Töb-der tarihi İsmail Aydın “de te fabula narratur” “anlatılan senin hikayendir”


Partili milletvekilleri katılıyor; tamamıyla ideolojik yapıya bürünen ve


Download 3.81 Mb.
Pdf ko'rish
bet45/53
Sana22.10.2017
Hajmi3.81 Mb.
#18402
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   53
Partili milletvekilleri katılıyor; tamamıyla ideolojik yapıya bürünen ve 

Halk Partisi yandaşı bir kuruluş haline getirilen TÖB-DER’’in bugün tar-

tıştığı konu öğretmenlik mesleğinin kutsallığıyla bağdaşmaz” demiştir. 

Milliyet Gazetesi; 23 .8.1978. TÖB-DER Genel Kurulu ise Süleyman Demi-

rel’e bir kınama telgrafı göndermiştir.

828  TÖB-DER  Hukuk  Bürosu  gelişmelerle  ilgili  hukuki  süreçle  ilgili  açıklama 

yapmıştır. Açıklamada Divan Kuruluna verilen “güvensizlik önergesinin” 

geçerli  olduğu  belirtilmektedir.  Bu  açıklamanın  altında  Avukatlar;  Halit 

Çelenk, İlhan Dişçi, Yücel Yeşilgöz ve Akay Sayılır’ın imzaları bulunuyor. 

829  TÖB-DER  Genel  Merkezi,  Kongre  öncesi  ve  sırasında  Cumhuriyet  Gaze-

tesinin taraflı yayın yaptığını, yazılar ve çizimleriyle bir gruba destek ver-

diğini, TÖB-DER’i kamuoyu önünde küçük düşürücü tutum sergilediğini 



440

belirterek eleştiride bulunmaktadır. 

 

CHP ile TÖB-DER arasında da ilginç bir diyalog gerçekleşecektir. Genel Ku-



ruldan hemen sonra CHP Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Birgit, verdiği 

demeçte “TÖB-DER kitle ve meslek örgütü olmaktan hızla uzaklaşıyor” 

demiştir. (Milliyet; 27.8.1978) Buna karşılık TÖB-DER Genel Başkanı Ga-

zioğlu verdiği cevapta “CHP’nin kendi doğrultusunda ve kendisinin yön-



lendirebileceği bir öğretmen örgütü özlediğini” ileri sürmüş ve “biz ne 

CHP’den ne de başkasından emir ve kumanda almayız. Bizim örgütü-

müzün bağımsızlığı vardır” demiştir. (Cumhuriyet Gazetesi; 28.8.1978) 

Bunun üzerine Birgit yaptığı açıklamada Atatürk ilkelerine bağlı büyük öğ-

retmen kitlesinin TÖB-DER Genel Kuruluna delege olarak bile gelemedi-

ğini ileri sürmüş ve “Gazioğlu düşüncesinde olanlardan CHP’yi de, onun 



hükümetini de desteklemelerini istemiyoruz” demiştir. (Cumhuriyet Ga-

zetesi; 28.8.1978)

830  Kast edilen TÖB-DER İstanbul Şubesi üyesi ve Başkanlığı görevini yapan 



Talip Öztürk’tür. Öztürk, 16 Kasım 1979 tarihinde istanbul’da görev yap-

tığı  Ahmet  Rasim  Ortaokulu  önünde  faşistler  tarafından  kurşunlanarak 

öldürülmüştür. 

831  4. Olağan Genel Kurulda seçilen 11 kişilik MYK’nın gruplara göre dağılımı 

şu şekildedir: Devrimci Öğretmen 4, Demokratik Merkeziyetçiler 3, Öz-

gürlük Yolu 2, Devrimci Demokratik Birlik 2.

832  TSİP Genel Başkanı Ahmet Kaçmaz 27.8.1978 tarihli Milliyet Gazetesi’n-

de  yer  alan  değerlendirmesinde;  Soldaki  dağınıklığın  TÖB-DER  Kongre-

sinde  somutlandığını  söyleyerek  “arkadaşlarımızın  çabaları  sonucunda 

TÖB-DER’li öğretmenlerin siyasi eğilimlerinin önemli bölümünü temsil 

eden bir yönetimin işbaşına gelmesini sağladık” diyecektir.

833  1 Eylül Dünya Barış Günü münasebetiyle bir demeç veren TÖB-DER Genel 

Başkanı Gültekin Gazioğlu demecini “TÖB-DER 1 Eylül Dünya Barış Günü 

dolayısıyla Türkiye ve Dünya barış güçlerini, Halk Kurtuluş Savaşlarını 

selamlar. Sömürüye karşı savaş, savaşa karşı barış!” sözleriyle tamamla-

mıştır.


834  UDC; yani Ulusal Demokratik Cephe TKP ve onun gençlik örgütü olan İGD, 

kadın örgütü olan İKD tarafından savunuluyordu. Bu çizgiyi öğretmen ha-

reketi içerisinde savunan grup Birlik- Dayanışma grubu olarak bilinmek-

teydi.  Gazetede  “UDC’ci  bir  dernek  kurmak”  tan  kasıtın  “İlerici  Öğret-

menler Derneği” olacağı söylentilerinin çıkması üzerine Birlik-Dayanışma 

grubunun lideri Talip Öztürk böyle bir derneğin kurulacağı yönündeki ha-

berleri basın yoluyla yalanlayacaktır. 

835  Devrimci Demokratik Öğretmen grubu Gazioğlu yönetiminin seçildiği oy-

lamaya katılmış ve 24 oy almışlardır. 

836  Tercüman Gazetesi; 24 Eylül 1978, s.1-10 



441

837  TÖB-DER, DİSK, TMMOB, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Çankaya İl-

köğretim  Müdürü  İsmail  Başbuğ,  Gazeteci  Şükran  Ketenci  ve  MEB  Eği-

tim-Öğretim Dairesi Uzmanı Yaşar Çağlayan’ın katıldığı panel.

838  Benzer görüşler Özgürlük Yolu Dergisi’nde de yer alacaktır. Dergide ya-

yınlanan yazıda özetle şunlar söylenecektir: “TÖB-DER’e gelen saldırının 

güçlü  bir  kaynağı  burjuvazidir.  Diğer  yandan  TÖB-DER’de  ne  pahasına 

olursa olsun etkinlik kurmaya, onun yönetimini ele geçirmeye çalışan bazı 

siyasi örgütler, gruplar da bu cadı kazanında büyük rol oynuyorlar. Bunla-

rın başında Birlik-Dayanışma denilen grup geliyor. Maocular TÖB-DER’de 

2-3 yıl öncesinden başlayarak bozguncu bir rol oynadılar ve bunu bugün 

de sürdürüyorlar. Ancak, onların etkileri kırılmıştır. (…) Birlik-Dayanışma 

sosyal  şoven  bir  gruptur  ve  yöntemi  makyavelizmdir.  Birlik-Dayanışma 

geçen  kongrede  Demokratik  Merkeziyetçiler-Özgürlük  Yolu  grubundan 

oluşan genel merkeze kısmen oy vermişti. Bu gün “örgütü kurtarma” çığ-

lıkları atarak onu merkezi yönetime karşı bu denli saldırgan yapan nedir? 

Genel merkez örgütün devrimci-demokratik ilkelerden sapıp burjuvaziyle 

uzlaştı mı? Maocu bozgunculara taviz mi verdi? Pasif mi kaldı? Hayır, bun-

ların hiç biri olmadı. Birlik-Dayanışmanın amacı kongreyi almaktır. BD’nın 

bugün İstanbul, Adana ve Van şubeleriyle ilgili olarak büyük kıyametler 

koparıyor ve burjuva basını da ona büyük destek veriyor. BD’nın 3. Ge-

nel  Kurul  ertesinde,  TÖB-DER  içinde  “kendi  genel  merkezini”oluşturdu. 

İstanbul Şube genel merkez gibi davranmaya başladı. Örgüt tüzüğünü bir 

yana ittiler. Genel merkez yönetimindeki Özgürlük Yolu grubunu “Kürtçü” 

olarak propaganda ettiler. (…) CHP, TÖB-DER’i kendisine uydu yapmaya 

çalışıyor.  (…)  TÖB-DER’in  mücadelesi  eğitim  sisteminin  ırkçı,  şoven  ve 

asimlasyoncu niteliğinin açığa çıkarılmasına yardımcı oldu. DEK ise dev-

rimci güçlerin tam bir zaferi oldu. Malum ırkçı Hüsamettin Çelebi TÖB-

DER kongresi öncesinde “öğretmenler, ne yaparsanız yapın, bu yönetimi 

değiştirin” diyordu. CHP kurmayları ise şöyle diyorlardı: “Eğitim sistemi-

mizi  ırkçı-şoven  ve  asimilasyoncu  olarak  niteleyen  bir  TÖB-DER  yöneti-

miyle biz nasıl güç birliği yaparız? Bunlar ana dilde eğitimi savunuyorlar.” 

Ve CHP, TÖB-DER yönetimini ele geçirmek için seferberlik ilan etti. “Halkçı 

Eğitimciler”adıyla kurulmuş bir grubu Birlik-Dayanışma ile işbirliğine zor-

ladılar. (…) Demokrasi İçin Birlik denen grup da bir hayli politik şaşkınlık-

tan, yalpalamadan sonra onların onların kuyruğuna takıldı. Ama en ilginç 

olanı kendilerine Devrimci Demokratik Öğretmenler diyen ve sözde Kürt 

halkının devrimcileri geçinen bir grubun da onların peşine takılması oldu. 

(…) Şimdi bu makyavelistler bize soruyorlar: Hani siz Goşizme karşıydınız? 

Evet beyler, biz Goşizme karşıydık ve hep karşı olacağız; sosyal şovenizme 

karşı olduğumuz gibi. Ama sizin Goşist dedikleriniz, örneğin Ankara şube-

sinin yönetimindeydiler ve asla sizin gibi tüzük hükümlerini çiğnemediler, 



442

örgüt içinde ayrı baş çekmediler. Bu gün TÖB-DER yönetimine gelen bu 

dört grup arasında elbette şu veya bu ölçüde ideolojik ve politik görüş 

ayrılıkları var ve olacaktır. Ancak hepsi demokratik eğitimden yanadırlar, 

ırkçı-şoven-asimilasyoncu eğitime karşıdırlar. Tümü de faşizme karşı mü-

cadelede kararlıdırlar. Tümü de TÖB-DER’in grevli-toplu sözleşmeli sen-

dika hakkı için mücadelede kararlıdırlar. (…) TÖB-DER’i iki başlı yapmaya 

çalışanlar; Makyavelist yöntemleri terk edin ve Devrimciler gibi davranın. 

Yaptıklarınızın ne sosyalizmle, ne işçi sınıfıyla bir ilişkisi yoktur. (Özgürlük 

Yolu Dergisi; sayı 41, s 8-9 Ekim 1978)

839  TÖB-DER’in  4.  Olağan  Kongresinden  sonra  ortaya  çıkan  gelişmeleri  de-

ğerlendirmek üzere Konya’da 23. 9.1978 günü TÖB-DER Bölge toplantısı 

düzenlenmiş, toplantıda Genel Başkan Gültekin Gazioğlu’da bir konuşma 

yapmıştır. Gazioğlu konuşmasında Birlik-Dayanışma grubuna yönelik gö-

rüşlerini  tekrar  edecek  ve  konuşmasını  “Hiçbir  güç  bizi,  emperyalizme, 

faşizme ve şovenizme karşı mücadeleden alıkoyamaz. (…) TÖB-DER’i bur-

juvaziye teslim etmeyeceğiz”sözleriyle bitirmiştir.

840  Bu yazıda şu bilgiler verilmektedir : “Bilindiği gibi, DİSK, TÖB-DER, TÜM-

DER,  TMMOB,  TÜTED  ve  TÜS-DER  arasında  “Çalışanların  Sendikal  Hak 

ve Özgürlükleri” konusunda Temmuz 1978’de bir komite oluşturulmuştu. 

DİSK’in çağrısı üzerine başlayan çalışmalara TÖB-DER hiç ara vermeden 

katılmıştı. (…) Kongremizden sonra yapılan ilk platform toplantısında TÜS-

DER  temsilcisi,  “TÖB-DER’in  durumunun  henüz  açıklığa  kavuşmadığını, 

toplantıya TÖB-DER adına katılan kişinin yasal bir sıfat taşımadığını, bu 

nedenle çalışmalara katılmaması gerektiğini” iddia etmişti. Bu iddia üzeri-

ne TMMOB, TÜM-DER, TÜTED ve DİSK temsilcileri TÜS-DER’in bu itirazını 

reddetmiş ve çalışmalarına devam etmiştir. (…)” 

841  Bilindiği gibi Şili’de 11 Eylül 1978’de halkın oylarıyla seçilen sosyalist dev-

let başkanı Salvador Allende, bir askeri darbeyle iktidardan uzaklaştırıl-

mış,  faşist  General  Pinochet  iktidara  gelmiş,  30  bin  insan  katledilmişti. 

TÖB-DER bu olayı “Şili Öğretmenleri ve Halkıyla Dayanışma” kapsamında 

kınamaktadır.

842  Bu konuşmada Varoğlu özetle; “Sendikamız KTÖS 1968 yılında kurulmuş-

tur. Kurulduğu günden beri faşizme ve emperyalizme karşı savaşım veren 

sendikamız, emekçilerin enternasyonal dayanışmasını benimsemiştir. (…) 

Sendikamız 10 yıldan bu yana ilk kez kongrenize katılma olanağı bulmuş-

tur. (…) Sendikamız Kıbrıs’ta Kıbrıs’ın bağımsızlığını kongre kararıyla ilk kez 

ortaya atmış, savunmuş bir sendikadır. Kıbrıs’ın bağımsız, bağlantısız, ya-

bancı üslerden arındırılmış, halkların özgürlüğüne ve kardeşliğine dayalı 

bir yönetim biçimine kavuşturulmasını savunuyor. (…) FISE’ye üye olmaya 

çalışıyoruz. Ancak şu ana kadar olumlu bir sonuç alabilmiş değiliz. (…)” 


443

843  PANCYPRIAN GREEK TEACHERS ORGANISATION Başkanı ve Genel Sekre-

terinin imzalarını taşıyan bu mesajın birer kopyası FISE’ye gönderilmiştir. 

Mesaj, gazetede küpür şeklinde yayınlanmıştır.

844  TÖB-DER 4. Olağan Genel Kurulunda  yaşanan gelişmeler yurt dışındaki 

kuruluşlarda da etkisini hissettirmiş, DİYD, “İlerlemecilerin tutumlarını” 

ileri sürerek FİDEF üyeliğinden ayrılmıştır.

845  Ağustos- Eyül aylarında katledilen 7 TÖB-DER’li öğretmen anılmaktadır. 

846  35 Eğitim Enstitüsü yönetici, öğretmen ve öğrenci temsilcilerinin 30 Eylül 

1978 günü Ankara’da TÖB-DER Genel Merkezinde yaptıkları toplantıda 6 

maddelik talepler bir bildiri halinde kamuoyuna açıklanmıştır.

847  TÖB-DER ilk kurulduğunda TÖB (Türkiye Öğretmenler Birliği) adını taşıyor-

du. Ancak İç işleri Bakanlığı “Türkiye” sözcüğüne izin vermemiş, bu söz-

cük yerine “Tüm” sözcüğü kullanılmıştı. 4. Olağan Genel Kurul’da yapılan 

değişiklikle “Türkiye” sözcüğü yeniden tüzüğe eklenmiş, ancak Bakanlar 

Kurulu bu talebi TÖB-DER kapatılıncaya kadar yanıtlamamıştır. 

848  Hacettepe  Üniversitesi  Öğretim  üyesi  Bedrettin  Cömert,  11  Temmuz 

1978’de, ülkücüler tarafından öldürüldü. Ankara Cumhuriyet Savcısı  Do-

ğan Öz, Kontrgerilla yapılanmasını soruştururken faşist İbrahim Çiftçi ta-

rafından 24 Mart 1978’de, Doçent Orhan Yavuz, 15 Haziran 1977’de Er-

zurum’da  Ülkü  Ocaklı  bir  grubun  bıçaklı  saldırısı  sonucunda  hayatlarını 

kaybettiler.

849  Ankara 4. Asliye Mahkemesi.

850  Bu kuruluşlar şunlardır: DİSK, TÖB-DER, TMMOB, HALKEVLERİ, TRT-DER, 



TÜMOD,  TÜMAS,  BARIŞ  DERNEĞİ,  İM-DER,  TTB,  TÜM-DER,  GÖRSEL 

SANATÇILAR  DERNEĞİ,  DSDF,  TÜM-OR-DER,  TÜTED,  TÜM  TEKNİKER-

LER DERNEĞİ, AKD, İKD, TÜS-DER, SGB (Sosyalist Gençlik Birliği), DHKD, 

GENÇ-ÖNCÜ,  DEV-GENÇ  (Tüm  Devrimci  Gençlik  Dernekleri  Federasyo-

nu),  DÖB,  DEV-GÖR,  GEB,  SGB  (Sosyalist  Gençler  Birliği),  GENÇ-GÜÇ, 



DEV-GENÇ (Devrimci Gençlik Federasyonu). 

851  Öldürülen TÖB-DER üyesi öğretmenler; Murtaza Kaya (Malatya), Ahmet 



Duran (Bingöl), Mehmet Dirlik (Bingöl), Tevfik Helvacı (Urfa), Ali Topal 

(Tirebolu),  M.  Akif  Çavdar  (Hasanoğlan),  Hasan Çınar  (Malatya),  Recai 



Ulutaş (Viranşehir), Necati Özdemir (Ceyhan), Mustafa Yaşar (İstanbul), 

Mustafa Kurt (İstanbul).

852  Malatya Emniyet Müdürlüğü I. Şubesi’nin kaşesini taşıyan bir bildiri Ma-

latya ve diğer bazı illere postalanmıştır. Son derece acemice ve çirkince 

ithamlarla dolu bu bildiri “sayın üyemiz Aynur, derneğimiz üyeliğine hoş 

geldiniz. Bu basamakları tırmanmanız hedefe ulaşmak için çaba harcamak 

her devrimcinin vazifesidir. Sizlerde devrimci gençliğimiz arasına katılmış 

bulunuyorsunuz” diye başlıyor ve Aynur’un devrimcilere seks kölesi ol-

ması isteniyor.  



444

853  TÖB-DER Şube Başkanları toplantısı 21 Ekim 1978 tarihinde Ankara’da ya-

pılmış, 400 cıvarında şube başkanı toplantıya katılmıştır. Toplantıya DİSK 

Genel Sekreteri Fehmi Işıklar da katılarak bir konuşma yapmıştır. Işıklar 

konuşmasında DİSK’in 4. Olağan Kongrede seçilen Gültekin Gazioğlu Baş-

kanlığındaki TÖB-DER yönetimini tanıdığını söylemiştir.

854  Gazetede yayınlanan belgelere göre; Talip Öztürk’ün Onur Kurulu kararıy-

la ihraç edildiği, ayrıca 65 delegenin 4. Genel Kurul İhraçlar Komisyonu 

tarafından (iki üyenin şerhi var)  ihraç edildiği görülmektedir. 

855  TÖB-DER 4. Olağan Genel Kuruluna katılan gruplardan biri olan DİB (De-



mokrasi İçin Birlik) grubu, Birlik- Dayanışma grubuyla ittifak yapan gruplar 

arasındaydı. Bu grup daha sonra “Verilmeyen Hesap, Bitmeyen Kongre 



ve Çıban Başları” adı taşıyan bir broşür yayınlamıştır. Broşürde TÖB-DER 

Hukuk Bürosu ve Büronun yanlı davranışıyla TÖB-DER’in iki başlı olmasına 

neden olmakla suçlanmaktadır. Söz konusu yazı bu suçlamalara cevap ni-

teliğindedir. 

856  FISE Yönetim Kurulu 22-23 Mayıs 1978’de Kıbrıs Lefkoşe’de toplanmış ve 

Kıbrıs’ın bağımsızlığının korunması, işgalci güçlerin Kıbrıs’tan çekilmeleri-

ni ve Kıbrıs sorununun demokratik ve barışçı bir yolla çözülmesi kararını 

almıştır.    

857  TÖB-DER 4. Olağan Kongresinde yaşanan gelişmeler sonucu Birlik-Daya-

nışma Grubu Talip Öztürk’ü TÖB-DER Genel Başkanı ilan etmiş, bu arada 



“TÖB-DER’de  Birlik-Dostluk-Dayanışmayı  Güçlendirmek  İçin  İleri”  baş-

lıklı bir bildiri yayınlayarak kendilerine destek veren şubelerin adlarını ya-

yınlamıştır. Bu arada Öztürk yönetimi de TÖB-DER adıyla gazete çıkarma-

ya başlamıştır.

858  4. Olağan Kongreye yönelik olarak Süleyman Üstün, Demokrasi İçin Birlik 

ve Halkçı Eğitimciler gruplarının açtığı ihtiyati tedbir ve kayyum isteği da-

valarının reddine dair mahkeme kararları yayınlanmıştır.

859  21 Aralık 1978 günü Kahramanmaraş Endüstri Meslek Lisesi öğretmen-

leri ve TÖB-DER üyesi olan Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu faşistler 

tarafından kurşun yağmuruna tutulmuş, Hacı Çolak olay yerinde, Mustafa 

Yüzbaşıoğlu ise kaldırıldığı hastanede yaşamlarını yitirmişlerdir.


1979

446

Böyle  bir  ortamda  TÖB-DER  Gazetesi  15  gün-

lük periyodunun dışına çıkılarak ayda bir hatta 

bazen iki ayda bir çıkacaktır. Aralık sayısı Maraş 

Katliamı nedeniyle çıkmamıştır. Gazetenin 167. 

sayısı  13  Ocak  1979  tarihini  taşımaktadır.  Ga-

zetenin Sorumlu Müdür’ü Kemal Uzun olurken 

Öner Yağcı’da Teknik Sorumlu olacaktır.

      


MARAŞ KATLİAMI ÜZERİNE 

TÖB-DER’İN AÇIKLAMASI

167  sayılı  gazetenin  kapağında  Maraş  Katlia-

mı’ndan  iki  kare  fotoğraf  ve  şu  yazılar  yer  al-

maktadır:  “Faşistler  Maraş’ta  Yüzden  Fazla 



Emekçiyi Katletti”, “Faşizm Döktüğü Kanda Bo-

ğulacaktır”, “Sıkıyönetim Değil, En Geniş Demokratik Hak ve Özgürlükler 

İstiyoruz”, “Bütün Halk Güçlerinin Faşizme Karşı Eylem Birliği Sağlan-

malıdır!”

2. sayfada “Kahramanmaraş Faşist Katliamı, Sıkıyönetim ve Yine örgütsel 

Birlik” başlıklı yazı bulunmaktadır. Yazıda özetle şu görüşlere yer veril-

mektedir: “(…) Faşist terörün katliamlara dönüştüğü; 13 ilde sıkıyönetim 

ilan edildiği bir dönemde görevimiz ne olmalıdır? Görevimiz faşizme kar-

şı dişe diş bir mücadeleyi örgütlemektir. En geniş kitleleri; faşist teröre 

karşı bir kale gibi dikmektir. Görevimiz, en geniş yığınlar içinde, en ör-

gütlü mücadeleyi sürdürmek, örgüt içi çekişmeleri bir tarafa atıp TÖB-

DER’i korumaktır. (…) faşist saldırılar katliamlara dönüştü. Faşist katliam-

lar Kahramanmaraş katliamıyla doruk noktasına ulaştı. (…) Faşizme karşı 

direnelim. Bu görev tüm ilerici insanlığın en önemli görevidir. Kahrolsun 

Faşizm!..”

  

3. sayfada “TÖB-DER Merkez Yürütme Kurulu’nun Maraş Katliamı ve 



Sıkıyönetimle İlgili Olarak 29 Aralık 1978 Günü Basına ve Kamuoyuna 

Yaptığı Açıklama” yer almaktadır. Açıklamada özetle;

 

“(…) Bu güne kadar faşist canilerin saldırılarında hayatını yitiren üyele-



rimizi, diğer yurtseverleri ve Kahramanmaraş katliamına hedef olan in-

447

sanlarımızı  anmak için;  Tüm  üyelerimizi  ve emekçi  halkımızı,  ölenlerin 

anısına, 5 Ocak 1979 Cuma günü saat 11’de 5 dakikalık saygı duruşunda 

bulunmaya ve faşizmi lanetlemeye; Kahramanmaraş katliamının ve diğer 

faşist cinayetlerin sorumluları ile ortak deklerasyon yayınlayan parlamen-

terleri kınamaya; Tüm üyelerimizi, meslekdaşlarımızı emekçi halkımızla 

birlikte faşizme karşı kararlı bir biçimde mücadele etmeye; Muhtemel 

yeni faşist katliamlara ve provakasyonlara karşı uyanık bulunmaya çağırı-

rız” denilmiştir

860


  Aynı sayfada bulunan “TÖB-DER’lilere Önemli Duyu-

ru” başlıklı yazıda ise “örgütsel birliği pekiştirmek; iç tartışmaları en aza 

indirmek; kırgınlıkları unutmak; örgütsel barışın, kardeşliğin ve dayanış-

manın önde tutulması, örgütsel disiplin ve hiyerarşiye sıkı sıkı sarılmanın 

gerekli olduğu, sıkıyönetim uygulanan bölgeler dışındaki şubelerimiz ve 

sıkıyönetim bölgeleri içinde olup da faaliyeti durdurulmamış şubelerin 

tüzük, program ve TÖB-DER’in ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını sür-

dürmeleri, demokratik eylem ve kitlesel gösteri yaparlarken Genel Mer-

kezi haberdar etmeleri ve onayını almaları” istenmektedir.

4 ve 5.sayfalarda fotoğraflı olarak “Kahramanmaraş’ta Faşist Katliam” 

başlığıyla yaşanan gelişmeler anlatılmaktadır. Bu arada “23 Demokratik 



Kitle Örgütü Genel Başkanının Maraş Katliamıyla İlgili Yaptıkları Ortak 

Açıklama” ya da yer verilmiştir.

861


6. sayfada “TÖB-DER Saldırılara Boyun Eğmeyecektir” “Gazi Eğitim Ensti-

tüsü Yöneticilerinin Açıklaması”, “TÖB-DER GYK Toplandı”

862

 başlıklı yazı-



lar bulunmaktadır. 7. sayfada “Mahkeme Kararları” yer almaktadır.

863


  8. 

sayfada  “Örgütü Bölücü Tavırlar Artık Terk Edilmelidir” başlıklı bir yazı 

bulunmaktadır. Bu yazıda yer alan görüşler TÖB-DER Genel Merkezinin 

4. Olağan Kongre sonrası yaşananlara yönelik değerlendirmelerini içerdi-

ğinden bir bölümünü buraya aktarmayı uygun bulduk: 

             



TÖB-DER GENEL MERKEZİ; 

“ÖRGÜTÜ BÖLÜCÜ TAVIRLAR ARTIK TERK EDİLMELİDİR” 

“ (…) Bilindiği gibi örgütümüz 4. Olağan Kongreden sonra, örgüt içinde 

“Birlik-Dayanışma” adıyla tanınan bir grup tarafından iç tartışmalara sü-

rüklendi.



448

Bu grup kongre sırasında çeşitli yollarla “ihtiyati tedbir” kararı aldı. (…) 

Daha sonra Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı hukuki dayanaktan 

yoksun bularak kaldırdı. Fakat adı geçen grup o zaman “ihtiyati tedbir” 

kararına dayanarak sahte bir kongre topladı. Bir grup yönetimi oluştur-

dular ve bu kişilerin TÖB-DER’in “yasal yönetimi” olduğu iddiasına giriş-

tiler. Yeni TÖB-DER mühür ve başlıkları yaptırarak örgüte yazı, genelge, 

bildiri ve ajanslar gönderdiler. Örgüt adına gazete bastırarak dağıttılar.

En ilginci de yeni bir TÖB-DER tabelası yazdırarak örgüt genel merkezini 

Ankara’daki İzmir Caddesinde bulunan eski Politika Gazetesi Ankara Bü-

rosu binasına taşıdılar.

Garanti Bankası Kızılay Şubesinde “Sayman ve Genel Başkanlarının” adı-

na hesap açtırarak örgütten ödenti toplamaya çalıştılar. Örgüt disiplinine 

değil, grup disiplinine bağlı olan şubelerden ödenti alarak birçok harca-

malarda bulundular.

Bildiri, gazete, ajanslarla kalmayarak örgüt adına 1979 yılı için TAKVİM 

bastırdılar, yeni şubeler açtılar.

Örgütümüz  hangi  toplantıya,  konferansa  çağrıldıysa,  İzmir  Caddesinin 

“TÖB-DER’in yasal yöneticisi” sakinleri de oralara koştular. Toplantılarda 

“TÖB-DER’in yasal yöneticileri biziz” gibi gereksiz, örgütün saygınlığına 

gölge düşüren tartışmaları gündeme getirdiler. Geldikleri hiçbir toplan-

tıda kendilerini “yasal yönetici” olarak kabul ettiremedilerse de, örgü-

tümüzü  en  azından  toplantılara  katılanlar  nezdinde  sevimsiz  konuma 

düşürdüler. (…)

Bütün bu yaptıkları sabırla, sükunetle izlendi. Genel Yönetim ve MYK her 

defasında TÖB-DER üyesi olmalarının gereğini hatırlattı.

Tabanın söz ve karar sahibi olduğu ve sorunların üstesinden ancak örgüt 

iradesinin  geleceği  defalarca  belirtildi.  Bu  doğrultuda  şube  başkanları 

toplantısı düzenlendi. Diğer iki grupla birlikte kendileri de bu toplantıya 

çağrıldı. Örgüt içi sorunların öğretmen tabanıyla birlikte tartışılarak çözü-

müne gidilmesi önerildi. Ancak “Birlik-Dayanışma” grubu sorunların kısa 

yoldan çözüleceği bu yolu seçmedi, mahkemelere başvurmayı tercih etti.

4. Olağan Kongrede seçilen yönetimin iptali ve kendilerinin “yasal yöne-

tici” oldukları savıyla mahkemelere başvurdular.



449

Mahkeme 4. Olağan Kongrede seçilen Gazioğlu yönetiminin yasal oldu-

ğuna karar vererek onların isteklerini reddetti. Daha sonra aynı doğrul-

tuda bir karar da Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verildi.

TÖB-DER’in içinde karışıklığı devam ettirmek isteyen bu baylar mahke-

me kararından sonra da aynı bozguncu tavırlarını sürdürüyorlar. Örgüre 

gene bildiri, ajans, genelge ve yazı gönderiyorlar. (…)

Öte yandan mahkemelerdeki gelişmeyi çarpıt-

ma kampanyası sürdürüyorlar. Mahkemelerde 

dava açan kendileri olduğu ve kendilerinin aç-

tığı dava aleyhlerine sonuçlandığı halde; ken-

dilerini destekleyen çeşitli yayın organlarından 

(Savaş Yolu; sayı 2, s. 6) “TÖB-DER yönetiminin 

hukukun  inceliklerinden  yararlandığı”  iddia-

sıyla kanıtlamaya çabalıyorlar. (…) Bir kez TÖB-

DER’in iç sorunlarını mahkemelere götürenler 

kendileridir. Ve çok kızdıkları son karar kendi-

lerinin açtığı dava sonucunda verilmiştir. Yine 

mahkemeleri  çözüm  görmüyorlarsa,  neden 

sonuçlanan  davalarını  Yargıtaya  götürüyorlar, 

yoksa Yargıtay mahkeme değil mi?

Mahkemelerin inceliklerinden yararlanma konusunda üstlerine yoktur. 

Yargıtay’a davayla ilgili dilekçelerini son gün vermişlerdir. (süre 15 gün-

dür) Dilekçelerini verdikten sonra duruşma istemişlerdir. Ve dava 9 Şu-

batta görülecektir. (…)

864


 

Ancak şu bilinmelidir ki; yapılanlardan örgüt zarar görmektedir. Örgüt iç 

sorunlara gömülmüşken hak ve çıkarlarını savunamadığı öğretmen kitle-

si bundan zarar görmektedir.

Bütün bu amaçla, art niyetli tavırlara rağmen gerekli sorumluluk gösteril-

mektedir. Hiçbir TÖB-DER üyesi ve tüm ilerici, demokrat ve yurtseverler 

TÖB-DER’in bölünmesinden yana değildir. Özellikle girilen olağanüstü ko-

şullarda saflarımızı sıklaştırmak ve genişletmek zorundayız.



450

Bunun için de gerekli esneklik, örgütün çıkarları ve ilkeleri doğrultusun-

da gösterilmiştir. Şimdiye kadar bu hataların içinde olanlar çağrılarak so-

rumlulukları hatırlatılmış, hatalarında direnmekten vazgeçmeleri isten-

miştir. (…)” 

TÖB-DER’in içinde bulunduğu şartlar nedeniyle gazetesini düzenli olarak 

çıkartamadığını  daha önce de belirtmiştik. Bu nedenle TÖB-DER ile ilgili 

gelişmeleri ve etkinliklerini günlük gazetelere ( özellikle Cumhuriyet Ga-

zetesi ) yansıdığı kadarıyla belgeleyerek aktarmayı uygun görmekteyiz:


Download 3.81 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   53




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling