1. BİR yaz hatirasi (летнее воспоминание)

2.ŞEFKATLİ BİR YÜREK (ДОБРОЕ СЕРДЦЕ)
Geçen gün bir dostumu ziyarete gittim. Böyle ziyaretlerde her zaman önceden haber veririm. Fakat o gün haber vermedim. Çünkü, o benim en iyi arkadaşımdı. Sürpriz yaptım ve onun ofisine girdim. Selam verdim. Eski arkadaşımla yıllar sonra karşılaştık. Çok sevindi. Kucaklaştık. Enver Bey:
- Vay eski dostum! Buralara ne zaman geldin? Uzun zamandan beri görüşmüyoruz, dedi. Ben de işim çok dedim. Avukatlık mesleğini anlattım ona.
- O da, lise yıllarından başladı. Bütün hayatını anlattı. Yedik, içtik. Gitmek için ayağa kalktım ofisin kapısı açıldı. İçeriye elinde paketle bir adam girdi. Bu, uzun boylu, zayıf, güler yüzlü bir adamdı. Bana kendisini tanıttı. Bir kart uzattı.
- Ben değilim, dedim. Arkadaşımı gösterdim. Genç:
- Efendim, beni Balıkesir'den arkadaşınız Oğuz Bey gönderdi, dedi. Enver Bey:
- Oğuz Bey benim eski bir arkadaşımdır. Balıkesir'de oturuyor. Siz onunla nereden tanışıyorsunuz, dedi. Genç adam:
- Oğuz Beyin kızı benim öğrencimdir. Anne ve babasını tanırım, dedi. Elindeki paketi masaya bıraktı. Enver Bey:
- Buyrun öğretmen bey, sizi dinliyorum, dedi. Genç öğretmen paketi açtı. Kâğıt ve pamuklar arasında bir hayvanı gösterdi. Arkadaşım:
- Kaplumbağayı eline aldı. Üç beş kilo idi. Bu kaplumbağa yaralıydı.
- Aman Allah'ım! Buna ne olmuş böyle! Yoksa bunu siz mi yaptınız, dedi. Öğretmen çok üzgün:
- Hayır efendim, ben yapmadım. Bir hafta önce okula geliyorum. Yolun ortasında bir kaplumbağa buldum. Elime aldım. Sonra kaplumbağayı sınıfa götürdüm. Öğrencilerle birlikte inceledik. Çocuklar onun yaralı hâlini gördüler ve çok üzüldüler. Balıkesir'de bütün doktorlara götürdüm.
Ama herkes "Arkadaş bu hayvan yaşamaz. Onu at. Kendi kendine ölsün." dediler. Fakat ben bunu kabul etmedim. Durumu öğrencilerime anlattım. Onlardan yardım istedim. İşte Oğuz Beyle de böyle tanıştık.
- Fakat Balıkesir'le Tekirdağ arası çok uzun bir yol. Ta oradan buraya bu kaplumbağa için mi geldiniz?
- Evet efendim. Özellikle de onu, size getirdim. Çünkü herkes "Sana ancak o yardım eder." dediler.
Genç öğretmenin hareketi gözlerimi yaşarttı. Enver Beyle ben, birbirimize baktık. Onu tebrik ettik. Enver Bey, yaralı hayvana baktı. Ben, kendimi öğretmenle karşılaştırdım. Öğretmen kaplumbağaya çok büyük bir sevgi gösterdi. Acaba insanlar birbirine niçin böyle bir sevgi göstermiyor, dedi.
Muayene bitti. Enver Bey:
- Demek ta Balıkesir'den geliyorsunuz ha! Peki, öğretmenim, siz şimdi biraz dinlenin. Korkmayın, bu yaralar iyileşir. Ama hayatta o kadar mutsuz ve aç insan var ki... Herkes sizin gibi olsa. O zaman bugünkü kötülüklerin çoğu olmaz, dedi.
- Avukat Bey işte altın gibi bir kalp. Şefkatli bir yürek, dedi. Öğretmene güzel sözler söyledi.
Hoşgörü, bilgiden daha anlamlıdır. Biz bunu o öğretmende gördük. Enver Bey bu iyi kalpli insan, bize güzel bir hayat dersi verdi, dedi.
(1)
1. Enver Bey ne iş yapıyor?
a. Veterinerlik
b. Avukatlık
c. Öğretmenlik
2. Öğretmen, Enver Beye ne getirdi?
a. Öğretmen, Enver Beye bir paket getirdi
b. Öğretmen, Enver Beye bir kitap getirdi
c. Öğretmen, Enver Beye bir kaplumbağa getirdi
3. Öğretmen nereden geldi?
a. Bursa'dan geldi
b. Takirdağ'dan geldi
c. Belıkesir'den geldi
4. Oğuz Bey kimdir?
a. Öğretmenin eski arkadaşı
b. Enver Bey'in eski arkadaşı
c. Avukatın eski arkadaşı
5. Kaplumbağa iyi olacak mı?
a. Kaplumbağa yaşayacak, fakat yaralar iyleşemez
b. Kaplumbağa kendi kendine ölecek
c. Kaplumbağa iyileşir
(2)
1.Enver Bey ve arkadaşı sık sık görüşüyorlar.
a. yanlış b. doğru
2. Enver Beyin arkadaşı avukatlık yapıyor.
a. doğru b. yanlış
3. Öğretmen uzak bir şehirden geliyor.
a. doğru b. yanlış
4. Öğretmen hasta bir kuşu Enver Beye getirdi.
a. yanlış b. doğru
5. Enver Bey Tekirdağ şehrinde yaşıyor.
a. doğru b. yanlış
(3)
1. Geçen gün bir ____ ziyaret ettim.
2. Enver Bey, lise yıllarından başladı ____ kadar bütün hayatını anlattı.
3. Arkadaş bu hayvan artık yaşamaz. Onu at _____ kendine ölsün.
4. Balıkesir'le Tekirdağ arası çok uzun bir _____ .
5. Genç öğretmenin hareketi gözümü _____

Bugüne, dostumu, yol, kendi, yaşarttı