Cİlt 1 – 1978 erciyes üNİversitesi yayini-163


Download 3.2 Mb.
Pdf ko'rish
bet35/41
Sana17.10.2017
Hajmi3.2 Mb.
#18084
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   41

 DH.MUİ., Belge No:128/38.

24  BOA, ZB., Belge No:25/7. 



433

Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK

yayınlanmakta ve ameleler hakkında çeşitli bilgiler sunmakta olan 

Hınçak adında bir gazete de bulunmaktaydı

25

.



Hınçakların girişimleri ve milliyetçilik anlayışının Amerika’daki 

Ermenilerce ne derece benimsendiği bir süre sonra meydana gelen vakı-

adan anlaşıldı. Washington Sefareti’nin yazısına göre ABD’nin Vitensil? 

şehrindeki bir fabrikada çalışan Ermeni işçiler Hınçakların teşviki ile 

harekete geçmişlerdi. İşçiler fabrika direktörüne müracaatla eğer bu fab-

rikada amele sıfatıyla çalışmakta olan üç nefer Müslüman fabrikadan tard 

ve ihraç edilmez ise kendilerinin terk-i eşgal edeceklerini beyan etmişlerdi. 

Fabrikada istihdam edilen 90 Ermeni işçinin bu isteği fabrika direk-

törünce kabul edilmeyince, iş bırakma eylemi yaptılar. Ancak fabrika 

yönetiminin tavrında bir değişiklik göremeyince söz konusu işçilerin 

ekseriyeti aradan birkaç gün geçtikten sonra kendiliklerinden fabrikaya 

dönmeye başladılar. Söz konusu fabrikada çalışan Abdullah, Hasan 

ve Muhammed’in Osmanlı vatandaşı olup olmadığı belirtilmemekte 

sadece Müslüman oldukları vurgusu yapılmaktaydı. Ermeni işçilerin 

Müslümanlara yönelik tepkileri ister işçilerin dinî kimliğinden isterse 

vatandaşlık bağından kaynaklansın onların milliyetçilik düşüncelerinin 

boyutlarını göstermesi bakımından ilginçtir

26



3. Rusya’dakilerin Faaliyetleri: 

Rusya’ya giden çok sayıdaki işçilerin faaliyetleri coğrafî yakınlık 

nedeniyle çok daha etkili olmuştu. Sınırdan pasaport almak suretiyle 

veya kaçak yollarla işçi olarak yahut da ticaret amacıyla geçişler de 

mümkündü

27

. Bilhassa Batum’da çalışan işçilerin Osmanlı topraklarına 



geçişleri onların niyetleri hakkında ipucu vermektedir. 

 Demiryolu ve fabrikalarda çalışmak üzere Van, Muş, Erzurum 

tarafından Rusya’ya gitmiş olan işçilerin harekete geçeceklerine dair 

istihbarat bilgileri gelmekteydi. 1894 tarihli bir bilgiye göre Ermeni 

işçilerin komitalardan aldıkları silahlarla gruplar halinde sınırdan geçtik-

leri ve Osmanlı vatandaşı oldukları için de Rus görevlilerin bu geçişlere 

müsaade ettikleri belirtilmekteydi. Erzurum vilayetine yazılan yazıda 

25  BOA, YA.HUS., Belge No:293/2. 

26  BOA, YA.HUS., Belge No:344/30. Yazı Hariciye Nezareti’nden Sadaret’e 4 Kanunu-

sani 1311 / 16 Aralık 1895’te yazılmış, oradan da mabeyne 7 Kanunusani  1311 

/ 19 Aralık 1895’te yazılmış. 

27  BOA, DH.MKT., Belge No:227/16. 



434

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

Ermenilerin bu şekilde sınırı geçmeleri halinde Müslümanlara saldırma 

ihtimali bulunduğundan gerekli tedbirlerin alınması isteniyordu

28

.

Nitekim sınır geçişleri sırasında Rus ve Osmanlı askerlerinin zaman 



zaman müdahale ettikleri anlaşılmaktadır. 31 Ağustos 1903 tarihli 

Batum baş şehbenderliği yazısında da Batum’da çalışan ve çoğu Van ve 

Muş ahalisinden olan 40 Ermeninin sınırın Osmanlı tarafına geçerken 

Rus askerlerince yakalandığı belirtilmekteydi. Bunların üzerlerinde 



mavzer ve berdan tüfekleriyle birer aded revolver ve küllî miktarda dinamit 

çıkmıştı. Yapılan sorgularında işçiler, bu silahları nefs-i müdaafa için 

taşıdıklarını ve sınırı izin verilmediği için kaçak olarak geçtiklerini 

belirtmişlerdi

29

.

12 Ekim 1903 tarihinde Batum baş şehbenderliğinden gelen bir 



başka yazıya göre

 

Batum’da gazyağı fabrikasında çalışan ve çoğu Van 

ve Muş Ermenilerinden olan bir grup sınırı geçerken Osmanlı askerleri 

tarafından geri püskürtülmüştü. Rus askerleri tarafından yakalanan ve 

sorguları devam eden kişi sayısı 44 adet olup ölü ve yaralılar da mevcuttu. 

Bunların yanında çok sayıda dinamit, cephane, kapaklı Rus tüfekleri ve 

mavzerler bulunmaktaydı. Ayrıca bunların yanında beş takım Osmanlı 

süvari askeri elbisesi, Kafkasya’nın doğusu ile Anadolu’yu gösteren bir 

harita ile üzerinde mevt ya hürriyet yazılı bir bayrak bulunmuştu

30



Ermeni işçiler, yalnız sınırı geçmekle kalmayıp bazen sınırın Rusya 

tarafındaki Müslümanlara da zarar vermekteydiler. Nitekim Ermeniler, 

Bakü’de meydana gelen 1905 olayları

31

 nedeniyle Batum’da Müslümanlar 



aleyhinde bazı girişimlerde bulunarak onlara zarar vermişlerdi

32

.



28  BOA, A.MKT.MHM., Belge No:638/12. 

29  BOA, YA.HUS., Belge No:458/20.

30  BOA, YA.HUS., Belge No:460/103. 

31  Bu olaylar Bakû’de bir Müslüman’ın Taşnaklar tarafından öldürülmesiyle başladı. 

6 Şubat 1905’te civar köylerden gelen binlerce Azerbaycanlı Ermeni mahallelerine 

saldırdı. Öldürme ve yağmalama hareketleri üç gün devam etti. Bu olaylara bağlı 

olarak meydana gelen birçok olay neticesinde Müslümanlar Ermenilere göre 

daha fazla kayıp verdiler. Swietochowski, Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe ...,  

s.69-70.

32  Müslümanlar kendilerine yönelik bu hareketlerden ciddi şekilde etkilenmiş, 

bu nedenle Osmanlı Devleti tazminat talebinde bulunmayı bile düşünmüştü. 

BOA, İ.HUS., Belge No:126/13 Şubat 1320 (26 Şubat 1905); YA.HUS., Belge 

No:484/108.


435

Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK



C. DEvLETİN YAKLAŞIMI

Hınçak ve Daşnakların bağımsızlığa giden bir harekette işçilere 

verdikleri rolü fark eden devlet yetkilileri savunma refleksi içerisinde 

Ermeni işçilere çoğu kez şüpheyle yaklaştılar. Sosyalistlere ve sosyalist-

lerin Osmanlı içindeki faaliyetlerine Abdülhamit zamanındaki yakla-

şım Abdülhamit sonrasında da çok fazla değişmedi. Sosyal Demokrat 

Hınçakyan Cemiyeti’ne II. Meşrutiyet dönemindeki devlet adamlarının 

yaklaşımı bunu açıkça göstermekteydi. Kuruluşu resmen onaylanmış 

olmasına rağmen taşradaki yöneticiler, cemiyetin şubeler açarak örgüt-

lenmesini engellemeye çalışıyorlardı. Bu nedenle Memalik-i Osmaniye 

Sosyal Demokrat Hınçakyan Cemiyeti Heyet-i İdare-i Merkeziyesi adına 

başkâtip Hanik Aramyan ve reis Abram Açıkkaşyan tarafından 19 Nisan 

1910 tarihinde Dâhiliye Nezareti’ne yazılan dilekçede bu husustan 

şikayet ediliyordu. Dilekçe sahipleri, taşradaki yöneticilerin kendile-

rine izin verildiğine dair bir bilgi gelmediği gerekçesiyle şubelerimizin 

umurlarına mani oluyorlar diye sızlanıyorlardı. Onlar Meşrutiyetle idare 

olunan bir memlekette bu tarz bir tavrın insanlar üzerine kötü bir 

tesir bıraktığını üstelik böyle bir engellemenin Cemiyetler Kanunu’na 

aykırı olduğunu ileri sürüyorlardı. Nihayet bu engellemelerin önüne 

geçmek için vilayetlere acilen emir verilmesi hatta resmen tanınması 

ceride-i resmiye ile ilan edilmesi isteniyordu. Bunun üzerine Dâhiliye 

Nezareti’nden Sivas ve Karesi vilayetlerine yazılan yazıda cemiyetin 

şube açabileceği fakat bunun için belirli şartların yerine getirilmesinin 

gereği vurgulanmıştı

33



II. Meşrutiyet öncesinde kanlı eylemlere girişmiş olan Hınçakların 



özgürlük ortamında yasal hale gelmiş olmaları muhtemelen devlet adam-

larını tatmin etmemişti. Devlet adamlarının Hınçaklara karşı yaklaşımı 

böyleyken bu örgütün işçiler arasındaki muhtemel etkisi nedeniyle 

olsa gerektir ki genel olarak II. Abdülhamit döneminden başlamak 

üzere Ermeni işçilere şüpheyle yaklaşılmaya başlandı. Örneğin doğu 

vilayetlerinden Adana’ya her sene 10 bin işçi gelirken 1892 senesinde 

bu rakamın 20 bine çıkacağı haberini alan Zabtiye Nazırı durumu kaygı 

verici bulmuştu. Nazıra göre işçi sayısının bir önceki yıla nazaran iki 

katına çıkması ya mahsulün bereketli olmasından ya da fesat çıkarma 

niyetlerinden kaynaklanmaktaydı. İşçilerin gelişinde nazırın şüphesini 

artıran sebepler bulunmaktaydı. Öncelikle Adana Ermeni fesatçıların 

33  BOA, DH.MUİ., Belge No:88/39. 



436

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

yoğun olduğu bir yerdi ve burası sahilden silah getirilmeye müsaitti. Bu 

nedenle nazır, durumun iyi tahlil edilmesi gerektiğini düşünüyordu

34



Öyle anlaşılıyor ki Ermenilerin sebep olduğu çeşitli olaylar ile onların 



faaliyetleri hakkında elde edilen istihbarî bilgiler devlet adamlarının 

güveninin sarsılmasına yol açıyordu. İşte bu gelişmelerden dolayı dev-

lete ait işyerlerindeki Ermeni işçileri işten çıkarma veya işe almama gibi 

tedbirlere başvurulmaya başlandı. 

Ermeni olaylarının yoğunlaşmaya başladığı dönemlerden itiba-

ren devlete ait işyerlerindeki Ermeni işçiler hakkında yazışmaların 

yapılmaya başlandığı görülmektedir. 1 Ekim 1896 tarihinde Zabtiye 

Nazırı tarafından Maliye Nezareti’ne yazılan bir yazıda Darphane-i 

Amire’de çalışmakta olan Ermeni amele ve memurların komitalarla 

ilişkisinin olduğundan bahsedilerek gerekli tedbirlerin alınması gereği 

üzerinde durulmaktaydı. Yazıya göre Darphane’nin yanında bulunan 

tüfekhaneye Ermeni komitalarının saldırı planı yaptıklarına ve bunu 

gerçekleştirmek için de Darphane çalışanlarına saldırı şekli hakkında 

talimat verildiğine dair istihbarat bilgileri mevcuttu. İlginç olan taraf 

ise Darphane-i Amire çalışanlarının çoğunluğunun Ermenilerden oluş-

masıydı. Ne yapılacaktı? Yazıdan üç gün sonra Dâhiliye Nezareti’nden 

Maliye Nezareti’ne mahrem koduyla yazılan yazıda Darphane-i Amire 

memurin ve amelesi içindeki Ermenilerin hallerinden şüphe ve bekalarında 

mahzur mütalaa olunduğu halde vesail-i münasibe ile çıkarılmaları (nın) 

mümkün olduğundan bahsedilmişti

35



Devletin kendi işyerlerinde çalışanlara yönelik karar alması ve bunu 

icraata geçirmesi kolaydı. Ancak özel işyerlerindekiler konusunda bir 

takım zorluklarla karşılaşılması doğaldı ama konuda da girişimde bulun-

maktan geri kalınmadı. Ağustos 1896’daki Osmanlı Bankası baskınının 

ardından Galata ve Beyoğlu’nda çoğunluğu yabancılara ait işyerlerinde 

çalışan ve olaylara karıştığı anlaşılan odacı, hamal ve mağaza bekçileri 

gibi şahısların işten çıkarılması istenmekteydi. Hariciye Nezareti’nden 

yabancı işyeri sahiplerine bunların işten atılarak yerlerine güvenilir 

adamaların istihdam edilmesi konusunda girişimde bulunmak üzere 

büyükelçiler nezdinde süratle girişimde bulunması istenmişti. 

34  BOA, Y.MTV., Belge No:58/60.

35  BOA, A.MKT.MHM., Lef:1-3, 19 Eylül 1312/1 Ekim 1896.



437

Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK

Öte yandan Dâhiliye Nezareti’ne yazılan yazıda da İstanbul’da 

bulunan yerli ve taşralı bütün Ermenilerin kefalete bağlanmasını sağ-

lamak için bir komisyon teşkil edilmesi istenmişti. Yine bu bağlamda 

yabancı işyerlerinde çalışan Ermenilerin de kefalete bağlanması ve 

yabancı uyruklular ile yerlilerin birbirinden ayırt edilmesi için Tabiiyet 

Kalemi’nden bir memurun görevlendirilmesi istenmişti

36

.

Konuyla ilgili Beyoğlu mutasarrıfı tarafından Zabtiye Nezareti’ne 



yazılan yazıda söz konusu şahısların bir taraftan işten uzaklaştırılmakta 

olduğu fakat bazılarının da teminatla alıkonulduğu belirtilmekteydi. 

Buna rağmen mutasarrıfın bazı endişeleri vardı. O, Ermeni fesatçıların-

dan olduğu halde güvenilir kişiymiş gibi muamele görenlerin bulunma-

sından şüpheleniyordu. Bu nedenle hüsn-ü hâl ashabından bulunduğuna 

kefalet ederek istihdam edenler olur ve iş bu hizmetkâr ve sairenin Ermeni 

fesadından bulunduğu tezahür ederse istihdam edenlerin dahi mesul olaca-

ğının resmen ilan edilmesi istenmekteydi

37

.



Osmanlı Baskını hadisesi nedeniyle yaşanan olaylara karışanların 

yabancı işyerlerinde çalıştığına vurgu yapılması ilgi çekicidir. Gerçekten 

de İstanbul’da yabancı sermayenin gelmeye başlamasıyla yabancılara 

ait işyerlerinde giderek artan miktarda Ermeni istihdam edilmekteydi. 

Bilhassa hamalların çoğunluğu Ermenilerden oluşmaktaydı. İşte önce 

1895 ve ardından 1896 olayları nedeniyle Ermeniler işlerini kaybettiler 

yerlerini daha çok Kürt kökenliler aldı

38

. İşlerini kaybedenlerin ekseri-



yeti hamallardı. 

Çalışma alanlarındaki bir kısım Ermeninin işten çıkarılması yönün-

deki teşebbüsler devam edip bunda belirli bir mesafenin kat edilmesine 

ilave olarak İstanbul’da çalışan bütün Ermeni usta ve kalfaların ev ve 

işyeri adresleri tespit edilerek bir deftere kaydedildiği görülmektedir. 

Defterdeki çizelgeye şahsın sıra numarası, ismi, babasının adı, sanatı,  

dükkânının bulunduğu yer, sokak numarası, oturduğu ev ile çalıştığı 

dükkânın numarası yazılmıştı. Hazırlanan defterde 1071 kişinin ismi 

bulunmaktadır

39

. Böyle bir girişimin amacı onlara karşı duyulan güven-



sizliğin bir göstergesi olduğu kadar, İstanbul’da milliyetçi fikirlerden 

36  BOA, A.MKT.MHM., Belge No:627/42. 

37  BOA, A.MKT. MHM., Belge No:628/43.

38  Donald Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı ve Direniş (1881-



1908), Çeviren: Sabri Tekay, Ankara 1987, s.88.

39  BOA, Y.PRK.ZB., Belge No:33/14.



438

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

etkilenme ihtimali olan kesimin sayısal değer olarak ne denli büyük bir 

potansiyele sahip olduğunu da ortaya koymaktadır. 

Devlet adamlarının şüphelerini haklı çıkaracak gelişmelerin yaşan-

dığı da bir gerçekti. Bu nedenle Ermeni işçilerden kurtulmanın yolları 

aranmaktaydı. Onların önemli faaliyet alanlarından biri Şark Demiryol-

ları ile Rumeli’deki diğer hatlardı. 12 Mart 1903 tarihli sadaret yazısına 

göre Şark Demiryolları hattının bazı yerlerinde dinamit bulunmuş, 

bu dinamitlerin yerleştirilmesinde Ermeni ve Bulgar amelelerin vukuf 



ve medhali kesinlikle anlaşılmıştı. Bu nedenle söz konusu kumpanya 

direktörü ile görüşülerek buraya güvenilir adamların verilmesi Nafıa 

Nezareti’ne tebliğ edilmişti. Ayrıca meselenin Meclis-i Vükela’da ele 

alınarak incelenmesinin kararlaştırıldığı belirtilmekteydi

40

.

Demiryollarında çalışan işçilerin bombalama eylemlerine kadar 



varan milliyetçi teşebbüslerde bulunmaları nedeniyle işten çıkarılma-

ları gündeme gelmişti. 17 Mart 1903 tarihinde Sadaretten Dâhiliye 

Nezareti’ne yazılan bir başka yazıda Ambardere civarında ele geçirilen 

dinamit ve fitillerin buraya konulması konusunda demiryollarında 

çalışan Bulgar ve Ermeni memur ve amelelerinin delalet ve malumatı 

olduğu belirtilerek yapılması gerekenler sıralanıyordu. Nitekim konuyla 

ilgili olarak hat bekçisi vekili Bulgar Todori, Divan-ı Harb’e verilmişti. 

Bu hususta gereğinin yapılması için Şark Demiryolları Kumpanyası, 

Dersaadet Selanik İltisak Hattı Şirketi’yle Manastır Hattı Şirketi’ne tavsi-

yelerde bulunulmuştu. Buna göre durumlarından şüphe edilen işçi,  bekçi 

ve memurların istihdam edilmemesi ve içlerinden erbab-ı mefsedetten 

oldukları anlaşılanların peyder pey değiştirilmeleri hususunda adı geçen 

şirketler nezdinde özellikle girişimde bulunulması istenmekteydi

41



Devletin tavrına rağmen Şark Demiryolları’nın istenileni tama-



men yapma konusunda işi ağırdan aldığı görülmektedir. 28 Eylül 1907 

tarihine gelindiğinde Ermeni çalıştırılmaması konusundaki padişah 

iradesine rağmen çeşitli gerekçelerle işbaşı çalıştırılmaya devam edil-

mekteydi. Demiryolları idaresi Müslümanlar arasında kalifiye eleman 

bulunmaması ve Müslümanların yetiştirilmesinin de zaman alacağı 

gerekçesiyle bu yola başvurduğunu belirtmişti

42

.

40  BOA, YA.HUS., Belge No:443/126. 



41  BOA, DH.MKT., Belge No:664/52. 

42  BOA, DH.MKT., Belge No: 664/52.



439

Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK

Devletin etkisi bütün istihdam alanlarında geçerli değildi ama elinin 

ulaşabildiği yerlerde istihdam politikasına yön verme çabası içerisin-

deydi. Sorunla karşılaşmamak için istihdamdan önce bazı tedbirlerin 

alınması daha sağlıklı bir yol olarak görülmekteydi. Nitekim Konya- 

Ereğli demiryolunun inşasına başlanmadan önce padişahın konuya 

yaklaşımı açıkça görülmektedir. Padişaha söz konusu hattın yapımında 

çalışmak üzere Anadolu’nun muhtelif kesimlerinden çok sayıda işçi-

nin Konya’ya geldiği ve bunların çoğunun da Ermeni olduğu şeklinde 

haberler gelmekteydi. Öte yandan buradaki şimendifer komiseri de 

Mamukyan adlı Ermeniydi. Durum karşısında padişah, bu şahsın derhal 

bir Müslümanla değiştirilmesi konusunda Ticaret ve Nafıa Nezareti’ne 

emir verdi. Yine demiryolunda istihdam edileceklerin tamamının Ermeni 

işçilerden oluşmasının uygun olmayacağını belirtti

43



Şüpheli görülenlerin işten atılmaları veya istihdam edilmemelerin-

den başka daha köklü bir çare olarak Ermenilerin amelelik ve hamallık 

gibi işleri yapmak için İstanbul’a gelmesinin önüne geçilmeye çalışıl-

mıştır. Bu kararın alınmasında İstanbul’da meydana gelen hadiselerin 

etkisi büyük olmalıydı.  

Ermenilerin sebep olduğu olayların sonrasında İstanbul’a gelişlerin 

Dâhiliye Nezareti tarafından ciddi şekilde kontrol edildiği anlaşılmak-

tadır. İstanbul’a gelişlerle ilgili sınırlar 12 Ekim 1899 tarihli bir İrade 

ile çizilmişti. Buna göre vilayetlerden Dersaadet’e gelecek Ermenilerin 

hüsn-i hal ashabından oldukları ve mal alıp satmak için geldikleri mahalleri 

mülkiye memurları tarafından masdak ve meşruh yol tezkerelerini taşımaları 

gerekmekteydi. 

Nitekim İstanbul’a on bin kadar Ermeninin geldiği yolundaki iddia 

üzerine yapılan araştırmada resmî tutanaklara geçen sayıya ulaşmak 

mümkün olabilmişti. Resmî kayıtlara göre İstanbul’a belirli kayıt ve 

şartla gelindiğinden dolayı izinsiz amele gelmediği belirtilmekteydi. İzinli 

gelenler de kalifiye işçiler olup bunlara ihtiyaç duyulduğundan gelmişler 

ve gelirken de kefalete bağlanmışlardı. Fakat bunun da dışında kalanlar 

polis kayıtlarına geçmişlerdi ve iddia edildiği gibi sayıları on bin değildi. 

İstanbul Polis müdürlüğü, Üsküdar ve Beyoğlu mutasarrıflıklarıyla 

43  BOA, İ.HUS., 107/1 Temmuz 1319 (14 Temmuz 1903). 


440

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

yapılan yazışmalar neticesinde 1886’dan 1898’e kadar İstanbul’a gelen 

toplam hamal ve amele sayısının 376 kişi olduğu anlaşılmıştı

44



Sonraki yıllarda da padişahça hiçbir işi olmayan serseri Ermenilerin 



hemen memleketlerine gönderilmesi hususunda Dahiliye Nezareti’ne 

emir verildiği tüccarlar ile  iyi halinden emin olunanların ise  istisna 

tutulduğu görülmektedir

45

.



Devlet adamları Ermeni işçilerin yalnız İstanbul’a gelmesini değil, 

yurt dışına çıkışlarını da engellemek için çeşitli yollara başvurmuştu. 

Bu bağlamda göze çarpan bir engelleme Amerika’ya gidişlerle ilgiliydi. 

29 Ekim 1889 tarihli bir kayda göre Harput ve Diyarbekir Ermenileri-

nin Amerika’ya gidişleri yasaklanmıştı. Buna rağmen bazı Ermenilerin 

Samsun’daki Ermenilerden Armiyan  Vartukyan  adlı şahsın aracılığı ile 

Bake? adlı Fransız Kumpanyası vapurlarına binerek gittikleri İstanbul’a 

geldiklerinde de dışarı çıkmadıkları, bu gemilerin aranmasının ise müm-

kün olmaması nedeniyle çok sayıda Ermeninin bu yolla savuştukları 

haber alındığından pasaport ve tezkere memurları tarafından kuvvetli 

tedbirlerin alınması konusunda Trabzon vilayetine emir verilmişti

46

.  



19 Mayıs 1891 tarihli Giresun kaymakamlığı yazısında da bazı 

Ermenilerin Amerika’ya gitmek için gemilere bindikleri belirtilmek-

teydi. Dâhiliye Nezareti’nden yazılan yazıda ticaret için gidişlere bir 

şey denilemezse de amele ve benzerlerinin gitmesinin yasak olduğu 

vurgulanmıştı

47

.



 Amerika’ya gidişlere getirilen yasaklar 1906 yılına gelindiğinde halâ 

devam etmekteydi. Fakat yasağın uygulanmasının bir hayli zor olduğu 

anlaşılıyordu. Çünkü başka bir ülkeye gitmek için izin alan bir Ermeni-

nin oradan Amerika’ya gidişini engellemek mümkün değildi. Haziran 

1906 tarihli bir belgede tam da bu konuya değinilmekteydi. Bu durumda 

ne yapılacaktı? Amerika’ya gitmesi mümkün olanları engellemek için 

her yola başvurulmalı bu çerçevede sahil vilayetlerinden pasaportsuz 

gidişlere izin verilmemeliydi. Bütün bu tedbirlere rağmen Amerika’ya 

44  BOA, Y.PRK.DH., Belge No:11/44. 

45  BOA, İ.DH., Belge No:1446/1324. Ca.9 (2 Temmuz 1906). 

46  BOA, DH.MKT., Belge No:1672/95. 

47  BOA, DH.MKT., Belge No:1835/75.



441

Yrd. Doç. Dr. Cevdet KIRPIK

gidişler söz konusu ise gidenlerin mallarına el konularak satılması ve 

dönerse dönüşünde şiddetle cezalandırılması kararlaştırılmıştı

48

.

SONUÇ



Ermeni bağımsızlığı için faaliyet gösteren Ermeni önde gelenleri 

hedeflerine ulaşabilmek amacıyla toplumun bütün kesimlerini kendi 

yanlarında mücadeleye sevk etmeyi planlamaktaydı. İşçiler de bu çer-

çevede isyanı başlatacak ve azimle sürdürecek kesim olarak görüldü. 

Milliyetçilik düşüncesi işçiler arasında özellikle sosyalist temeller üzerine 

kurulmuş olan Hınçak ve Daşnak örgütleri tarafından yayılmaktaydı. 

Onlara göre sömürülmekte olan bu kesim ihtilalle sosyalist bir idareye 

kavuşarak refaha erecekti. Bunun için yoğun bir çaba sarf edildi. İşçi-

lerden milliyetçilik düşüncesiyle çeşitli yasadışı faaliyetlere girenler 

oldu. Ülke içinde yeterince etkili olamayanlar ise yurt dışında daha 

rahat örgütlenme imkânı buldular. Devlet ise meydana gelen olaylar 

nedeniyle İstanbul’a ve yurt dışına yapılan işçi göçünü durdurmanın 

yanında devlete ait istihdam alanlarında Ermeni işçi istihdamı konu-

sunda şüpheci yaklaştı. 

48  BOA, DH.MKT., Belge No:1178/28.  


442

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1



Download 3.2 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   41




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling