—
Neden hıçkırmıyorsun? dedi.
—
Her zaman olmaz, dedim, elimde değil ki benim... Zamanı
gelince hıçkırırım.
—
Sen beni kandırdın, aldattın...
Neymiş, bilir misiniz? Kız benim hıçkırığıma vurulmuş. Bu,
pek öyle sokağa çıkmayan kapalı ev kızı olduğundan, kocam
hıçkırır, ben de güler, eğlenirim, diye düşünmüş.
Hıçkıramıyorum diye kadında bir surat, bir surat... O su
ratı yetmezmiş gibi bir de, ayrılalım da ayrılalım, diye
tutturmaz mı! Baktım, mutlu aile yuvamız yıkılacak, ne
yapayım, zorla hıçkırmaya çalıştım ki, karım da biraz
gülsün, eğlensin, mutlu olsun. Ama onda surat yine bir
karış.
Do'stlaringiz bilan baham: