Hercai hercai
Download 1.36 Mb. Pdf ko'rish
|
Sümeyye Koç - Hercai
17
ŞİMDİ UKDESİN Uykusuz bir gece daha yitip gitmişti, yastık yerine acılara baş koyulan saatler boyunca. Bir acı daha yer etmişti kimsesizliğin yuva kurduğu yaralı gönlünde. Karanlıkta kalmaya yemin etmiş bir hayatı vardı, silemiyordu ruhunun siyahlıklarını. Yazını kışa çevirmiş bir adamla, aynı çatının altını paylaşıyordu. Kalbinin üzerine çöreklenen acının ona nefes bile aldırmadığı saniyeler boyunca, uçurumlara adamıştı saç uçlarını. Çünkü artık onları okşayacak, bir annesi yoktu başucunda. Yaralıydı, delik deşikti. Yüreğine amansız bir kimsesizlik duygusunu bahşeden adamın gözleri, gitmiyordu gözlerinin önünden. Hiç de silinmiyordu aklından, kahreden ihaneti. Sarsıcı iç çekişleri ona gözyaşı olarak geri dönüyordu. Oysa Reyyan, güçlü bir insan değildi. Boynu bükük çocukların, sahipsizliğine ağlayacak kadar da yufka yürekli. Miran dün gece ona, yüreksizsin demişti. Bu neden bu kadar acıtmıştı ki? Hissettiklerini tarif edecek kelimeleri yoktu lügatında. Bu yüzden bazen şarkılara sığınırdı. Onu en iyi şarkılar anlardı çünkü. Dilinin ucunda mırıldandığı besteyi, yüreğini kasıp kavuran mavi gözlerin sahibine armağan etti. “Uğruna döktüğüm gözyaşları için, yağmurdan özür dilerim, dilerim… Kuruttuğum kızıl gülleri alıp senin için senden geçerim, geçerim…” * * Leman Sam, Gül Güzeli. Seviniyordu bir bakıma çünkü yalnız değildi. Dünyada bir yerlerde aynı acıyı paylaştığı, milyonlarca insan vardı. Onun gibi ihanete uğramış, körpe yürekler. Yoksa nasıl dillenirdi tüm bu şarkılar? Onlarca yürekten akan benzer acıların, tek bir kalpte buluşması gibi. Sanki aynı şeyleri yaşamışçasına, tüm şarkıların ortak acıları anlatması gibi. Kırıktı her yanı. Saç uçlarından kirpiklerine kadar kırgındı her zerresi. Miran onun hayatında öyle bir yere sahipti ki, buna bir isim bile koyamıyordu. Sanki yıllardan beri düşünü kurduğu değerli bir hazineydi. Düşünmekten gecelerce uyuyamadığı ama asla elde edemediği. Tam vazgeçtikten sonra gelen, içindeki kız çocuğunu derinden acıtan, bir ukde misali. “Şimdi ukdesin…” diye mırıldandı elleri boğazını tırmalayan o düğümü bulduğunda. “Tam buraya oturan, beni benden alan, yarını olmayan günlere muhtaç bırakan, zavallı bir ukdesin.” Ona oldukça yabancı gelen yataktan doğrulup kalktı. Üzerinde, dünkü kıyafetleri vardı. Gardıropta onun giymesi için alınmış birçok kıyafet diziliydi ama hiçbirine dokunmayacaktı. Banyoya girip uykusuzluğunu yok etmesi adına elini yüzünü yıkadı. Aynadaki aksine baktı, gözüne çarpan mor göz halkaları artık alışmış olduğu bir görüntüydü. Bir aydan beri, Reyyan’la birliktelerdi. Dün akşam Miran ona yemek getirmişti. Yemeyeceğini söylediği halde komodinin üzerine bırakıp gitmişti genç adam. Reyyan ilk başta yüz çevirse de, saatler geçtikçe midesinin isyanına kulak verip yemeği yemek zorunda kalmıştı. Kendisi umurunda değildi ama bebeğine iyi bakmak mecburiyetindeydi. Kendisine bir söz verdi. Ne olursa olsun, Miran’ın, bebeği öğrenmesine fırsat tanımadan, çekip gidecekti buradan. Yere gelişigüzel fırlattığı çantasını görünce aklına telefonu geldi. Yere eğilip çantasını karıştırdı. Telefonunu bulmuştu ama şarjı bitikti. Oflayarak ayağa kalktı. Telefonunda kim bilir kaç cevapsız arama vardı? Miran’ın onu zorla götürdüğünü şu an herkesin bildiğine emindi. Annesinin bile. Kim bilir ne hale gelmişti? Peki ya konaktakiler? Onlar öğrenmişler miydi acaba? Babasının, amcasının veya Azat’ın tepkisi ne olmuştu? Adı gibi biliyordu Reyyan. Ne babası, ne amcası ne de Azat, Miran’ın yanında bırakırdı Reyyan’ı bu saatten sonra. Arada düşmanlık vardı bir kere, nasıl mümkün olabilirdi ki bu? Bundan sonra olacakları düşünmek istemiyordu bile Reyyan. Dahası, kendisine ne olacaktı? Hayatının bir değeri yoktu kimsenin gözünde. Hükmü başkalarının elinde, kaderi hep başkaları tarafından yazılıp çiziliyordu. İşi bittiği için kapıya yürüdü. O an, kapının dibinde duran, ikiye katlanmış kâğıt dikkatini çektiğinde eğilerek yerden aldı. Bu kâğıdı görünce sebepsizce heyecanlandığı için de kendisine kızdı ayrıca. Kâğıdı açar açmaz tanıdı Miran’ın yazısını. İnci gibi diziyordu harfleri bir araya. Yazanları görünce, Reyyan’ın gözbebeklerinde birden çok duygu aynı anda titreşti. Download 1.36 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling