Aziz Nesin


—  Nerelisin amca, diye soruyordu. —


Download 422.63 Kb.
Pdf ko'rish
bet52/57
Sana20.01.2023
Hajmi422.63 Kb.
#1103753
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   57
Bog'liq
(@Turkchani organamz) Aziz Nesin - Ah Biz Eşekler (1)

— 
Nerelisin amca, diye soruyordu.
— 
İstanbulluyum! deyip sözü kesiyordum.
Benim bu yaptığım, oyunun kuralına uygun değildi. Benim
de ona: «Sen nerelisin?» diye sormam, böylece aramızda
söyleşinin açılması gerekirdi.
Her er üç saat nöbet tutuyordu. Onlar için, karşılarında bir
de adam varken üç saat konuşmadan durmak gerçekten
çok zordu, hele geceleri ...Gündüzleri, yine ne de olsa o
yana, bu yana bakıp oyalanıyorlardı, ama geceleri,


konuşmayı büsbütün gereksiniyorlardı. Benden yüz
bulamayınca da büsbütün canları sıkılıyordu.
Kapalı olduğum barakaya birçok nöbetçi geldi, gitti,
içlerinden yalnız üçü beni etkiledi. O üçüyle her nöbete
gelişlerinde konuşup söyleştim. İkisini çok sevdim, birini de
hiç sevmedim.
— 
Nerelisin amca?
— 
İstanbul'uyum. Sen nerelisin yiğitim?
— 
Sivas'Iı.
— 
içinden mi?
— 
Köylüğünden... Ama benim amcam da burada.
— 
Nerde?
— 
İstanbul’da. Benim amcam da Adalar’da oturuyor.
— 
Cok iyi...
— 
Yaa... Adalar’da oturuyor amcam da...
— 
Güzel.
Konuşmayı kısa kesmek için barakada votka atmaya
başladım. Bir süre sonra o da içeri girdi, gezinmeye başladı.
— 
Amca, sen Adalar’a gittin mi?
— 
Gittim elbet...
— 
Amcam da Adalar’da oturuyor da...
— 
İyi...
Bikac kez daha tekrarlayarak, üstüne basa basa, nedense,
amcasının Adalar'da oturduğunu bana ille de anlatmak
istedi.
Onunla tanışmam işte böyle oldu. Nöbet değiştirinceye dek
şurdan, burdan konuştuk, ama o her sözden bir fırsat
yaratıp bana amcasının da Adalar’da oturduğunu söyleyip
durdu.
Bir gece barakadaki yatağımda uyuyorken, nalçalı
ayakkabıların çıkardığı kaba ayak sesleriyle uyandım. Bir
nöbetçi, barakanın çimento döşemesi üstünde gidip
geliyordu. Oysa nöbetçilerin barakaya girmeleri yasaktı.
Beni uyandırdığını anlasın da dışarı çıksın diye sesli sesli
pufladım bikac kez. Hiç oralı olmadıktan başka tüfeğinin
mekanizmasıyla da oynayarak daha çok gürültü yaptı.


Yatağımda sağa, sola döndüm, hayır, artık uyuyamıyordum.
Er, tüfeğine mermi doldurup boşaltıyordu durma-. dan.
Gürültü çıkarmak için elinden geleni yapıyordu. Anladım,
amacı beni uyandırıp konuşmak. Onun için önemli olan
geceyarısından sonraki bu üç saati geçirmekti. Ama her
nöbetçi aynı şeyi yaparsa benim ne olacağımı
düşünmüyordu. Çıkardığı gürültüler yetmezmiş gibi, sesli
sesli, bağıra çağıra, kahbe feleğe söğüp saymaya başladı,
hem de en kaba sövgülerle... Anlıyordum ereğini; barakada
kapalı tutulduğuma göre, ben de kahbe feleğin sillesini
yemiş biriydim, hemen yatağımdan kalkıp ona katılacaktım,
kahbe feleğe birlikte sövecektik; böylece de aramızda
söyleşi başlayacaktı. ikimizin ortak yanı, kahbe feleğin
sillesini yemiş olmamızdı. Oysa o sıra, ne kahbe feleğe, ne
de başka kahbelere sövmek gelmiyordu içimden.
Uyandığımı görünce başucuma gelip türkü söylemeye
başladı.
Artık dayanamadım.

Download 422.63 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   57




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling