Hercai hercai


Download 1.36 Mb.
Pdf ko'rish
bet40/66
Sana05.01.2022
Hajmi1.36 Mb.
#215141
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   66
Bog'liq
Sümeyye Koç - Hercai

Bir hafta sonra…
İnsan  yorulunca,  canını  sıkan  düğümleri  çözmek  yerine,  ipi  kökünden
kesiyor.
Miran o günden beri Reyyan’la konuşmayı çok kez denemiş ama hiçbirinde
ılımlı  bir  karşılık  alamamıştı.  Reyyan  Nuh  diyor,  peygamber  demiyordu.
Miran’ın  uzattığı  dost  eline  karşılık  vermek  şurada  dursun,  yüzüne  dahi
bakmıyordu.  Haliyle  Miran  günden  güne  daha  beter  bir  hale  bürünüyordu.
Artık  inat  etmeyi  de  bir  kenara  bırakmıştı.  Acı  çekiyordu  umarsızca.
Günlerdir ağzına tek lokma koyduğu yoktu. Geceleri uykusuz, gündüzleri ise
kendisiyle savaş vermekle geçer olmuştu.
Artık Arda bile Miran’ı suçlamıyordu. Ya da vazgeç demiyordu. Miran’daki
aşk nasıl bir hale geliyordu, sonu nereye varacaktı, bilmiyordu.
Bugün  ise  hiç  hoş  olmayan  bir  haber  almışlardı  Mardin’den.  Azat  yeniden
İstanbul’a geliyordu. Bu seferki geliş sebebinin Reyyan olduğunu anlamamak
salaklık  olurdu.  Belki  de  nerede  kaldığını  dahi  biliyordu  ve  gelir  gelmez
Reyyan’ı alıp Mardin’e götürecekti. Böyle bir son olmamalıydı. Miran bugün
ne yapıp edip Reyyan’ı o evden çıkarmalıydı. Başka bir çaresi kalmamıştı.
Son  sürat  gidiyordu  yollarda.  Mühim  bir  toplantıyı  ertelemek  zorunda
kalmışlardı.  Boşanma  meselesini  görüşmek  üzere  avukatıyla  görüşmeyi  dahi
sonraya bırakmıştı. Şu an hayat dursa umurumda olmazdı Miran’ın. Zamana
ve Azat’a karşı yarışıyordu. Asla kaybedemezdi.
Günlerdir  kapısını  arşınlayıp  durduğu  evin  birkaç  metre  ötesine  bıraktı


arabasını.  Şimdi  ne  yapacağını  bilmiyordu.  İçeri  zorla  girip  Reyyan’ı
sürükleyerek  çıkarmak  gibi  bir  hayvanlık  yapamazdı  ki,  yapmak  isteyeceği
son şey olurdu bu. Düşünceli duruşu ile dakikalarını arabanın içinde geçirmiş
ve nihayet dışarı çıkmıştı.
Hiçbir  zaman  onunla  olmayan  şansı  bugün  ondan  yana  gibiydi.  Miran’ın
arabadan  çıkmasıyla  evin  kapısının  açılması  ve  Reyyan’ın  dışarı  çıkması  bir
olmuştu. Elinde şemsiyesi, üzerinde gittikçe sertleşen hava koşullarına uygun
ince  bir  mont  vardı.  Uzun,  hafif  dalgalı  saçları  yine  açıktı  ve  sırtına
dökülüyordu.  Kolundaki  çantasından  tutarak  evin  dış  kapısına  çıktı  ve
kaldırımda  durdu.  Birini  bekliyor  gibiydi.  Nereye  gideceğini  merak  dahi
etmiyordu Miran. Çünkü gideceği yer her neresi ise orası değil, Miran’ın yanı
olacaktı.  Reyyan  arkasını  dönüp  pencereye  el  salladı,  ardından  gülümsedi.
Miran  onu  uzaktan  seyrederken  onunla  beraber  gülümsemişti.  Reyyan  onu
görmüyordu.  Görse  gülüşünü  dudaklarından  anında  siler  ve  kaşlarını  çatardı
aniden.
Miran,  Reyyan  onu  görmeden  arabasına  binip  beklemeye  koyuldu.  Kimi
beklediğini  merak  ediyordu.  Üzerindeki  siyah  hırkanın  kapüşonunu  kafasına
kapatıp kaşlarına kadar indirdi. Çok sürmedi ki Fırat’ın arabası durdu kapının
önünde. Miran yumruklarını sıktı istemsizce. Ve Reyyan, gülümseyerek bindi
onun arabasına.
Bu Miran’ın katında, bardağı taşıran son damlaydı.
Fırat  hareket  eder  etmez  takıldı  peşine.  Bir  süre  sadece  takip  edecek,
ardından  uygun  bir  anda  Reyyan’ı  yanına  alacaktı.  Aralarındaki  mesafeyi
sıfırlayarak  hemen  arkasına  geçti  Fırat’ın  arabasının.  Burnuna  iyi  kokular
gelmiyordu.  Bu  adamın  Reyyan’la  bu  kadar  ilgilenmesinin  altında  yatan
sebep hiç de hoş değildi Miran’a göre.
Ara sokaklardan çıkıp ana yola geçtiklerinde hızlarını artırmışlardı. Sanırım
kaçınılmaz  sonun,  tam  zamanıydı.  Miran  gaza  yüklenerek  Fırat’ın  önüne
geçti.  Birkaç  kere  kornaya  basarak  durmasını  işaret  etti.  Hızını  yavaşlatıp
önünde  durduğunda,  Fırat’ı  da  durmak  zorunda  bıraktı.  Arabasının  kapısını
açıp çıktıktan sonra hızlı adımlarla yanlarına yürüdü. Kadrajına iki şaşkın ve
öfkeli surat girince istemsizce sırıttı. Reyyan’ın kapısını açıp hafifçe eğildi ve
içeriye uzattı kafasını. Gözleri Reyyan’ın gözlerini buldu direkt. “Çık dışarı.”
Reyyan, Miran’dan uzak durmak için kafasını geriye yasladı. “Çıkmıyorum,
git!” Oldukça asabiydi sesi.
Ne yazık ki, nazik olamayacaktı bu sefer. Hiçbir şey söylemeden Reyyan’ın
kolundan  tutunca  Fırat  onu  engellemek  için  hızla  çıktı  arabasından.  “Eşkıya


mısın sen? Kız seni istemiyor!”
Miran,  Reyyan’ı  çekiştirerek  arabadan  çıkardı.  Bir  yandan  da  gözleri
Fırat’ın  üzerindeydi.  “Sen  bu  işe  çok  burnunu  sokuyorsun,  kapa  çeneni  ve
arabana  gir!”  Reyyan’ı  kendi  arabasına  doğru  çeke  çeke  götürürken
kulaklarını onun haykırışına tıkamış bir haldeydi. Bunu yapması gerekiyordu,
her  zamanki  gibi  uysal  davranırsa  Reyyan  kazanırdı.  Duraksamadan  ve  hızlı
bir şekilde yürürken, sona geldiklerini ifade eden fırtınalı bir cümle kurdu.
“Tüm direnişin buraya kadardı. Benimle geliyorsun.”



Download 1.36 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   66




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling