Orhan pamuk
Download 1.5 Mb. Pdf ko'rish
|
Cevdet Bey ve Ogullari ( PDFDrive )
- Bu sahifa navigatsiya:
- Ocak 1938 Pazar
17 Aralık Cuma
Eski dengemi arıyorum. Muhittin eski dengemin beni mutlu, ama miskin yaptığını söylemişti. Yazıhanede çok çalışıyorum. 19 Aralık Pazar Geceyarısı saat üç. Çocuk birdenbire ağlamaya başlayınca Perihan ile uyandık. Perihan onu uyutmaya çalışıyor. Ben buraya indim. Uykum kaçlı. Evin içinde pijamalarımla üşüyerek ge ziniyordum. Sonra elbiselerimi giydim. Aşağıya inip sobaya kömür attım. Buradaki küçük sobayı da yaktım; Bunları yaparken düşünmeye çalıştım. Ama benimkisi düşünmek değil. Aklımda düşünceler yerine görüntüler canlanıyor. Yağmur yağıyor. İki gündür durmadan yağıyor. Düşüncelerimi yazmak istediğim zaman aklıma bunun gibi şeyler geliyor. Ben şimdi burada oturuyorum, üşüyorum. Yarın yazıhaneye gideceğim. Bu deftere yazdıklarımı okudum. Muhittin'e hatıra defteri tuttuğumu 239 söylediğim zaman az daha gülüyordu. Ona hayatım rayından çıktı da demiştim. Yazın başından beri ne yapıyorum? Yazıhaneye gidip geliyorum! Perihan ile arada bir sinemaya gidiyoruz. Gazeteleri okuyorum. Gazeteleri okurken şöyle düşünüyorum: Acaba burada okuduğum şeyler benim hayatımı hiç etkiler mi? Her sabah gazeteleri hayatımı değiştirecek, etkileyecek yeni bir şeyle karşılaşma umuduyla okuyorum. Belki bir dünya savaşı çıkar diye düşünüyorum, ya da başka bir şey. Savaş çıksın is temiyorum. Beklediğim değiştiremediğim hayatımı değiştirecek bir olay. Hayatımı değiştirecek gücü kendimde bulamıyorum. Zaten bu değişmenin nasıl olması gerektiğini de bilmiyorum. Bildiğim şey bu evdeki ve ticarethanedeki hayatın onurlu bir insana yakışmayan, uyuşuk, kötü, pis, darkafalılıkla dolu, zavallı bir hayat olduğudur. Muhittin bana mutlu olmam gerektiğini, bende her şeyin olduğunu söylemişti. Haklı! Bunu düşündükçe suratım kızarıyor... Ama sonra eksik olan bir şey var diye dü şünüyorum. Buna "denge," "uyum," filan diyordum, ama ne olduğunu söyleyemiyorum. Muhittin'in "rahat kıçına batıyor!" deyişini hatırladıkça da sinirim bozuluyor... Burada bunları yazıyor, üşüyor, sabaha kadar hangi kitabı okuyacağımı düşü nüyorum. Belki Ömer'e mektup yazarım. 22 Aralık Çarşamba 1937 İki gündür evde yatıyorum. Çok fena hastayım. Ateşim var. Pazartesi günü üşüttüm herhalde. Akşam yazıhaneden eve geldim, yattım. Ateşim 39,5'tu. Dün akşam da öyleydi, bu akşam 39"oldu. Gözlerim sulanıyor, başım ağrıyor, öksürüyorum, ölü gibiyim. Perihan hastalık bulaşmasın diye çocuğu alıp Ayşe'nin odasına geçti. Burada arl nouveau yatak, odasının içinde tek başıma oturuyorum. Bir şey okuyacak halde değilim. İtiraflar'ı okuyup kendimi unutmaya çalışıyorum, ama kendimden başka bir şeyi de düşündürtmüyor bu kitap... Gazeteleri karıştırıyorum. Memlekette de şiddetli bir kış var. Yeni milletvekilleri için adaylar ilân edilmiş. Fırtınadan iki gemi kayıp. Bu haberlerin hepsini en azından onar kere okudum. 240 24 Aralık Cuma Hastalık geçmedi. Hep aynı ateş. Yatakta yatmaktan sırtım ağrıyor. Bütün gün yaptığım iş gazeteleri okumak, Oblomov gibi miskin miskin yatmak. Voltaire'i, Rousseau'yu hep aynı şeyleri, gazeteleri okumak. Yattığım yerden, pencerenin dar aralığından gözüken ağaçlara ve gökyüzüne uyuşuk uyuşuk bakmak. Bütün gün yaptığım bunlar... Bu hasta ve zayıf gövdemden, uyuşuk kararsız çürüyen ruhumdan utanıyorum... 27 Aralık Pazartesi Sabah kalktım. Ateşime baktım: 38. Oysa hep, "Pazartesi sabahı artık yazıhaneye giderim!" diye düşünüyordum. Artık yatakta yatmaya dayanamam diye düşündüm ve kalktım. Sıkı sıkı gi yindim, yürüyüşe çıktım. Taşlık'a kadar yürüdüm. Soğuk da bir rüzgâr esiyordu. Pazartesi sabahının Nişantaşı'nı seyrettim. Bakkallar, manavlar, alışverişe çıkan hanımlar, uşaklar, çocuklar, ağaçlar, tek tek geçen arabalar... Taa Maçka tramvay durağına kadar yürüdüm. Dönüşte tramvaya bindim. Bizim köşede Sait Nedim Bey'in kızkardeşi Güler'i gördüm. Köpeğini gezdiriyordu. Onu görünce suratım, biraz, biliyorum, tuhaflaştı. Endişe, sıkıntı, tedirginlik gibi bir duyguya kapıldım. Böyle şeyleri hesaba katmam çok kötü, ama suratımda bir haftalık sakal olduğu için de sıkıntılıydım. Bana, "Sakal mı bırakıyorsunuz?" diye sordu. Allahım ne saçmalıklar. Böyle şeyler niye beni etkiliyor? Ben ne yapıyorum? Ne biçim kişiliğim var? Nerede eski dengem? 29 Çarşamba Pazartesi akşamı ateşim arttı, kırka kadar çıktı. Gene yatağa yattım. Doktor İzak geldi. Kötü bir grip geçiriyormuşum. Burada yatakta eli kolu bağlı yatmak felâket! 31 Cuma Ateşim düşmedi. Yılbaşı akşamı. Aşağıda tombala oynanıyor. Ne uyuyorum, ne de bir şey yapabiliyorumr Boş, bomboş, geçmişi ve geleceği olmayan, kişiliksiz bir eşya, bir saksı ya 241 da ne bileyim kapı tokmağı gibi hissediyorum. Evet, ben bir kapı tokmağıyım. 2 Ocak 1938 Pazar Ateşim düşmedi. Yatıyor, hiçbir şey düşünmek istemiyo rum. Download 1.5 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling