Microsoft Word kemal- içindekiler


Turizm ve Çevre Sorunları


Download 1.63 Mb.
Pdf ko'rish
bet29/122
Sana16.06.2023
Hajmi1.63 Mb.
#1508598
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   122
Bog'liq
sarkis dezaj

 
3. Turizm ve Çevre Sorunları 
Son birkaç yılda çevre sorunlarını arttıran faktörler arasında turizm de girmiştir. 
İktisadi, sosyal, kültürel pek çok faydası olan bu olgunun doğal ve tarihsel 
zenginliklerin yok edilmesinden, kıyı bölgelerinde deniz ve kıyıların tahrip 
edilmesine kadar pek çok şeye sebep olduğu bilinmektedir, kıyı bölgelerinde 
turizm sebebiyle nüfusun yoğunlaşması, atıkların artması, yerleşim alanı açmak 
için ormanların yakılması gibi sebeplerle, Türkiye kıyı şeridinde deniz suları 
canlıların yaşamayacağı yerler haline gelmiştir. Çevre sorunlarına sebep olarak 
nüfus artışı, sanayıleşme ve kentleşme ile turizm dışındaki faktörleri de saymak 
mümkündür. Bu noktadan sonra söyleyeceğimiz faktörler genelde nüfus, 
sanayileşme ve kentleşmenin doğrudan ya da dolaylı etkisiyle oluşan faktörler 
olacağı için çevre sorunlarının sebepleri olarak bunlarla yetinmek istiyoruz. 
 
4. Çevre Korunmasında Alınacak Önlemler 
Sanayileşmede çevreye zarar vermemek için gerekli tedbirlerin alınması, canlı 
türlerinin ve nesillerinin devamının sağlanması, bilinçli tarımın yapılması, 


70
ormanların yok edilmemesi, su kaynaklarının kirletilmemesi, geri dönüşümlü 
ürünlerin kullanılması, tüketim maddelerinin geri dönüştürülebilecek şekilde 
kullanılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, yenilenemez enerji 
kaynaklarının kullanılmaması gerekir, eğitime önem verilmesi ve tutumlu 
olunması gerekir, sürdürülebilir kalkınma yapılması gerekir. Günümüzde, büyük 
kirletici olan büyük kapitalistler, halkı çevre bilinci yönünde eğitmek için, büyük 
partiler, büyük destek ve çevreci demeçler vererek, hatta çevreci kurullar 
oluşturarak ve görünüşte, çevreci örgütleri besleyerek büyük çevre korumacısı 
kılığına bürünürler. 
Biyolojik çeşitlilik, her ekosistemin kendine özgü bir biyolojik çeşitliliği vardır 
ve biyolojik çeşitlilik bir doğal zenginliktir. Bir ülkedeki bitki ve hayvan türleri, 
hem o ülkenin, hem de dünyanın biyolojik zenginliği olarak kabul edilir. Bir 
ekosistemdeki biyolojik çeşitliliğin fazla olması o ekosistemin diğer 
ekosistemlere göre üstün olması anlamına gelmez. Biyolojik çeşitlilik 
sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yardımcı olur ve üç farklı kavramdan 
oluşur. Bunlar genetik çeşitlilik, tür çeşitliliği ve ekosistem çeşitliliğidir. Bir tür 
içindeki bireylerin sahip olduğu kalıtsal özelliklerin yani bireylerin genetik 
yapılarının farklı genetik çeşitliliği oluşturur. Bir ekosistemde yaşayan ve 
genetik olarak birbirlerine benzerlik gösteren türlerin sayısı tür çeşitliliğini 
oluşturur, belli bir bölgede yaşayan bitkiler ve hayvanlar gibi canlı varlıklarla 


71
toprak, su, hava ve mineraller gibi cansız varlıkların çeşitliliği, ekosistem 
çeşitliliğini oluşturur.
Ekosistemlerin görevi, canlıların yaşamlarını ve nesillerini sürdürebilmek için 
uygun ortamın hazırlanmasını sağlamaktır. Ekosistemler, canlı ve cansız 
varlıklardan oluşur ve bir ekosistemin özelliğini, o ekosistemi oluşturan su, 
sıcaklık, ışık, nem, toprak, hava, rüzgâr, iklim gibi cansız varlıklar belirler. Bu 
cansız varlıkların canlılarla olan etkileşimi, ekosistemlerin çeşitliliğini belirler. 
Ekosistemlerin orman, göl, çöl, dağ, sazlık, akarsu, okyanus gibi çeşitleri vardır. 
Bu çeşitlilik arttıkça, ekosistemde yer alan habitat ve tür çeşitliliği de artar. 
İnsanlar, tarım ve teknolojide sahip olduğu bugünkü seviyeye, biyolojik çeşitlilik 
ve zenginlik sonucu ulaşmıştır. Biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin sağladığı 
faydalar insan hayatının devamı için gereklidir. Biyolojik çeşitliliği oluşturan 
bitki ve hayvan türleri tarım, eczacılık, tıp, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve 
sanayi alanlarında, temiz su ve hava sağlanmasında kullanılırlar. Biyolojik 
çeşitliliği oluşturan bitki ve hayvan türlerinin sayısının ve çeşitliliğinin fazla 
olması, o ülkeye ekonomik kazanç sağlar. Biyolojik çeşitlilik, ekosistemleri 
dengede tutar, gezegeni yaşanabilir hale getirir, insanların sağlığını, çevreyi ve 
ekosistemleri destekler.


72
Gen aktarımlı bitkilerden alıcı ortama gen geçişine bağlı olarak, gen havuzlarının 
kirlenmesi sonucu organizmaların zamanla adaptasyon yeteneklerinin ortadan 
kalkabileceği düşünülmektedir. Nitekim, gen aktarımlı bitki polenlerinin geniş 
bir alanda yayıldığının gözlenmesi, sözü edilen risk türünün etkinliğini ortaya 
koymaktadır. Organizmaların Gen Yapılarından Doğabilecek Riskler Genetik 
bilimindeki gelişmelerle organizmaların genom yapılarının karmaşık ve dinamik 
bir nitelik taşıdığının anlaşılması ve yabancı bir genin bulaşmasına bağlı olarak 
“genomik stres” şeklinde gen yapısının hareketliğinin gözlenmesi
27
, ilişkisiz 
türler arasındaki gen aktarımının genoma etkileri hakkında bazı ipuçlarını 
vermektedir. Bu çerçevede, bazı virüslerin konukçularının genomlarındaki 
değiştirilmiş özellikleri alarak bütün çevreye bulaştırabilecekleri ve böylece 
telafisi mümkün olmayan çevre tahribatına yol açabilecekleri belirtilmektedir.
28
İnsan ve Hayvan Sağlığına Etkileri Genetiği Değişmiş Organizmaların ve 
Genetiği Değişmiş Organizma ürünlerinin insan ve hayvan sağlığında 
doğurabileceği riskler, “gıda güvenliği” denilen olguyu gündeme getirmektedir. 
Yaklaşık son on yıldır Genetiği Değişmiş Organizma ürünü gıdaların tüketimi 
sırasında ortaya çıkan bazı sağlık vakaları, dünya kamuoyunun dikkatini bu 
27
KEETON, Gould, “Genel Biyoloji 1.Cilt”, Çeviri: Demirsoy, Ali., Türkan, İsmail, Palme 
Yayıncılık, 5. Baskı, Ankara, 1999, s.54
28
KAYA, Z., TOLUN, A.A., “Transgenik Organizma Kullanımının Sonuçları”, Bilim Teknik 
Dergisi, Eylül Sayısı, 2000, s. 52 


73
konuya çekmiş ve bu ürünlerin güvenilirliği güncel bir tartışma konusu haline 
gelmiştir. 
Sonuç olarak, bütün girişimlere ve çabalara rağmen ilerleme haddinden fazla 
yavaş olmaktadır. Bunda hemen herkes hemfikirdir. Olan gelişmeler çoğunlukla 
kontrol yönündedir. Uygulanan politikalar ve teknolojiler, önleme ve ortadan 
kaldırma değil, belli bir seviyede tutma ve kötü etkilerinin yayılmasını kontrol 
biçiminde olmaktadır. Burada normal bir insanın aklına ilk gelen soru "insanlar 
önleme yolları bulamayacak kadar aciz mi?" sorusudur. İnsanlar önleme yolları 
bulamayacak kadar asla aciz değildir: Acizlik aciz bırakılmaktan gelmektedir. 
Sorunların nedeni olan egemen dünya düzeniyle sorunların çözümünü nasıl 
uyuşturacakları, bağdaştıracakları olmuştur. Bu uyuşturmayı sağlamak için de, 
sorunları yaratan egemen faktörde (dünyanın siyasal ekonomik düzeninde ve bu 
düzenin teknolojik biçiminde) değişim yapmak zorunluluğundan vazgeçilir. 
Ekonomik gücün yanında bilgi, enformasyon, eğitim, kültür, siyasal ve ideolojik 
örgütlenme ve pratiklerde de egemenlik sağlama ve sürdürme ile başarılı olabilir, 
Yirminci yüzyılın sonunda, bu genelleştirilmiş özel çıkarların sürdürülmesi 
sermayenin büyük ölçüde uluslararasılaşmasının artmasıyla bir ulus içinde 
sınırlanıp gerçekleşme olanaklarını yitirmiştir. Bu nedenle, Amerika ve İngiltere 
gibi bir gelişmiş kapitalist sistemin "sürekli kalkınma" çabası bile, ne denli 
detaylı olursa olsun, ne denli iddialı olursa olsun, uluslararası pazarın ve pazar 


74
politikasının egemen ortamının esneklik ve amaçları çerçevesinin "başarısının" 
ötesine gidemez. Kapitalist sistemin ihtiyaçlarını karşılamak ve sorunlarını 
çözmek için geliştirilmiş olan teknoloji ve teknolojik düzen bugün yapısal 
bakımdan ekoloji ve insan sağlığının bozulmasında sorunun çaresinden çok daha 
fazla nedeni olmaya devam etmektedir. 

Download 1.63 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   122




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling