Çalikuşu reşat Nuri Güntekin’in Eserleri


Download 1.32 Mb.
Pdf ko'rish
bet23/51
Sana16.06.2023
Hajmi1.32 Mb.
#1492944
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   51
Bog'liq
Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu

23 Nisan (iki saat sonra)
Gülbeşekerin ne olduğunu öğrendim. Munise, Söğütlük’te tesadüf ettiği birkaç muallimeye benim
hasta olduğumu söylemiş, merak etmişler, dönüşte kapıdan uğrayarak hatırımı sormak istemişler.
Birkaç dakika içeri girmeleri için ısrar ettim. Bunlardan birine şaka olsun diye: “Bari gülbeşeker
bulabildiniz mi? Sokaktan geçen zabitler bulamadıklarından şikâyet ediyorlardı!”
Arkadaşım gülerek cevap verdi:


-Pekâlâ biliyorsunuz ki, biz de ondan mahrum kaldık!...
-Niçin?
-Çünkü gelmediniz!
Şaşkın şaşkın yüzüne baktım, gülmeye çalışarak:
-Ne münasebet! dedim.
Mualimler, hep gülüyorlardı. Arkadaşım, şüpheli bir bakışla:
-Sahi bilmiyor musun? dedi
-Vallahi bilmiyorum.
-Zavallı Feride'ciğim, sen ne kadar safsın! Gülbeşeker, Ç... erkeklerinin, bu güzel rengin için sana
koydukları isim. Ben, şaşkınlıktan kekeleyerek:
-Nasıl, ben mi? Demek gülbeşeker dedikleri, o sokak delikanlılarının ekmeklerine sürüp yemekten
bahsettikleri... Eyvahlar olsun! Utancımdan iki elimi yüzüme kapadım. Demek ben böyle kocaman bir
kasabanın diline düşmüştüm, ne ayıp, Yarabbî!
Arkadaşım, zorla yüzümü açtı, yarı şaka, yarı sahi:
-Bundan şikâyet edilecek ne var? Bir kasabanın erkeklerini meşgul ediyorsunuz, bu saadet hangi
kadına müyesser oldu? dedi.
Bu erkekler, sahi çok fena mahluklar. Bana burada da rahat vermiyorlar. Yarabbî, artık nasıl insan
içine çıkacağım, komşularımın yüzüne nasıl bakacağım?
Ç...1 Mayıs
Deminden beri yukarıda talebelerimin vazifelerini tashih ediyordum. Kapı çalındı, Munise
aşağıdan:
-Abacığım, misafir geldi, diye seslendi.
Taşlıkta siyah çarşaflı bir hanım geziniyor; yüzü kapalı olduğu için tanımadım, tereddütle:
-Kimsiniz efendim? diye sordum.
Birdenbire ince bir kahkaha koptu; hanım, kedi gibi boynuma sıçradı. Meğerse Munise imiş.
Yaramaz kız, beni belimden tutarak taşlığın içinde döndürüyor, küçük buselerle yanaklarımı,
boynumu öpüyordu. Çarşaf ona, birdenbire yetişmiş bir genç kız hali vermişti. Küçüğüm, bu iki
senenin içinde hayli serpilmiş, hemen bana yaklaşan ince boyu, günden güne çiçek gibi açılan
güzelliğiyle nazlı, nazik bir küçükhanım olmuştu. Fakat insan, daima gözünün önünde duran
şeylerdeki değişikliği fark edemiyor.
Onu bu halde gördüğüm vakit hesapça sevinmem lâzım gelirdi. Halbuki bilakis mahzun odum. Bunu
Munise fark etti:
-Abacığım, ne oldu? Şaka yaptım. Seni sakın darıltmayayım? dedi.


Zavallı çocuğun, bir kabahat yapmış gibi dargın dargın yüzüne bakıyordum:
-Munise, dedim. Seni büsbütün alıkoymak mümkün değil. Çünkü görüyorum ki, durmayacaksın.
Şimdiden düğünlerde gelin tellerini başına takarken için titriyor. Anlıyorum kızım, durmayacaksın,
mutlaka gelin olmak isteyeceksin, beni yalnız bırakacaksın.
Bu yalnızlığın acısı şimdiden içime çökmüş gibi gözlerim doluyordu. Munise’nin bir kelime ile
beni teselli etmesi için halimle, bakışlarımla adeta yalvarıyordum. Fakat hain kız, dudaklarını büktü.
-Ne yapalım abacığım, âdet böyle, dedi.
-Demek, bir yabancının karısı olmak için beni bırakacaksın?
Munise cevap vermedi, sadece güldü. Fakat ne gülüş! Zalim, şimdiden onu benden ziyade
seviyordu.
Bu sefer ben, biraz evvelki sözlerimin aksini söylemeye başladım.
-Gelin olsan bile herhâlde yirmi yaşına kadar vakit var.
-Yirmi yaş çok değil mi abacığım.
-O halde on dokuz, haydi nihayet on sekiz. Cevap vermiyorsun ama, gülüyorsun. “Ben biliyorum”
demek ister gibi sinsi sinsi gülüyorsun. Vallahi, on sekizden aşağı olmaz.
Afacan gülüyor, pazarlığımla eğleniyordu. Utanmasam hüngür hüngür ağlayacaktım. Sarı insanların
hepsi vefasız oluyor, hepsi insanı başka türlü üzüyor.

Download 1.32 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   51




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling