Microsoft Word kemal- içindekiler
Empowering Pepole and İnstitutions”
Download 1.63 Mb. Pdf ko'rish
|
sarkis dezaj
- Bu sahifa navigatsiya:
- “İnsan, Çevre, Toplum”
Empowering Pepole and İnstitutions”, New York, 2008, p.11
7 kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” denilmektedir. Anayasa ve ona paralel olarak çıkartılmış olan 2872 Sayılı Çevre Kanunu da, çevrenin korunması ve geliştirilmesi için hem devlete hem bireylere aktif olarak katılmaları gereken bir görev vererek, çevre hakkını bir çok gelişmiş ülkede kabul edilen çağdaş bir yaklaşımla ele almaktadır. Çevreyle ilgili olarak, tüm bireylerin hak ve görevleri bakımından çok büyük önemli olan çevre bilincinin ve duyarlılığının geliştirilmesi için, çevre eğitiminin çok ciddi bir şekilde ele alınıp uygulanması gerekmektedir. Çevre Eğitimi; örgün eğitim, yaygın eğitim ve hizmetiçi eğitim olarak üzere üç ana başlık altında toplanabilir. Mevcut Durum; ülkemizde bugün ortaya çıkan sorunların ana nedenlerinden birisi, bilgi edinme ve bilinçlenmede karşılaşılan eksikliklerdir. Bilinçlenmemiş ve eğitilmemiş bir toplum yaşadığı dünyayı kendinden sonra başkalarının da kullanacağını idrak edemez. Halbuki çevre, bize geçmişten bırakılan bir miras değil, korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi gereken bir emanettir. Ülkemizde eğitim düzeyinin düşük olması, kişilere sorunlarla ilgili ve çözüm yolları arama bilincinin kazandırılmaması nedeniyle, bugün toplumumuzun büyük bir kısmında çevrenin korunması ilgilenmeye değmeyen bir konu olarak algılanmaktadır. Oysa ki, günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve iletişim organlarının hızla yayılması dünyada güç ve değer kavramlarını hızla değiştirmektedir. Dünyanın herhangi bir bölgesinde meydana gelen çevre sorunlarının tüm dünyayı da aynı derecede etkilediği dikkate alındığında, kamuoyunun bilgilendirilmesinde basılı, görsel medya kuruluşlarının rolünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, 8 ülkemizdeki medya kuruluşlarının programlarında, çevre konularına ağırlık vermesi ve kamuoyunun bilinçlendirilmesinde yol gösterici, aydınlatıcı olarak her türlü spot, drama, belgesel vs. gibi programların ağırlıklı olarak yer alması büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı bir toplumun sağlıklı bir çevrede gelişebileceği ilkesinden hareketle, okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki çocukların çevre sorunlarını daha iyi anlamalarını, sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmanın sağlıklı bir çevre ile olan ilişkisini kavramalarını sağlamak, verilecek çevre eğitimi sayesinde gerçekleşecektir. Çevrenin öneminin günümüzde hızla artması nedeniyle çevre eğitiminin ana okullarında başlatarak ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında da sistemli ve düzenli bir şekilde devam etmesi önemli sonuçlar kazandıracağı düşüncesiyle 14.10.1999 tarihinde Çevre Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında “Çevre Eğitim Konularında Yapılacak Çalışmalara İlişkin İşbirliği Protokolü” imzalanarak yürürlüğe konulmuş ve protokol çerçevesinde; Çevre eğitiminde temel hedef; toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, olumlu ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve bireylerin aktif katılımlarını sağalamaktır. Bu hedefe ulaşabilmek için öngörülen çözüm öenerileri ise şu şekilde sıralanmaktadır. Çevre bilincinin kazandırılmasında en büyük etken olan çevre eğitimi toplumun tüm kesimlerine ulaşılacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Çevre eğitimi her yaş ve meslekteki kişilere belirli bir program dahilinde verilmelidir. Okul öncesinde başlamak üzere uygulamalı çevre eğitimine ağırlık verilmeli. Ortaöğretim kurumlarında Milli Eğitim Bakanlığınca uygun görülen programlarda çevre dersinin haftada bir saat zorunlu ders olarak ders 9 programlarında yer alması sağlanmalıdır. Yükseköğretim kurumlarında çevre mühendisliği eğitimi sadece mühendislikle sınırlı kalmamalı diğer disiplinlerle takviye edilmesi sağlanmalı, ayrıca hukuk, iktisad, tıp, diğer sosyal bilimler eğitiminde de çevre konularına önem verilmelidir. İlgili kamu kuruluşlarında çalışan personele hizmet içi eğitimin verilmesi sağlanmalıdır. Kitle iletişim araçlarıyla çevre eğitiminin yaygınlaştırılmasına önem verilmeli, TV ve radyo programları ve basın yoluyla geniş halk kitlelerine çevre eğitimi verilmesi için işbirliğinin güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Kamuoyunda çevre konularında dikkati çekmek ve aktif katılımı sağlamak amacıyla çeşitli kampanyalar ve yarışmalar düzenlenmelidir. Çeşitli kurs, seminer, panel, sempozyum, açık oturum ve benzeri toplantılar düzenlenerek kamuoyunun bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Çevre eğitimi, her çevrede verilmeli, uygulamaya yönelik olmalı ve her ortam çevre eğitimi için araç olarak kullanılmalıdır. Çevre korumasında pek çok ülkede uygulanan çevre dostu malların üretimi ülkemizde de yaygınlaştırılmalı, bu ürünlerin kullanımı desteklenmeli, mavi nokta, yeşil bayrak gibi uygulamaların yaygınlaştırılması teşvik edilmelidir. Canlılığın ortaya çıkışında etken olan doğal çevrenin, biyolojik evrime olan etkisi ve katkısı bügüne gelmemizi sağlamıştır. Artan nüfus, sorumsuzca kullanılan doğal kaynakları tükettiğinde, doğa tarihinden alınacak dersler akla gelmektedir. Tükenen türler hep doğal çevrelerin değişimi sonucunda ortadan kalkmışlar ve yerlerini yenilerine terk etmişlerdir. Doğal dengeyi korumak yerine, insan eliyle sarsmak ancak bilinçsiz davranışlarla açıklanabilir. Türlerin 10 doğal çevrelerini kaybettikleri zaman yok oldukları gerçeğidir ve insanoğlu istediği kadar doğayı denetimi altında tutsun, dengesini bozduğu doğal düzenin bir gün kurbanı olmaya mahkumdur. Bunu anlamanın ve anlatmanın tek yolu yapılan bilimsel araştırmaların sonuçlarını, eğitim programları aracılığı ile geniş kitlelere yaymaktır. İletişim araçlarının yardımıyla hızlı bir biçimde uygulanacak eğitici programlar öncelikle çocuklara verildiğinde, birkaç kuşak sonra meyvelerini toplamak mümkün olacaktır. Yetişkinlerin eğitimi ile de, doğa bilinci yaygınlaştığında sorunlara başka açıları denetime alınacak ve uygun politikalar üretilebilecektir. 9 Kitle iletişim araçları, halk eğitiminde önemli bir role sahiptir. Özellikle ekonomik kaynakların sınırlılığı nedeniyele, toplumun her kesiminin eğitim sunuşundan yararlanması, istenilen ölçüde olanaklı olamamaktadır. Ayrıca, ulaşım, nüfus ve coğrafi koşullar da eğitimin yeterli ölçüde sağlanmasını engelleyen etmenler arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, toplumun belli konularda aydınlatılmasında ve eğitsel yayınlarla bilgi sahibi olmasında kitle iletişim araçlarının önemi gözardı edilemez. Kitle iletişim araçlarının toplumdaki belli başlı görevleri şu şekilde sıralanabilir; Habercilik, Kamuoyu Oluşturma, Siyasal Sürece Katılma ve Denetleme, Eğitim, Ulusal Bütünlüğün Sağlanması, Kitle İletişim Araçlarıyla Yapılan Eğitim Özellikleri gibi, günümüzde kitle iletişimi yoluyla eğitim yapılması, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak 9 Prof.Dr. ALPAGUT, Berna, “İnsan, Çevre, Toplum”, İmge Kitabevi Yayınları, Ocak 1992, s.81 11 yoğun biçimde kullanılmaktadır. Ancak, bu kullanımda, topluluklar arasındaki farklar belirleyicidir. Geri kalmış ülkeler, eğitim sorunlarının çözümünde doğrudan bu araçlardan yararlanmayı hedef alırken, gelişmiş ülkeler, bu araçlardan eğitimde yararlanmayı, geleneksel eğitim yöntemlerine yardımcı olmak üzere yeğlemektedirler. Daha üst düzeyde eğitim amacı ile bu araçlar kullanılmaktadır. Yaşam boyu eğitim, yaşam boyu öğrenim, yaşam boyunca tümleşik öğrenme, sürekli öğrenim, sürekli eğitim terimleri ile eşanlamlı düşünülebilir. Bu terimlerin kaynağı, eğitimin çocukluktan başlayan sürekli eğitim fırsatının başlangıç evresiyle sınırlandırılmış ilk ve son deneyim olmadığı, aksine ömür boyunca süren bir deneyim olması gerektiğidir. Yaşantı, kendi başına sürekli bir öğrenim sürecidir. Ancak her bireyin, teknolojik ve toplumsal değişmeye ayak uydurabilmesi, kendi çevresine ilişkin koşullara bağlı olarak meydana gelen değişiklikler karşısında hazırlıklı olabilmesi ve bireysel gelişme açısından tüm gizilgücünü harekete geçirebilmesi, amaçlı ve ardışık bir öğrenim görmesini gerektirir. Yaşam boyunca devam eden eğitim, hem kasıtlı, hem de rast-gele öğrenme yaşantılarını içerir. Bireyin, ailesi, akran grupları ve çevresiyle etkileşimi sonucu, bireydeki davranış değişiklikleri kasıtsız eğitimdir. Örgün ve yaygın eğitim kurumlarından elde edilen eğitim ise kasıtlı eğitimdir. Kasıtlı eğitim, bütünüyle olumlu davranış değişikliklerini içermesine karşın, kasıtsız eğitim, hem olumlu, hem de olumsuz davranış değişikliklerini içerir. Yaşam boyu eğitim; rast gele öğrenmenin dışında, öğrenim fırsatlarının bireyin gereksinimlerini yaşam boyunca karşılayacak biçimde düzenlenmiş eğitimdir. Bu eğitim, bireyin iş yaşamını engellememelidir. Yaşam boyu eğitim, göreceli 12 olarak mesleki bilgi ve becerileri yenilemeye yönelik olduğu gibi, bireyin sürekli gelişmesini sağlayıcı bir özellik göstermelidir. Bu bağlamda, örgün eğitimle birlikte, örgün eğitim sonrasındaki planlı eğitim etkinliklerini içerir. Bu toplumun, üyelerini toplumsal beklentiler doğrultusunda ve toplumsal kalkınmayı sağlayacak bir biçimde yetiştirmesi; bireyin yaşamını daha iyi koşullarda sürdürmesi ve toplumsal yapı içerisinde üzerine düşen görev ve sorumluluğunu en etkin bir biçimde yerine getirmesi, öncelikle, bireye bu konuda verilecek eğitime bağlıdır. Bireylerin toplumsal güvenliklerini ve ekonomik verimliliklerini arttırmak ve ekonomik rollerine uyumlarını sağlamak için, onların eğitimine olan gereksinim insanlık tarihi kadar eskidir. Hemen hemen her toplumda, çocuk ve gençler kadar yetişkinlerin eğitimine yönelik uygulamaların uzun bir geçmişi bulunmaktadır, ilk çağlarda kasıtlı eğitim uygulamaları, yanlızca çocuk ve gençlere değil, yetişkinlere yönelik olarak da düzenlenmekteydi. Antropoloji alanındaki bulgular, ilkel kabilelerde gençlerin, yaşça belli yetişkinlik dönemlerine geldiklerinde, kabilenin tam ve sorumlu üyesi sayılabilmek için, özel bir eğitimden geçirildiklerini göstermektedir. Günümüzde bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, toplumun ekonomik, kültürel, siyasal ve toplumsal yapısında değişmelere neden olmaktadır. Bireylerin bu değişmelere uyum sağlaması, değişmenin gerektirdiği bilgi, beceri ve değerleri kazanmasını zorunlu kılmaktadır. Örgün eğitim yoluyla bu değişikliklerin gerektirdiği bilgi ve beceri, bireylere ancak belli bir yaşa kadar aktarılmaktadır. Bireyin örgün eğitim sonrasındaki yaşantısında ve örgün eğitimden yararlanmayan bireylerin bu 13 değişikliklerin gerektirdiği bilgi ve beceriyi edinebilmesi, örgün eğitim sonrası eğitimle olanaklıdır. Bu nedenle halk eğitiminin eğitim sistemi içerisindeki önemi artmıştır. Halk eğitimi etkinlikleri başlangıçta gönüllü kuruluşlar aracılığı ile yürütülürken, günümüzde devlet desteği ön plana çıkmıştır. Bu desteğin yeterli olmamasına karşın, halk eğitimi artık toplumun büyük bölümüne hizmet vermektedir. Devletlerin halk eğitimine eskisine oranla daha fazla ilgi göstermesinin belli başlı nedenleri olarak şu görüşlerin benimsenmesi ve yaygınlaşması gösterilmektedir. Örgün eğitimde yararlanamayanlara eğitim olanağı sağlama, Çocuğun kişiliğinin gelişmesi için aileleri eğitme, Verimliliği artırma, Yetişkine, eğitimine devam fırsatı sağlama ve Okuların sınırlı eğitim etkinliğine sahip olması. Gerçekte de kalkınma hareketi ile çevre değerleri arasında “Koruma” kullanma dengesini kurmayı hedeflememiz gerekir. Bu da “Koruyarak kulanma, geliştirerek koruma” ilkesini ortaya çıkarmaktadır. Hem üretirken, hem de tüketirken kirleten, kaynak israf eden bir anlayıştan kurtulmak zorunludur. “Ne pahasına olursa olsun kalkınma” düşüncesi ne kadar yanlış ise “hiç bir şey yapılmasın” düşüncesi de o kadar yanlıştır. Bu yüzden yapılması gereken, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda ve hızla küreselleşen dünyamızda, ulusal ve uluslararası kuruluşların ve devletlerın çevre ve kalkınma ile ilgili çözümler, alternatifler ve yaptırımlar konusunda daha çok yoğun ve sıkı işbirliği yapılmasıdır. Download 1.63 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling