Töb-der tarihi İsmail Aydın “de te fabula narratur” “anlatılan senin hikayendir”
Download 3.81 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- “Adana’da Lojman Basıldı 5 Öğretmen Öldürüldü”
- “TÖB-DER, öğretmenler üzerindeki baskıyı protesto için 29 Ey- lül’de Ordu, Eskişehir ve Bitlis’te miting yapacak”
- BURSA MİTİNGİ 20 Eylül 1979
- TÖB-DER ÜYELERİNİ YAS TUTMAYA ÇAĞIRIYOR
- “TÖB-DER üyelerini yarın tüm illerde yas tutmaya çağırdı”
- “TÖB-DER’in çağrısı uyarınca bazı okullarda öğretmenler yas tuttu, Diyarbakır’da 150 öğretmen gözaltına alındı.”
- “Rize’de Yas Eylemine Katılan 8 Öğretmen Açığa Alındı”
- TÖB-DER’İN 15 EKİM’DE YAPTIĞI ŞUBE BAŞKANLARI TOPLANTISI
- TÖB-DER İSTANBUL ŞUBESİ OLAĞANÜSTÜ KONGRESİ İPTAL EDİLİYOR
- “Öğretmenler Arasında Kavga Çıkınca TÖB-DER İstanbul Olağanüstü Kongresi İptal Edildi”
- Doğan Halis
- Yurtsever Devrimci Öğretmen
- 22 Ekim 1979
- (ÜLKÜ-BİR)
- 9 Kasım 1979 ’da “Mecidiyeköy Lisesi Müdürü Öldürülecektir.”
- GENEL BAŞKAN VE 5 YÖNETİCİ TUTUKLANIYOR
- “TÖB-DER Genel Başkanı ile 5 Yöneticisi Tutuklandı”
- Gültekin Gazioğlu, Ömer Aslan, Tekin Üstün, İsmet Yalçınkaya, Ali Rıza Aydın ve Ayhan Kut- lay
- TİKP, TEP, TÜS-DER ve ÇHD
- 13 Kasım 1979
- (Ordu)
- DİSK, TMMOB, TÜTED, TÜM-DER ve HALKEVLERİ
- 16 Kasım
- UĞUR MUMCU YAZIYOR / “TÖB-DER OLAYI”
16 Ekim 1979 tarihinde bir basın açıklaması yapan TÖB-DER Genel Baş- kanı, Milli Eğitim Bakanı Necdet Uğur’un uygulamalarını eleştirecektir. “Bakan Uğur, tarafsız görünme çabası içinde TÖB-DER üyesi öğretmenle- ri sürüyor” . Gazioğlu açıklamasında “Kıyım ve sürgünler MC dönemlerini aratmıyor” dedi. 935
CHP’nin hükümet olduğu bu dönemde toplu öğretmen katliamı da mey- dana gelmiştir. 18 Eylül 1979 tarihinde Adana’da 6 öğretmen öldürüle- cektir.
“Adana’da Lojman Basıldı 5 Öğretmen Öldürüldü” Adana Yapı Meslek Lisesi lojmanlarına kimliği belirsiz kişilerce yapılan silahlı sal- dırıda 5 öğretmen öldürülmüş, iki öğret- men de ağır yaralanmıştır. 936
Haberin alt başlığında ise; “TÖB-DER, öğretmenler üzerindeki baskıyı protesto için 29 Ey- lül’de Ordu, Eskişehir ve Bitlis’te miting yapacak” duyurusu bulunmaktadır.
BURSA MİTİNGİ 20 Eylül 1979 tarihinde TÖB-DER’in olay- lı diye tabir edilen mitinglerinden biri olan Bursa Mitingi gerçekleştirilecektir.
TÖB-DER’in seçim yasasına aykırı olduğu gerekçesiyle izin verilmediği halde dün stadyum alanında yapmak istediği mitingi polis ve jandarma dağıtmış, çıkan olaylarda 15 öğretmen,5 polis, 1 memur yaralanmıştır. Araların-
473 da TÖB-DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu’nun da bulunduğu 301 kişi gözaltına alınmıştır. TÖB-DER Bursa Şubesinin “Faşist baskıları ve hayat pahalılığını protesto” etmek amacıyla düzenlemek istediği mitinge “se- çim yasakları” nedeniyle izin verilmemiştir. Öte yandan çevre illerden de gelenler stadyum alanında toplanmışlardır.(…) Öğlenden sonra başların- da Gültekin Gazioğlu’nun bulunduğu 4-5 bin kişilik grup TÖB-DER şube binası önünden stadyuma doğru yürüyüşe geçmişlerdir. (…) Ancak daha sonra stadyum önünde toplanan kitleye polis müdahalesi başlamıştır. (…)
937
le anlatacaktır: “Kısmi Senato ve boş olan milletvekilliği ara seçimleri için partiler ha- zırlık yapıyorlardı. Biz de bundan yararlanarak altı bölgede miting ve yürüyüş yapmak istiyorduk. Bölgeleri saptadık; ancak il seçim kurulları Bursa hariç bize müsaade etmedi. Bursa İl seçim Kurulu miting yapabi- leceğimizi avukatlarımıza yazılı olarak bildirdi. Biz de bütün gücümüzü Bursa’ya yığarak taleplerimizi dile getirmek istedik. Bu kez valiliğin en- geliyle karşılaştık. Yetkisi olmadığı halde Bursa valisi miting ve yürüyüşü yaptırmayacağını avukatlarımıza söyledi. Mitingden bir gün önce gece yarılarına kadar Türkiye’nin her tarafından üyelerimiz Bursa’ya aktı. Sa- bahın erken saatlerinde polis çeşitli yollardan barikatlar kurarak korteji- mizin şehre girmesini engelledi. Ben ve diğer yönetici arkadaşlar geceyi Bursa şubesinde geçirdik. Bursa şubemizin etrafındaki sokak ve caddele- ri üyelerimiz doldurmuştu. Toplanma yerimiz şehrin stadyumu idi. Yürü- yüşe geçtiğimiz sırada polis önümüzü kesti ve yürüyüşümüzü engelledi. Bunun üzerine avukatlarımızla birlikte valiliğe gittik. Valinin yanında İl Jandarma Alay Komutanı ve Emniyet Müdürü vardı. Vali kesinlikle mi- tingi yaptırmayacağını söylüyordu. Avukatların ve benim çıkışlarım para etmedi. Anlaşılan o ki, sayın vali Başbakan Ecevit’ten talimat almıştı. Israrda fayda yoktu. Bunun üzerine Valiye daha sonra yasal hakkımızı arayacağımızı söyleyerek olay çıkmaması için stadyumda toplanılmasına müsaade edilmesini, oradan dağılacağımızı söyledim. Vali, Emniyet Mü- dürüne ve Alay Komutanına baktı; onlar da başlarıyla “okey” işareti yap- tılar. Vali önerimizi kabul ettiğini söyledi. Emniyet Müdürü polis şeflerine emir verdi. Böylece stadyumda toplandık. Meğer devlet bize tuzak kur- muştu. Ortada hiçbir şey yokken polis üyelerimize saldırdı. Coplar ve pan- 474 kart sopaları inip kalkmaya başladı. Arkadaşlara yüksekçe bir yerden “direnmeyin, oturun” dedim. Fakat polisin merhameti yoktu. Önüne geleni so- palıyordu. Anlaşılan Sayın Ecevit bizden 5 Şubat 1977’nin rövanşını alıyordu. Bir grup polis beni ve yanımdaki yönetici arkadaşları götürdü. Em- niyet Müdürlüğü önünde bir grup polis ellerinde copları, iki sıralı derin kolda toplanmışlardı. Bizi coplamadılar; ama bizden önce ve sonra geti- rilen arkadaşlarımız coptan geçirildi. Emniyet Müdürlüğünün bodrumuna atıldığımızda orada yüzlerce yaralı arkadaşımızı bulduk. Bir arkadaşımızın hastanede öldüğü haberi geldi. 938 Sabaha yakın sorgu başladı. Savcılar tek tek ifademizi al- dılar ve yönetici arkadaşların dışındakileri serbest bıraktılar. Sabah saat 9’da bizi suçüstü mahkemesine çıkardılar. (…) Savunmamda Valiyi, em- niyet güçlerini ve hükümeti suçladım. (…) Mahkeme bizi serbest bıraktı. Bu dava kısa sürede beraatle sonuçlandı. Yediğimiz dayak yanımıza kar kaldı. Devlet bizi bu şekilde terbiye (!) etmiş oldu. ” 939 1 Ekim 1979 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde “Bursa’daki Olaylı Mitingle İlgili Olarak 6 Kişi Adliyeye verildi, TÖB-DER Valiyi Suçladı”haberi okun- maktadır. Habere göre 303 kişi gözaltına alınmış, 297 kişi serbest bırakıl- mış, 6 kişi de mahkemeye sev edilmiştir.
Bursa olaylarını ve öğretmen ölümlerini protesto etmek için TÖB-DER MYK’sı 3 Ekim 1979 tarihin- de yapılacak olan “tek ders sınavlarını” boykot etme kararı almıştır. Bu olay “Yas Eylemi” olarak adlandırılacaktır.
TÖB-DER Genel Merkezi, Türkiye’deki tüm şube- lerini yarın için yas tutmaya çağırmıştır. Yarın orta
475 dereceli okullarda yapılacak olan tek ders sınavlarının tehlikeye girebile- ceği belirtiliyor. 940
TÖB-DER’in yas eylemine TÖB-DER içinde yer alan bazı gruplar (Halkçı Eğitimciler) karşı çıkmışlardır. Ancak eylem kararına birçok yerde uyul- muş, bakanlık ise soruşturma işlemleri başlatmıştır. “TÖB-DER’in çağrısı uyarınca bazı okullarda öğretmenler yas tuttu, Diyarbakır’da 150 öğretmen gözaltına alındı.” TÖB-DER yöneticilerden alınan bilgiye göre merkez şubede “yas tutma” çağrısına katılım yarı yarıya olmuş, bazı öğretmenler göreve gitmezken bazı okullarda öğretmenler okullarına gittikleri halde görev yapmamışlar- dır. İstanbul’da eyleme katılım düşük olmuştur. Tespitlere göre Okmeyda- nı Ortaokulu, Esenler ve Bahçelievler İzzet Ünver Lisesi’nde öğretmenler okula gelmedikleri için tek ders sınavı yapılamamıştır. Bu arada İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı, Komutanlığın 6 nolu emrine karşı geldikleri için göreve gelmeyen öğretmenler hakkında soruşturma başlatmıştır. İstan- bul Valiliği ise 800 öğretmenin göreve gelmediğini ve haklarında idari soruşturma başlatıldığını belirtmiştir. Diyarbakır’da ise “Yas Eylemi”ne 1000’in üzerinde öğretmen katılmış, Sı- kıyönetim komutanlığınca aralarında TÖB-DER Diyarbakır Şube başkanı- nın da bulunduğu 150 kişi gözaltına alınmıştır. İstanbul Şubesinden yapılan açıklamada ise eyleme katılım oranının tüm öğretmenlerde %55, TÖB-DER üyeleri oranında %90 olduğu belirtilmiş- tir. 941
“Rize’de Yas Eylemine Katılan 8 Öğretmen Açığa Alındı” TÖB-DER’in Bursa Mitinginde yaşananları protesto etmek ve öldürülen öğretmenleri anmak amacıyla aldığı “Yas Tutma” eylemine katıldıkları için 8 öğretmenin açığa alındığı bildirilmiştir. 942
me ve milletvekili ara seçimleri yapılmış, Ecevit liderliğindeki CHP parla- mento çoğunluğunu kaybetmiş ve iktidarı Süleyman Demirel’e devret- 476 mişti. TÖB-DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu ise TSİP birinci sıra adayı olarak girdiği bu seçimde 4.301 oy alabilmişti. 943
TÖB-DER’İN 15 EKİM’DE YAPTIĞI ŞUBE BAŞKANLARI TOPLANTISI 15 Ekim 1979’da TÖB-DER MYK’nın çağrısıyla Ankara’da şube başkanları toplantısı yapıldı. Cumhuriyet Gazetesi’nin haber yapmayarak pas geçtiği toplantı öncesi ve sonrasında yaşananları Genel Başkan Gazioğlu şu şe- kilde anlatmaktadır: (…) Ankara Sıkıyönetim Komutanlığından izin alarak şube başkanları top- lantısı yaptık. Toplantıdan 1 gün önce grup sözcülerini genel merkeze topladık. Onlara Sıkıyönetimin toplantımızı mutlaka izleteceğini hatta konuşmaları banda alabileceklerini hatırlattım. Konuşma yapacak olan- ların hem kendilerini hem de örgütü düşünmeleri gerektiğini söyledim. Bazıları bana tepki gösterdiler. “Ne konuşacağımızı, nasıl konuşacağımızı size mi soracağız?” dediler. Ertesi gün toplantıya Sıkıyönetimden polisler teypleriyle geldiler. Ben 6 sayfalık bir konuşma yaptım. Konuşma metnimi daha önce Avukatımız Halit Çelenk’e inceletmiştim. Ben böyle titiz davranırken bazı şube baş- kanları keskinlik yarışına girdiler. Tunceli, İzmir, Artvin şube başkanları adeta yarıştılar. İktidardan düşen CHP, iç değerlendirme yapmak için Ankara’da bir ku- rultay topladı. Kurultayda Genel Başkan Ecevit’e sert eleştiriler yönetildi. Eleştirenlerin başında Deniz Baykal geliyordu. Baykal, Ecevit’e DİSK ve TÖB-DER ile ilişkileri bozduğundan oy kaybına uğradığını söylüyordu.
477 Ecevit eleştirileri yanıtlarken isim vererek DİSK ve TÖB-DER’i suçladı. “Bizim halkımızdan başka kimseye diyet borcumuz yoktur. Bizim eğitim politikalarımızı ırkçı, şoven, asimilasyoncu politika olarak değerlendiren bir örgütle işimiz olamaz” dedi. Bu açıkça TÖB-DER’i Sıkıyönetime ihbar etmekti.(…)” 944
TÖB-DER İSTANBUL ŞUBESİ OLAĞANÜSTÜ KONGRESİ İPTAL EDİLİYOR Bu arda bir türlü çözüme kavuşmayan TÖB-DER İstanbul Şubesi kongre- si 20 Ekim’de toplanacak ancak yaşan gelişmeler nedeniyle kongre iptal edilecektir. 21 Ekim 1979 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde bu gelişmeler fotoğraflı olarak şu başlıkla yer alacaktır:
Uzun süredir yapılamayan TÖB-DER İstanbul Şubesi Olağanüstü Kongre- si Tepebaşı Gazinosu’nda başlamış, ancak bazı öğretmenler “aidatlarını ödemedikleri” gerekçesiyle salona alınmayınca “içeride öğretmenler de- ğil, öğrenciler var” diyerek itirazda bulunmuşlardır. (…) Salonda arbede yaşanması üzerine Hükümet komiseri kongreyi iptal etmiştir. (…) Kongre- nin devam ettiğini söyleyenlerle salona alınmayanlar arsında küfürleşme ve kavga yaşanmıştır. Kongre Divanını kazanan gruplar adına Divan Başka- nı Doğan Halis, Başkanvekili Mustafa Ateş ve Üye Kemal Keleşoğlu’nun imzalarıyla yapılan yazılı açıklamada “öğretmenler bir avuç zorbanın oyu- nunu bozacak güce ve birliğe sahiptir” denilerek “genel kurulun en kısa zamanda ve öğretmen örgütlülüğü- ne layık bir şekilde yapılacağı” ifade edilmiştir.(…) Olaylar sırasında 276 öğretmen ve öğrenci gözaltına alın- mış, bunlardan 4’ü tutuklanmıştır. (…) Yurtsever Devrimci Öğretmen Grubu yazılı bir açıklama yaparak “bu yapılanların devrimcilikle, ileri- cilikle ilgisi yoktur. Biz öğretmenle- rin sorunlarının çözümü ancak birlik içerisinde mücadele ile sağlanacak- tır” denilmiştir.” 945
478 22 Ekim 1979 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’n- de “TÖB-DER Kongresindeki Olayları Ufak Bir Grubun Çıkardığı Öne Sürüldü” başlıklı bir haber görmekteyiz. Haberde özetle şu görüşlere yer verilmektedir: “TÖB-DER İstan- bul Şubesinin 6. Olağan Kongresinde çıkan olaylarla ilgili dün bir açıklama yapan Genel Başkan yardımcıs Ali Rıza Aydın, “Birlik Dayanışma Grubunun kongreyi sabote ettiğini” ileri sürmüştür. (…) Binlerce öğretmenin kararlılıkla ör- gütüne sahip çıkarak toplandığı bir kongreyi sabote etmek isteyenler, bu konuda polisi bile devreye sokmaktan çekinmemişlerdir” dedi. 30 Ekim 1979 tarihli Cumhuriyet gazetesinde bu kez TÖB-DER Ankara Şubesiyle ilgili bir haber bulunmaktadır. Haber şu şekilde: “TÖB-DER An- kara Şube Başkanı Tahsin Doğan, dün Esenevler Lisesi’nde Cumhuriyet bayramı için hazırlanmakta olan öğrencilere faşistlerin saldırdığını bildir- miş, saldırganlar bir tarafta dururken güvenlik görevlilerinin okul yöneti- cilerini ve öğretmenleri karakola götürdüklerini söyledi. Bu sırada bir iktidar değişimi gerçekleşecek ve Süleyman Demirel Azınlık Hükümeti kurulacaktır. CHP ise 4 Kasım’da Olağanüstü Kurultay topla- yarak bir tür iç hesaplaşmaya gidecektir. Süleyman Demirel, TÖB-DER’e oldukça soğuktur. Gazete haberlerine göre Ülkücü Öğretmenler Birleş- me ve Dayanışma Derneği (ÜLKÜ-BİR) yöneticilerini makamında kabul edip görüşmeler yapacak, DİSK’in 1 Mayıs kutlaması isteğine karşı çıkar- ken ÜLKÜ-BİR, ÜLKÜM (Ülkücü Memurlar Derneği) ve MİSK (Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyounu)’in Kayseri’de düzenledikleri 3 Mayıs “Türkçüler Bayramı”na kutlama mesajları gönderecektir. 9 Kasım 1979’da “Mecidiyeköy Lisesi Müdürü Öldürülecektir.” Cumhu- riyet Gazetesinde yer alan habere göre Mecidiyeköy Lisesi Müdürü ve TÖB-DER üyesi Nazmi Gürbüz okula gitmek üzere evinden çıktığında iki kişinin silahlı saldırısına uğrayarak hayatını kaybedecektir.
11 Kasım 1979’da CHP’den umut kesen DİSK, yeni bir sosyalist parti kurulmasına öncülük etme kararı alır ve demokratik örgütlerin nabzını
479 yoklamaya başlar. Bu konu ile ilgili görüşlerini TÖB-DER Genel Başkanı Gazioğlu Anılar’ının 148.sayfasında anlatmaktadır. Sıkıyönetim altında TÖB-DER’in de çalışması pek mümkün olmamaktadır. Zaten 11 Kasım günü TÖB-DER ile lgili bomba gibi bir haber gazetelere düşecektir:
Haberin devamı şöyle; “TÖB-DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu ve 5 yönetici- si dün tutuklanmıştır. TÖB-DER’in diğer beş yöneticisinin arandığı bildirilmiştir. Edinilen bilgiye göre, TÖB-DER Genel Başkanı daha önce yaptığı televizyon konuşması, diğer yöneticiler de TÖB-DER’in Ankara Derya Sinemasında yapılan TÖB-DER Şube Başkanları toplantısında yapılan konuşmalarda TCK’nın 141, 142 ve 312.maddelerine muhalefet ettikleri, Dernekler Ka- nunu’na aykırı davranışta bulundukları için haklarında gıyabi tutuklanma kararı verilmiştir. Gözaltına alınan yöneticiler; Gültekin Gazioğlu, Ömer Aslan, Tekin Üstün, İsmet Yalçınkaya, Ali Rıza Aydın ve Ayhan Kut- lay’dır.” 946
Gazioğlu Anılar’ında bu konuyu şu cümlelerle anlatacaktır: “9 Kasım ak- şamı yürütme kurulu üyelerinden 6 kişi tutuklandık. Devrimci Öğretmen grubundan 3 yönetici bulunamamıştı. 947 Ertesi gün savcılığa sevk edildik. Tutuklanarak Mamak Askeri cezaevine gönderildik.” 948
Daha sonra TÖB-DER Genel merkezinde arama yapılmış, derneğin karar defterlerine Sıkıyönetimce el konulmuştur. 949
TÖB-DER yöneticilerinin tutuklanması TİKP, TEP, TÜS-DER ve ÇHD gibi örgütler tarafından protesto edilmiştir. 950
yapan 30 şube başkanını bulundukları illerden gözaltına alınarak Anka- ra’ya getirilmiştir. Gazioğlu bundan sonra yaşananları şöyle anlatacaktır: “Savcılık sorgusu sırasında keskinlik yapan şube başkanlarının hepsi ko- nuşmalarını inkar ettiler. Bu duruma sinirlendim; yalnız kaldığımız bir sı- 480 rada neden sözlerine sahip çıkmadıklarını sordum. İzmir şube başkanı Muammer Toprak: “gerekirse siyasi savunma yaparız” dedi. Kendisine siyasi savunma yapmanın tam sırası olduğunu söyle- dim. Şube başkanlarının tamamı tahliye edildi. Yalnız MYK üyesi 6 kişi C Blok zemin katında kaldık. (…)” 951
Süleyman Demirel’in iktidara gelmesi, sağcıların ile- rici ve demokrat kesimlere saldırılarda bulunmasını kolaylaştıracak, artık sokaklarda birer-ikişer değil, be- şer- onar kişi silahlı saldırılarda hayatını kaybedecek- tir. TÖB-DER ve TÖB-DER’li öğretmenler de bu saldırı- lardan nasiplerini alacaklardır. 13 Kasım 1979 tarihli Cumhuriyet Gazete- sindeki habere göre “Bahçelievler İlkokulu Müdürü Bahattin Topal öldürülmüştür.” Aynı gün gazetenin birinci sayfasında ; “25 TÖB-DER Şube Başkanı İçin Askeri Mahke- me Gıyabi Tutuklama Kararı Verdi” haberi göze çarpmaktadır. Haberin detayları şöyle: “TÖB-DER’in bundan bir süre önce Derya Sinemasındaki “Şube Başkanları Toplantı- sı”na katılan 25 şube başkanının hakkında askeri mahkemece gıyabi tu- tuklama kararı verildiği öğrenildi. Haklarında gıyabi tutuklama kararı verilen şube başkanlarının arandığı ve yakalandıktan sonra Ankara’ya getirilerek Ankara Sıkıyönetim Mahke- mesinde yargılanacakları bildirilmiştir. Haklarında gıyabi tutuklama kara- rı çıkartılan ve yakalanarak Ankara’ya getirilen TÖB-DER Şube yöneticileri şunlardır; Ferhat İncedere (Ordu), Servet Duygulu (Bitlis), İbrahim Aydınoğlu (Van), Hasan Tahsin Üner (Tarsus), Zeki Dümen (Uşak), Ersin Çetiner (Afyon), Abdurrahman Aksoy (Samsun). 481 Öte yandan daha önce gözaltına alınan TÖB-DER MYK üyeleri hakkındaki tutuklama kararı vicahiye çevril- miş ve TÖB-DER yöneticileri Mamak cezaevine konul- muştur.” TÖB-DER yöneticilerinin tutuklanmasına tepkiler de yükselmektedir. DİSK, TMMOB, TÜTED, TÜM-DER ve
parak TÖB-DER yöneticilerinin serbest bırakılmasını istemiştir. 952
Beş demokratik örgütün açıklamasında “Önümüzdeki günler sıkıyönetimi yaygınlaştırmak, yeni anti-demokratik yasaların çıkartılmak isteneceği günler olacaktır” denilmiştir. Cumhuriyet Gazetesinin 16 Kasım tarihli haberine göre “TÖB-DER’in 14
953
Gazeteci Uğur Mumcu 17 Kasım tarihli Cumhuriyet Gazetesindeki “Göz- lem” adlı köşesinde “TÖB- DER Olayı” başlıklı bir yazı kaleme almıştır. Bu yazıyı buraya aktarmayı faydalı bulduk: UĞUR MUMCU YAZIYOR / “TÖB-DER OLAYI” Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi TÖB-DER yöneticileri hakkında tutukla- ma kararları verdi. Ayrıca TÖB-DER binasında güvenlik güçlerince arama yapıldı. Böyle bir haber gazetelere ulaşınca yapılacak iş başlayan soruş- turmanın niteliğini araştırmaktır. (…) TÖB-DER yöneticileri 2-15 Eylül günü Ankara’da yapılan Şube Başkanla- rı toplantısında yapılan konuşmalar nedeniyle tutuklanmışlardır. Askeri Savcı henüz dava açmamıştır. Sanık avukatlarından alınan bilgiye göre hazırlık soruşturması, ceza yasasının bölücülükle ilgili 142/3 ve suç olan eylemleri övmeyi yasaklayan 312.maddeleri ile Dernekler yasasına da- yandırılarak sürdürülmektedir. TÖB-DER Genel Merkezinde yapılan aramada suç unsuru bulunamamış- tır. 482 Olayın özeti budur. Gel gör ki, bizim ulaştıkları teknik düzeyden çok hafiflikleri nedeniyle “boyalı basın” adını taktığımız gazeteler, TÖB-DER olayını özel amaçlarla çarpıtarak sunmuşlardır. Örneğin diyorlar ki, “Dernek Genel Merkezinde yasadışı örgütlerden, DEV-GENÇ, Halkın Kurtuluşu bildirileri ele geçirilmiştir.” Yalan! Arama tutanağı ortadadır. Bu tutanakta “DEV-GENÇ, Halkın Kurtuluşu” bildirilerinin ele geçtiği yönünde bir bilgi yoktur. Bir gazete tutanak ile saptanan bir arama haberini tutanak dışındaki özel haberlere göre nasıl sunabilir? Bu haberi hazırlayıp sunanlar yirmi-yirmibeş yıllık deney gör- müş gazetecilerdir. Bu tür gazeteciler, elbette ki, tutanak dışı bilgileri gazeteye yerleştirirken, ne yaptıklarını, niçin yaptıklarını bilirler. Üzerinde durulması gereken konu da budur. “TÖB-DER içerisinde çeşitli fraksiyonların olması ve bunların her birinin illegal örgütlerle işbirliği yaptığını belirleyen bazı belgelerin ele geçmesi” Yani şunu demek istiyorlar “TÖB-DER yöneticilerinin yasadışı örgütlerle ilişkileri vardır. Soruşturma bu yüzden açılmıştır” Bu da yalandır. TÖB-DER içinden “fraksiyon” adını verdiğimiz çeşitli siyasal bölünmelerin var olduğu bilinen bir gerçektir. Ama bu fraksiyonların illegal örgütlerle ilişkisi vardır savı gerçek dışıdır. Soruşturma ve buna bağlı tutuklama ka- rarlarının nedeni, Şube Başkanları toplantısında yapılan konuşmalardır. (…) 12 Mart’ın ilk günlerinde kısaca ”TÖS” olan Türkiye Öğretmenler Sendi- kası yöneticileri hep birlikte tutuklanıp uzun uzun yargılandılar ve her biri sonunda aklandılar. Aklanamayan, yalnızca o günlerde tıpkı bu günkü gibi özel amaçlı “ıs- marlama haberler” üreten basın ahlakıdır.” |
ma'muriyatiga murojaat qiling