"Kuşkusuz sevgili dostum, kuşkusuz. Ama differendum est inter et inter.1
Ödevlerini tabii yaptın, bu nihayet görevindi senin. Ama eskiden çok daha başarılıydın,
hatta belki daha çok çalışıyordun, en azından eskiden dersleri daha büyük bir dikkat ve ilgiyle
izlediğin kesin. Gösterdiğin 1 'Çalışmadan çalışmaya fark var' anlamında Latince bir deyiş.
(Çev.) şevk ve gayrette ansızın baş gösteren bu gevşemenin nedenini anlayamıyorum doğrusu.
Hasta falan değilsin ya?"
"Hayır."
"Başın mı ağrıyor yoksa? Çünkü öyle turp gibi bir halin olduğu da söylenemez hani."
"Evet. Bazen başımın ağrıdığı oluyor."
"Günlük çalışmalar acaba fazla
mı geliyor sana?" "Yo, asla!"
"Ders dışında çok kitap falan mı okuyorsun?
Doğruyu söyle bana!" "Hayır, neredeyse hiçbir şey okumuyorum, müdür bey."
"O zaman benim bu işe bir türlü aklım ermiyor, sevgili genç dostum.
Aksayan, sürçen bir taraf var bu işte. Peki, çaba göstereceğin konusunda bana söz verir
misin?"
Hans, yumuşak ama ciddi bir ifadeyle ona bakan otoriter müdürün kendisine doğru
uzatılmış sağ eline bıraktı elini.
"Bak böylesi iyi, böylesi güzel, sevgili dostum! Pes etmeyeceksin, yoksa çarklar arasında
ezilip gidersin." Müdür bey, Hans'm elini sıktı; Hans da rahat bir nefes alarak kapıya yöneldi.
"Ha, bir şey daha, sevgili dostum! Sanırım Heilner'le pek sık konuşup görüşüyorsun, öyle
değil mi?" "Evet, müdür bey, oldukça sık"
"Öbür arkadaşlarından daha sık belki de. Yoksa yanılıyor muyum?"
"Doğru, daha sık müdür bey. Heilner benim
dostu
m."
"Peki nasıl oldu bu iş? Öyle ya, ikinizin huyu suyu pek benzemez birbirine."
Do'stlaringiz bilan baham: |