Çalikuşu reşat Nuri Güntekin’in Eserleri
Download 1.32 Mb. Pdf ko'rish
|
Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu
Kuşadası, 26 Şubat
O günden beri, sen benim için bir yabancıydın, bir düşmandan başka bir şey değildin Kâmran. Bir daha yüz yüze gelmeyeceğimizi, bu dünyanın gözleriyle birbirimize bakmayacağımızı, birbirimizin sesini işitmeyeceğimizi biliyordum. Böyle olduğu halde ben, senin nişanlın olmak hissini bir türlü gönlümden çıkaramamıştım. Ne söylesem, ne yapsam; kendime, sana ait bir şey gözüyle bakmaktan kurtulamıyordum. Evet, niçin yalan söyleyeyim? Bütün nefretlerime, isyanlarıma, bütün o geçmiş şeylere rağmen, ben yine bir parça senindim. Bunu, ilk defa bir başkasının nişanlısı, bunca senenin, bunca sabahında senin nişanlın diye uyandıktan sonra bir gün, başkasının nişanlısı diye uyanmak, Kâmran, ben asıl bu sabah, senden ayrıldım. Hem de bir hatıra götürmeye, son bir defa başını çevirerek, arkasında bıraktığı şeylere bakmaya hakkı olmayan bir biçare muhacir gibi. Bu sabah, İhsan Bey’le görüştükten sonra onu doktor Hayrullah Bey’in odasına götürecek, nişanlandığımızı haber verecektim. Bu büyük vaka için her günkü hastabakıcı gömleğim pek sade düşecek, yeni nişanlımı belki mahzun edecekti. Bahçede cılız çiğdemler yetişmişti. Onlardan küçük bir demet yaparak göğsüme iliştirdim. İhsan Bey’i, bu sabah yine giyinmiş buldum. Beni görünce bir çocuk saffetiyle gülümsemeye başladı. Düşündüm ki, bugünden sonra onu mesut etmek benim vazifem. Zorla gülmeye çalışarak ellerimi uzattım: -Bonjur, İhsan Bey, dedim. Sonra, çiğdemlerden birkaç tanesini ayırarak üniformasının göğsüne iliştirdim: -Bu gece rahat uyuduğunuzu tahmin ediyorum. -Pek çok. Ya siz? -Altı aylık bir çocuk kadar memnun, müsterih bir uyku. -Niçin yüzünüz solgun öyleyse? -Düşününüz ki, bahtiyarlık da insanı soldurabilir. Bu cevap üzerine ikimiz de sustuk. İhsan Bey’in dudakları bembeyazdı Kısa bir sükûttan sonra ağır ağır söze başladı. Ara sıra sesinin titremesinden korkuyor gibi susuyor, birkaç saniye tereddüt ediyordu, dedi ki: -Feride Hanım, size ölünceye kadar minnettarım. Bana eski bahtiyar zamanlarımda da nasip olmamış emsalsiz bir gece geçirttiniz. Size demin hakikati söylemedim; ben bu gece sabaha kadar uyumadım... “Ben sizinle evlenmeyi rica ediyorum” diyen sesiniz kulağımdan gitmedi. Uyuyamadım, çünkü sizin nişanlınız olarak geçirdiğim tek saadet gecesinin bir dakikasını ziyan etmemek lâzımdı. Ömrümün sonuna kadar size minnettar kalacağım. -Sizi daima mesut edeceğim, dedim. O, derin bir heyecan içindeydi. Ellerimi tutmak istiyordu. Fakat cesaret edemedi. Bir hasta çocuğa hitâb eder gibi, halim, okşayıcı bir sesle: -Hayır, Feride Hanım, bu gecenin bir ferdası olamazdı, bunu biliyorum. Bu gece, çok mesut oldum. Fakat, buna rağmen, ben, bugün gidiyorum, birkaç saat sonra sizden ayrılmış olacağım. -Niçin İhsan Bey? Beni istemiyor musunuz? Doğru değil, bana bu kadar ümit verdikten sonra gitmek doğru değil. Zabit, arkasını duvara dayadı, gözlerini kapayarak, derin derin: “Ah, bu ses!” dedi. Sonra, birdenbire silkindi, hemen hemen sert bir sesle: -Biraz daha gayret etseniz, merhamet size, beni sevdiğinizi iddia ettirecek. -Niçin olmasın, İhsan Bey? Madem ki sizinle nişanlanmak istedim, demek ki bunda bir sebep vardı. O, adeta acı bir istihza ile cevap verdi: -Evet, siz madem ki benimle evlenmeyi kabul ettiniz, demek ki beni seviyorsunuz. Fakat, ben, sizin tarafınızdan bu kadar sevilmek istemiyorum. Siz, izdivaca sahiden ihtimal verdiniz miydi, Feride Hanım? -Feride Hanım, beni, ümitsiz bir alile karşı duyulmuş bir merhametten başka saiki olmayan bir aşk sadakasını kabul edecek kadar düşmüş, bitmiş bir adam mı sanıyorsunuz? Nihayet bir mahzunlukla başımı eğdim: -Hakkınız var. Biz iki biçare insanız, iki derdi birleştirirsek, belki mesut oluruz diyordum, yanılmışım. Duvarda asılı duran kılıcı göstererek ilave ettim. -Sizin yine bir teselliniz var. Dediğiniz gibi vazifenizin başına döneceksiniz. Ben kadınım, sizden daha biçareyim. Bir donuk kış sabahına göğüslerinde birkaç cılız çiğdem, dudaklarında onlar gibi yalancı bir tebessümle karşı karşıya gelen yeni nişanlılar on dakika sonra gözlerinde yaşlarla bedbaht bir ağabey, kimsesiz küçük bir kız kardeş gibi birbirlerinden ayrıldılar. Download 1.32 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling