1. BİR yaz hatirasi (летнее воспоминание)


SICAK EKMEK (ГОРЯЧИЙ ХЛЕБ)


Download 289.5 Kb.
bet13/15
Sana09.03.2023
Hajmi289.5 Kb.
#1255250
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15
Bog'liq
Okuma ve dinleme

8. SICAK EKMEK (ГОРЯЧИЙ ХЛЕБ)
Bir zamanlar adaleti ve cömert bir padişah yaşar. Herkese yardım eder. Halkına iyi davranır. Ülke halkı, padişahı çok sever.
Bir gün padişah, büyük vezirini yanına çağırır.
- Sevgili vezirim, halk nasıl yaşıyor, diye sorar. Vezir:
- Yüce sultanım, ülkemiz çok büyük. Saraya uzak fakir ve kimsesizler var. Onları pek bilmiyorum, der. Padişah:
- Bu, çok önemli bir konu... O hâlde hemen kıyafetini değiştir. Fakir bir adam gibi giyin. Fakir insanları bul ve o insanlara yardım et, der. Büyük vezir:
- Tamam, der. Hemen yola çıkar. Uzun zaman yol gider. Yeni yeni yerler görür. Fakirlere yardımcı olur.
Büyük vezir, yine bir gün pazarda dolaşır. Kimsesiz bir kıza rastlar. Küçük kız, patik, eldiven ve atkı satar. Vezir bir müddet ona bakar. Küçük kız, o gün bir tane bile patik satamaz. Akşam olur. Hava çok soğuktur. Eve doğru yola çıkar.
Eve doğru yola çıkar. Yolda fakir bir erkek çocukla karşılaşır. Elindeki atkıyı ve eldivenleri ona verir.
- Artık pazar bitti. Ben de bunları satamadım. Al sen üşüme, der. Çocuk çok sevinir. Küçük kıza teşekkür eder.
Küçük kız, yoluna devem eder; ama akşam da olur. Yolda karların üzerinde bir kuş vardır. Kuşun kanadı kırıktır. Bu yüzden uçamaz. Hemen onu yakalar. Cebindeki ekmek ile kuşun karnını doyurur.
- Üzülme minik kuş. Benim bir dedem var. O, seni iyileştirir. Benimle gelmek ister misin, der. Kuşu alır, akşam vakti evine gelir.
- Ah ah dede, bugün hiçbir şey satamadım. Bir ekmek bile alamadım. Şimdi ne yapacağız, der, ağlar. Küçük kızın dedesi, iyi bir insandır.
- Aman kızım, üzülme. Biz de dünkü gibi çorba yapar, içeriz. Daha iki günlük yiyeceğimiz var. Hadi üzülme. Allah büyüktür, der. Küçük kız, gözyaşını siler. Biraz sonra kuşu hatırlar.
- Dedeciğim, bu güzel kuşu yolda buldum. Zavallının kanadı kırık, der. Dedesi kuşa acır, kuşun kanadını sarar. Daha sonra karnını doyururlar. Bahçe kapısında birini görürler. Küçük kız, kapıyı açar. Küçük kız:
- Buyur amca kimi aradınız, der. Vezir:
- Ben fakir biriyim. Beni eve kabul edin veya bu gecelik başka bir yere götürün, der. Küçük kız, çok şaşırır. Çünkü evlerinde yiyecek bir şey yoktur.
- Şey amca, kabul ederiz; ama der. Fakat sözünü bitiremez. İhtiyar:
- Sadece bir gece kızım. Lütfen...
- Tamam amca; ama bilmem ki...
- Sağ ol kızım. Çevrede birçok kişinin evine gittim. Kimse beni evine kabul etmedi, der. İçeri girer.
Küçük kızın dedesi de buna çok sevinir.
Biraz sonra küçük kız, yemek getirir. Evdeki son yemeği misafirlerinin önüne koyar.
Küçük kız dedesine:
- Çorbayı içme. Misafir aç kalacak, der.
- Siz yemeğinizi yiyin. Ben şu lambayı yakacağım, der. Vezir, onlara çok teşekkür eder. Yemekten sonra sohbet ederler.
- Galiba sizi daha önce tanıyorum. Ama nerede gördüm pek hatırlamıyorum. Kimsiniz? Nereden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz, der. Büyük vezir:
- Ben yıllardır sarayda aşçılık yapıyorum. Ailemden ve çocuklanmdan haber alamadım. Memleketime gidiyorum, der.
- Peki, siz ne yapıyorsunuz? Bu küçük kızın annesi nerede, diye sorar. Yaşlı adam, her şeyi anlatır.
Gece herkes yatağına girer ve uyur. Misafir sabah erkenden yatağından kalkar. Hemen fırına koşar. Sıcak ekmek alır. Onları eve getirir. Bu sırada küçük kız kahvaltıyı hazırlar. Kendi kendisine "Evde ekmek kalmadı. Şimdi ne yapacağız?" diye düşünür. Misafir bunu duyar. Ama hiçbir şey söylemez. Elindeki ekmekleri ona verir.
- Hiç gerek yoktu amca, der.
Vezir:
- Sizi tebrik ederim. Siz çok fakirsiniz; ama gönlünüz zengin, dedi. Bu küçük eviniz herkese açık. Dünyada sizin gibi iyi insanlar da var, deyip onları kutlar. Birlikte otururlar. Kahvaltı yaparlar. Küçük kız ile dedesi aylardır sıcak ekmek yemiyordu.
Vezire teşekkür etti. Vezir:
- Ben de teşekkür ederim. Belki bir gün yine karşılaşırız. Fakat, bu iyiliğinizi hiçbir zaman unutmayacağım. Haydi hoşça kalın, der ve oradan ayrılır. Kız sofraya tekrar oturur. Ekmekten biraz daha alır.
Allah'ım o da ne? Ekmeğin içinden altın çıkar. Kız ve dedesi çok şaşırırlar.
- Bu nasıl iş? Ekmeğin içine bu kadar altını kim koydu, der. Dedesi güler. Kıza kuşu gösterir.
- Sen çocuğa ve kuşa yardım ettin. Allah da sana yardım etti, der. Bundan sonra dedesi ve kız mutlu bir şekilde yaşarlar. Fakirlere yardım ederler.
(1)
1. Padişah nasıl birisi?
a. Adaletli ve cömert bir insandır
b. Mutsuz ve yaşlı birisi
c. Kibirli ve cimri bir insandır
2. Fakirleri bulmak için kim gezer?
a. Fırıncı
b. Padişah
c. Büyük vezir
3. Küçük kız ne satıyor?
a. Eldiven, atkı ve patik
b. Ekmek ve simit
c. Atkı ve eldivenler
4. Küçük kız ve dedenin evine kim misafir olur?
a. Büyük vezir
b. Vezir ve aşçı
c. Fakir bir erkek çocuk
5. Misafir ne yedi?
a. Hiçbir şey
b. Sıcak ekmek
c. Sıcak çorba
(2)
1. Bir evde küçük kız ve dedesi birlikte yaşıyorlar.
a.doğru b.yanlış
2. Padişah'ın ülkesi çok büyüktür.
a.doğru b.yanlış
3. Ülkede hiç fakir yoktur.
a.yanlış b.doğru
4. Kız yolda yaralı bir kuş bulur.
a.doğru b.yanlış
5. Misafir sabah yemek hazırlar.
a.yanlış b.doğru
(3)
1. Ülke halkı, _____ çok sever.
2. Cebindeki ekmek ile küçük kız kuşun _____ doyurur.
3. Misafir: Ben fakir biriyim. Beni _____ kabul edin, der.
4. Ben yıllardır sarayda ______ yapıyorum.
5. Ekmeğin içine bu kadar _____ kim koydu?

Karınını, padişahı, altını, aşçılık, eve



Download 289.5 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling