Cİlt 1 – 1978 erciyes üNİversitesi yayini-163
Download 3.2 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- 3. Rusya’dakilerin Faaliyetleri
- C. DEvLETİN YAKLAŞIMI
DH.MUİ., Belge No:128/38. 24 BOA, ZB., Belge No:25/7. 433 Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK yayınlanmakta ve ameleler hakkında çeşitli bilgiler sunmakta olan
25 . Hınçakların girişimleri ve milliyetçilik anlayışının Amerika’daki Ermenilerce ne derece benimsendiği bir süre sonra meydana gelen vakı- adan anlaşıldı. Washington Sefareti’nin yazısına göre ABD’nin Vitensil? şehrindeki bir fabrikada çalışan Ermeni işçiler Hınçakların teşviki ile harekete geçmişlerdi. İşçiler fabrika direktörüne müracaatla eğer bu fab-
Fabrikada istihdam edilen 90 Ermeni işçinin bu isteği fabrika direk- törünce kabul edilmeyince, iş bırakma eylemi yaptılar. Ancak fabrika yönetiminin tavrında bir değişiklik göremeyince söz konusu işçilerin ekseriyeti aradan birkaç gün geçtikten sonra kendiliklerinden fabrikaya dönmeye başladılar. Söz konusu fabrikada çalışan Abdullah, Hasan ve Muhammed’in Osmanlı vatandaşı olup olmadığı belirtilmemekte sadece Müslüman oldukları vurgusu yapılmaktaydı. Ermeni işçilerin Müslümanlara yönelik tepkileri ister işçilerin dinî kimliğinden isterse vatandaşlık bağından kaynaklansın onların milliyetçilik düşüncelerinin boyutlarını göstermesi bakımından ilginçtir 26 . 3. Rusya’dakilerin Faaliyetleri: Rusya’ya giden çok sayıdaki işçilerin faaliyetleri coğrafî yakınlık nedeniyle çok daha etkili olmuştu. Sınırdan pasaport almak suretiyle veya kaçak yollarla işçi olarak yahut da ticaret amacıyla geçişler de mümkündü 27 . Bilhassa Batum’da çalışan işçilerin Osmanlı topraklarına geçişleri onların niyetleri hakkında ipucu vermektedir. Demiryolu ve fabrikalarda çalışmak üzere Van, Muş, Erzurum tarafından Rusya’ya gitmiş olan işçilerin harekete geçeceklerine dair istihbarat bilgileri gelmekteydi. 1894 tarihli bir bilgiye göre Ermeni işçilerin komitalardan aldıkları silahlarla gruplar halinde sınırdan geçtik- leri ve Osmanlı vatandaşı oldukları için de Rus görevlilerin bu geçişlere müsaade ettikleri belirtilmekteydi. Erzurum vilayetine yazılan yazıda 25 BOA, YA.HUS., Belge No:293/2. 26 BOA, YA.HUS., Belge No:344/30. Yazı Hariciye Nezareti’nden Sadaret’e 4 Kanunu- sani 1311 / 16 Aralık 1895’te yazılmış, oradan da mabeyne 7 Kanunusani 1311 / 19 Aralık 1895’te yazılmış. 27 BOA, DH.MKT., Belge No:227/16. 434 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 Ermenilerin bu şekilde sınırı geçmeleri halinde Müslümanlara saldırma ihtimali bulunduğundan gerekli tedbirlerin alınması isteniyordu 28 .
zaman müdahale ettikleri anlaşılmaktadır. 31 Ağustos 1903 tarihli Batum baş şehbenderliği yazısında da Batum’da çalışan ve çoğu Van ve Muş ahalisinden olan 40 Ermeninin sınırın Osmanlı tarafına geçerken Rus askerlerince yakalandığı belirtilmekteydi. Bunların üzerlerinde mavzer ve berdan tüfekleriyle birer aded revolver ve küllî miktarda dinamit çıkmıştı. Yapılan sorgularında işçiler, bu silahları nefs-i müdaafa için taşıdıklarını ve sınırı izin verilmediği için kaçak olarak geçtiklerini belirtmişlerdi 29 .
başka yazıya göre Batum’da gazyağı fabrikasında çalışan ve çoğu Van ve Muş Ermenilerinden olan bir grup sınırı geçerken Osmanlı askerleri tarafından geri püskürtülmüştü. Rus askerleri tarafından yakalanan ve sorguları devam eden kişi sayısı 44 adet olup ölü ve yaralılar da mevcuttu. Bunların yanında çok sayıda dinamit, cephane, kapaklı Rus tüfekleri ve mavzerler bulunmaktaydı. Ayrıca bunların yanında beş takım Osmanlı süvari askeri elbisesi, Kafkasya’nın doğusu ile Anadolu’yu gösteren bir harita ile üzerinde mevt ya hürriyet yazılı bir bayrak bulunmuştu 30 . Ermeni işçiler, yalnız sınırı geçmekle kalmayıp bazen sınırın Rusya tarafındaki Müslümanlara da zarar vermekteydiler. Nitekim Ermeniler, Bakü’de meydana gelen 1905 olayları 31 nedeniyle Batum’da Müslümanlar aleyhinde bazı girişimlerde bulunarak onlara zarar vermişlerdi 32 . 28 BOA, A.MKT.MHM., Belge No:638/12. 29 BOA, YA.HUS., Belge No:458/20. 30 BOA, YA.HUS., Belge No:460/103. 31 Bu olaylar Bakû’de bir Müslüman’ın Taşnaklar tarafından öldürülmesiyle başladı. 6 Şubat 1905’te civar köylerden gelen binlerce Azerbaycanlı Ermeni mahallelerine saldırdı. Öldürme ve yağmalama hareketleri üç gün devam etti. Bu olaylara bağlı olarak meydana gelen birçok olay neticesinde Müslümanlar Ermenilere göre daha fazla kayıp verdiler. Swietochowski, Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe ..., s.69-70. 32 Müslümanlar kendilerine yönelik bu hareketlerden ciddi şekilde etkilenmiş, bu nedenle Osmanlı Devleti tazminat talebinde bulunmayı bile düşünmüştü. BOA, İ.HUS., Belge No:126/13 Şubat 1320 (26 Şubat 1905); YA.HUS., Belge No:484/108.
435 Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK C. DEvLETİN YAKLAŞIMI Hınçak ve Daşnakların bağımsızlığa giden bir harekette işçilere verdikleri rolü fark eden devlet yetkilileri savunma refleksi içerisinde Ermeni işçilere çoğu kez şüpheyle yaklaştılar. Sosyalistlere ve sosyalist- lerin Osmanlı içindeki faaliyetlerine Abdülhamit zamanındaki yakla- şım Abdülhamit sonrasında da çok fazla değişmedi. Sosyal Demokrat Hınçakyan Cemiyeti’ne II. Meşrutiyet dönemindeki devlet adamlarının yaklaşımı bunu açıkça göstermekteydi. Kuruluşu resmen onaylanmış olmasına rağmen taşradaki yöneticiler, cemiyetin şubeler açarak örgüt- lenmesini engellemeye çalışıyorlardı. Bu nedenle Memalik-i Osmaniye Sosyal Demokrat Hınçakyan Cemiyeti Heyet-i İdare-i Merkeziyesi adına başkâtip Hanik Aramyan ve reis Abram Açıkkaşyan tarafından 19 Nisan 1910 tarihinde Dâhiliye Nezareti’ne yazılan dilekçede bu husustan şikayet ediliyordu. Dilekçe sahipleri, taşradaki yöneticilerin kendile- rine izin verildiğine dair bir bilgi gelmediği gerekçesiyle şubelerimizin
olunan bir memlekette bu tarz bir tavrın insanlar üzerine kötü bir tesir bıraktığını üstelik böyle bir engellemenin Cemiyetler Kanunu’na aykırı olduğunu ileri sürüyorlardı. Nihayet bu engellemelerin önüne geçmek için vilayetlere acilen emir verilmesi hatta resmen tanınması
Nezareti’nden Sivas ve Karesi vilayetlerine yazılan yazıda cemiyetin şube açabileceği fakat bunun için belirli şartların yerine getirilmesinin gereği vurgulanmıştı 33 .
özgürlük ortamında yasal hale gelmiş olmaları muhtemelen devlet adam- larını tatmin etmemişti. Devlet adamlarının Hınçaklara karşı yaklaşımı böyleyken bu örgütün işçiler arasındaki muhtemel etkisi nedeniyle olsa gerektir ki genel olarak II. Abdülhamit döneminden başlamak üzere Ermeni işçilere şüpheyle yaklaşılmaya başlandı. Örneğin doğu vilayetlerinden Adana’ya her sene 10 bin işçi gelirken 1892 senesinde bu rakamın 20 bine çıkacağı haberini alan Zabtiye Nazırı durumu kaygı verici bulmuştu. Nazıra göre işçi sayısının bir önceki yıla nazaran iki katına çıkması ya mahsulün bereketli olmasından ya da fesat çıkarma niyetlerinden kaynaklanmaktaydı. İşçilerin gelişinde nazırın şüphesini artıran sebepler bulunmaktaydı. Öncelikle Adana Ermeni fesatçıların 33 BOA, DH.MUİ., Belge No:88/39. 436 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 yoğun olduğu bir yerdi ve burası sahilden silah getirilmeye müsaitti. Bu nedenle nazır, durumun iyi tahlil edilmesi gerektiğini düşünüyordu 34 .
faaliyetleri hakkında elde edilen istihbarî bilgiler devlet adamlarının güveninin sarsılmasına yol açıyordu. İşte bu gelişmelerden dolayı dev- lete ait işyerlerindeki Ermeni işçileri işten çıkarma veya işe almama gibi tedbirlere başvurulmaya başlandı. Ermeni olaylarının yoğunlaşmaya başladığı dönemlerden itiba- ren devlete ait işyerlerindeki Ermeni işçiler hakkında yazışmaların yapılmaya başlandığı görülmektedir. 1 Ekim 1896 tarihinde Zabtiye Nazırı tarafından Maliye Nezareti’ne yazılan bir yazıda Darphane-i Amire’de çalışmakta olan Ermeni amele ve memurların komitalarla ilişkisinin olduğundan bahsedilerek gerekli tedbirlerin alınması gereği üzerinde durulmaktaydı. Yazıya göre Darphane’nin yanında bulunan tüfekhaneye Ermeni komitalarının saldırı planı yaptıklarına ve bunu gerçekleştirmek için de Darphane çalışanlarına saldırı şekli hakkında talimat verildiğine dair istihbarat bilgileri mevcuttu. İlginç olan taraf ise Darphane-i Amire çalışanlarının çoğunluğunun Ermenilerden oluş- masıydı. Ne yapılacaktı? Yazıdan üç gün sonra Dâhiliye Nezareti’nden Maliye Nezareti’ne mahrem koduyla yazılan yazıda Darphane-i Amire
35 . Devletin kendi işyerlerinde çalışanlara yönelik karar alması ve bunu icraata geçirmesi kolaydı. Ancak özel işyerlerindekiler konusunda bir takım zorluklarla karşılaşılması doğaldı ama konuda da girişimde bulun- maktan geri kalınmadı. Ağustos 1896’daki Osmanlı Bankası baskınının ardından Galata ve Beyoğlu’nda çoğunluğu yabancılara ait işyerlerinde çalışan ve olaylara karıştığı anlaşılan odacı, hamal ve mağaza bekçileri gibi şahısların işten çıkarılması istenmekteydi. Hariciye Nezareti’nden yabancı işyeri sahiplerine bunların işten atılarak yerlerine güvenilir adamaların istihdam edilmesi konusunda girişimde bulunmak üzere büyükelçiler nezdinde süratle girişimde bulunması istenmişti. 34 BOA, Y.MTV., Belge No:58/60. 35 BOA, A.MKT.MHM., Lef:1-3, 19 Eylül 1312/1 Ekim 1896. 437 Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK Öte yandan Dâhiliye Nezareti’ne yazılan yazıda da İstanbul’da bulunan yerli ve taşralı bütün Ermenilerin kefalete bağlanmasını sağ- lamak için bir komisyon teşkil edilmesi istenmişti. Yine bu bağlamda yabancı işyerlerinde çalışan Ermenilerin de kefalete bağlanması ve yabancı uyruklular ile yerlilerin birbirinden ayırt edilmesi için Tabiiyet Kalemi’nden bir memurun görevlendirilmesi istenmişti 36 .
yazılan yazıda söz konusu şahısların bir taraftan işten uzaklaştırılmakta olduğu fakat bazılarının da teminatla alıkonulduğu belirtilmekteydi. Buna rağmen mutasarrıfın bazı endişeleri vardı. O, Ermeni fesatçıların- dan olduğu halde güvenilir kişiymiş gibi muamele görenlerin bulunma- sından şüpheleniyordu. Bu nedenle hüsn-ü hâl ashabından bulunduğuna
37 . Osmanlı Baskını hadisesi nedeniyle yaşanan olaylara karışanların yabancı işyerlerinde çalıştığına vurgu yapılması ilgi çekicidir. Gerçekten de İstanbul’da yabancı sermayenin gelmeye başlamasıyla yabancılara ait işyerlerinde giderek artan miktarda Ermeni istihdam edilmekteydi. Bilhassa hamalların çoğunluğu Ermenilerden oluşmaktaydı. İşte önce 1895 ve ardından 1896 olayları nedeniyle Ermeniler işlerini kaybettiler yerlerini daha çok Kürt kökenliler aldı 38 . İşlerini kaybedenlerin ekseri- yeti hamallardı. Çalışma alanlarındaki bir kısım Ermeninin işten çıkarılması yönün- deki teşebbüsler devam edip bunda belirli bir mesafenin kat edilmesine ilave olarak İstanbul’da çalışan bütün Ermeni usta ve kalfaların ev ve işyeri adresleri tespit edilerek bir deftere kaydedildiği görülmektedir. Defterdeki çizelgeye şahsın sıra numarası, ismi, babasının adı, sanatı, dükkânının bulunduğu yer, sokak numarası, oturduğu ev ile çalıştığı dükkânın numarası yazılmıştı. Hazırlanan defterde 1071 kişinin ismi bulunmaktadır 39 . Böyle bir girişimin amacı onlara karşı duyulan güven- sizliğin bir göstergesi olduğu kadar, İstanbul’da milliyetçi fikirlerden 36 BOA, A.MKT.MHM., Belge No:627/42. 37 BOA, A.MKT. MHM., Belge No:628/43. 38 Donald Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı ve Direniş (1881- 1908), Çeviren: Sabri Tekay, Ankara 1987, s.88. 39 BOA, Y.PRK.ZB., Belge No:33/14. 438 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 etkilenme ihtimali olan kesimin sayısal değer olarak ne denli büyük bir potansiyele sahip olduğunu da ortaya koymaktadır. Devlet adamlarının şüphelerini haklı çıkaracak gelişmelerin yaşan- dığı da bir gerçekti. Bu nedenle Ermeni işçilerden kurtulmanın yolları aranmaktaydı. Onların önemli faaliyet alanlarından biri Şark Demiryol- ları ile Rumeli’deki diğer hatlardı. 12 Mart 1903 tarihli sadaret yazısına göre Şark Demiryolları hattının bazı yerlerinde dinamit bulunmuş, bu dinamitlerin yerleştirilmesinde Ermeni ve Bulgar amelelerin vukuf ve medhali kesinlikle anlaşılmıştı. Bu nedenle söz konusu kumpanya direktörü ile görüşülerek buraya güvenilir adamların verilmesi Nafıa Nezareti’ne tebliğ edilmişti. Ayrıca meselenin Meclis-i Vükela’da ele alınarak incelenmesinin kararlaştırıldığı belirtilmekteydi 40 .
varan milliyetçi teşebbüslerde bulunmaları nedeniyle işten çıkarılma- ları gündeme gelmişti. 17 Mart 1903 tarihinde Sadaretten Dâhiliye Nezareti’ne yazılan bir başka yazıda Ambardere civarında ele geçirilen dinamit ve fitillerin buraya konulması konusunda demiryollarında çalışan Bulgar ve Ermeni memur ve amelelerinin delalet ve malumatı olduğu belirtilerek yapılması gerekenler sıralanıyordu. Nitekim konuyla ilgili olarak hat bekçisi vekili Bulgar Todori, Divan-ı Harb’e verilmişti. Bu hususta gereğinin yapılması için Şark Demiryolları Kumpanyası, Dersaadet Selanik İltisak Hattı Şirketi’yle Manastır Hattı Şirketi’ne tavsi- yelerde bulunulmuştu. Buna göre durumlarından şüphe edilen işçi, bekçi ve memurların istihdam edilmemesi ve içlerinden erbab-ı mefsedetten
şirketler nezdinde özellikle girişimde bulunulması istenmekteydi 41 .
men yapma konusunda işi ağırdan aldığı görülmektedir. 28 Eylül 1907 tarihine gelindiğinde Ermeni çalıştırılmaması konusundaki padişah iradesine rağmen çeşitli gerekçelerle işbaşı çalıştırılmaya devam edil- mekteydi. Demiryolları idaresi Müslümanlar arasında kalifiye eleman bulunmaması ve Müslümanların yetiştirilmesinin de zaman alacağı gerekçesiyle bu yola başvurduğunu belirtmişti 42 .
41 BOA, DH.MKT., Belge No:664/52. 42 BOA, DH.MKT., Belge No: 664/52. 439 Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK Devletin etkisi bütün istihdam alanlarında geçerli değildi ama elinin ulaşabildiği yerlerde istihdam politikasına yön verme çabası içerisin- deydi. Sorunla karşılaşmamak için istihdamdan önce bazı tedbirlerin alınması daha sağlıklı bir yol olarak görülmekteydi. Nitekim Konya- Ereğli demiryolunun inşasına başlanmadan önce padişahın konuya yaklaşımı açıkça görülmektedir. Padişaha söz konusu hattın yapımında çalışmak üzere Anadolu’nun muhtelif kesimlerinden çok sayıda işçi- nin Konya’ya geldiği ve bunların çoğunun da Ermeni olduğu şeklinde haberler gelmekteydi. Öte yandan buradaki şimendifer komiseri de Mamukyan adlı Ermeniydi. Durum karşısında padişah, bu şahsın derhal bir Müslümanla değiştirilmesi konusunda Ticaret ve Nafıa Nezareti’ne emir verdi. Yine demiryolunda istihdam edileceklerin tamamının Ermeni işçilerden oluşmasının uygun olmayacağını belirtti 43 . Şüpheli görülenlerin işten atılmaları veya istihdam edilmemelerin- den başka daha köklü bir çare olarak Ermenilerin amelelik ve hamallık gibi işleri yapmak için İstanbul’a gelmesinin önüne geçilmeye çalışıl- mıştır. Bu kararın alınmasında İstanbul’da meydana gelen hadiselerin etkisi büyük olmalıydı. Ermenilerin sebep olduğu olayların sonrasında İstanbul’a gelişlerin Dâhiliye Nezareti tarafından ciddi şekilde kontrol edildiği anlaşılmak- tadır. İstanbul’a gelişlerle ilgili sınırlar 12 Ekim 1899 tarihli bir İrade ile çizilmişti. Buna göre vilayetlerden Dersaadet’e gelecek Ermenilerin
gerekmekteydi. Nitekim İstanbul’a on bin kadar Ermeninin geldiği yolundaki iddia üzerine yapılan araştırmada resmî tutanaklara geçen sayıya ulaşmak mümkün olabilmişti. Resmî kayıtlara göre İstanbul’a belirli kayıt ve şartla gelindiğinden dolayı izinsiz amele gelmediği belirtilmekteydi. İzinli gelenler de kalifiye işçiler olup bunlara ihtiyaç duyulduğundan gelmişler ve gelirken de kefalete bağlanmışlardı. Fakat bunun da dışında kalanlar polis kayıtlarına geçmişlerdi ve iddia edildiği gibi sayıları on bin değildi. İstanbul Polis müdürlüğü, Üsküdar ve Beyoğlu mutasarrıflıklarıyla 43 BOA, İ.HUS., 107/1 Temmuz 1319 (14 Temmuz 1903).
440 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 yapılan yazışmalar neticesinde 1886’dan 1898’e kadar İstanbul’a gelen toplam hamal ve amele sayısının 376 kişi olduğu anlaşılmıştı 44 .
hemen memleketlerine gönderilmesi hususunda Dahiliye Nezareti’ne emir verildiği tüccarlar ile iyi halinden emin olunanların ise istisna tutulduğu görülmektedir 45 . Devlet adamları Ermeni işçilerin yalnız İstanbul’a gelmesini değil, yurt dışına çıkışlarını da engellemek için çeşitli yollara başvurmuştu. Bu bağlamda göze çarpan bir engelleme Amerika’ya gidişlerle ilgiliydi. 29 Ekim 1889 tarihli bir kayda göre Harput ve Diyarbekir Ermenileri- nin Amerika’ya gidişleri yasaklanmıştı. Buna rağmen bazı Ermenilerin Samsun’daki Ermenilerden Armiyan Vartukyan adlı şahsın aracılığı ile Bake? adlı Fransız Kumpanyası vapurlarına binerek gittikleri İstanbul’a geldiklerinde de dışarı çıkmadıkları, bu gemilerin aranmasının ise müm- kün olmaması nedeniyle çok sayıda Ermeninin bu yolla savuştukları haber alındığından pasaport ve tezkere memurları tarafından kuvvetli tedbirlerin alınması konusunda Trabzon vilayetine emir verilmişti 46 . 19 Mayıs 1891 tarihli Giresun kaymakamlığı yazısında da bazı Ermenilerin Amerika’ya gitmek için gemilere bindikleri belirtilmek- teydi. Dâhiliye Nezareti’nden yazılan yazıda ticaret için gidişlere bir şey denilemezse de amele ve benzerlerinin gitmesinin yasak olduğu vurgulanmıştı 47 . Amerika’ya gidişlere getirilen yasaklar 1906 yılına gelindiğinde halâ devam etmekteydi. Fakat yasağın uygulanmasının bir hayli zor olduğu anlaşılıyordu. Çünkü başka bir ülkeye gitmek için izin alan bir Ermeni- nin oradan Amerika’ya gidişini engellemek mümkün değildi. Haziran 1906 tarihli bir belgede tam da bu konuya değinilmekteydi. Bu durumda ne yapılacaktı? Amerika’ya gitmesi mümkün olanları engellemek için her yola başvurulmalı bu çerçevede sahil vilayetlerinden pasaportsuz gidişlere izin verilmemeliydi. Bütün bu tedbirlere rağmen Amerika’ya 44 BOA, Y.PRK.DH., Belge No:11/44. 45 BOA, İ.DH., Belge No:1446/1324. Ca.9 (2 Temmuz 1906). 46 BOA, DH.MKT., Belge No:1672/95. 47 BOA, DH.MKT., Belge No:1835/75. 441 Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK gidişler söz konusu ise gidenlerin mallarına el konularak satılması ve dönerse dönüşünde şiddetle cezalandırılması kararlaştırılmıştı 48 .
Ermeni bağımsızlığı için faaliyet gösteren Ermeni önde gelenleri hedeflerine ulaşabilmek amacıyla toplumun bütün kesimlerini kendi yanlarında mücadeleye sevk etmeyi planlamaktaydı. İşçiler de bu çer- çevede isyanı başlatacak ve azimle sürdürecek kesim olarak görüldü. Milliyetçilik düşüncesi işçiler arasında özellikle sosyalist temeller üzerine kurulmuş olan Hınçak ve Daşnak örgütleri tarafından yayılmaktaydı. Onlara göre sömürülmekte olan bu kesim ihtilalle sosyalist bir idareye kavuşarak refaha erecekti. Bunun için yoğun bir çaba sarf edildi. İşçi- lerden milliyetçilik düşüncesiyle çeşitli yasadışı faaliyetlere girenler oldu. Ülke içinde yeterince etkili olamayanlar ise yurt dışında daha rahat örgütlenme imkânı buldular. Devlet ise meydana gelen olaylar nedeniyle İstanbul’a ve yurt dışına yapılan işçi göçünü durdurmanın yanında devlete ait istihdam alanlarında Ermeni işçi istihdamı konu- sunda şüpheci yaklaştı. 48 BOA, DH.MKT., Belge No:1178/28.
|
ma'muriyatiga murojaat qiling