Microsoft Word kemal- içindekiler


Download 1.63 Mb.
Pdf ko'rish
bet54/122
Sana16.06.2023
Hajmi1.63 Mb.
#1508598
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   122
Bog'liq
sarkis dezaj

 
• Plansız Sanayileşme
Bugün gerek ABD'de, gerekse Avrupa Birliği 
bünyesinde çok ciddi yaptırımlarla donatılmış çevre yasaları bulunurken, 
gelişmiş ülkelerden kaynaklı ya da bu ülkelerden yayılan "potansiyel kirlilik" 
nasıl açıklanabilir? Bu noktada kapitalizimin "varoluş ve işleyiş" yasası gereği, 


129
hem insanı hemde doğayı sömürüp tüketmek gibi bir işlevi olduğu gözardı 
edilmez. Örneğin, dünyada yılda 1 milyon tondan fazla zehirli madde doğaya 
atılmaktadır. Resmi kayıtlara göre, yanlızca ABD'de kimya sektöründe 700 bin 
ton, çevreyi kirletici zehirli maddenin oluştuğu bilinmektedir. Yine ozon 
tabakasını etkileyen CFC (kloro-floro-karbonların) ve halonların üretimine 
sınırlama getirilememektedir. Bu nedenle CFC'lerin denetlenmemesi sonucunda 
ozon tabakasndaki incelmenin artacağı ve dünya üzerindeki yaşamın büyük 
ölçüde tehlikeye gireceği tahmin edilmektedir. Öte yandan, 1992 Rio Zirvesi'nin 
(Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı) önemli anlaşmalarından 
birisi olan "Küresel Isınma (İklim Değişikliği) Anlaşması", başta ABD olmak 
üzere gelişmiş ülkeler tarafından imzalanmamış ve bu konudaki tartışmalar, 
ülkelerin yükümlülükleri gibi konular uluslararası çevre hukukunun önemli bir 
sorun alanı olarak ortada durmaktadır. 
Rio süreci ve Kyoto Protokolü ile birlikte, iklim değişikliğine yol açan gazların 
yayımının, sınırlanması doğrultusunda gelişmiş ülkelerin karbondioksit yayımı 
miktarlarını, ülkelerin 1990 yılı karbondioksit yayımı seviyesinde tutmaları 
yönünde bir ilke kararı benimsenmiştir. Bu anlaşmanın ABD ve gelişmiş sanayi 
ülkeleri tarafından imzalanmaması, uzun yıllar askıda bırakılması ise aslında 
siyasal bir tercih olarak yorumlanmalıdır. Gelişmiş ülkelerin bilinenen ikiyüzlü 
politikaları, ekolojik sorunlar karşısındaki çelişkileri tanam da bu süreçte su 
yüzüne çıkmıştır. Böylece, yıllarca dünyanın bütün varlıklarını sanayileşme ve 
kalkınma uğruna tüketen bugünün sanayileşmiş ülkeleri ekolojik sorunların 


130
çözümü için herhangi bir kaynak aktarımına, önlem almaya yanaşmamak 
"kararlı" bir tavır segilenmişlerdir. 
Oysa ki, CFC, karbondioksit ve metan gibi gazlar, atmosferde oluşturdukları 
tabaka ile güneş ışınlarını tutarak, küresel ısınmaya ve sera etkisine neden 
olmaktadırlar. Böylece, buzulların erimesi ile birlikte denizlerin yükselmesi, 
deniz ekolojisinin bozulması, seller ve erozyon gibi olaylar yaşanmaktadır. Bir 
diğer yandan, ozon tabakasının incelmesi sonucunda yeryüzüne atmosfer 
süzgecinden geçmeden ulaşan güneş ışınları söz konusudur. Bu durum ise 
insanlar için başta cilt sağlığı problemleri olmak üzere geri dönüşü olmayan yeni 
bir feleketler dizidinin habercisi olmaktadır. Sanayileşme ve küresel kalkınma 
tezlerinin artık ne anlama geldiği bilinmektedir. Gelişmiş kapitalist ülkelerin tüm 
dünya toplamının %95'ine karşılık gelen zararlı atık üretimi, 1970'lı yıllardan bu 
yana büyük artışlar göstermiştir. Örneğin, ABD'nin 1970'li yıllarda 25 yılı 
verileri ile AB'nin ve OECD'ye bağlı ülkelerin yıllık zararlı atık üretimi ise, 
toplam olarak 40 milyon ton olmuştur. Bu kapsamda yukarıda sıralanan resmi 
verilerin dışında, bu verilere yansımayan zararlı atık miktarı ve bunların ülkeler 
arasında taşınması ise başlı başına önemli bir çevre sorunu olarak ortada 
durmaktadır. 
• Gelir Dağılımı Bozukluğu Yoksullıuk ve Gida Güvenliği; Geçtiğimiz yıl 
küresel ekonomi mal ve hizmet olarak 41 trilyon dolarık üretim gerçekleştirdi. 


131
Bu gelirin yüzde 45'i gelişmiş ülkelerde yaşayan ve dünya nüfusunun yüzde 
12'sini oluşturan bir mutlu azınlığı cebine girdi. 
Dünyanın en ünlü çevre izleme örgütü olan Worldwatch Institute'un Vital Signs 
2000 adlı kapsamlı çevre raporunda "Bu zengin azınlık çevre bozulmasına yol 
açan aşırı tüketimin baş sorumlusudur," deniliyor. Örnek vermek gerekirse, 
gelişmiş ülkelerin kağıt tüketimi gelişmekte olan ülkelerin tüketiminin tam 
dokuz katı, kişi başına otomobil sayısı 100 katı. Öte yandan, gelişmekte olan 
ülkeler bilgi çağına ulaşımda da giderek yaya kalıyorlar. Internet kullanıcılarının 
yüde 87'si kalkınmış ülkelerde yaşarken, Hindistan, Çin ve Afrika'daki insanların 
ancak yüzde biri internet kullanabiliyor. Üçüncü dünya ülkelerinin toplam dış 
borçları 2.5 trilyon dolara ulaşmış bulunuyor ve bu ülkelerinin yüzde 30'unu borç 
ödemelerine ayırmak zorundadır. Çevre tahribatının faturasını genelde yoksullar 
ödüyor ama zangin ülkeler de iklim değişikliği gibi küresel sorunlardan 
kaçamıyorlar. Geçen yılın sonunda, küresel ısınmanın yol açtığı hava koşulları 
Batı ve Orta Avrupa'ya şiddetli fırtınalar ve seller getirdi. Bunların neden olduğu 
maddi zararın 10 milyar dolar civarında olduğu hesaplandı. Haziran sonunda 
Cenevre'de toplanan Birleşmiş Milletler Sosyal Kalkınma Zirvesi'ne Genel 
Sekreter Kofi Annan ve BM Sosyal Kalkınma Komisyonu tarafından sunulan 
raporlar da benzeri bir kara tablo çiziyor. Raporlarda İrlanda ve Çin'in sosyal 
kalkınmadaki başarısı belirtilirken, diğer bir çok ülkede işsizlik, yoksulluk ve dış 
borç ödemesi gibi göstergelerin daha da kötüye gittiği söylendi. Annan'ın 
raporunda bir çok ülkenin bildirdiği yoksulluk, işsizlik seviyelerinin ve gelir 


132
dağılımı dengesizliğinin "insanlık açısından kabul edilemez ölçüde" olduğuna 
dikkat çekildi.

Download 1.63 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   122




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling