T. C. Erciyes üNİversitesi sosyal b


Download 1.24 Mb.
Pdf ko'rish
bet45/66
Sana23.04.2023
Hajmi1.24 Mb.
#1385861
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   66
Bog'liq
2ш3 сипат сабуни

Karşılaştırması, 4. Millî Mevlâna Kongresi
, S.Ü. Yay., Konya, 1991, s. 153-159


110 
duyulan hayranlıktır.
522
Yani O’nun aşktan anladığı hakikat, şaraptan kastettiği 
bilgidir. Bu haliyle “aşk şarabı” kavramı Mevlâna’da “hakikat bilgisi” ile 
eşdeğerdir
523
ve bu bilgi bizi Tanrı aşkına götürür. Bilgiyi zorunlu saymak, ilâhî 
aşkın bir anlamda epistemolojisini ortaya koymaktır, Allah aşkı, gönülde neşv ü 
nemâ bulan bir hâl olsa da, sâlim bir bilgi olmadan bunu elde etmek zordur.
524
Âşık 
olan kişilerden bahsederken hakikat ve marifet ehli olup bütün benliğiyle Hakk’a 
teslim olmuş kişileri kasteder ki, dünya hayatında makbul olan bir cebir varsa bu 
kişilerin cebridir.
525
Birazdan ifade edeceğimiz gibi, âşık olmayı hür olmakla bir 
tutan Mevlâna’nın işaret ettiği nokta, Hz. İsa’ya atfedilen “Hakikati bileceksiniz ve 
hakikat sizi hür kılacak” sözündeki bilgeliktir ve bu anlamda en büyük bilge Hz. 
Muhammed (s.a.v.)’dir. İnsanın insan olabilmesi için yaratılışındaki yüksek gayeyi 
görmesi ve bu sayede kendi özündeki cevheri görmesi gerekir
526
ve bu da aşkla 
sağlanır. Kur’ân sevgi ve muhabbet kavramını kullanır
527
, Mevlâna’ya göre de aşk 
ve muhabbet Allah’ın sıfatlarındandır.
528
Âşık olmayan (hakikat bilgisine 
erişemeyen) kişinin sevgi nedir, bilmesine imkân görmeyen
529
Mevlâna, varlıkları, 
kâinatı kuşatan ilâhî aşkın tezahürü olarak görür ve hareket kabiliyetlerini dahi aşka 
bağlar. Aklı bu yolda bir sivrisinek
530
mesabesinde gören Mevlâna isyan eder: “Ey 
örümceğe benzeyen akıl, yeter artık, ne vakte dek, bu ağı kurup duracaksın?”
531
522
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 3, b.: 4218-19, s. 512.
Âşıklara, gerçeklere kul köle olan kişi, sultandır, padişahlar padişahıdır, sahip-kırandır a oğul 
Hilelerle, düzenlerle dopdolu olan şu dünya, sakın seni aldatıp aşktan alıkoymasın; bil ki vefasız 
dünya senden kaçar, geçip gidiverir a oğul”
523
Mevlâna, Mesnevî, c. 2, b.: 1532-33
“Bu aşk bilgi neticesidir; saçmalıklara kapılan kişi nasıl bu tahta oturur? 
Noksan bilgi nasıl aşkı doğuracak? Noksa bilgi de bir aşk doğurur ama cansız olur”
524
Bilal Kuşpınar, Mevlâna’da Akıl ve Aşk, SÜİFD, Sayı: 23, s. 17 
525
Mevlâna, Mesnevî, c. 1, b.: 638-639 “Peygamberler dünya işlerinde; kâfirler de ahiret işlerinde 
cebrîdirler/ Peygamberler için ahiret işi ihtiyâridir; cahiller için de dünya işi ihtiyârîdir.” 
526
Meheddin İspir, “Mevlâna’da İnsan ve Aşk”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, VII 
(2007), sayı: 1, s. 181
527
Bakara 2/165 “Gerçekten iman edenlerin Allah’a sevgi ve muhabbetleri ise daha güçlü ve 
kuvvetlidir.”
528
Mevlâna, Mesnevî, c. 5, b.: 2185-87
“Aşk Hakk’ın sıfatıdır amma korku; mide ve şehvetine bende olanın sıfatıdır, 
Kur’ân’da, “Onlar Allah’ı severler” ayetini okudun ya; bu “Allah da onları sever”* sözüne denktir, 
O halde muhabbet de aşk da Hakk’ın sıfatıdır; korku Yezdân’ın vasfı olamaz ey aziz!”
* Maide, 5/5 ayetine işaret etmektedir.
529
Mevlâna, Mektuplar, Gölpınarlı Terc., Mektup LXII, s. 95 
530
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 5, b.: 3178, s. 341. Akıl-aşk ilişkisi için bkz.: Dîvân-ı Kebîr, c. 3, b.: 
4206-4209, s. 512, c. 7, b.: 8295-98, s. 357
531
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 1, b.: 8, s. 15. 


111 
“Ömrümün hülasası üç sözden artık değil: “Hamdım, piştim, yandım.”
532
diyerek 
manevî gelişimini özetleyen Mevlâna’ya göre her işin sonu Tanrı aşkıdır.
533
Kaza ve 
kader ve akıl hep Hakk’ın varlığından ilham almıştır
534
ve akıl ilâhî hikmetlerden 
yalnızca birini görse kendi varlığına pişman olabilir.
535
Aşkla sarhoş olan kişinin 
dermanı kalmaz, ne iradesi vardır, ne dileği kalmıştır.
536
Nedir aşk? Aşk 
hürriyettir
537
, gerçeğin tadıdır
538
, bir ırmaktır ki alabildiğine yaşamaktan, iyilikten, 
cömertlikten ibarettir
539
, bu ırmakta söz bengisudur
540
, bu ırmakta insanın akıllısı 
Hakk’ın delisi olan
541
, “ey vahdet zevkiyle mest olan âşık
542
lar yüzer. “Ey âşıklar! 
Aşk şarabı size mahsustur.”
543
, “Akıl bu iklimin sultanı bile olsa darağacımızda bir 
hırsızlık gibi asılmış.”
544
tır. Burası ilâhî iradeyle kulun iradesinin bütünleştiği 
noktadır:
532
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 5, b.: 815, s. 89 
533
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 1, b.: 37-41, s. 10-11 
“Akıl size rehin verilmiş, hüzünlerimize derman olacak birisi yok mu? Gönül sınamalarımıza 
uğramış, helak cehenneminin ta ortasına düşmüş, yanıp duruyor.
Ey eli ayağı sağ hoca, kaza ve kader gelip çattı da, ayağını kırdı; sen çok gönüller kırmıştın, onların 
cezası geldi de ayağına isabet etti. Bunu gene Tanrı inayetlerinden say ki uğradığın zarar, aşk 
civarından geldi çattı; geçici aşkı bırak, işin sonu Tanrı aşkıdır.
Gazi, alışsın, usta olsun da savaşsın diye önce oğlunun eline tahtadan yontulmuş bir kılıç verir.
İ
nsana âşık oluş da, o tahta kılıca benzer, belalara uğrayış sona erdi mi, aşk rahmet sahibi Tanrı’yadır 
artık.”.
534
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 6, b.: 1347-49, s. 166. 
“Kaza ve kader adamakıllı sert, iyiden iyiye serkeş bir attır ama onun baldırlarının arasında; onun 
buyruğuna râm olmuştur, 
Akl-ı küll ondan bir koku aldı da gece gündüz ona ulaşma sevdasıyla deli divane oldu, 
Akıl onun himmetiyle gördü, anladı ki, bütün yüce himmetler aşağılıktan başka bir şey değil.”
535
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 6, b.: 156, s. 22. “A akıl hatırlıyor musun? Hani o aklımın padişahı, 
sevgiyle sana o ateş gibi şarabı sunmuştu; sunar sunmaz da sen hemencecik ölmüş gitmiştin.”
536
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 2, b.: 2560-2562, s. 329.
“Aşk nedir derler. De ki: Dileği, isteği, yapıp yapmamak arzusunu, iradeyi, ihtiyarı, terk etmektir aşk; 
ihtiyarı terk etmeyende hayır yoktur. 
Aşk bir padişahlar padişahıdır ki, iki âlem de ona saçılıp dökülür; fakat padişahın saçıya; bağışa 
iltifatı yoktur ki.”
537
Kadir, Bugünün Diliyle Mevlâna, “Hür Bir Adam” şiiri, s. 131.
“Müslümanlığın, kâfirliğin dışında bir ova. 
Uçsuz bucaksız bu ovada sevdamız uzar gider. 
Arif olan geldi mi usulca başını kor 
Ne Müslümanlığa yer var orda, ne kâfirliğe yer.”
538
Kadir, Bugünün Diliyle Mevlâna, s. 110 
539
Kadir, Bugünün Diliyle Mevlâna, “Aşk Irmağı” şiiri, s. 98 
540
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr, c. 1, b.: 370, s. 49. 
541
Mevlâna, Mesnevî, c. 3, b.: 670 
542
Mevlâna, Mesnevî, c. 4, b.: 2145 
543
Mevlâna, Mesnevî, c. 4, b.: 848 
544
Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr,, c. 4, b.: 1483, s. 187 


112 
“Hakkın iradesi dileğimize göre açıkça belirmiştir. Çünkü murat yani istek 
iradeden pek gizlidir. Murat, iradeyi bilir, ama irade muradı bilmez. Şu halde, o ne 
yaparsa Allah iradesi ile yapar. Onun için, işlerine hiç kimsenin karışamayacağı o 
sevgilinin yaptığı her şey, iradeye uygundur. O her ne yaparsa iradeye göre yapar. 
Her ne işlerse, iradeye uygun düşer.”
545

Download 1.24 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   66




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling