Microsoft Word kemal- içindekiler
Küreselleşmenin Teknolojileri İle Topluma Yansması
Download 1.63 Mb. Pdf ko'rish
|
sarkis dezaj
- Bu sahifa navigatsiya:
- “Çevre Sorunları: Nedenler ve Çözümler”
1. Küreselleşmenin Teknolojileri İle Topluma Yansması Egemen kapitalist pazar sisteminin çevre bozulmalarına karşı olan tepkilerde en çok hoşuna giden ve temelde hem fikir olduğu, fakat 102 uygulamada ucuza verilmesine ve kendi kontrolünden çıkmasına karşı geldiği yön, teknoloji transferidir. Çünkü bütün uluslararası toplantılarda ve “Çare Bildirilerinde” teknoloji transferinin biçimi ve gerekliliği üzerinde durulur. Teknolojiyi çare olarak sunma egemen sistemler için fonksiyoneldir, bu nedenle büyük çoğunlukla kontrol teknolojileri (dolgu alanının kontrolu, hava ve su kirliliğinin kontrolu, filtreler, arıtma vb.) ve bu teknolojilerin gölgesinde bazı önleme teknolojileri (alternatif enerji, alternati kağıt üretim biçim) geliştirildi. Kullanılan teknolojik biçimin saptayıcılığı anlaşılması ve ona göre transfer edilen teknolojilerin değerlendirilmesi ve kullanılması gerekir. Normal olarak ihtiyaçlar saptanır ve bu ihtiyaçları en iyi şekilde değerlendirecek teknolojiler araştırılır ve kullanılır. İnsan genellikle bu kadarla da kalmaz; sürekli yenileme ve geliştirme umar, tasarlar ve bu yolda da girişim olanaklarını arar. Ne yazık ki, dünyanın içinde yaşadığı egemen insanlık koşullarında, ihtiyaç saptamaları, gidermeleri, kullanılan teknolojiler ve geliştirme araştırmaları evrensel bir “normallik” kurallarına göre değil, normalleştirilmiş kontrollü güç yapılarının yarattığı ve benimsettiği kurallara göre yapılmaktadır. Bu nedenledir ki, örneğin, hem teknolojiler hem teknoloji transferi hem de teknolojik araştırma ve geliştirme çabaları da kontrol altındadır. 43 İnsan ve çevre peyzajını bozulmalardan kurtarmak ve bunun devamlılığını sağlamak için alternatifler bulma ve uygulama 43 Erdoğan ve Ejder,“Çevre Sorunları: Nedenler ve Çözümler”,Ankara Doruk Yayınevi,1997,S.50 103 yönünde araştırma ve girişimlerde bulunmak ve girişimleri teşvik etmek zorunlulugu, bu nedenle de artmaktadır. Bu da toplumsal politikalarda önceliklerin saptanmasıyla ilgilidir. Hipotez 2’ye göre egemen teknoloji düzeninin işleyiş şekli çevre ve insan peyzajının sağlığına önem verme yönünde değildir. Çünkü, bu peyzaja önem vererek, bu peyzajı bozmadan, mahvetmeden, tehlikelere sokmadan yapılacak endüstriyel girişimler “maliyeti artırır” maliyet artışı da sermayenin maximum çıkar elde etme hesaplarına aykırıdır. Bu maliyete aykırılık faktörü evrensel bir gerçeğin ifadesi değildir, teknolojinin yapısının bir yansımasıdır. Kapitalist teknoloji biçimlenirken sermayenin ve egemen güçlerin sorunlarına cevap olarak biçimlendirilir. Egemen güçlerin en büyük sorunları da çıkar maksimizasyonu ve çıkarlarını korumak için savaş ve enformasyon endüstrisi olarak adlandırılan kontrol ve casusluk endüstrisinin geliştirilmesi olmuştu. Savaş ve enformasyon endüstrisi gelişmiş kapitalist ülkelerde o denli öncelik bir yer almıştır ki, teknolojide liderliği hala elinde tutan Amerika'nın geliştirdiği teknoloji ve dünyada kullanılan bu teknolojinin ürettiği araçlar, önce savaş ve espiyonajda (kontrol için bilgi toplamada) kullanmak amacıyla geliştirilmiştir. Ardından, sermayenin büyüme ve yeni pazarlar elde etme ardından koşturmasının bir sonucu olarak sivil alanda kullanılmaya başlamıştır. Birkaç örnek: Telsiz, telgraf, radyo, televizyon, radar, enfermasyon uyduları, bugün coğrafya ve diğer alanlarda kullanılan bilgi sayarlar, uzaktan kumandalar, uzaktan algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri(GIS). 104 Teknolojilerin gelişmesi mühendislik teknikleri, metodları, şemaları üzerinde ağırlık vererek olmuştur. Amaç kaynakların maksimum sömürüsü olarak biçimlenmiştir. Çözüm bu yaklaşım tarzının değişmesi, çevrenin ve bu çevrede yoksulluğa mahkum edilmiş insanların durumlarının iyileşmesi yönünde olmalıdır. Bunun olma olasılığı da çok azdır, çünkü teknoloji ve üretim bu tür biçimlenmemiştir ve değişmesi de ekonomik yapılardaki önceliklerin değişmesine bağlıdır. Bu da, ne yazık ki, insanlık tarihinde, sosyal ve siyasal direnmeler ve başkaldırılar sonucu olmuştur. Kapitalist düzenlerin kendilerinin çıkışı ve gelişmesi bu şekilde olmuştur. Direk kolonicilikten neo-koloniciliğe geçiş benzer biçimde olmuştur. Umutsuz umudumuz, buna meydan vermeden değişimlerin olmasıdır. “Başarılı bir global ortaklık uygun şartlarla büyük ölçüde kapital ve teknoloji transferini gerektirir” klasik kalkınma görüşünden farklı değildir. Bu görüşle aranan yayılmacılığın kapsamının artmasıdır. Başarı kimin için? uygun şartların ölçüsü ne? hangi teknolojiler ve kapital transfer edilecek? Kime ve ne tür kullanımlar için bu transfer yapılacak? kullanmalar gerçekten gerekli veya amaçlanan alanlarda yapılıyor mu? gibi sorulara cevap vermek gerekir. Eğer bu cevaplar çevre ve insan sağlığını, insan insanca yaşamı ve gelecek nesilleri tehlikeye ve zorluğa düşürmeyecek bir karaktere sahipse, olmalıdır. Fakat eğer cevaplar senelerdir süregelen durumu yansıtıyorsa, olması durumun düzelmesi değil, daha kötüye gitmesi anlamınadır. 105 Agenda 21 “çevre bakımından uygun\sağlıklı teknolojiye global ihtiyaç” olduğunu belirtmektedir. Agenda 21'in yaklaşımı, 1972'den beri olan gelişmelere ve pozitivist okulun teknolojik yayılma teorisinin anlamına ve getirdiği sonuçlara rağmen, 20 yıl sonra anlamlı değişim önerileri sunmamaktadır. Daha kötüsü önerilerin büyük çoğunluğunun gerçekleşme olanağı ancak egemen ilişkilerde değişime bağlıdır. Çevre teknolojisine kurtarıcı olarak sarılmak en az bu nedenle anlamsızdır. Çevre teknolojileri kabaca iki grup içine konabilir: üretimde kullanılan teknolojiler ve son-üründe kullanılanlar. Büyük gelişme üretimde değil son-üründe kullanılan teknolojilerde olmuştur. Bu teknolojilerin üretim teknolojilerinden farkı üretim biçimini değiştirmemeleri, alternatif teknoloji olmaktan çok sadece kontrol teknolojileri olmasıdır. Çevre dostu üretim teknolojisine gelince, kağıt tüketimini karşılamak için hammadde olarak ağaç kullanma yerine bitki kullanma, bir alandaki talanı azaltıp diğer bir alandaki talana kayar. Değişim tek bir alanda, örneğin tekniklerde veya politikalarda olursa, fakat üretimin egemen biçimi değişmezse, en iyi sonuç çevre ve insan peyzajının tahribinin azalmasıdır. Kağıt örneğine dönersek, anlamlı değişim kağıtla ilgili bütün endüstrilerin (özellikle reklam ve basının) ürünlerini yeniden tasarlamalarıyla başlar. Agenda 21'de savunulan “gelişen ülkelere” çevre teknolojisinin transferiyle "modası geçmiş çevresel anlamda tahrip edici teknolojilerin kullanılmasını önleyeceği" tezi geçerliliği az olan iyimser bir beklentinin ifadesinden öte birşey değildir. Hele transfer edilen çevre teknolojisinin bu ülkelerin “kültürel mirasına ve geleneklerine” uyumlu bir 106 şekilde uygulanması-hatırlatması da, teknoloji ile ideolojik dünya görüşü arasındaki ayrılmaz ilişkiyi görmemezlikten gelmedir. Download 1.63 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling