ÇAĞDAŞ TÜrk edebiyatlari-ii yazarlar
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
Download 4.7 Kb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1
- Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
- Çuvaşların kim olduğunu ve bunların yazılı edebiyatının oluşumunu, Çarlık ve Sovyet Rusya dönemindeki gelişimini ana hatlarıyla açıklayabilecek
- • Başkurt Edebiyatı • Karaçay-Malkar Edebiyatı • Çuvaş Edebiyatı • Kuzeydoğu Türk Lehçeleri Edebiyatları: Sibirya Türk
- BAŞKURT EDEBİYATI XIX. Yüzyılda Başkurt Edebiyatı
- XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Başkurt Edebiyatı Bu dönem içerisinde özellikle dört isim öne çıkmaktadır. Bunlardan ilki, Ebilmelih Kargalı
- Diğer Çağdaş Türk Edebiyatları
- XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Başkurt Edebiyatı
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. b Yanıtınız doğru değilse “Bulgaristan Türk Edebiyatı” bölümünü yeniden okuyunuz. 2. e Yanıtınız doğru değilse ““Bulgaristan Türk Edebiya- tı” bölümünü yeniden okuyunuz. 3. a Yanıtınız doğru değilse “Makedonya Türk Edebiyatı” bölümünü yeniden okuyunuz. 4. d Yanıtınız doğru değilse “Makedonya Türk Edebiyatı” bölümünü yeniden okuyunuz. 5. a Yanıtınız doğru değilse “Karakalpaklar” bölümünü yeniden okuyunuz. 6. c Yanıtınız doğru değilse “Karakalpaklar” bölümünü yeniden okuyunuz. 7. e Yanıtınız doğru değilse “XIX. Asrın Sonu ve XX. As- rın Başlarındaki Karakalpak Edebiyatı” bölümünü yeniden okuyunuz. 8. d Yanıtınız doğru değilse “XX. Yüzyıl Karakalpak Ede- biyatı” bölümünü yeniden okuyunuz. 9. b Yanıtınız doğru değilse “XX. Yüzyıl Karakalpak Ede- biyatı” bölümünü yeniden okuyunuz. 10. d Yanıtınız doğru değilse “XX. Yüzyıl Karakalpak Ede- biyatı” bölümünü yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Balkanlardaki Türk edebiyatı, XIX: yüzyıl sonlarından önce -Gagavuzlar hariç- Osmanlı Türk edebiyatının bir kolu- dur. Dolayısıyla Romanya, Yunanistan, Bulgaristan Make- donya ve Kosova bölgelerindeki Türklerin hem yazılı hem de sözlü edebiyatları Osmanlı Türk edebiyatı içindedir. Bulgaristan’daki Türk edebiyatı için özellikle “Doç. Dr. Hay- riye Süleymanoğlu Yenisoy’un “Bulgaristan Türk Edebiyatı” (Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, 8. c.) adlı eserine bakılabilir. Sıra Sizde 2 Balkanlarda ve daha doğrusu bütün Osmanlı Avrupası’nda, Osmanlı yönetiminden itibaren Türkler arasında tek bir yazı dili kullanılmıştır; o da Osmanlıca (Türkiye Türkçesi)’dir. Bu konuda Türkiye Türkçesinin tarihî gelişimini konu alan araş- tırmalara bakılabilir. Sıra Sizde 3 Bu konuda Ahmet B. Ercilasun’un “Örneklerle Bugünkü Türk Alfabeleri” (Ankara, 2005); Fatma Açık’ın “XX. Asrın Başla- rında Türk Dünyasında Yaşanan Alfabe Değişikliklerinin Se- bepleri, Gelişimi ve Sonuçları” (Ankara, 2008); Betül Aslan’ın, “Sovyet Rusya Hâkimiyetinde Yaşayan Türklerin Ortak “Bir- leştirilmiş Türk Alfabesi”nden “Rus Kiril” Alfabesine Geçiril- mesi” (Erzurum, 2009) adlı çalışmalarına bakabilirsiniz. Sıra Sizde 4 Bu konuda Zeki Velidi Togan’ın Bugünkü Türkili (Türkistan) ve Yakın Tarihi (İstanbul 1981); Mehmet Saray’ın Yeni Türk Cumhuriyetleri Tarihi (Ankara, 1999); Salih Yılmaz’ın XVI.- XX. Yüzyıllarda Karakalpak Türkleri Tarihi (Ankara, 2006) adlı çalışmalarına bakılabilir. Sıra Sizde 5 Bu konuda şu kaynaklara bakılabilir: Ceyhun Vedat Uygur, “Karakalpak Türkleri Edebiyatı”, Türk Dünyası El Kitabı, 4. c. (Türkiye Dışı Türk Edebiyatları), Türk Kültürünü Araş- tırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1998; Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, 23. Cilt, Ankara, 2003; Karakal- pak Destanları: Kırk Kız Destanı, Aktaran: Ceyhun Vedat Uy- gur, Ankara 2007. Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar Ahmetov, S., K. Mambetov, “Karakalpak Edebiyatı”, Derslik, Nökis “Bilim” Baspası, 1996 Arat, Reşit Rahmetî, “Kara-kalpaklar” İslâm Ansiklopedisi., maddesi, Cilt 6, Maarif Basımevi, İstanbul, 1955 Argunşah Mustafa, “Çağdaş Gagavuz Şiiri”, Türk Dili (Türki- ye Dışı Çağdaş Türk Şiiri), Ankara, 1996, Sayı: 531, Delibalta, A. Mehmet, Batı Trakya Fetih Tarihi, Münih, 2002 Ejiniyaz, Tañlamalı Şığarmaları (Seçme Şiirleri), Nökis “Ka- rakalpakstan”, 1994 Engülü Suat, Prof. Dr. İSEN, Mustafa, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, 7. c., (Makedonya bölümü), Ankara, 1997. Engülü, Suat, Prof. Dr. İSEN Mustafa, “Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, (Kosova bölümü), 7. c., An- kara, 1997 Güngör, H. – Argunşah M. “Gagavuzlar”, İstanbul, Ötüken Yayınları, 1998 Horata Osman, “Roman’ya Türkleri Edebiyatı”, Türk Dünyası El Kitabı, 4. c., Ankara, 1998 Çağdaş Türk Edebiyatları-II 196 Kalkan Dr. Şaban M., “Balkanlarda Türkçe” (Araştırma), “Yeni Gazetem Ege”, 31 Ocak 2010 (Pazar), İzmir, Türkiye Kalkan Dr. Şaban M., “Bulgaristan Türkleri Şiirine Tarihi Bir Bakış”, “Derya” dergisi, Mamuşa, Mayıs-Ağustos 2002, Sayı: 1-2, Kosova. Karakalpak Edebiyatı Tarihi (hzl. N. Japakov, K. Mambetov, K. Sultanov, A. Kerimov), Nökis “Karakalpakstan”, 1983 Kaya, Fahri, “Makedonya’da Türkçe Yayın Hayatı”, “Balkan Ülkelerinde Türkçe Eğitim ve Yayın Hayatı Bilgi Şöleni”, Ankara, 1999 Kaya, I. Güven, Yugoslavya Türk Halkı Yazınına Gerçekçi Bir Bakış, Tan Yayınları, Priştine, Kovsa, 1986 Manov Atanas, Gagavuzlar (Hristiyan Türkler), Çeviren: M. Türker Acaroğlu, Ankara, TTK Yayınları, 2001 Mollof, Rıza “Yerli Türk Edebiyatı Üzerine”, (Araştırma), “Yeni Işık” gazetesi, Sanat Eki: “Çağdaş”, Sofya, 1966, No: 20 (38), Bulgaristan Muzbeg, İskender, “Kosova Türk Halk Şiirinde Atasözleri ve Deyimler”, “İkinci Uluslar Arası Kıbrıs ve Balkanlar Türk Edebiyatları Sempozyumu”, 27-29 Ekim 1998, İzmir. Mümin, Mücahit, “Batı Trakya’da Türkçe Yayın Hayatı”, “Bal- kan Ülkelerinde Türkçe Eğitim ve Yayın Hayatı Bilgi Şö- leni”, Ankara, 1999 Nedret Ali Mahmut, Romanya Türk Tatar Edebiyatı, 1-2 c.; Köstence, 2000 Sağitov, İ.T., Karakalpak Edebiyatınıñ Ösiv Jolları –edebiy- kritikalık makalalar- (Karakalpak Edebiyatının Gelişme Yolları –Edebî-Eleştirel Makaleler-), Nökis, 1979 SAĞLAM, Feyyaz, “Batı Trakya Türkleri Edebiyatı”, Türkiye Dışındaki Çağdaş Türk Edebiyatları Antolojisi, 9. c., An- kara, 1999 Şermuhamed Ulı, Tahir Kahhar, Türkiye Dışındaki Türk Ede- biyatları Antolojisi, 23. c., Aktaran: C. V. Uygur, Kültür Bakanlığı Yay. Ankara, 2003 Tatarlı, Prof. Dr. İbrahim, Antologiya, Sofya, Narodna Pros- veta Yayınevi, 1960, (Önsöz: “9 Eylül 1944’ten Sonra Bul- garistan Türk Ahalisinin Edebiyatı”), Bulgaristan Togan, Zeki Velidî, Bugünkü Türkili (Türkistan) ve Yakın Ta- rihi, Cilt: 1 (Batı ve Kuzey Türkistan), Enderun Kitabevi, İstanbul, 1981 Türk Ansiklopedisi, “Karakalpaklar” maddesi, Milli Eğitim Basımevi, Cilt 21, Ankara,1974 Türkler (Ansiklopedi), Cilt: 19 ve Cilt: 20, Adana, 2002 Uygur, Ceyhun Vedat, Karakalpak Türkçesi Grameri, Kriter Yayınevi, İstanbul, Uygur, Ceyhun Vedat, Karakalpak Türkleri Edebiyatı –Gra- mer, Yazılı Edebiyat, Destanlar-, Bilal Ofset, Denizli, 1999 Uygur, Ceyhun Vedat, Karakalpak Türkleri Edebiyatı, Türk Dünyası El Kitabı, Dördüncü Cilt (Türkiye Dışı Türk Edebiyatları), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Ya- yınları: 158, Ankara, ss-399-421 Ülküsal, Müstecep, Dobruca ve Tükler, Ankara, TKAE Yayın- ları, 1978 Yenisoy, Doç. Dr. Hayriye Süleymanoğlu, “Bulgaristan Türk Edebiyatı” (Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolo- jisi, 8. c.), Ankara. 8 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Başkurt yazılı edebiyatının oluşumunu ve Sovyet dönemindeki gelişimini tartışabilecek, Karaçay-Malkar Türklerinin Kafkasya’daki konumunu, bunların yazılı edebiyatı- nın oluşumunu ve Sovyet dönemindeki gelişimini ana hatlarıyla tanımlayabilecek, Çuvaşların kim olduğunu ve bunların yazılı edebiyatının oluşumunu, Çarlık ve Sovyet Rusya dönemindeki gelişimini ana hatlarıyla açıklayabilecek, Kuzeydoğu Türk lehçelerinin neler olduğunu ve bunların yazılı edebiyatla- rının (Sibirya Türk edebiyatı) oluşum ve gelişim süreçlerinin ana çizgilerini ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar İçindekiler Çağdaş Türk Edebiyatları-II Diğer Çağdaş Türk Edebiyatları • BAŞKURT EDEBİYATI • KARAÇAY-MALKAR EDEBİYATI • ÇUVAŞ EDEBİYATI • KUZEYDOĞU TÜRK LEHÇELERİ EDEBİYATLARI (SİBİRYA TÜRK EDEBİYATLARI) • Başkurt Edebiyatı • Karaçay-Malkar Edebiyatı • Çuvaş Edebiyatı • Kuzeydoğu Türk Lehçeleri Edebiyatları: Sibirya Türk Edebiyatları • Tuva • Hakas • Altay • Saha-Yakut ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATLARI-II BAŞKURT EDEBİYATI XIX. Yüzyılda Başkurt Edebiyatı XIX. yüzyıl öncesinde Başkurt edebiyatı, münferit bir yazılı edebiyat olarak tam anlamıy- la kendisini göstermemiştir; Başkurt edebiyatının XIX. yüzyıl öncesine ait edebî eserle- ri, dönemin genel Kıpçak edebiyatı ve dönemin ortak Türk edebiyatı geleneğine bağlıdır ve onun içindedir. Elbette, tüm Türk topluluklarında olduğu gibi güçlü bir Başkurt söz- lü edebiyat geleneği vardır. Bu zengin sözlü edebiyat, Başkurt halkının yaratıcılığının gü- cünü yansıtmaktadır. XIX. yüzyıldaki Başkurt edebiyatını ilk ve ikinci yarı olmak üzere iki kısımda ele al- mak gerekir. XIX. yüzyılın ilk yarısında yukarıda sözü edilen ortak dönem Türk edebiya- tının izleri daha canlıdır. Ortak dönem Türk edebiyatını büyük bir nehir olarak düşünür- sek, Başkurt yazılı edebiyatının bu yüzyılın ilk yarısındaki ürünleri de farklı bir mecrada akmaya devam eden bir kol olarak düşünülebilir. Özellikle dini-tasavvufi konular başta olmak üzere, aşk, sevgi, tabiat gibi değişmez temalar, bu dönemin de vazgeçilmezleri ola- rak görülmektedir. Biçim uygulamalarının da çok farklılık göstermediği bu dönem, Baş- kurt yazılı edebiyatının gelişmesinde bir çığır olarak kabul edilemez. Fakat, ilk tohumların ekilmeye başlandığı bir dönem diye adlandırmak da yanlış olmaz. XIX. yüzyılda Başkurt yazılı edebiyatının temel kaynağını sözlü edebî gelenekteki konu ve duygular oluşturmaktadır. Ayrıca bunlar Doğu edebiyatından esinlenilen çeşitli konular ve biçim özellikleri ile de daha zengin bir yazılı edebiyatın ilk örneklerini oluştur- muştur. Sınırların bugünkü kadar keskin olmadığı o yıllarda, Anadolu sahasındaki edebî gelişmelerden de doğrudan ya da dolaylı haberdar olan çeşitli Başkurt edipleri ve aydınla- rı, birtakım toplumsal fikirleri halka anlatmak ve halkta bir bilinç oluşturmak maksadıyla edebiyatı bir fener olarak kullanmışlardır. Dönemin eserlerinde işlenen vatan ve millet sevgisi, siyasî aksaklıklar ve hatta toplumsal sıkıntılar benzer şekilde işlendiği gibi, bir yandan da daha bireysel olan aşk, sevgi, doğa gibi konular da benzer üslup özelliklerini taşımaktadır. XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Başkurt Edebiyatı Bu dönem içerisinde özellikle dört isim öne çıkmaktadır. Bunlardan ilki, Ebilmelih Kargalı’dır. 1782-1833 yıllarında yaşayan Kargalı’nın en önemli eseri, “Tercüme-i Hacı Ebilmelih El-Biste-i Es-Segidi”dir. Bu eser, geleneksel dinî öğretiyi amaçlayan bir eser ol- maktan çok, din büyükleri, evliyalar üzerine anlatılan hikâyelerle kendi döneminin aksak- Diğer Çağdaş Türk Edebiyatları Çağdaş Türk Edebiyatları-II 200 lıklarını dile getirmesiyle değer kazanmaktadır. Kargalı’nın geleneksel aşk ve doğa tema- larını işlediği manzum eserlerinde de Başkurt halkının sevinç ve üzüntülerini yansıttığı görülmektedir. Geleneksel edebiyatın mazmunlarını, Başkurt halkının dünya görüşü ile birleştiren şair, buna ilaveten, çeşitli sözlü edebiyat unsurlarını da yazılı edebiyatın içeri- sinde yoğurmuştur. Dönemin bir başka şairi ise, Hüsniyar’dır. Hangi yıllar arasında yaşadığı kesin ola- rak bilinmeyen Hüsniyar, münacat, mersiye ve nasihat türlerindeki eserlerinin dışında, Başkurt edebiyatında manzum seyahatnamesi ile tanınmaktadır. Seyahatnamesinde Orta Asya’ da gördüklerine yer veren Hüsniyar, oradaki folklorik özellikleri de anlatarak eseri- nin çerçevesini daha da genişletmiştir. Bu seyahatname, Hüsniyar’ın kendisinden de bah- setmesi dolayısıyla otobiyografik bir eser niteliğindedir. (TEA 2004: 361). XIX. yüzyılın ilk yarısında Şemsettin Zeki, Geli Sokoroy gibi Başkurt aydınları, gele- neksel eğitim içerisinde yer almış olsalar da, fikirleri ve bakışları itibarıyla dönemlerinin diğer şair ve düşünürlerinden farklı yerlere sahiptirler. Geleneksel şiir anlayışını biçim olarak sürdüren bu aydınlar, konu itibarıyla farklı temaları, dönemin şiir anlayışı içerisin- de harmanlamayı başarabilmişlerdir. Şemsettin Zeki, Başkurdistan ve Kazan’ daki çeşitli medreselerde eğitim aldıktan son- ra, kendi memleketinde öğretmenlik işine devam eder. Gazel başta olmak üzere, Arap ve Fars edebî türlerinin pek çoğunu büyük bir ustalıkla kullanan şair, kimi gazellerinde hayatın geçiciliği, üretkenlik gibi konuları da ele alarak, yeni temalarla Başkurt şiirini zen- ginleştirmiştir. Onun kullandığı bu farklı temalar, öğrencisi olan M. Akmulla’ya da örnek olacaktır. (TEA 2004: 365) Ayrıca şiirlerinde, şiiriyetin ne olduğunu da ele almaya çalışan Ş. Zeki, Başkurt şiirinin bir poetikasını oluşturmayı amaçlamaktadır. Bazı şiirlerinde sö- zün gücünü ele alan şairin Başkurt halkının hem dinî hem de genel geçer ahlakî yönünü kuvvetlendirmeyi de kendisine amaç edindiğini söylemek mümkündür. Dönemin önemli isimlerinden birisi de Geli [Ali] Sokoroy’dur (Tatarcada adı Gali Çokrıy şeklinde yazılır). Sokoroy, kendi köyündeki medreselerde eğitim aldıktan sonra, bölgenin en büyük medreselerinden biri olan Sterlibaş medresesinde eğitimine devam eder (TEA 2004: 366). Köyüne döndükten sonra ömrünün sonuna kadar burada yaşar. Sokoroy, oldukça üretken bir yazardır. Fosul-i Erbeğa (Dört Mevsim), Medħ -i Kazan (Kazan’ın Methi), Şemğ Ez-Ziya (Mum Işığı) gibi eserleri, yenilikçi, çağdaş fikirleri ön plana çıkaran ve cahilliği, dar görüşlülüğü eleştiren eserlerdir. Eğitim, okumak, çalış- mak gibi konular şiirlerinin ana temasını oluşturmaktadır. “Sabakka Töşkenémde” (Der- se Girdiğimde) adlı manzumesinde anne-babanın verdiği aile içi eğitimin öneminden bahsetmektedir. Fakat şiirin asıl içeriği Başkurt edebiyatında ve kültür hayatında artık kendini göstermeye başlayan ve usul-i cedid adıyla bilinen yeni usul eğitim anlayışıdır. Medrese eğitimindeki skolastik eğitim algısının üzerinde bir eğitimi savunan Sokoroy, eğitimin ehil kişilerce verilmesi ve ailenin çocuğun eğitiminde sorumsuzca davranma- ması gerektiğini ve de dayakla eğitimin bağdaşmadığını söylemektedir. Eserde bunlar, hem nasihat niteliğinde görülürken, dönemin eğitmenlerine ve ebeveynlerine de bir eleştiri olarak değerlendirilmelidir. Sokoroy, yalnızca tenkit şiirleri ile bilinmemektedir. Onun bazı mensur eserleri de Başkurt edebiyat tarihinde oldukça önemlidir. Genel olarak tarihî konular ele alınmış olsa da eserlerin işlenişindeki dil ve üslup özellikleri, Başkurt yazılı edebiyatında nesir türünün gelişmesinde ilk kilometre taşlarından biri olarak kabul edilebilir. Bu eserler: “Hacnâme”, “Tabın Başkurtları Şeceresi” ve “Tevarih-i Bulgariya yeki Terkib-i Gari (Arilerin Oluşumu veya Bulgar Tarihi)’dir (TEA 2004: 366). 8. Ünite - Diğer Çağdaş Türk Edebiyatları 201 XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Başkurt Edebiyatı XIX. yüzyılın ikinci yarısına girildiğinde Başkurt halkı yaklaşık üç yüz yıldır Rus egemen- liği altında kalmış oluyordu. Bu dönem Başkurt halkının ekonomisinde, kültüründe ve sosyal düşüncesinin gelişmesinde derin izler bırakmıştır. O yıllarda Rus mekteplerinin Ufa ve Orenburg gibi merkezlerde daha yoğun olarak varlık göstermesi, kimi Başkurt ay- dınlarının da bu eğitim faaliyetlerine uzak kalmamasını sağladı. Zamanın önemli tarih- çilerinden N. Kazantsev, Başkurt gençlerinin yalnızca ilköğrenim aşamasında değil, yük- sek öğrenimde de büyük başarılar göstererek Rusça eğitim aldıklarından bahsetmektedir. Yeni usul (usul-i cedid) uyarınca eğitim vermeye başlayan medreselerin sayısı da bu dönemde gittikçe artmaktadır. Bu tarz medreseleri tamamlayan öğrenciler ile birlikte Rus mekteplerinde eğitim gören kimi gençler, kendi halkları arasında bilim yaymaya gayret et- tiler. Böylelikle, sosyal bir gelişmeyi başlatarak büyük hizmetlerde bulundular. Başkurtlar arasında da eskiden beri süre gelen didaktik şiirlerin temelini yaşam ve tabiat üzerine düşünceler, felsefî veya dinî düşünceler oluşturuyordu. Didaktik şiirlerde düşünceler ve görüşler değişmez ahlakî ve etik öğretiler yardımıyla veriliyordu. Dünyevî ya da dinî öğelere dayalı olarak iki yolla bu eserler amaçlarına hizmet ediyorlardı. Didaktik şiirlerin en belirgin özelliği; şairin dinî-tasavvufi görüşleri, ahlakî öğütleri genel olarak şiirsel tasvirler, estetik duygular yoluyla vermemesidir. Bu tür eserlerde şair, sözü doğrudan doğruya söylemeyi, fikir yürütmeyi tercih eder. İnsana bir tabiat ya da sos- yal durumun aslını anlatmak maksadıyla, bir öğüt kitabı meydana getirir (Ziynetullina- Harisov 1966: 7). XIX. yüzyılın ikinci yarısındaki eğitim ve kültür değişmeleri neticesinde de Başkurt edebiyatı farklı konular ve farklı üsluplar doğurur. Artık dinî ve ahlakî öğretiler bir kena- ra bırakılır ve özgürlük, eğitim, çağdaşlaşma, ilerleme gibi düşünceler halka aşılanmaya başlar. Miftahettin Akmulla ve Möhemmetselim Ömötbayev gibi Başkurt edebiyat tarihi ve Başkurt modernleşmesindeki bu iki isim, dönemin en dikkate değer isimleri olarak zikredilebilir. M. Akmulla da dönemin en ünlü medresesi olan Sterlibaş medresesinde eğitim gör- müştür. Eğitiminden sonra o, yalnızca bulunduğu bölgede hizmet etmemiş; Kazak boz- kırlarında Kazak gençlerinin eğitiminde de rol almıştır. Yaşamı boyunca pek çok bölgede gezerek sosyal fikirleri aşılamaya, sınıf farklılıklarının anlamsızlığını vurgulamaya gayret etmiştir. Gezdiği topluluklar arasında keskin toplumsal ayrılıkları, birbirine tamamen zıt iki sosyal durumu görür. Onun yüreği, emeği ile çalışıp yaşamını sürdürenlerin safında- dır. Yoksul ve düşkünlerle aynı dilekleri paylaşır. Zenginleri, beyleri yaptıklarından dolayı sert biçimde eleştirir. Zengin ve beylere yönelik bu eleştirel şiirleri onun şiirlerindeki ide- olojiyi sosyal hürriyet fikrine doğru taşımıştır (Ziynetullina-Harisov 1966: 22). Bu eleşti- riden yalnız beyler ve zenginler değil, dönemin mollaları da nasibini almıştır. Ona göre mollalar, halkın sosyal hürriyetindeki en büyük engellerden biridir. Zihinlerdeki aşılması güç engebelerin en önemli mesulleri olarak mollaları gösterir. Bu eleştiriler, kimi zaman Akmulla’nın aleyhine olmuştur. Suçsuz yere Troytsk zindanlarına atılmıştır. Fakat buna rağmen, o halkın sesi olmaktan vazgeçmemiştir. Hatta onun zindanda yazdığı şiirleri ol- dukça kıymetli eserler olarak ele alınır: “Mekâném Miném Zindan” (Benim Mekânım Zin- dan), “Torgan Urınım Minéñ Törme” (Benim Yaşadığım Yer Hapishane). Bu dönemdeki eserlerinde kendi haline bağlayarak yaptığı bir değerlendirme söz konusu değildir. O bu durumu düşünecek ve eserlerini daha yaratıcı halde sunacak bir mekân bulmuştur. Bu mekânda da doğru ve yalan, iyilik ve kötülük, dürüstlük ve canilik çatışmalarını ve bu çatışmalara bağlı olayları tasvir etmiştir (Ziynetullina-Harisov 1966: 18). Akmulla’nın eserlerindeki okuyucuya etki gücü, büyük bir yeteneğin doğrudan doğ- ruya hayattan ruh bulmasına ve dünyevî temalarla kendisini göstermesinden kaynaklı- Çağdaş Türk Edebiyatları-II 202 dır. Akmulla, dinî yönleri ağır basan şairlerden farklı olarak, yaşamda şahsen gördükle- rini, kişisel tecrübelerini ya da bizzat kendi hislerini yazmıştır. Adaleti bir türkü gibi dili- ne dolayan şair, halkı bilime ve bir sanat sahibi olmaya davet etmiştir. Dürüstlük ilkesiy- le hareket eden Akmulla, toplumdaki bozuklukları eleştirmekten ve hicvetmekten çekin- mez. Şiirde halka seslenmeyi, halk ile konuşmayı ve halkı bilime, akla davet etmeyi tercih eden Akmulla’nın dili de sade ve anlaşılırdır. Halka seslenmesi dolayısıyla da konuşma di- line yakın bir üslubu benimsemiştir. Bu sebeple; genel şiir dilindeki Arap ve Fars alıntıla- rını, mümkün olduğunca asgarî düzeye indirmiştir. Akmulla pek çok niteliğiyle kendisin- den önceki şair ve mütefekkirlerden ayrılır. Hatta, M. Gafuri, S. Kudaş, A. Tukay gibi pek çok şairin ilk eserlerinde de onun etkisi görülmektedir. Şiirlerindeki en dikkat çekici yön- lerden bazıları ise; orijinal şiirsel dile sahip olması, şiirsel bir tasvir için halkın tecrübesine, yaşamına özgü unsurlardan faydalanması, doğanın bitki ve hayvan dünyasına başvurma- sı, deyim ve atasözlerini sıklıkla kullanmasıdır. Biçim olarak şiirlerinde çoğunlukla klasik rübai şeklini tercih etmiştir. Bunun dışında 11’li hece ölçüsü ile de şiirler yazdığını görü- yoruz. Başkurt folklorunda ve yazılı edebiyatında bu ölçüde oldukça geniş yer bulmuştur (Ziynetullina-Harisov 1966: 22). Onun Başkurt halk edebiyatına yakınlığı, kobayır adı ve- rilen türdeki gibi yedi heceli şiirleri ile de görülmektedir. Halkla doğrudan doğruya yakınlaşmak, sade insanın yaptığını kendisi de yaparak, onun mutluluğunu da, kederini de paylaşarak yaşamak, Akmulla’ya manevî bir güç ve coşku verdi. Başkurt, Kazak ve Tatar halklarının sözlü yaratıcılığını iyi bilmek, doğunun şiir geleneklerini yaratıcılığı ile özümsemek, ona mükemmel eserler yaratmada yardımcı olmuştur. “Başkorttarım Ukıv Kirek” (Başkurtlarım Okumak Gerek) adlı şiiri, yalnızca şiir olarak kalmayıp bir millî nasihat olarak günden güne Başkurt edebiyatında ve Başkurt halkı arasında kendini bulmuştur. Bu dönemin bir diğer önemli ismi Möhemmetselim Ömötbayev’dir. Köyünde medre- seyi tamamladıktan sonra Orenburg’daki harp okulunda okur. Sonra çeşitli yerlerde sekre- terlik ve komutanlık görevlerinde bulunur. Bunun dışında Sterlitamak medresesinde Rus- ça öğretmenliği yapar ve Ufa’ya döndükten sonra da din idaresinde tercüman olarak ça- lışır. Ömötbayev, Başkurt edebiyat tarihinde olduğu kadar Başkurt tarihine özgü vesika- ları tercüme etmesiyle ya da derlemesiyle de önemli bir yere sahiptir. Basılan kitaplarının dışında kimi basılmayan eserleri de oldukça değerlidir. “Cihanname” (Coğrafya Kitabı), “Yomran Tabın”, “Hac Seferé” gibi eserleri basılmadan kalmıştır. Bunların yanı sıra, onun el yazmaları arşivinde Başkurt halkının tarihine, etnografyasına ve sözlü edebiyatına yö- nelik dikkate değer materyallerle birlikte basılmamış şiirleri de vardır (TEA 2004: 374). Dönemin gazetelerinde de Ömötbayev hakkında bilgiler verilmektedir. Kimi süreli ya- yınlar onun şiir alanındaki ustalığını anlatırken, kimileri de tercüme ve tarih konusunda- ki yeteneği ile bilgisini dile getirmektedir. Ömötbayev, şiirlerinin ve eserlerinin niceliği ile değil, çok yönlü olmasıyla dikkat çeken bir isimdir. Kendi halkının tarihini, maddî ve manevî kültürünü yansıtan eserler yazmıştır. Başkurt halkında eğitimin, sanat ve edebiyatın gelişmesine engel olan sebepleri belirlemeye çalışmıştır. Bu sebeple Rus mekteplerinde kullanılan coğrafya, tarih gibi ders kitaplarını tercüme ile işe başlamıştır. Ekim 1881’de Ufa’da Ömötbayev kendi eğitim prog- ramını yayınlar. Ona göre, “Avrupa’daki bilim faaliyetlerini Müslümanlar arasında yaymak gereklidir. Bunun en kolay ve mantıklı yolu, çocuklara kendi anadillerinde bu eğitimi ver- mektir”, der. Avrupa’nın pek çok bilimde doğu kaynaklarına başvurup bunları tercüme ettiği gibi, Avrupa’daki bilimsel eserlerin de doğu dillerine tercüme edilmesi gerektiğini söyler. Ömötbayev’in görüşleri ile Gaspıralı İsmail Bey’in görüşleri arasındaki paralellik de tesadüf olarak değerlendirilmemelidir. 8. Ünite - Diğer Çağdaş Türk Edebiyatları 203 Ömötbayev’in en önemli eseri “Yadkar” (Hatıra) adlı eseridir. Bu eserde yazarın ma- kaleleri, tarihî notları ve seyahat bilgileri, seyahat esnasında yaşadıkları ve de şiirleri yer almaktadır. Yadkar’da yer alan makaleleri, onun eğitime yönelik fikirlerini içermektedir. Başkurt ve Tatarları sözünü ettiği Avrupa ilmi ile tanıştırır. Başkurt halkının tarihsel süre- cini betimler ve Başkurt coğrafyası hakkında temel bilgiler verir. Ömötbayev’in şiirlerinde iki yönlülük dikkat çeker. Bir yönden halkına ve vatanına derin bir sevgi vardır. Yadkar’da yer alan 38 şiirin pek çoğu halk sevgisi ve halkın gün- delik yaşamı ile tarihi üzerinedir. Başka bir yönden de imparatora olan inanç ile birlikte dindarlık kendisini göstermektedir. Onun vatan sevgisi, Başkurt doğasının cömertliğini anlattığı eserlerinde ortaya çıkar. Tasvirleri Başkurt doğasının zenginliğinden beslenmek- tedir. Şiirlerinin özünde estetik bir zevk uyandırmaktan daha çok ilim kazandırma bulun- maktadır. Şairin açıkça yönetime yönelik eleştirisi “Şikayet” adlı şiirinde görülmektedir. Başkurt topraklarının talan edilmesini, ormanlarının vahşice kesilmesini, hayvanlarına el konulmasını, halkın sızlanışını bu şiirinde ele alır. Konu itibariyle aşk ve geleneksel ahlak temalarını da işleyen Ömötbayev, bu tür şiirle- rinde de ustalığını göstermektedir. Aşk konulu kimi eserleri dramatik içerikli oluşları do- layısıyla önceki şiirlerden ayrılır. Bu tür şiirleri okuyucuyu coştururken aynı zamanda dü- şündürme gücüne de sahiptir. Onun manzum eserleri halkı anlatması, halkın aynası olması dolayısıyla da daha açık ve anlaşılır eserler olarak karşımıza çıkar. Download 4.7 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling