Microsoft Word kemal- içindekiler


Download 1.63 Mb.
Pdf ko'rish
bet62/122
Sana16.06.2023
Hajmi1.63 Mb.
#1508598
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   122
Bog'liq
sarkis dezaj

 
3. Türkiye’de Çevre Hakkı 
Anayasa’nın “Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması” başlıklı 56. maddesine 
göre “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi 
geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve 
vatandaşların ödevidir.” Görüldüğü üzere Anayasa’da çevre hakkına çevreye hak 
olarak yer verilmektedir. Türk hukukunda çevre için haklar ise muhtelif 
mevzuata dağılmış bulunmaktadır. Bunların başında 5491 sayılı Kanun’la 
değişik 2872 sayılı Çevre Kanunu gelmektedir. 
Aarhus Sözleşmesi’nin birinci sütununu oluşturan bilgi edinme hakkı Çevre 
Kanunu’nun 30/2. maddesinde düzenlenmektedir: “Herkes, 9/10/2003 tarihli ve 


156
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında çevreye ilişkin bilgilere 
ulaşma hakkına sahiptir. Ancak, açıklanması halinde üreme alanları, nadir türler 
gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgilere ilişkin talepler de bu Kanun 
kapsamında reddedilebilir.” Kanun 2. maddesinde çevreye ilişkin bilgiyi “su, 
hava, toprak, bitki ve hayvan varlığı ile bunları olumsuz olarak etkileyen veya 
etkileme ihtimali bulunan faaliyetler ve alınan idari ve teknik önlemlere ilişkin 
olarak mevcut bulunan her türlü yazılı, sözlü veya görüntülü bilgi veya veri” 
olarak tanımlamaktadır. 
Sözleşme’nin ikinci sütunu olan katılım hakkı farklı mevzuatların kapsamına 
girmektedir. Çevreyi etkileyen özgül faaliyetlere ilişkin olarak Çevresel Etki 
Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde halkın katılımın ayrıntılı 
şekilde 
düzenlenmekte, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde yazılı görüş 
bildirimi usulüyle katılıma yer verilmektedir. Plan, program, ve politikalar 
açısından bakıldığında Çevre Kanunu’nun 3/e maddesi göze çarpmaktadır. Buna 
göre “Çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkı esastır. Bakanlık ve yerel 
yönetimler; meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların 
çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla yükümlüdür.” Bu 
doğrultuda Kanun’un 4. maddesi Yüksek Çevre Kurulu ön hazırlık ve 
değerlendirme çalışmalarına “gündeme göre ilgili kamu kurumu niteliğindeki 
kuruluşların birlik temsilcileri, meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, yerel 
yönetim temsilcileri, üniversite temsilcileri ve bilimsel kuruluşların temsilcileri 
davet edilir” hükmünü içermektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın sürekli 


157
kurulları olan Çevre ve Ormancılık Şurası ve Merkez Av Komisyonu ile Devlet 
Planlama Teşkilatı koordinasyonunda toplanan ilgili özel ihtisas komisyonları da 
katılımı öngörmektedir. Ancak bu organlara katılım geniş anlamıyla kamuya 
açık değil, meslek örgütleri gibi işlevsel kuruluşlarla “akredite” sivil toplum 
örgütleriyle sınırlı bir görünüm sergilemektedir. 
Sonuç olarak, yetki ikamesi ilkesinin fiili bir sonucu olarak yerel yönetimlerin 
çevre politikası alanında hayati bir konumu bulunmaktadır. Dolayısıyla yerel 
ölçekte çevre hakkının hayata geçirilmesi yerel yönetimlere özgü düzenleme ve 
önlemlere bağlıdır. Üçüncü kuşak insan haklarından olan çevre hakkı 1992 
tarihli Rio Bildirgesi aracılığıyla bilgi edinme, katılım ve başvuru olmak üzere 
üç usuli hakka bağlanmıştır. Türkiye’nin taraf olmadığı 1998 tarihli Aarhus 
Sözleşmesi bu konuda uluslararası düzlemde varılmış en ileri noktayı 
oluşturmaktadır. Aarhus Sözleşmesi ile Türk hukukunda yer alan hükümler 
kıyaslandığında Türkiye’de çevre hakkının Sözleşme’ye yakın bir konumda 
olduğu ortaya çıkmaktadır. Yerel yönetimlerin ise bilgi edinme hakkının etkin 
yönü ve katılım konularında ilgili mevzuatta yer alan kendilerine özgü işlev ve 
olanakları bulunmaktadır. Yerel ölçekte Aarhus Sözleşmesi’ne denk bir çevre 
hakkı sağlanması için bu olanakların etkin şekilde değerlendirilmesi ve görüş 
alma gibi bazı hususlarda mevzuatın ötesine geçilmesi gerekmektedir. Yerel 
düzeyde sağlanacak etkin bilgi edinme ve katılım, yerel yönetimlerin sahip 
olduğu köprü işlevi ile birleştiğinde çevre hakkının ulusal düzeyde gelişmesine 
de yardımcı olacaktır. Kuşkusuz ki çevre hakkına yönelik yerel mekanizmaların 


158
etkinliği nihai kentlerde il sakinleri ve hemşehrilerin göstereceği duyarlılık ve 
sergileyeceği çabaya bağlıdır. Dolayısıyla yerel yönetimlerin çevre hakkı ve bu 
vasıtayla çevre için yapabileceği en önemli hizmet aslında yerel bilinç ve 
kimliğin geliştirilmesine yönelik faaliyetlerdir. 

Download 1.63 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   122




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling