlik ile gelün Hakun Kudsını görün Ne makâm durur bilün hazret-i sayvân-ı Kuds Kudse gelen âdemî canâ deger bir demi Peygâmberün kademi Kuds-i mübârekdedür Varmaya nekes kişi çu mürdedür iş başı O kubbe Sahre taşı Kuds-i mübârekdedür Aksâyile Sahrenün ok atımı bir yanı Kamu gircekler canı Kuds-i mübârekdedür Nâr ağacı demürden ne otdan ne kömürden Düzmeyenler hamurdan Kuds-i mübârekdedür Kudsün öni kayadur kapusı kıbleyedür Ol kaya kinı söyledi Kuds-i mübârekdedür On iki mermer direk başları altun bezek Biri birinden yigrek Kuds-i mübârekdedür Kadem bi taşa basdı taş kopdı bile kalkdı Kalk yâ mübârek didi Kuds-i mübârekdedür Sahre taşı pâresi Süleymânun kubbesi Canlarun magarası Kuds-i mübârekdedür Cennet kapusın var gör anda olur cennet-i hûr İçi taşı tolu nûr Kuds-i mübârekdedür 22 Mûsâ çun Tûra çıkar bakar Kudsını görür ‘Asâsınun nişânı Kuds-i mübârekdedür Beytü’l-lahim kenîse ki anda dogdı ‘Îsâ Irak degül el-kıssa Kuds-i mübârekdedür Vardum ‘Îsâ beşigine yüzüm sürdüm işigine Girdüm yatdum beşigine Kuds-i mübârekdedür Var bir sırat nişânı rahmet kapusı ya’nî Hızır nebî makâmı Kuds-i mübârekdedür Yazuk müzd terâzûsı anca sırat köprüsi Sekiz uçmak kapusı Kuds-i mübârekdedür ‘Îsâ kademi Tûrda Meryem kabri derede Rabi’a kabri anda Kuds-i mübârekdedür Kanatlanup uçalum külli hevesden geçelüm ‘Ayn-ı Selvandan içelüm Kuds-i mübârekdedür İmdi Fakıh sen bunı medh idesün dün güni Yarın (ki) mahşer güni Kuds-i mübârekdedür.” 39 “MEDH-İ KUDS Her dem şükür ol Allâha kıldı bize ‘inâyeti Kereminden nasib itdi bu mübârek ziyâreti 39 Ahmed Fakih, a.g.e., s. 43-45. 23 Lutf anundur cüd anun ihsân anun On sekiz bin ‘âlem anun içi tolu rahmeti Ol bir yüce Sübhan durur ‘atâsı çok sultan durur Kullarına rahman durur(ki) virmiş dürlü ni’meti Habîbine emr kılur Mekkeden Aksâya gelür Enbiyâlar saf saf olur andar anda imâmeti Her kim Kudsde namâz kılur her birisi biş yüz olur Bir kavilde on bin olur elli bin dur (ur) gâyeti Mü’ezzinler salâ ider mü’minler Aksâ’ya gider Pâzişâhum yardım ider saklarlar savm u salâtı Evvel Mâlikîler kılur dönüben Aksâye gelür Çun Sahrede temâm olur durur ider ziyâreti Yüzlerin sürür kademe tevbe kılurlar nedeme Ol Nebîyyü’l-mükerreme getürürler salavâtı Sahre altına girürler imâme yirin görürler Yüzlerin yire sürür(ler) Haka kılurlar secdeti Güruh güruh huccâc gelür minareye yüzin sürür Göricegez hayrân olur ol şerif kubbe Sahreti Hicaz kılurlar döneler maksudlarına ireler Çun Kudsden haber soralar âh idüb kıla hasreti Cennet cehennem tamu Kudsde bellü yiri kamu 24 Bunu bilir hâş u ‘âmu sâbit olmışdur ‘âyeti Terâzû sırat kurıla halâyık anda dirile Hazrete hisab virile zâhir ola mahfiyyeti Hak Çalabum lutf işleye habibine bağışlaya Ol ki sevmezdi suçlaya ta biline celâleti Miskin Fakıh ne söylesün fazlın nice şerh eylesün Ol enbiyâlar kıblesin pâzişâh ider midhati.” 40 Kudüs için yazılan son övgü ile eserin tamamlandığı görülmektedir. Yarım bırakıldığı anlaşılan son övgüde ise şu ifadeler kullanılmıştır. “MEDH-İ KUDS-İ MÜBÂREK Allah bizi göre durur rızkumuzı viri durur Ne müşerref yire durur i cânum Kuds-i mübârek Hacılar ile koşanduk toprak oluban döşendük Sanma ki yolda üşendük i cânum Kuds-i mübârek Rûm ile Şâmı geçdüm ‘Arab illerine düşdüm Şükür kim sana kavışdum i cânum Kuds-i mübârek Evvel kim Hareme girdüm bakdum şol kubbeyi gördüm Şükür maksuduma irdüm i cânum Kuds-i mübârek Kudse gelen hayrân olur zikirleri sayvân olur Kudsde günde bayrâm olur i cânum Kuds-i mübârek 40 Ahmed Fakih, a.g.e., s. 42-43. 25 Hayâlümden geçer idün gönlüme nur saçar idün Sendireyrek uçar idüm i cânum Kuds-i mübârek Sağ yanı uçmak deresi bağlar bahçalar arası Gözler gerek ki göresi i cânum Kuds-i mübârek Sol yanı tamu deresi gönlüm yok ana varası İllâ Haremde durası i cânum Kuds-i mübârek Kuds şehrinün bir hoş huyı evden eve var bir kuyı ‘Arşdan iner anun suyı i cânum Kuds-i mübârek Rahmet yağmurları yağar nasîb olanlara deger Münâcâtlar göge agar i cânum Kuds-i mübârek Dir idüm nice varayım ya seni kanda göreyin ………………………………………………. 41 Müslümanlar nazarında Kudüs’e hürmet pek tabiidir. Kudüs hakkında Kuran’ı Kerim’deki Ayet-i Kerime’ler ve Hazret-i Muhammed’in Hadis-i Şerifleri atfedilen bu kutsiyetin temel nedenini oluşturmuştur. Kutsal metinlerde geçen hadiseler, Mekke ve Medine ziyaretleri kadar Kudüs ziyaretinin de önemli olduğunu göstermiştir. Mescid-i Aksa, Hadis-i Şerif’lerde üç kutsal mescitten biri olarak gösterilmiş, dolayısıyla Kudüs’ü ziyaret bu sevaba nail olmak isteyen herkesi heyecanlandırmıştır. Nitekim her Müslüman gibi erken dönem müellifleri de bu ziyaret esnasında duydukları mutluluğu satırlarına aksettirmişler ve Kudüs’ü ziyaretin manevi değerine sık sık vurgu yapmışlardır. Hadis-i Şeriflerdeki rivayetler Kitâbu Evsâf-ı Mesâcidi’ş-Şerîfe adlı esere şöyle yansımıştır. 41 Ahmed Fakih, a.g.e., s. 45. 26 “Her kim Kudsde namâz kılur her birisi biş yüz olur Bir kavilde on bin olur elli bin dur (ur) gâyeti.” 42 Kudüs’ün kutsiyeti XV. yüzyıl tarihli Kitâbu Fezâ’il’il-Mekke ve’l-Medîne ve’l-Kudüs’de ise şu ifadelerle geçmektedir: “Her kim Kuds-i mübârek’i Allâh rızâsıçün ziyâret itse Allâhu Te’âlâ anun etini ve gövdesini cehennem odına haram eyleye. 43 Her kim evinde yalanuz namâz kılsa bir namaza geçer. Mahalle mescidinde cemâ’atla kılsa biş yüze geçer. Beytü’l-Makdis’de Mescid-i Aksâ’da kılsa elli bin namaza geçer.” 44 “Beytü’l Makdis’de bir karış yir yokdur ki illâ anda bir ferişte yâhûd bir peygamber secde itmemiş ola.” 45 Osmanlı Devleti’nin kuruluş devri tarihi kaynaklarını, fetih ve gaza anlayışına paralel olarak daha çok Menâkıbnâme 46 , Gazavatnâme 47 türü eserler oluşturmuştur. 48 42 Ahmed Fakih, a.g.e., s. 42. 43 Download 1.3 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling