Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Tabakatu’l-Memalik fi Dercati’l-Mesalik
- Heşt Behişt (Sekiz cennet)
Kısaltmalar 13
A.Ü: Ankara Üniversitesi Bkz (bkz): Bakınız B.O.A: BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi C: Cilt Çev: Çeviren D: doğum D.I.B: Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Ev. Nr: Evrak Numarası Hz: Hazırlatan HC. hc. h: Hicri Hz. Hazret I.A: Ġslam Ansiklopedesi Ġ.Ü.E.F: Ġstanbul Üniversitesini Edebiyat Fakültesi. M.D: Muhimme Defteri. M.E. B: Milli Eğitim Basımevi. M.Ö: Milattan Önce. M.S: Milattan Sonra. Nr: Numara. NĢr: NeĢreden. s.a.v: Sallallahü aleyhi vessellem. S: sayfa. T.A: Türk Ansiklopedesi. Terc: Tercüme eden. T.T.K: Türk Tarih Kurumu.
14
Ö: ölüm Vb: Ve Benzeri. Vef: Vefatı. VS: Ve Sair. y.y: yüzyıl. 15
AraĢtırmamızda klasik kaynakların yanısıra ArĢiv Vesikaları, Hattı Nusha, Ahkâm Defteri, Muhimme Defteri, Topkapı Sarayının ArĢivi, Seyyah ve elçilerin yazdıkları gibi eserler ve tetkik eserlerden faydalandık. Çoğu XVI. Asır‟da yazılan olan, tarihi kaynaklarımızdan, Osmanlı-Ġran siyasi ve kültürel münasebetlerinden bahseden, PadiĢahların divanları ve hatıraları, hata bizzat bu iki ülkenin padiĢahlarının yanında bulunan tarihçilerin kaleme aldıkları eserlerden yararlandık. Bu kaynaklar bazıları eski farça, bazıları ise Osmanlıca ve Türkçe ve Arapça dilinde yazılmıĢtır. a)
Klasik eserler: AraĢtırmamız sıasında en çok kullandığımız XVI-XVII. Yüzyılın yazılan kaynaklardan bazıları Ģunlardır.
Kanûnî Sultan Süleyman zamanında yaĢayan Nasuh b. Abdullah‟ın eseridir, Kanuni‟nin hükümdarın cülusundan (1520), 1547 yılına kadar devam eden “Mecmâ'u't-Tevârîh, adında bir eser yazmıĢtır. En meĢhur eseri Kanûnî Sultan Süleymân'ın Irakeyn Seferi'nde takip ettiği menzilleri minyatürler eĢliğinde anlatan “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn” dir. Müverrihin diğer bir eseri ise Tuhfetü‟l- Guzzâttır. “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn” eseri Türk Tarih Kurumu yayınları arasında neĢredilmiĢtir. 1
1
Franz Babinger.
Kültür Bakanlığı, Ankara 1992, s.75.
16
Koca NiĢancı ismiyle tanınmıĢ Asıl adı Celâlzâde Mustafa Çelebi Celalzade‟nin oğludur. Kastamonu Tosya‟da doğdu. 2 Eser 1557 yılına kadar olan Osmanlı Tarihini kapsamaktadır. Yazar 1516‟da Sultan Selim‟in Divan Katibi iken, Kanuni Sultan Süleyman devrinde 1521-1534‟de Reisü‟l-Küttab, 1534-1557‟de NiĢancı veTezkirecilik (belli bir meslekte tanınmıĢ kiĢilerin özellikle Ģairlerin yaĢam öykülerinin toplandığı eserler yazan) olarak çalıĢmıĢtır. Tabakatü‟l-Memalik fi- Derecatü‟l-Mesalik adlı eseri Osmanlı toplumunun tabakaları ve derecelerinden bahseder. Bu eserde yazdığı otuz tabakadan otuzu da Kanuni‟den bahseder. Kanuni‟den bir sene sonra (1567) vefat etmiĢtir. 46 yıllık Kanuni döneminin tarihini yazdığından önemli bir tarihçidir. 30. tabaka, Kanuni‟yi en iyi anlatan tabakadır. Kanuni dönemini anlatan en iyi eser budur. Koca NiĢancı ayrıca Osmanlı kanunlarını bir araya getiren insanlardan birisidir. Bu eserin faydalandığımız nüshası, Süleymaniye Kütüphanesi, Fatih Kitaplığı, Nr. 4423‟de Türkçe yazma olarak bulunmaktadır. Celâlzâde Mustafa Çelebi (ġubat 2011). Kanunî'nin Tarihçisinden Muhteşem Çağ. Ġstanbul: Kariyer Yayıncılık. Koca NiĢancı‟nın bundan baĢka bir de Selim-name‟si de vardır. 3
Heşt Behişt (Sekiz cennet) Uzun Hasan‟ın oğlu Yakup Bey‟in sarayında kâtip iken 1501‟de Osmanlı devletine sığınan Ġdrisi Bitlisi, 1502 senesinde II. Bayezid‟in emri üzerine Farsça olarak büyük bir Osmanlı tarih kaleme aldı. Böylece ilk defa bir padiĢah emri üzerine
2 Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, çev. CoĢkun Üçok, Kültür Bakanlığı, Ankara 1992, s. 113. 3 Franz Babinger, a.g.e, s. 113-114 . 17
bir tarih kitabı yazıldı. Bitlisi burada sekiz Osmanlı hükümdarını her biri birer defter teĢkil edecek Ģekilde “sekiz cennet” adıyla kaleme aldı. 8000 beyitten oluĢan bu eser 13 ayda tamamlandı. HeĢt bi-HiĢt oldukça güç bir lisanla yazıldığı için diğer Türkçe eserler tarafından gölgede bırakıldı. Bu yüzden yazma kopyalarının sayısı azdır. Bitlisi‟den sonra Osmanlı Tarih yazıcılığında iki ekol ortaya çıkmıĢtır. Bunlar 1 1.Ġran tarzı tarih yazıcılığı. 2.Arap tarzı tarih yazıcılığı. Ġran tarzı tarih yazıcılığı, olayları abartılı bir Ģekilde ele almayı gerektirir. Yavuz döneminde Mısır seferiyle birlikte Osmanlı Tarih yazıcılığına Arap tarzı girmĢtir. Bundan önce görülen ilk Arap tarih yazıcılığı örneği Kemal PaĢazade‟dedir. Özellikle Ġbn-i Fahd‟ın Kemal PaĢazade‟nin üzerinde etkisi büyüktür. HeĢt bi-hiĢt iki defa Türkçe‟ye çevrilmiĢtir. Çevirenlerden birisi müellifin büyük oğlu Ebu‟l-Fadıl Mehmet‟tir. Türkçe tercümesi Ġstanbul Universite kütüphanesinde numara 430‟da ayrıca Viyana kütüphanesinde bulunmaktadır.Nuruosmaniye kütüphanesi numara 3078‟de kayıtlı bulunan eserin HeĢt bi-hiĢt Tercümesi olduğu iddia edilmiĢse de, bu eser Kemal PaĢa-zâde'nin Tevârîh-i Âl-i Osmân‟ının I. II. ve IV. Defter'lerinin bir arada bulunduğu bir mecmuâdan ibârettir. 4
4 Franz Babinger, Die Geschichts-schreiber der Osmanen und Ihre Werke, Leipzig 1927, s. 46-49; Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, çev. CoĢkun Üçok, Ankara 1992, s. 52-55; Özcan, Abdülkadir, “HeĢt BihiĢt” DĠA, Ġstanbul 1998, XVII, s. 271-273; BaĢaran, Orhan, Ġdrîs-i Bitlîsî‟nin HeĢt BihiĢt‟inin Hâtime‟si
18
ġeref Han, Bitlis emiri ġemseddin Han'ın oğlu tarafından 1596 tarihinde Farsça olarak kaleme alınmıĢtır. Mehmet Emin Bozarslan'ın ilk kez 1971'de basılan Türkçe çevirisi vahim çeviri ve baskı hatalarıyla doludur . Celal Kabadayı tarafından yapılan bir çeviri 2007'de Yaba Yayınları tarafından basılmıĢtır. Muhammed Abbası ġerefname üzerine ÇalıĢmıĢ ve Moassiseye Matbuati ilmi tarafından Tahran da 1935 yılında basılmıĢtır. Kitabın yazar tarafından istinsah edilmiĢ özgün elyazması Oxford'da Bodleian Kütüphanesi'ndedir. Türkiye kütüphanelerinde çok sayıda elyazması nüshası bulunmaktadır.1860'ta Rusça, 1868'de Fransızca çevirisi yayımlanmıĢtır. Muhammed Ali Avni'nin Arapça çevirisi 1958-1962'de Kahire'de iki cilt olarak basılmıĢtır.Osmanlılarla 1514'te ittifak andlaĢmasını imzalayan ve Bitlis'teki ġerefiye Camii'ni inĢa ettiren 4. ġeref Han'ın torunudur. ġeref Han olarak yazılmıĢ ve 1597‟de Osmanlı PadiĢah‟ı III. Mehmed‟e takdim edilmiĢtir. Eser iki bölüm olup, birinci bölüm, Kürt Boyları ve kale beylerini, ikinci bölüm ise, Osmanlı ve Safevi tarihlerini kronolojik olarak vermektedir. Yazar V. ġeref Han 1578‟de Safevilerden Osmanlı‟lara iltıca etmiĢtir. Faydalandığımız nüsha, 1051 Hicri yılında, Darend Mehmet PaĢa Kütüphanesi, nr 4539/12‟de kayıtlıdır. 5
(Metin – Ġnceleme – Çeviri), Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum 2000, s. 41-115. 5 Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, çev. CoĢkun Üçok, Kültür Bakanlığı, s. 246 -247. 19
Gelibolu‟da Nisan 1541‟de dünyaya geldi. Ġyi bir medrese tahsili yaptıktan sonra saraya intikal etmiĢ birçok himmetleriyle Lala Mustafa PaĢa‟nın hizmetine girerek Suriye ve Mısır‟da bulunmuĢ, sonra uzun zaman defterdarlık yapmıĢtır. Fakat
düĢmanlarının entrikaları sonucu sancak beyi vazifesine indirilmiĢtir. Bundan sonraki hayatı açık değildir. Cidde‟de 1599‟da öldüğüne göre Arabistan‟a sürgüne gönderildiği tahmin edilmektedir. 16. yüzyılın en Ģöhretlisi kabul edilen Mustafa Ali, bir genel tarih mahiyetinde olan Künhü‟l-Ahbar adlı dört kısımdan oluĢan bir eser yazmıĢtır. Bu eser Mustafa Ali‟ye gerçek ününü kazandıran eserdir. Ġlmi-tenkitçi tarih anlayıĢıyla kaleme aldığı bu eser okuduğu 160 kitabın özüdür. Sırasıyla Peygamberler Tarihi, İslam Tarihi, Türk ve Moğol Tarihi ve nihayet Osmanlı Tarihi anlatılır. Osmanlı tarihi 1596‟da sona erer. YaĢadığı dönemin gereği olarak ilim adamları için gerekli olan patronaj iliĢkisi Mustafa Ali için de gerekli idi. Bu yüzden Künhü‟l-Ahbar‟a kadar olan bütün eserlerini sürekli birilerine ithaf etmiĢti. Ancak hayatı boyunca niĢancılık makamını elde etmek istemesi, ancak bunu baĢaramaması üzerine kırgın ve dargın bir ruh haliyle yazdığı Künhü‟l-Ahbar‟ı diğer eserlerinin aksine hiç kimseye ithaf etmemiĢtir. 6
Tacü’t-Tevarih
Hoca Sadettin Efendi tarafından iki cilt olarak yazılan çok meĢhur bir Osmanlı tarihidir. Birinci cilt‟te, Osmanlı Devleti'nin kuruluĢundan II.Bayezid‟e kadar olan devir, ikinci cilt‟te II.Bayezid ve I.Selim devri, (1520 yılı I. Selim'in ölümüne kadar)
6 Franz Babinger, a.g.e, s. 141; Ġsen, Mustafa Künhü'l Ahbar'ın Tezkire Kısmı. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay,1994. 20
geçen süreç içerisinde Osmanlı tarihi anlatılmaktadır. Tâcü't-Tevârîh tarihi el yazması eserin bir nüshası, Ġskilip Halk Kütüphanesi bünyesinde yer alan Ġskilip El Yazma Eserler Kütüphanesi'nde mevcuttur. Tâcü't-Tevârîh; 1862 Hicri 1279- 1280‟de yılında dönemin matbaa imkânları kullanılarak 2 cilt olarak basılmıĢ, ayrıca 1974 - 1979 yılları arasında Ġsmet Parmaksızoğlu tarafından sâdeleĢtirilerek günümüz Türkiye Türkçesine de 5 cilt olarak aktarılmıĢtır. Tâcü't-Tevârîh; pâdiĢâh III. Murad'a sunulmuĢtur. Eserin son bölümü; o dönemde yaĢamıĢ olan âlim ve Ģâirler ile dîn ve tasavvuf ehlinin de hayat öykülerini içerir. Hoca Sadettin Efendi; eserini yazarken kendisinden önce yazılmıĢ olan ÂĢıkpaĢazâde, Ġdris-i Bitlisî, NeĢrî ve diğerlerinin eserlerinden de faydalanmıĢ ve bu eserlerde hatâlı, çeliĢkili, taraflı ve abartılmıĢ bulduğu bilgileri ayıklamıĢtır. ĠsmetParmaksızoğlu bu kıtabı üzerine çalıĢmıĢ ve III Cilt olarak Ankara da 1992Hoca Saadettin Efendi‟nin EseribasılmıĢtır. 7
Munşeatu’s-Selâtin: Eserin yazarı Ahmed Feridun Bey PaĢa Osmanlı devlet adamı ve yazarlarındandır. Doğum tarihi hakkında tarihçilerin çeĢitli görüĢleri var ama vefatı Ġstanbul 1583 yılındadır. 1552 yılında Sokullu Mehmed PaĢa‟nın yanına kâtip, sonra da dîvan kâtibi olmuĢtur. Nahçıvan Seferi‟ne (1554) katımıĢ ve Sziget Muhâsarası‟nda (1566) tanınmıĢtır. 1575'te ünlü ve önemli eseri “Feridun Bey Münşeatı” diye tanınan “Münşeatü‟s-Selâtîn'i” (Sultanların Yazıları) yeni hükümdar III. Murat‟a sundu. 10 Nisan 1576'da görevinden azledildi. 1577'de Semendire Sancakbeyi oldu. 1582'deRüstem PaĢa ve Mihrimah Sultan‟ın kızı olanAyĢe Sultan ile evlendi. Ġstanbul'da iki defâ basılmıĢ olan (1848) ve (1858) ünlü eser
7 Franz Babinger, a.g.e, s. 138-141. 21
kadar olan zaman içindeki vesîkaları toplar. Her iki baskı sırasında bâzı farklar vardır. Aynı zamanda orijinalinde bulunmayan bâzı ekler konmuĢtur, önemli bâzı vesîkaların baĢkalarından alındığı Mükrimin Halil Yınanç, tarafından ortaya konmuĢtur. ġiirler de yazan Feridun Bey‟in bir dîvânıile birkaç düzyazı eseri vardır. Dîvan Edebiyâtı‟nda, Ģiir ağırlıklı olmakla birlikte, nesre (düzyazı) de yer verilir. Bu edebiyatta düzyazıya inĢâ, yazara münĢî denirdi. “MünĢeat” terimi de “düzyazılar” (,inĢâ,nın çoğulu) anlamında kullanılırdı. Eser de Osmanlı Devletiyle baĢka Devletler özellikle Safevi Devletiyle birkaç mektup dıĢında karĢılıklı mektuplaĢmalar ihtiva edilmiĢtir. MunĢiatüs-SelâtinTahran üniversitesinin Merkezi Kütüphanesi, 255 numaralı Mikro Filminden yararlandık. 8
Ġbrahim PeçevîEfendi veya Peçuylu Ġbrahim Efendi((1574-1649 veya 1572- 1650), Macaristan doğumlu Osmanlı tarihçisidir. Peçevi Efendi bu kitabı türkçe yazmıĢtır. Eser‟de 1520-1640 yılları arası, yani Kanuni Sultan Süleyman devri baĢlangıcından IV. Murad devri sonuna kadar olan Osmanlı Tarihi anlatılmaktadır. Macarlar tarafından (vakanüvis) adıyla tanınır. Annesi BoĢnak ailesi Sokollu'ya (Sokolović) mensup olan ve soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Peçevî 14 yaĢında babasını kaybedince, akrabası olan Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmet
8 Franz Babinger, a.g.e, s. 57.86,113, 398; Feridün Bey‟in diğer eseri Zigetvar Seferi‟ne ve Sokollu Mehmed PaĢa‟ya ve II. Selim‟in ilk yıllarına âit olan, Nüzhet- ül-Esrarü‟l-Ahyâr der Ahbâr-ı Sefer-i Sigetvar, (Zigetvar Seferi Haberlerinden En Ġyilerinden Esrarlar Bahçesi)‟dir. Bu eser yazma hâlinde kütüphânelerde bulunmaktadır.
22
PaĢa'ya bağlanmıĢ ve onun korumasında eserler vermiĢtir. Pek çok kez Osmanlı- Avusturya savaĢlarına katılan Peçevî, Anadolu ve Rumeli'de defderdarlık görevlerinde de bulunmuĢtur.1641 yılında devlet görevinden çekilerek tarihini yazmaya baĢlamıĢtır. Bu tarih eserinden özellikle 1520-1640 dönemini incelemiĢtir. Peçevî bu eserinde kullandığı kaynakları gayet açık belirtmiĢtir ve eserini yazarken daha önce yazılmıĢ pek çok tarih kitabını incelemiĢtir. Böylece Osmanlı tarihçilerinin arasında ilk defa olarak Avrupalı tarihçilerin eserlerine, özellikle Macarca yazılmıĢ tarih eserlerine kaynak vermiĢtir. Yazdığı iki ciltlik Târih-i Peçevî 17. yüzyıl ve öncesi Osmanlı tarihinin en önemli kaynaklarından biridir. Eser iki cilt olup Matbaa-i Amire Ġstanbul‟da 1281-1283 Hicri Tarihi yıllarında basılmıĢtır. Faydalandığımız Hattı Nusha D.T.C.F, numara 1600‟dadır. 9
Ġdris-i Bitlîsî' veya Bitlisli Ġdris (d. 1452-57 - ö. 1520), Kürt kökenli Osmanlı devlet adamı olan Mevlana Hüsameddin Ali-ül Bitlisî'nin oğlu, Kürt beylerini bir araya getirmeyi baĢaran Ġdris-i Bitlisi Farsça yazdığı Selimname eserinde Kürtleri KızılbaĢlar ile savaĢa teĢvik ettiğini, onların da kılıç zoruna Anadolu'yu KızılbaĢlardan temizlemek için yemin ettiklerini ve bu arada 40 bin KızılbaĢın (Alevinin) öldürüldüğünü yazmıĢtır. Bitlisi‟nin Eseri olan Selim-Name çok uzun birĢekilde mesnevi terzin yazılmıĢtır. ġehsüvaroğlu Ali Bey'in isteği üzerine Ahmedi'nin iskender-namesi Ģeklinde yazılmıĢtır. Fakat daha sonra HaliIoğlu Koçi Bey, eserde birçok yalnıĢlar olduğunu söylemiĢ ve bunun üzerine yazar, eseri tekrar,
9 Franz Babinger, a.g.e, s. 211-214. Ayrıca Tarih-i Peçevi Haz. Bekir Sıtkı Baykal, I- II, 2. Baskı, K.B.Yayınları, Ankara 1992. 23
Koçi Bey'in verdiği bilgiler üzerine, yazmıĢtır. Eser bir geniĢ giriĢten sonra, Selim'in Trabzon da valiliği ile baĢlar ve Kanuni'nin tahta çıkması ile son bulur. ġükri'nin eseri, daha önceki Selim-namelerde eksik olan detaylarasahiptir. Seferde konulan yerler ve Ģahıslar hakkında, eĢsiz bir kaynaktır. Doğulu olması nedeniyle, Yavuz'un Ġran seferinde sanki bir atlastır. En küçük yerleri ve detayları vermektedir. HemĢehrisi Ġdris‟te bu yoktur. Hoca Efendi, Ġshak Çelebi'nin bittiği yerden ġükri'yi almıĢ ve bol bol kullanmıĢtır. Hele bazı Ģürler, tamamen buradandır. Daha sonraki yazarlardandan Ali de ġükri'yi kaynak olarak kullanmıĢtır. ġükri‟nin nazım halinde olan bu eserini, çerkezler katibi Yusuf, Kahire'de nesre çevirmiĢ ve sonuna 1041/1671 tarihine kadar Mısır'da bulunan Osmanlı valilerinin listesini eklemiĢtir. Cevri isimli bir Ģair ise, bu eseri tekrar nazma çevirmiĢtir. Selimname‟nin Mustafa Celalzade tekrar toparlamıĢ ve Ahmet Uğur tarafından hazırlatan bu eser Kültür Bakanlığın tarafından basılmıĢtır. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde kayıtlı Türkçe tercümesi Ġstanbul Universite kütüphanesinde numara 430'da ayrıca ġükrî'nin Selim-nâme'si olayları gözleriyle görenlerin nakillerine dayanmaktadır. 10 Âşıkpaşazâde Tarihi ya da Tevârîh-i Âl-i Osman,
1400 ile 1484 yılları arasında yaĢamıĢ bir Vefai derviĢi olan ÂĢıkpaĢazâde DerviĢ Ahmet ÂĢıkî‟nin yazdığı Osmanlı tarihi kitabıdır. Osmanlı Devleti‟nin 1298- 1472 yılları arasında yaĢadıklarını kronolojik sırayla ve sade bir dille anlatan Türkçe bir eserdir. Türkçe olarak kaleme alınan ilk kronolojik eser olduğu gibi tamamen Osmanlılar'ı konu edinmiĢ ilk Türkçe eser kabul edilir. Toplam 183 bâbdan (bölüm)
10 Franz Babinger, a.g.e, s. 211-214. Ayrıca Tarih-i Peçevi , Haz. Bekir Sıtkı Baykal, I-II, 2. Baskı, K.B.Yayınları, Ankara 1992. 24
oluĢan eserin verilen son bölümlerinin ÂĢık PaĢazâde değil, bir baĢkası tarafından eklendiği sanılmaktadır. Çelebi Mehmet, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmet dönemlerini yaĢamıĢ olan AĢıkpaĢazade, II. Murad devrinde Macaristan (1438/39) ve II. Kosova seferlerinde (1448), Fatih‟in Ġstanbul'u feth ettiği dönemde bulunmuĢtu. Ömrünün son yıllarında görüp duyduğu ve tanığı olduğu olayları zaman sırasıyla içine alan bir Osmanlı tarihi yazmaya baĢladı. 1476 yılında yazmaya baĢladığı bu eserin Ankara SavaĢı‟na kadar olan bölümünü, ilk Osmanlı tarih kitabı olduğu varsayılan ancak günümüze kadar ulaĢmayan, YahĢi Fakih Menkıbenamesi,‟nden aktardı. Daha sonraki olayları ise kendi duyduğu ve gördüğü Ģekilde aktardığı anlaĢılmaktadır. Bizzat Ģahit olduğu olayları daha ayrıntılı anlatmıĢtır. ÂĢıkpaĢazâde eserini Fatih'in 1478 yılında ĠĢkodra‟yı fethediĢini anlatarak bitirmiĢtir. Eseri 1480'de tamamladığı sanılmaktadır. 1481‟de II. Mehmet öldüğünde biyografilerle ilgili bölüm; 1502‟de ġah Ġsmail'in Tebriz'i almasından sonra Erdebil Sûfilerinin kökeni ile ilgili bölüm ve çeĢitli olayların meydana geliĢ tarihine iliĢkin son bölüm eklenmiĢtir. Eserin günümüze ulaĢan yazma nüshalarında son bölümlerinde birbirinden farklılıklar görülmektedir. Eser, bir halk destanı niteliğindedir. Orta tabaka halk arasında okunmak üzere yazılmıĢtır. Osmanlı hanedanının Ģeceresini, Anadolu'ya gelmeden önceki yaĢamlarını, Anadolu'ya geliĢlerini, Anadolu‟da kalan Osmanlı sülalesinin Türk tarihinde oynadıkları rolleri, Süleyman ġah‟tan itibaren Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murat, I. Bayezid, I. Mehmet, II. Murat, II. Mehmet dönemi olaylarını canlı bir dille anlatmaktadır. Diyaloglar ve kullanılan kısa cümlelerle canlı kılınmıĢtır. XV. yüzyıl Anadolu Türkçesi‟nin en güzel örneklerinden biri sayılır. Eserde her babın sonunda manzumelere yer verilmiĢtir. Bu manzumelerin çoğu Ahmedî‟nin ,Ġskendernâme, adlı eserinden alınmıĢtır. Eserde yer
25
alan Ģiirler hemen öncesinde anlatılan olaydan alınması gereken derse iĢarettir. Eser ilk defa 1914 yılında Ġstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunan nüsha gözönüne alınarak Ġstanbul‟da kütüphanenin hafız-ı kütübü Âli Bey tarafından yayınlandı. Daha sonra tenkitli ve on bir nüshası karĢılaĢtırılarak Friedrich Giese tarafından Leipzig‟de “Die Altos-manishe Chronik des Aşıkpaşazade” adıyla 1928-1929‟da tekrar neĢredildi. Eser, 1949‟da Nihal Atsız tarafından yayımlandı. 1970'de günümüz Türkçesiyle tekrar Nihal Atsız tarafından yayına hazırlanarak Milli Eğitim Bakanlığı‟nın 1000 Temel Eser arasında “Aşıkpaşaoğlu Tarihi” adıyla yayımlandı. AĢıkpaĢazade Tarihinden sonra Osmanlı tarih yazıcılığında bir “Tevârih-i Âl-i Osman” yazma geleneği baĢlamıĢ ve 16. yy.da “Tevârîh-i Âl-i Osman” adıyla eser yazmak, âdeta moda hâline gelmiĢtir. AĢıkpaĢazade‟ninkinden sonra yazarı bilinen Tevârih-i Âl-i Osmanlar'ın yanı sıra anonim Tevarih-i Al-i Osman'lar üretilmiĢtir. Bu eserler orta sınıf halkın ve askeri zümrelerin tarih öğrenme ihtiyacını gidermek için halk dili ile yazılmıĢlardır. AĢıkpaĢazade'nin Tevarih-i Âl-i Osman'ının anonim olanlardan farkı Osmanlı padiĢahlarını birer “mücahid gazi” olarak görmesi, devletin kuruluĢunda gazi, ahi, derviĢ ve bacıların rollerini önemle belirtmesidir. 11
Download 6.7 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling