Bir hafta sonra. Murat, Serkan'ı görmek için kantine gitti. Turuncu eldivenleri çıkardı. Ona vermek ve özür dilemek istedi. Çantasını açtı. Aradı fakat eldivenler yoktu! Sınıfa gitti. Her yere baktı. Hayır yoktu, yoktu işte... "Acaba evde mi bıraktım?" dedi. Eve gitti... Her tarafı aradı. Ama yoktu. Aramaktan vazgeçti artık. Bu vicdan azabından nasıl kurtulabilirdi? Mezarlığa gitti. Annesinin mezarının yanında yeni bir mezar vardı. Burada insanlar ağlıyordu. Dualar okuyorlardı. Sonra insanlar evlerine gittiler. Bunlar arasında Serkan'ı gördü. - Başın sağ olsun... Çok üzüldüm, dedi. "Sağ ol." dedi. Yavaş yavaş mezarlıktan çıktılar. Murat, Serkan'a yaklaştı. - Biliyor musun Serkan. Ağabeyinin hemen yanındaki mezar benim annemin mezarı. Ağabeyin Furkan'la annem komşu oldular, dedi. Murat üzgün: - İstersen seninle de ben arkadaş olayım, dedi. - Olur, dedi Serkan. Yalnız ağabeyimin eldivenlerini bana geri ver... - Çok özür dilerim Serkan. Ama ağabeyin gibi ben de onları kaybettim. Yalnız bende turuncu şapkası var. Bu bende kalsın. Ben yeni eldiven aldım. Sana onu vereceğim. Serkan ile Murat çok iyi dost oldular. Bu olaydan sonra Murat, artık her cuma parasının birazını fakirlere verdi. Bunu annesi ve Furkan için yaptı. (1)
1. Murat'ın üvey annesi nasıl bir kadın?
a. Kibirli bir kadın b. İyi kalpli kadın c. Kötü kalpli kadın
2. Murat babasından niçin para aldı?
a. Eldiven ve şapka almak için b. Kardeşine de şapka almak için c. Top almak için
3. Murat, turuncu eldivenleri nerede buldu?
b. Okulun bahçesinde buldu c. Mezarlıkta buldu
4. Yangından, Merve'yi kim kurdardı?
a. Üvey annesi b. Murat'ın babası c. Merve'nin üvey kardeşi
5. Murat, turuncu eldiveni Serkan'ın kardeşine verdi mi?
Do'stlaringiz bilan baham: |
