vardır, ama onlarla işitemezler. İşte onlar hayvanlar gibidirler, hatta daha
da sapıktırlar" buyurmaktadır. (A'raf 159)
Ama yüksek mertebelere ulaşan kimselere gelince, bunlar tamamıyla can, hem
de işitip anlayan candır, belki bunlar büsbütün nur ve bir kavrayıştır. Nitekim baştan
sona Allah kelamı olan Kur'an; falan ayda ve falan günlerde inmiştir, denilmesi yerine,
müminlerin gönüllerine inmiştir, demek daha uygundur. Nitekim yüce Allah: "Onlar
öyle insanlardır ki, Allah onların gönüllerine iman vermiş ve kendi katından
bir ruh ile onları desteklemiştir" buyurmaktadır. (Mücâdele 22)
(Sevgi)
İnsanın gönlündeki iman, gökte parlayan dolunaya benzer. Kur'an ise nur gibi
akıp gitmektedir. Nitekim Câfer-i Sâdık Hz.leri:
18
"Sevgi,sevgilinin emrinde
hayatı yok etmektir" demiştir.Bazıları ise:
"Sevgi, Allah'tan başka ne varsa, hepsini unutmaktır" demişlerdir.
Davud Aleyhis-Selam da: "Ey Rabbim! Sen her hastalığa bir deva
yarattın, Seni sevenlerin devası nedir?" diye sorduğunda, yüce Allah: "Beni
sevenlere benimle buluşmaktan ve bana kavuşmaktan başka bir deva
yoktur" buyurmuştur.
(Hilim)
Hakim Senâî'ye:
19
"Hilim nedir?" diye sorulduğunda: "Hilim büyüklenmeyi
terk etmek, mütevazi olmaktır" diye cevap vermiştir.
18 Câfer-i Sâdık, Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyn'in oğlu Zeynel Âbidîn'in oğlu Muhammed Bakır'ın oğludur. Yani
Hz. Ali'nin beşinci göbek torunudur. Annesi ise, Hz.Ebû Bekir'in oğlu Muhammed'in oğlu Kasım'ın kızı olup
adı Ümmü Ferve'dir. Câfer-i Sâdık Hz.leri 83 Hicri yılında Medîne-i Münevvere'de doğmuştur. Babası
Muhammed Bakır Hz.lerinin en büyük oğludur. Babasından ilim tahsil etmiş ve zamanın büyük
âlimlerinden olmuştur. İmam Azam Ebu Hanîfe Hz.leri dahi Câfer-i Sâdık'tan dersler almıştır. Emevîlerin
yıkılmasından sonra kendisine yapılan Halifelik tekliflerini de kabul etmeyen Câfer-i Sâdık Hz.leri 148 Hicrî
tarihinde 65 yaşında olduğu halde vefat etmiş ve Medine'ye defnedilmiştir.
19 Gazneli Hakim Senâî diye meşhur olup 473 Hicrî yılı civarında Gazne'de doğmuştur. Muntazam ve ciddi bir
tahsil görmüştür. Gençliğinde Belh, Serahs, Nişabur, Merv ve Horasan gibi ilim merkezlerini dolaşmıştır.
Senâî amelen Hanefî, itikaden ise "Ehl-i Sünnet Ve'l-Cemâat" mezhebinde idi.
Hakim Senâî coşkun bir aşk ve tasavvuf şâiridir. Onun onbeşbine yaklaşan Divânı ile onbin beyit civarındaki
"Hadîgatü'l- Hagîga ve Tarîgatü'ş-Şerîa" isimli eserleri, tasavvuf! ve ahlâkî birer eser olup, tasavvuf
konusunda yazılmış olan mesnevilerin ilki sayılabilir. Hakim Senâî: Attar, Sadî, Hafız Şirâzî, Mevlânâ ve
Seyyid Burhâneddin Tirmizî gibi, kendisinden sonra gelen şâir ve ilim adamlarına büyük etki yapmıştır.
Hatta Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî:
"Attar Ruh idi, Senâî onun iki gözü, biz Senâî ile Attar'ın arkasından geldik" demiştir.
Marifet ehli ise: "Hilim, Peygamber Aleyhisselâm'ın ahlâkına ve
Do'stlaringiz bilan baham: |