Strateji ve aksiyon
Download 261.35 Kb.
|
1200 strateji n strategy
Son derece gizli, karmașık bilgilere dayalı örgütler kurulmuștu. — Secret organizations based on complicated information had been founded.
5773 | 0.88 1241 cumhurbaçkanı n president Cumhurbașkanı tarafından makine mühendislerimize bir otomobil yapılması emredilmiș. — Our mechanical engineers were ordered by the president to produce an automobile. 6266 | 0.81 1242 kavra v to comprehend; to grasp Alçak sesle, daha özel șeyler olduǧunu kavradıǧım gizemli bir anlatıma koyuldu. — She started talking mysteriously in a low voice, from which I comprehended that these were things much more private. 5603 | 0.90 1243 akım n current; trend Genç bedenindeki güçlü akım bir anda elindeki bıçaǧa geçti. — The strong current passed quickly through his young body to the knife in his hand. 1244 deneyim n experience Tarihte büyük bir deneyim ve kültürümüz var. — We have a great deal of experience in and a culture of history. 5516 | 0.91 1245 kamuoyu n public opinion Tahminimizden daha kolay bir șekilde güçlü bir kamuoyu oluștu. — A strong public opinion has emerged more easily than we expected. 5742 | 0.88 1246 gök n sky Lacivert gök yer yer kızıllıklarla giderek açılıyordu. — The dark blue sky was getting lighter with some redness in places. 5713 | 0.88 1247 imza n signature Tuvalde ne resim ne de imza var. — There is neither a picture nor a signature on the canvas. 5693 | 0.88 1248 güçlen v to get strong Sokaktaki tiyatro güçlendi mi, sahnelerdeki zayıflar. — Once the theater on the street gets strong, the one on stage becomes weaker. 5678 | 0.89 1249 dip n bottom, base Sünger derin dip hayvanıdır. — A sponge is an animal from the deep seabed. 5731 | 0.88 1250 söylem n discourse Liderlik için sadece söylem yeterli deǧildir. Discourse on its own is not enough for leadership. 5825 | 0.86 1251 tıpkı adj identical, same; just like Yazmak da, tıpkı okumak gibi, çaprașık, karmașık bir süreçtir. — Writing, just like reading, is an intricate and complicated process. 5512 | 0.91 1252 zira conj because Mutsuzluǧa mahkumuz, zira tüketimi yakalama șansımız yok. — We are forced into unhappiness because we don’t have the chance to catch up with the pace of consumption. 5577 | 0.90 1253 kral n king Kral ve Kraliçe hazır olunca tören alayı yola koyuldu. — When the king and queen were ready, the cortege set off. 1254 filan n so and so, or some Parfüm kokusu filan deǧil, kendine özgü bir kokusu var bu kızın. — It is not the smell of some perfume or other, that girl has an idiosyncratic smell of her own. 5920 | 0.84 1255 döv v to beat Karısını dövdükten sonra kendini tanıyamıyordu. — After beating his wife, he was unable to look at himself. 5525 | 0.90 1256 tat n, v (n) flavor, taste (v) to taste Ilık hoș bir tat yayıldı aǧzıma. — A nice warm taste spread around in my mouth. Okuma așkını öǧrencilik yıllarında tattı. — He tasted the love of reading during his school years. 5504 | 0.90 1257 site n building complex; site Sarı ıșıklar sızıyor, site bahçelerine. — Yellow light filters into the gardens of the building complex. 5817 | 0.85 1258 niçin adv why?, what for? Deǧișim niçin gereklidir? — Why is change required? 5390 | 0.91 1259 saray n palace Bizim ardımızdan saray görevlileri geliyordu. Palace officers were following us. 5717 | 0.86 1260 zevk n pleasure, delight Yașamdan zevk almanın yollarını bulurum. I find ways to get pleasure from life. 5392 | 0.91 1261 yönlen v to direct toward Koruma kaygısı ile söylenen sözler, yeni düșüncelere yönlendirdi beni. — The words said with a concern to protect me directed me toward new thoughts. 5385 | 0.91 1262 deli adj insane, crazy, mad Adam deli bakıșlarla odadakilerin yüzüne bakıyor. — The man is staring at the faces of the others in the room with a crazy look. 5718 | 0.86 1263 çaǧdaç adj contemporary Yașayan yapıt, her zaman çaǧdaș yapıt demek deǧildir. — A living product does not always mean a contemporary product. 1264 ödül n prize, reward Doǧada ceza veya ödül yoktur. — There is no punishment or reward in nature. 5793 | 0.84 1265 çök v to collapse Kilisenin bir duvarı çöktü. — A wall of the church has collapsed. 5358 | 0.91 1266 mekanizma n mechanism Siyasal mekanizma en etkin bir biçimde demokrasi ile gerçekleșir — Democracy is the most effective political mechanism. 5663 | 0.86 1267 ölü n dead Bombalar patlamıș, çok sayıda ölü var. Bombs have exploded, there are lots of dead. 5460 | 0.89 1268 garip adj strange, unusual Garip ve gizemli bir atmosferin içine düșmüștüm. — I had fallen into an unusual and mysterious situation. 5518 | 0.88 1269 deyiç n saying; poem Her dilde içinde “yol” geçen onlarca deyiș vardır. — In every language, there are dozens of sayings including the word “road.” 5465 | 0.89 1270 ertesi adj next, following Bomba haber patladı ertesi gün. — The shattering news came the next day. 5401 | 0.90 1271 net adj clear, sharp Geçmiș hiçbir haliyle net deǧil. — The past is not clear in any way. 5613 | 0.86 1272 öǧle n noon Gün ıșıldamıș öǧle olmak üzereydi. — Dawn had long passed and it would soon be noon. 5375 | 0.90 1273 imzala v to sign Adam çeki imzaladı. — The man signed the cheque. 5475 | 0.88 1274 teçvik n encouragement; motivation Bașarıyı teșvik açısından, bașarısı yüksek olan öǧrencilerden katkı payı alınmamalıdır. For the encouragement of success, highly successful students should not be required to pay a contribution. 1275 niyet n intention, purpose Sadece çok çalıșma, iyi niyet ve çabayla dönüșüm gerçekleștirilemez. — It is not possible to transform oneself only through hard work, good intentions, and effort. Download 261.35 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling