7. Modern teknoloji dünyayı tek kültür haline getirmiştir. Buna katılıyor musunuz?
-Teknoloji ve kültür arasındaki derin bağa vurgu yapan Tekno-Kültür , tekno-bilime dönüşen günümüz biliminin etrafında inşa edilen kültürel iklim. Yirminci yüzyıl bilimsel ve teknolojik gelişmelerin bu alanda artarak ortaya çıktığına değinmeden geçemeyiz. Makinelerin öğrenimi, yapay zeka, yazılım gelişimi ile siber mekan düzeyi, bulut bilişimleri gibi birçok teknolojik devrim hayatımıza girmekte. Değişen teknoloji uygulamaları ile kültür arasındaki bağ dijitale döküldü. İnsanların tekno- kültür ile sanat ve kültür erişimi yüksek düzeyde arttı. Öte yandan tekno- kültürün getirdiği yeni insan kavramı da yapay ve doğal olanı hayatımıza entegre etti.
8. Bir insanın uzun yaşaması mı, ömrünü değerlendirerek yaşaması mı daha önemlidir?
-Bu soru insandan insana değişecek göreceli bir kavram...
Uzun yaşamak güzel birşeydir evet ama uzun ve boş bir hayat sahibi olunacağına, kısa ve gerçekten faydalı değerli olacak bir yaşam daha güzeldir kanımca... Mesela şahsi fikrim;
Bana göre hayat amaç değil araç olmalı.Yani hayatın bütününde, üzerimize düşen sorumluluklarımızı en doğru şekilde yerine getirmeli, birbirimizin haklarını çiğnememeli, birbirimize yardımcı olmalıyız ki, sonunda ebedi bir mükafatla mükafatlanalım.Zaten hayatı bu şekilde yaşamak; Güzel yararlı hayatlar yaşamak - mutlu yaşamak demektir.Hayatı araç olarak görmek yanlış anlaşılmasın.Kullanılacak araçlar hem gelişim aşamasında hem de sonuçta bizim yararımıza olacak olgular;) Hayatı sevmek ve sağlıklı yaşam açısından bakılabilir...Ama ne kadar uzun olsa da bir sonu var.Bence "Uzun yaşamak önemli" diye bir açıklama geniş bir biçimde açıklanamaz...
9, Tabiatta mükemmel bir düzenin olduğunu söyleyebilir miyiz?
-Fizik kanunlarına göre: Kâinat bir zamanlar gaz hâlindeydi. "Gaz hâli" onun tabiatıydı. Tabiat, değişmez ve temel özellik olduğuna göre, bu hâlin sonsuza kadar devamı gerekmez miydi? Peki, ateş hâline niçin geldi? Dünya bir ateş kütlesiydi. Bu hâl de onun tabiatıydı. Bu özellik ebediyen devam etmeli değil miydi? Şu hâlde toprak, hava ve su gibi zıt tabiatlar nasıl ortaya çıktı? Toprağın, suyun ve havanın tabiatıyla, bitkinin, hayvanın ve insanın tabiatı aynı mı? Ayrıysa bitkiler, hayvanlar ve insanlar nasıl meydana geldi? Tabiatüstü mutlak bir kudret kabul edilmedikçe, bütün bu sorular boşlukta asılı kalmaya mahkûmdur. Noksandan mükemmele doğru uzayıp giden varlık zincirini izah etmenin tek yolu, sonsuz ilim ve kudret sahibi Yaratanı tanımaktan geçiyor. Her usta, eserinden daha mükemmeldir. Bina ile mimar örneğini hatırlayalım. Canlıların, cansızlardan daha üstün olduğu da bir gerçek.
Do'stlaringiz bilan baham: |