Yillari 26. DÖNem çalişma raporu ve mali rapor
TMMOB MAKİNA MÜhENDİSLERİ ODASI
Download 4.47 Kb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi |
- KÖMÜRLÜ SOBALARDA DİKKAT EDİLECEK hUSUSLAR
- ŞOFBEN KULLANIMINDA DİKKAT EDİLECEK hUSUSLAR
- TMMOB MAKİNA MÜhENDİSLERİ ODASI İZMİR şUBESİ YÖNETİM KURULU BAşKANI 10.01.2013
- DıŞ hava MENFEzLERİ KEsİNLİKLE KapaTıLMaMaLı, KoNuTLaRDa aLEv söNüNcE Gazı KEsEN aLEv DENETLEME TERTİbaTLı ocaKLaR zoRuNLu haLE GETİRİLMELİDİR.
- Buna göre patlamanın olabilmesi için
- TMMOB MAKİNA MÜhENDİSLERİ ODASI İZMİR şUBESİ YÖNETİM KURULU 10.12.2013
- ÇözüM buLuNabİLMEsİ aMacıYLa KoNuYLa İLGİLİ uzMaN KuRuM vE KuRuLuŞLaRıNDaN oLuŞaN bİR ÇaLıŞMa GRubu oLuŞTuRuLMaLıDıR
- TMMOB MAKİNA MÜhENDİSLERİ ODASI İZMİR şUBESİ YÖNETİM KURULU 31.12.2013
- TüM MİMaR MühENDİs vE ŞEhİR pLaNcıLaRıNı oDaLaRıNa vE üLKEsİNE sahİp ÇıKMaYa DavET EDİYoRuz.
- “örgütlü toplum çağdaş toplumdur”
- TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU TMMob İKK basıN aÇıKLaMaLaRı 26. DöNEM (2012-2013)
- TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi |
- KüLTüREL vE TaRİhsEL MİRası GELEcEğE TaŞıYaN, saDEcE FİzİKİ ÇEvRENİN DEğİL, sosYaL vE KüLTüREL ÇEvRENİN YaŞaM KaLİTEsİNİN DE YüKsELTİLDİğİ KENT YENİLEME, sağLıKLaŞTıRMa
TMMOB MAKİNA MÜhENDİSLERİ ODASI İZMİR şUBESİ 22.11.2012 BACALARDA DİKKAT EDİLECEK hUSUSLAR 1) Tekniğine uygun imalatı, temizliği ve bakımı yapılmayan bacalar zehirlenmelere ve yangınlara neden olur. Bacalarınız, kömür gibi fazla miktarda is bırakan yakıt kullandığınız takdirde en az 2 ayda bir, diğer yakıtları (sıvı ve gaz gibi) kullandığınız takdirde en az 3 ayda bir temizlenmelidir. 2) Tek kolonlu bacaya kesinlikle birden fazla bağlantı yapılmamalıdır. 3) Baca ile duvar arasında tam bir sızdırmazlık olmalıdır. Şofben borusu yatay mesafesi 2,5 m’den az olmalıdır ve soba-şofben baca bağlantısı zemine göre % 3 eğimle yapılmalıdır. 4) Bacalar yatak odalarından, merdiven sahanlığından, bina girişlerinden, havalandırma boşluklarından, çatı arasından, banyo ve tuvaletten geçirilmemelidir. 5) Pencere veya duvar delinerek yapılan bacaların yalıtılması gerekir. Aksi halde soğuyan baca gazı içindeki su buharı yoğunlaşır ve baca çekişi azalır. TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi | 26. Dönem Çalışma Raporu ve Mali Rapor 121 6) Pencere veya duvar delinerek yapılan bacada delinen kısımda mutlaka sızdırmazlık sağlanmalıdır. 7) Yangın emniyeti için bacalar çatının mahyasından en az 50–80 cm yükseklikte olmalıdır. 8) Bacalara yağmur suları, kuşlar, ağaç yaprakları v.b. maddelerin girmesini engellemek için mutlaka başlık kullanılmalıdır. KÖMÜRLÜ SOBALARDA DİKKAT EDİLECEK hUSUSLAR 1) TSE’li sobaların satın alınmasına dikkat edilmelidir. 2) Sobalar kurulmadan önce mutlaka bacanın çekişi kontrol edilmeli, yeterli çekişe sahip olmayan bacalara soba bağlantısı yapılmamalıdır. 3) Kullanılan yakıtın yüksek kalorili ve izin belgesi olan satıcılardan alınmış olması da önem taşımaktadır. 4) Soba kurulu olan hacimler sık sık havalandırılmalı, bacadan çekilen kadar temiz havanın içeri girmesi sağlanmalıdır. 5) Soba aşırı doldurulmamalıdır. Aşırı doldurulan sobanın duman yolu daralır ve soba içinde düzensiz ısı dağılımı olacağından baca çekişi zayıflar. 6) Alttan yakılan kömür sobalarında karbon monoksit zehirlenmesi riski artmaktadır. Soba tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalıdır. Böylece soba içinde ortaya çıkan zehirli gazlar yanarak sobayı terk ederler. 7) Kömürü tutuşturmak için üzerine az miktarda kâğıt ya da karton ve bunların üzerine de kolay yanan çıra ve odun konulmalıdır. 8) Sönmekte olan sobaya, tutuşması güç yakıtların asla konmaması gerekir. Yakıt iyi olsa bile yavaş yavaş ilave edilmelidir. 9) Soba yakıtla beslenirken, yeni atılan yakıtın üzerine kor halindeki yakıttan bir miktar konulması, sobadaki yakıtın sürekli olarak üstten yanmasını sağlar. 10) Yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt konulmamalıdır. 11) Yatak odalarında soba kurulmamalı, soba kurulu yerlerde gece yatılmamalıdır. 12) Özellikle alçak basınçlı–lodoslu havalarda ölüm olayları artmaktadır. Bacalar standartlara uygun olduğundan şüphe ediliyorsa alçak basınçlı-lodoslu havalarda soba yakılmamalıdır. ŞOFBEN KULLANIMINDA DİKKAT EDİLECEK hUSUSLAR 1) Şofbenin monte edileceği mekân yeterli büyüklükte olmalıdır. Şofben mutfağa, balkona veya sürekli havalandırılan bir bölüme takılmalıdır. Şofbenin montajı mutlaka yetkili servis tarafından yapılmalıdır. 2) Şofbenler, mutlaka standarda uygun, çekişi kontrol edilmiş bir bacaya bağlanmalıdır. Baca bağlantısı olmayan (bina aydınlığına v.b. bağlı) şofben asla çalıştırılmamalıdır. 3) Şofben zehirlenmeleri genellikle gaz kaçaklarından değil, yeterli havalandırma yapılmayan yerlerde eksik yanma sonucu karbon monoksit oranının yükselmesiyle gerçekleştiği için şofbenin kullanıldığı yere sürekli temiz hava girmesi sağlanmalıdır. 4) Halen yasak olmasına rağmen evlerimizin birçoğunda banyolarda şofben bulunmaktadır. Şofbenlerin mutlaka banyo dışında bir yere montajı gerçekleştirilmeli, şofben takılı banyoların kapısına mutlaka havalandırma menfezleri yapılmalıdır. TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, ölümlerin yaşanmaması için halkımızı dikkatli olmaya davet ediyor, özellikle alçak basınçlı havalarda bacası uygun olmayan evlerde soba yakılmaması konusunda bir kez daha uyarıyoruz. TMMOB MAKİNA MÜhENDİSLERİ ODASI İZMİR şUBESİ YÖNETİM KURULU BAşKANI 10.01.2013 TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi | 26. Dönem Çalışma Raporu ve Mali Rapor 122 DoğaLGaz KuLLaNıMıNDa GüvENLİK KuRaLLaRıNa MuTLaKa uYuLMaLı, DıŞ hava MENFEzLERİ KEsİNLİKLE KapaTıLMaMaLı, KoNuTLaRDa aLEv söNüNcE Gazı KEsEN aLEv DENETLEME TERTİbaTLı ocaKLaR zoRuNLu haLE GETİRİLMELİDİR. Kamuoyunun bildiği üzere, İzmir’in Buca ilçesinde bir evde gerçekleşen patlamada 5 yurttaşımız hafif şekilde yaralandı. Yaptığımız ilk incelemelere göre, patlamaya konutta oluşan doğalgaz birikmesinin neden olduğu anlaşılmaktadır. Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak, öncelikle yaralanan ve evleri, araçları hasar gören yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Öncelikle belirtmek isteriz ki, konutlarda kullanımı giderek yaygınlaşan ve başta ısınma olmak üzere çeşitli alanlarda kullanılan önemli bir enerji kaynağı olan doğalgaz, hem kullanımının kolaylığı açısından, hem de güvenlik açısından enerji kaynakları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Buna göre patlamanın olabilmesi için: 1. Kapalı ortama gaz sızması (açık kalan ocak, bağlantı noktasındaki kaçak vs), 2. Ortama sızan gazın tahliyesini sağlayan menfezin kapalı olması, 3. Gaz alarm cihazının daire girişindeki elektrikli kumanda vanasını kapatmadığı durumlar gerekir. Kazanın meydana gelişinde hatanın kaynağı soruşturma sonucunda ortaya çıkacağına inanıyoruz. Ancak, meydana patlama, bu enerji kaynağımızın yurttaşlarımızca güvenle kullanımı açısından sorun teşkil etmemesi için MMO İzmir Şubesi olarak vurgulamak isteriz ki, kullanma talimatlarına uygun, bilinçli bir şekilde tüketildiği sürece benzer kazaların tekrarının önüne geçilecektir. Bununla ilgili olarak halkımızın uyması gereken kuralları hatırlatmak isteriz. 1. Gaz dağıtım firmasının sizlere vermiş olduğu güvenlik kuralların mutlaka uyunuz. 2. Evinizdeki dış hava menfezlerini kesinlikle kapatmayınız. 3. Evden dışarı çıkarken doğal gaz yakan bütün cihazların kapalı olduğundan emin olunuz. 4. Gaz kaçağı kokusu duyduğunuzda (çürük sarımsak kokusu); ışıkları açmayınız, çakmak, kibrit vs. yakmayınız, Daire giriş gaz vanasını kapatınız, gaz kaçağı olan alanı süratle havalandırınız, 187’yi arayınız. 5. Yasal mevzuatta zorunlu olmamasına rağmen mutfaklarda alev sönünce gazı kesen sisteme sahip alev denetleme tertibatlı ocakları kullanınız. Kış soğuğunun yüzünü iyiden iyiye gösterdiği şu günlerde, yurttaşlarımızın, kullanma talimatlarına uymak koşuluyla; ısınma, ocak, sıcak su vb. ihtiyaçları için konutlarında doğalgazı çekinmeksizin kullanabileceklerini belirtir, kentimiz sakinlerine ve kazanın mağdurlarına tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. TMMOB MAKİNA MÜhENDİSLERİ ODASI İZMİR şUBESİ YÖNETİM KURULU 10.12.2013 TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi | 26. Dönem Çalışma Raporu ve Mali Rapor 123 İzMİR’DE, bu MEvsİMDE aRTaN hava KİRLİLİğİNE ÇözüM buLuNabİLMEsİ aMacıYLa KoNuYLa İLGİLİ uzMaN KuRuM vE KuRuLuŞLaRıNDaN oLuŞaN bİR ÇaLıŞMa GRubu oLuŞTuRuLMaLıDıR İzmir’de her yıl kış aylarında, özellikle havaların durgun olduğu dönemlerde yoğunlaşan hava kirliliği akşam saatlerinde insan sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşmaktadır. İçinde bulunduğumuz yılda da bu durum değişmemiş, bu konuda bir önlem alınması zorunlu hale gelmiştir. Hepimizin bildiği gibi havadaki yanmış gaz atıklarının üç ana kaynağı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi sanayi tesisleri, ikincisi binalar, üçüncüsü taşıtlardır. İzmir, metropol yakınlarında bulunan sanayi bölgeleri dışında, hakim rüzgarlar nedeniyle Aliağa bölgesindeki sanayi tesislerinden kaynaklanan kirlilikten de etkilenmektedir. Öte yandan, akşam saatlerinde bazı güzergâhlarda yoğunlaşan trafikte biriken araçlar, hava kalitesini olumsuz olarak etkilemektedir. Bunun yanında kentimizde binalarda ısınma amaçlı olarak; kullanım yoğunluğuna göre sıralarsak kömür, fuel-oil, doğal gaz, jeotermal, LPG, elektrik kullanılmaktadır. Yenilenebilir ve çevreye en az zarar veren enerji kaynağı olan jeotermal enerjinin kullanımı sınırlıdır. Öte yandan gaz yakıtlar; doğal gaz ve LPG özellikle kolay ve verimli yanabilme özellikleri ve kükürt içermemeleri nedeniyle kömüre oranla çevreyi daha az kirletmektedirler. Yakıtlar içerisinde çok yaygın kullanılan kömür, içeriği ve yanma verimi düşük olması sebebiyle çevreyi en fazla kirleten yakıt konumundadır. Hava kalitesini etkileyen tüm bu parametrelere baktığımızda, kirliliğinin azaltılması amacıyla alınabilecek önlemler aşağıda sıralanmaktadır: 1. Kentin özellikle bu mevsimde artan hava kirliliğine çözüm bulunabilmesi amacıyla konuyla ilgili uzman kurum ve kuruluşlardan oluşan bir çalışma grubu oluşturulmalıdır. Bu grup, sanayi, binalar ve araç kaynaklı hava kirliliği konusunda kent genelinde alınabilecek önlemler konusunda tavsiye kararları üretmelidir. 2. Bölgemizdeki jeotermal sahaların potansiyeli konusunda araştırma yapılmalı, sondajlar için merkezi ve yerel yönetimlerce bütçe ayrılmalı, bu enerji kaynağının kullanımı mümkün olduğu kadar yaygınlaştırılmalıdır. 3. Kamu binalarında kömür yerine gaz kullanımı konusunda merkezi ve yerel yönetim araştırma yapmalıdır. 4. Kentimizde, binalarda ısınma amaçlı olarak hâlâ en yoğun olarak kullanılan kömürün kalitesi yerel yönetimler ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kontrol edilmeli, kalitesi düşük kömürlerin kente girişi ve kullanımı yasaklanmalıdır. Çevre denetimleri artırılmalıdır. 5. Isınma amaçlı kömür kullanan vatandaşlarımız, kalitesi belgeli kömürleri ile TSE belgeli sobaları tercih etmelidir. Sobalar üstten tutuşturulmalı, sobaya kömür beslenirken yeni atılan kömürün üzerine yanan kor halindeki kömürden bir parça konulmalıdır. 6. Isınma amaçlı kömür kullanan vatandaşlarımıza yönelik soba yakma kılavuzları ücretsiz olarak dağıtılmalıdır. TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir Şubesi olarak, hem yerel yönetimleri, hem de başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumları bu sorunun çözümüne yönelik adım atmaya davet ediyor, kentteki yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kirliliğin azaltılması doğrultusunda üzerimize düşen görevleri yapmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz. TMMOB MAKİNA MÜhENDİSLERİ ODASI İZMİR şUBESİ YÖNETİM KURULU 31.12.2013 TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi | 26. Dönem Çalışma Raporu ve Mali Rapor 124 oDaLaRıMızıN GENEL KuRuL süREÇLERİ baŞLıYoR! TüM MİMaR MühENDİs vE ŞEhİR pLaNcıLaRıNı oDaLaRıNa vE üLKEsİNE sahİp ÇıKMaYa DavET EDİYoRuz. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İzmir il Koordinasyon Kurulu 2011 Yılını tamamlayıp 2012 yılına girdiğimiz bu günlerde 18 Ocak Çarşamba günü Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubemizde Oda Genel Kurul Süreçleri gündemli tolantı yapmıştır. Yapılan toplantı sonucunda geçtiğimiz çalışma dönemi ve Genel Kurul Süreçlerimiz değerlendirilmiş ve aşağıdaki görüşlerin kamuoyuyla paylaşılması kararlaştırılmıştır. Odalarımızın Genel Kurul süreçlerinin yaşandığı bu dönem aynı zamanda Dünya’da ve Ülkemizde çok önemli sosyal ve siyasal olayların yaşandığı döneme denk gelmiştir. Avrupa Birliği’ne gireceğiz ve demokratikleşiyor gelişiyoruz söylemleriyle başlayan süreç ne yazık ki geldiğimiz noktada yerelleşme ve demokratikleşme yerini merkezileşme ve totaliterleşmeye bırakmıştır. Özellikle 12 Eylül referandumu sonrasında yargı erkinin siyasallaştırılması Devletin AKP’lileştirilmesi 12 Haziran seçimleri sonrasında hız kazanmıştır. Seçimlerden mutlak galibiyetle çıkan AKP vites yükselterek iktidarını da mutlak hale getirme uğraşı içerisine girmiştir. Bu çerçevede muhalif tüm kesimleri susturulmaya çalışılmış, ülke açık bir cezaevine dönüştürülmüştür. Bu süreçte İzmir’de sürdürülen Büyükşehir’de sürdürülen operasyonlar çerçevesinde Başta Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanımız Selçuk SAVCI olmak üzere Mimar Mühendis ve Şehir Plancıları da tutuklanmıştır. Ülkemin insanları sürüp giden savaş ortamında yaşamlarını yitirmekte, barış ortamından gittikçe uzaklaşılmakta barış ve bir arada yaşam isteyenlerin sesleri daha az duyulmaktadır. Devleti istediği gibi yöneten torba yasaları ülke gündemine taşıyan AKP’ye bu yetmemiş KHK’ler ile Meclisi devre dışı bırakmış ve halk iradesini yok saymıştır. KHK’ler ile tüm kamu yönetimini şekillendirme çalışmaları başlatılmıştır. Her şeyin sermaye ile özdeşleştirildiği bu düzen, aynı zamanda hayattaki her şeyi paraya endeksleyip değersizleştirmektedir. Emeğin, insanlığın, kültürün, tarihsel değerlerin, sevginin metalaştırıldığı ve değersizleştirildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu değersizleştirme insana dair her olguya süratle sirayet etmekte, sosyal devlet, sendikalar, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları bu süreçten olumsuz etkilenmektedir. Siyasi iktidar özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın teşkilat yapısı içerinse yerleştirilen Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü ile meslek odalarını değersizleştirme, işlevsizleştirme, ülke ve kent sorunlarıyla ilgilenmeyen, adeta birer tabela örgütü haline getirip bu yolla muhalif yapılarından kurtulma çabası içerisindedir. • Gün; odağına parayı değil insanı alan çalışma anlayışlarında direnme günüdür. • Gün; her türlü saldırıya karşın, emekten, barıştan, eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden yana, her türlü gericiliğe, ırkçılığa, ayrımcılığa karşı bir arada yaşamı savunma günüdür. • Gün; meslek alanımıza giren konularda ülkemizin, bölgemizin, kentimizin, toplumumuzun sorunlarına ilişkin çözüm önerilerinin baskılara boyun eğmeden, ısrarla söyleme günüdür. • Gün KHK’ler ile koşulları oluşturulmaya çalışılan Kent yağmasına karşı çıkma günüdür. • Gün güzel ülkemizin masmavi gökyüzünde birikmiş olan kara bulutları dağıtmak için mücadeleyi büyütme günüdür. • Gün; “örgütlü toplum çağdaş toplumdur” tespitiyle meslek odalarına sahip çıkma günüdür. İzmir Büyükşehir Belediyesi operasyonu çevresinde tutuklulukları devam eden üyelerimizin yanında olduğumuzu ve genel kurullar süreci içerisinde odalarımızın kendi kuruları içerisinde yaptığı değerlendirmeler sonucunda olası adaylıklarını desteklediğimizi belirtiyoruz. Tüm üyelerimizi örgütlü yaşamaya, meslek örgütlerine sahip çıkmaya ve Odalarımızın Genel Kurul ve Seçimlerine katılmaya, katılımı arttırmaya davet ediyoruz. TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU TMMob İKK basıN aÇıKLaMaLaRı 26. DöNEM (2012-2013) TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi | 26. Dönem Çalışma Raporu ve Mali Rapor 125 DüNYa su GüNü Birleşmiş Milletler, su kaynakları üzerindeki giderek artan baskılara ve suyun hayati önemine vurgu yapmak için, 22 Mart 1993 tarihinde aldığı bir kararla, her yıl, 22 Mart gününün Dünya Su Günü olarak kutlanmasını kararlaştırmışlardır. 20. yüzyılın ikinci yarısında dünya nüfusu iki kat artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Bugün gezegenimizde yaşayan 7 milyar insanın %15’i (1 milyar) yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıyadır. Artan nüfus, gelecek 50 yıl içerisinde gıda ihtiyacını iki katına çıkaracaktır. Bu gün yeterli sayılan gıda üretimi yetersiz hele gelecektir. Artan nüfusun içme suyu ve gıda ihtiyacının karşılanması, karşı karşıya kalınan en önemli sorunlardandır. Gıda üretiminin artırılması için se “su” en önemli unsurlar arasında yer alır. Sorunun önemi nedenliyle de bu yılki Dünya Su Günü teması ‘Su ve Gıda Güvenliği’ olarak belirlenmiştir. Birleşmiş Milletler (UN_Water) adına FAO eşgüdümünde 2012 Yılı Dünya Su Günü etkinlikleri düzenlenecek, su ve gıda arasındaki bağlantının önemine uluslararası düzeyde dikkat çekilmeye çalışılacaktır. Her birimiz günde 2-4 litre arası su içme ihtiyacı duyarız. Fakat bir kişinin günlük gıda ihtiyacını karşılamak için 2000-5000 litre su kullanılır. Bugün yeryüzünde 7 milyardan fazla insanın beslenmeye ihtiyacı var ve bu sayının 2050 yılına kadar 9 milyara ulaşması bekleniyor. Herkesin besin ihtiyacını karşılayabilmek için, öncelikle yeterli ve uygun kalitede suyu güvenceye almalıyız. Ayrıca daha az su kullanarak daha çok besin üretmeli, gıda tüketimi ve kaybını azaltmalı ve daha sürdürülebilir beslenme düzenlerine doğru hareket etmeliyiz. Su gıda güvenliği için bir anahtardır. Gıda güvenliği, tüm insanlar aynı anda hem fiziksel hem de ekonomik olarak aktif ve sağlıklı bir yaşam için gerekli olan verimli, güvenilir ve besleyici gıdalara eriştiğinde var olmaktadır. Suya erişimi daha iyi olan insanlar, daha iyi beslenme seviyesine sahiptirler. Su eksikliği özellikle gıda ve geliri tarıma bağlı olan bölgelerde açlık ve düzensiz beslenmenin ana kaynağı olabilir. Dengesiz yağışlar ve mevsimsel farklılıklar geçici besin kayıplarına neden olabilmektedir. Sel ve kuraklıklar bazı acil gıda sorunlarını ortaya çıkarabilmektedir. 1948’de yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde herkesin ihtiyacı olan yiyeceğe ulaşma hakkı olduğu bildirildi. Bununla birlikte, kırsal bölgelerde ihtiyaç duyulan yiyeceğe ulaşma, su gibi doğal kaynakların varlığına bağlıdır. Suyun vazgeçilmez ve en temel insan hakkı olmasını kabul eden Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Temmuz 2010’da, temiz içme suyu ve besin güvenliğini insan hakkı olarak ilan etmiştir. Su bir yaşam hakkıdır. Ücretini ödeyemeyenlerin elinden alınabilecek ticari bir mala dönüştürülemez. SU TİCARİLEşTİRİLEMEZ. Günümüzde kişi başına yıllık 1500 m 3 su potansiyeli ile su stresi altındaki ülkeler kategorisinde yer alan ülkemizin, önümüzdeki 25 yılda nüfusunun 100 milyonu aşmasıyla, kişi başına düşen su potansiyelinin 1000 m 3 ’ün altına düşeceği ve bu nedenle su fakiri ülkeler arasında yer alacağı öngörülmektedir. Küresel iklim değişikliğine ilişkin bulgular bu tabloyu daha da vahim hale getirirken ülkemizde izlenen yönetim politikaları yurttaşlarımızın sağlıklı, ucuz, güvenilir ve sürdürülebilir şekilde suya ulaşımını, yani su güvenliğini tehdit etmektedir. Ülkemizde bir yılda oluşan 3.8 milyar m 3 atık suyun ancak %38’i Avrupa Birliği standartlarında arıtılmaktadır. Yetersiz arıtma veya hiç arıtma yapılmadan nehirlere, göllere, denizlere verilen atık sular, tarım topraklarında tarım ürünlerinde ve su ürünlerinde kimyasal ve mikrobiyolojik kirlenmelere yol açarak, su ve gıda güvenliğini tehdit etmektedir. Kentimizin su kaynaklarının kısıtlı olduğu bilinmesine rağmen içme - kullanma suyu ihtiyacının karşılanmasında önemli bir rol oynayacak olan Çamlı Barajının yapımı engellenmekte; altın madenciliği faaliyeti İzmir halkının su güvenliğine tercih edilmektedir. İçme ve kullanma suyu elde edilebilecek yüzeysel su kaynaklarının kullanılmasında hayati bir öneme sahip olan koruma alanları, mevzuat değişiklikleriyle daraltılmakta bu alanlar yapılaşmaya açılmak istenmektedir. Bu kapsamda İzmir’in su ihtiyacının üçte birini tek başına sağlayan Tahtalı Barajı Havzasındaki koruma kararları değiştirilmeye, yapılaşma kısıtları azaltılmaya çalışılması kabul edilemez. Su üretimi; suyun devamlılığının ve niteliklerinin korunmasını gerekli kılar. Düzenli ve sürekli su üretim sistemi orman ekosistemidir. Orman sayılan alanların Devlet mülkiyetinde olması, korunması, iyileştirilmesi, fonksiyonel faydalarının sürekli kılınmasına yönelik çabaların, kamu idaresinde olması ilke ve uygulanabilirlik açısından zorunludur. Çünkü orman varlığı tüm canlıları ilgilendirmektedir. Sağladıkları faydalar özel kişilerin kişisel çıkarlarıyla değerlendirilecek olursa, kar hırsı, toplumun bu maliyetleri taşıyamayacağı noktalara süratle taşınır, sonucunda toplumda büyük kavgalara ve çatışmalara neden olur. Ne yazık ki su varlığımızın oluşumunda belirleyici rol oynayan orman alanları yeraltı ve yerüstü sanayi faaliyetleri, 2B yasaları ve kötü ormancılık uygulamalarıyla tahrip edilmektedir. TMMOB İzmir İKK olarak 22 Mart Dünya Su Günü nedeni ile ülkemizin, kentimizin ve kentlimizin doğal varlıkların korunmasını, temiz içme suyu ve gıda güvenliğini esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi | 26. Dönem Çalışma Raporu ve Mali Rapor 126 oDağıNDa İNsaN oLaN, DoğaYa saYGıLı, haLKıN KaRaR süREÇLERİNE KaTıLDığı, İNsaNLaRı YERİNDEN ETMEYEN, KENT pLaNLaRıYLa uYuMLu, KüLTüREL vE TaRİhsEL MİRası GELEcEğE TaŞıYaN, saDEcE FİzİKİ ÇEvRENİN DEğİL, sosYaL vE KüLTüREL ÇEvRENİN YaŞaM KaLİTEsİNİN DE YüKsELTİLDİğİ KENT YENİLEME, sağLıKLaŞTıRMa (KENTsEL DöNüŞüM) pRoJELERİNİ DEsTEKLİYoRuz. Kamuoyunda Kentsel Dönüşüm adıyla anılan Kentsel yenileme, sağlıklaştırma çalışmaları uzun bir süredir kentimizin gündeminde yer almaktadır. 1/25000 İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı Revizyonu plan kararları ile belirlenen ‘Sağlıklaştırma- Yenileme Program Alanları’ çerçevesinde belirlenen 18 adet bölge, kapsamlı ve bütüncül bir planlamanın parçası olarak, mevzuat ve planlama açısından bütünsellik içinde ele alınarak İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nca hazırlık çalışmaları başlatılmıştır. Geçtiğimiz günlerde Çevre ve şehircilik Bakanı'nın yapmış olduğu “helikopter gezisi” sonucu 25 kentsel dönüşüm bölgesinin belirlendiği ve kentsel dönüşümün İzmir'den başlatılacağı haberleri basınımızda yer aldı. İzmir Büyükşehir bünyesinde var olan çalışmaların yanı sıra yapılan bu açıklamalar bazı belirsizliklere yol açmıştır. Kentsel dönüşümü, sadece yasa dışı ya da yıpranmış yapıların yıkılarak daha yüksek yapılarla fiziksel olarak yenilenmesi olarak algılayan anlayış büyük sorunlar taşımaktadır. Bu nedenle Uzman odalarımızın mesleki alanlarına giren kentsel yenileme ve sağlıklaştırma konusunda komu oyunu bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur. Kentlerimizin öncelikli sorunu; sağlıksız ve güvensiz mevcut yapı stokunun ve yerleşim alanlarının nasıl daha güvenli, sağlıklı, standartları yüksek nitelikli yapılara ve yaşam alanlarına dönüştürüleceği sorunudur. Kısaca kentsel dönüşüm olarak adlandırılan kentsel yenileme ve sağlıklaştırma çalışmaları planlanırken en başında genel ilkelerin ve stratejilerin belirlenmesi çok önemlidir. Kentsel dönüşüm uygulamalarının, fiziksel, sosyal ve ekonomik açıdan belirtilen amaçlarını bütünsel olarak gerçekleştirebilmesi, öncelikle sürece katılacak tüm aktörlerin yer aldığı örgütlenme biçiminin oluşturulmasına ve finans kaynaklarının tarif edilmesine bağlıdır. Ülkemizde sınırlı oranda gerçekleştirilmiş olan kentsel yenileme, sağlıklaştırma uygulamalarına bakıldığında çoğunlukla, yaşayanları yerinden eden ve etme riskleri taşıyan, nitelikli bir kentsel yaşam ortamı yaratma kaygısı taşımayan, kent planlarıyla uyumlu olmayan, hak sahibi, tapu miktarı, imar parseli oranı kıskacından çıkamayan, kentsel mekan kalitesini önemsemeyen ve aynılaşan yapı tiplerini yansıtan kimliksiz bir yapılaşma ortaya çıkmaktadır. TOKİ uygulamaları bu anlamda olumsuz gelişmelere örnek teşkil etmektedir. Kurulumuzca İzmir kenstel yenileme ve sağlıklaştırma çalışmalarına yönelik olarak önerilen temel ilkeler aşağıda açıklanmıştır. Download 4.47 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling