Orhan pamuk


Download 1.5 Mb.
Pdf ko'rish
bet55/79
Sana28.12.2022
Hajmi1.5 Mb.
#1012237
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   79
Bog'liq
Cevdet Bey ve Ogullari ( PDFDrive )

SICAK VE BEBEK 
Refik basamaklara parmaklarının ucuyla basıyor, neşeyle dü­
şünüyordu: "Perihan bu saatte beni karşısında görünce ne 
düşünecek kimbilir?" İkinci katın sahanlığını dönmüş, üçüncü 
katın merdivenlerini çıkıyordu. Saatin tıkırtısından başka bir 
şey duyulmuyordu. "Hâlâ kimse beni farketmedi! Demek, eve 
hırsız böyle tıpış tıpış girse ruhları bile duymayacak!" Terlediğini 
farkederek durdu. Odanın kapısını hafifçe araladı. Perihan'ı 
gördü. Bebeğin yatağının yanındaki sandalyede gazete okuyordu. 
Okuduğu şeye pek değer vermiyormuş gibi bakıyordu: Kelimeleri 
ve cümleleri okuyordu, ama başka şeyler düşünüyordu galiba. 
Refik onu sevimli buldu. İçinden gülmek geldi, sonra birden 
kararını verdi: 
"Böh!" diye bağırarak içeri girdi. "Korktun mu?" 
213 


"Yoo, korkmadım!" dedi Perihan. "Ama çocuğu uyandıra­
caksın!" Gözucuyla yatağa baktı, çocuğun uyanmadığını gördü. 
"Sen işe gitmedin mi?" 
"Gittim, geldim!" 
"Hasta filan mısın?" 
Refik: "Turp gibiyim!" dedi. Sonra heyecanını göstermek istedi: 
"Geldim, geldim, geldim! Şaşırdın mı?" 
Perihan bir şey söylemiyor, sorarak bakıyordu. 
Refik, "Galiba hiç hoşlanmadı beni görmekten!" diye düşündü. 
"Biraz şaşırdı, merak ediyor. Suçüstü yakalanmış gibi gözüküyor. 
Çocuğu uyandırmamdan korkuyor!" 
"Öyle geldim işte. Osman ile yazıhaneye girdik. Baktım, çok 
sıcak, eve dönmeye karar verdim! İyi ettim değil mi?" 
"İyi ettin!" dedi Perihan. "Çok sıcak, değil mi?" 
"Yaa... Kavruluyor ortalık. Milletin sinirleri üzerinde. Dönüşte 
tramvayda biletçiyle bir kadın kavga ettiler. Bu saatte böyle 
heyheylenirse artık öğleden sonra..." 
"Saat kaç?" 
"Onu yirmi geçiyor." 
"Ne kadar çabuk gidip gelmişsin!" 
"Çabuk değil mi? Odama girdim. Birden aklıma geldi: Dönüp 
Osman'ın odasına girdim, 'Ben pek iyi değilim, eve gidiyorum!' 
dedim. Biraz şaşırdı galiba." Gülmeye başladı. "Suratını göre­
cektin! Nen var diye bile sormadı!" 
"Bir şeyin yok değil mi?" 
"Yok, diyorum ya... Biraz belki aklımdan zorum var!" Uzanıp 
Perihan'ı yanağından öptü. 
Perihan: "Bak belki bu doğru olabilir!" dedi. "Bir tuhafsın zaten 
bugünlerde." 
Refik, "Tamam, anlamıştım, hiç de hoşuna gitmedi beni 
görmek!" diye düşündü. "Yalnız oturmak istiyordu, tasarıları, 
yapacak işleri vardı herhalde." 
"Senin bir işin var mı şimdi?" 
"Yoo. Ne işim olacak ki. Çocuk da uyudu!" 
Birlikte yatağında uyuyan bebeğe baktılar: Kırk günlüktü, ama 
şimdiden koskocaman bir şey olmuştu. Refik kızının ileride iriyarı 
olmasından korkmaya başlamıştı. "İkimiz de zaten uzun boy-
214 


luyuz!" diye düşündü ve endişelenir gibi oldu. Kızları Cevdet 
Bey'in ölümünden on gün sonra doğmuştu. Bu iriyarı kıza, bir 
de Melek adı vermişlerdi. Bu Refik'in eskiden düşündüğü bir 
şeydi. Bebeğin çıplak bacaklarındaki kızarıklıkları gördü. 
"Cibinliği niye örtmedin?" 
"Biraz hava alır diye düşündüm." 
Bir sessizlik oldu. 
Refik yatağın köşesine oturdu. Laf olsun diye: "Amma sıcak 
yahu!" dedi. "Bir haftadır böyle. Bütün temmuz böyle geçe-
cekse..." 
Perihan: "Keşke Ada'ya gitseydik!" dedi. 
"Canım nasıl gidebilirdik ki? Senin kucağında çocuk... Sonra 
babam yeni ölmüş!" 
Perihan boynunu büktü: "Haklısın! Düşünmeden öyle söy-
leyivermiştim zaten." 
Refik: "Evet, şimdi Ada'da olsaydınız siz, belki iyi olurdu, ama 
artık olmaz!" dedi. "Hem annem de Osman da istemiyorlardı 
ki." "Biliyorum, biliyorum!" 
Gene bir sessizlik oldu. 
Refik endişeyle: "Sahi yapacak bir işin yok muydu?" diye sor­
du. 
Perihan: "Yoktu diyorum ya!" dedi. "Aklında ne var merak 
ediyorum doğrusu!" 
"Nasıl ne var?" 
"Hayır, yapacak neyim olabilir ki? Ne düşünüyorsun?" 
"Haa! Hiç, hiç!" dedi Refik. Perihan'ın yere attığı gazeteyi alıp 
karıştırmaya başladı: "Hiçbir şey yok!" Gelişigüzel gazeteyi 
okumaya koyuldu: "Tifo vakaları karşısında resmi tedbirler. 
Rus-Japon anlaşmazlığı halledildi. Fransız komiseri bugünlerde 
Hatay'a gidecek ve..." Sabah yolda da bunları okuduğunu ha­
tırladı. Perihan'a baktı. Sandalyesinde öyle kıpırdamadan otu­
ruyordu. 
"İstersen bu pazar gidelim Ada'ya!" dedi Refik. 
"Yok, canım! Üç saat gidiş, üç saat geliş. O telâş ve curcuna 
da cabası. Çocukla kim meşgul olacak?" 
"Nermin bakar. Emine Hanım var. Bu evde insan sıkıntısı 
mı çekeceğiz?" 

Download 1.5 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   79




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling