Radyo ve televizyon üst kurulu çocuklardan Televizyona Mektup


Download 1.63 Mb.
Pdf ko'rish
bet103/187
Sana18.11.2023
Hajmi1.63 Mb.
#1784047
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   187
Bog'liq
E39051EB-8232-4CF7-8B7F-8560E3FE3FFA

Enes KABAKÇILI 
7/A Sınıfı 
Ahmet Yenice İ.Ö.O – Keşan / EDİRNE 


On Beş Yıllık Dostum, Sevgili Renk Kutucuğu, 
Sana mektup yazmak daha önce hiç aklıma gelmemişti. Ama büyüdükçe anladım ki; sen 
hayatımızın vazgeçilmez bir parçasısın. Seninle yatıyor; doğan güne seninle “merhaba” 
diyoruz. Hüzünlerimiz oluyorsun kimi zaman. Ninemi, dedemin, ailece hepimizin gözünden 
dökülen yaşların sebebi oluyorsun. Her izleyişimizde aynı hüzün var o eski Türk sinemalarında. 
Hep ayrılık mı olmalı Nejdet ile Nevin’e? Yıllardır içimizde nefret beslediğimiz Erol Taş; 
neden hep kötü rolde? Bizi ağlatmak için mi, yoksa hayatın gerçeklerini önümüze sermek için 
mi? Hep düşünürüm bunları. Vazgeçilmez dostum yanlış anlama sakın! Sen sadece hüzünden 
ibaret değilsin elbette. 
Nasıl unuturum Kemal Sunal’ı? İnek Şaban karakterini her seyredişimde katıla katıla 
gülmekten kendimi alamam da; annemin yeter artık çok uzattın deyişiyle kendimi toparlarım. 
Ya benim tombul yanaklı Adile Teyze’m. Hayatı tüm açıklığıyla seriverir önümüze. Derdimiz, 
kederimiz ne varsa unutuveririz o an. Sayende her akşam konuk oluyorlar evimize. Yoksa dört 
duvar arasında ne yapardık? Kimimiz bir Türk Sanat Müziği ya da bir Türk Halk Müziği 
aşığıyızdır belki de. Belki de en büyük emelimizdir; Müzeyyen Senar’ı, Neşet Ertaş’ı görmek, 
dinlemek. Ama hayat bu ya; kimimiz tatlı peşindeyken; tuzu bile olmayanların evine nasıl da 
konuk ediverirsin bu sanatçıları. O an soluksuz izleriz onları, etrafımızda kim varsa sustururuz. 
Ya benim yumurta kırmasını bile bilmeyen ablama ne demeli? Daha dün iki yumurtayla şekeri 
karıştırmasını bile bilmeyen ablam bugün; keklerle, pastalarla çıkmış karşıma. Bir de benimle 
alay etmekte; sanki her şeyi kendi kafasından yaptı hiç seni karıştırmıyor araya. He bu arada 
kediyi, köpeği tanımayan, nasıl ses çıkardıklarını bilmeyen kardeşim Ahmet de sayende artık; 
dinozorları, su aygırlarını, develeri ve daha birçok hayvanı öğrenmiş. Öğrenmiş de bunları 
annemle babama anlatıyor. Onlar da seviniyorlar tabi Ahmet’in böyle faydalı şeylerle 
karşılarına gelmesine. Ahmet ile ablamı bir yana bıraktım da; ben de hep Çin ve Amerika’yı 
merak etmişimdir. İnsanlarını, yaşayışlarını, evlerini hep düşünüyordum. Şimdi bana onu da mı 
gördün diyeceksin. Evet, renk kutucuğu hepsini sende gördüm. Çin’de insanlar çekik 
gözlüymüş ve bizim dokunmaya bile korktuğumuz hayvanlarla besleniyorlarmış. Amerika’da 
ise evler büyük büyükmüş. Tıpkı rüyalardaki gibi yani. 
Evet, benim on beş yıllık can dostum renk kutucuğum, görüyorsun değil mi, faydalarını? 
Fayda dedim de aklıma geldi bu konuya değinmeden geçemeyeceğim. Ara sıra sana kızmıyor 
değilim hani; bazen bize hiçbir faydası olmayan programlarla çıkıyorsun ya karşımıza işte o 
zaman sana darılıyorum biraz. Ama biz bilinçli seyirciler; ne kadar faydalı şeyler izlersek, sen 
onları sunacaksın biliyorum. Mektubuma burada son veriyorum renk kutucuğu. Seni çok 
seviyor ve çok faydalı programlarla karşımızda bekliyorum. Kendine çok iyi bak; hiç kimsenin 
sözünden etkilenme tüm hızınla yoluna devam et. Her şey için çok teşekkür ederim... 

Download 1.63 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   187




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling