Küresel kentler hızlı Nüfus Artışı ve Kentleşme


Kavramın İlk Kullanımı ve Ortaya Çıkışı


Download 126.85 Kb.
bet2/11
Sana14.11.2023
Hajmi126.85 Kb.
#1772219
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11
Bog'liq
akbar tarjiima 2

Kavramın İlk Kullanımı ve Ortaya Çıkışı
Dünya ölçeğinde ve yoğun bir şekilde ilk kez 1980’li yıllarda gündeme gelmesine rağmen “dünya kenti” kavramı 18. yy'dan itibaren kullan bir kavram olmuştur. İlk defa Goethe tarafından 18. yy'da Paris ve Roma'nın kültürel zenginliğine işaretle “Küresel Kent” olduklarından bahsedilmiştir (Taylor 2004: 21). Daha sonra 1915' te İskoç plancı Patrick Geddes tarafından Değişimekte olan Kentler (Cities in Evolution) adlı kitabında dönemin yeni ve büyük metropoliten alanlarını tanımlamak için kullanılmıştır (Hall 2008; Taylor 2004: 21’den akt. Batmaz 2010: 41-42; Beritan 2014: 5). Bazı kaynaklarda aynı yıl Janise Perlaman’ın da “Küresel Kent” kavramını kullandığı belirtilmiştir (Altıntaş, 2002: 222). Fakat günümüzdeki anlamıyla kavramın ilk kullanımı ünlü plancı Peter Hall’ın 1966’da yayımlanan The World Cities” (Dünya Kentleri) kitabıyla gerçekleşmiştir.
Fernand Braudel ve Janet Abu-Lughod gibi öncü akademisyenler kentsel gelişmeyi tarihsel süreç içinde analiz ederlerken uluslar üstü bağlantıları dikkate almışlardır. Fakat kent üzerine çalışan sosyal bilimciler, küresel güçlerin ve dinamiklerin, yerel ve bölgesel sosyal alanları nasıl etkilediği sorusunu 1980’lerin başından itibaren yaygın ve artan bir şekilde araştırmaya başlamışlardır. 1980’lerde Manuel Castells, John Friedmann, Anthony D. King, Saskia Sassen, Michael Peter Smith, Edward Soja, Michael Timberlake, J. R. Short ve daha birçok kent akademisyeninin çalışmaları, küreselleşme ve kent gelişimi arasındaki karşılıklı etkileşim konusuna yaygın ilginin artmasına yardımcı olmuştur (Brenner ve Keil 2006: 5’ten aktaran: Konak 2013: 147).
Kentleşme yazınında Küresel Şehirlerin ortaya çıkması ve gelişimini dönemleştirmeye yönelik iki yaklaşım mevcuttur. Bunlar:
1. Bazı kent çalışmacıları küresel şehirlerin çok eski bir olgu olduğu konusunda ısrar etmektedirler. Bu duruş Janet Abu-Lughod, Anthony D. King, Michael Timberlake ve Christopher Chase-Dunn gibi dünya kentleri araştırmacıları tarafından üretilen çalışmalarda güçlü bir şekilde ifade edilmiştir. Bu yaklaşımın en çok Andre G. Frank ile bilinen Bağmılılık Teorisi’nin ileri sürdüğü dünya sisteminin yeni bir olgu olmadığı yollu düşüncelerinden etkilendikleri söylenebilir. Bu durumda ne dünya sistemi, ne küreselleşme ve ne de küresel kentler yeni bir olgu değildir. Bu araştırmacılar şehirlerin kapitalist endüstrileşme tarihi süresi boyunca ve öncesinde büyük ölçekli ekonomik sistemler içinde düğüm noktaları olarak hizmet verdiğini göstermişlerdir. Bu yaklaşım, kapitalizmin uzun tarihi sureci içinde günümüz küresel şehirleri ile diğer küresel kent merkezleri arasında bir devamlılık olduğu olgusuna vurgu yapmaktadır.
2. Küresel şehirlerin oluşumuna yönelik dönemleştirmeye alternatif yaklaşım, küreselleşme ve küresel kent oluşumu teorisi tarafından gündeme getirilmiş olup, günümüz küresel şehirlerinin biricikliğini vurgulamaktadır. Bu alternatif yaklaşım, Sassen ve onu takip eden akademisyenler tarafından savunulmaktadır. Günümüz küresel şehirleri, küreselleşen kapitalizminin niteliksel olarak yeni oluşumu için düğüm noktaları rolüne sahiptir. Bu alternatif yaklaşım içinde çalışan akademisyenler küreselleşen kent sisteminin ortaya çıkışını, 1970’lerde görünmeye başlayan kapitalizmin dünya çapında yeniden yapılanmasının yeni bir formu ile ilişkilendirmişlerdir. Bu alternatif yaklaşım, sermaye birikiminin yeni bir formunun ortaya çıktığının altını çizmekte ve küresel kentleri bu yeni formun mekânsal tezahürü olarak yorumlamaktadır (Brenner ve Keil 2006: 21’den akt. Konak 2013: 148).

Download 126.85 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling