Adalet Menzili
Download 1.1 Mb. Pdf ko'rish
|
Adil Yakubov - Adalet Menzili
Adil Yakubov
156 “Bu fâsık ne demek istiyor böyle? Düşünceksen düşünmüş… Amma bugün cevap vermen gerekiyor de ne demek? Cevap vermezsen hükümet elinden çekip alır, ona göre bir an önce cevap ver demek mi istiyor? Kocan bir volga karşılığında aldı bu atı! Doğru, şu yılan yüzlü Mir Celalov da aynı şeyi söylemişti. Kaldırgaçı bu koca tilkiye satsa meselenin o yanını da kendisi halleder mi acep? Yoksa bütün bunlar bir oyun mu? Ne kadar güçlü olursa olsun Allah’tan da güçlü değil ya bu koca tilki!.. Nice adamların âciz kaldığı şu ters günlerde bu şom ağızlının elinden ne gelir ki? Amma dediğini yapmasam olur mu? O zaman kocasının başına daha beter bir çorap örülmesin? Kime gidebilirdi? Kime akıl danışabilirdi? Akıl danışabileceği tek insan Gazi babasıydı, ama o da şehre inip savcılarla görüştükten sonra yatak serdirip yata kalmıştı! Doktorlar tansiyonu yükselmiş diyerek zaten yüreklerini ağızlarına getirdiler. Ama yine de meseleyi ona anlatmazsa kime anlatsın? Başını hangi duvara vursun?” Gazi babasının eski volgası kapı önünde duruyor, ama Laçin ortalıkta gözükmüyordu. Zavallı anası ise belini tuta tuta gece Mercanay’da birlikte hazırladığı bohçaları arabanın bagajına taşımakla meşguldü. Mercanay yampiri adımlarla gelerek anasının elindeki bohçayı alıp, kendi elleriyle bagaja yerleştirdi. Bu arada içeriden çıkan Laçin korkulu gözlerle anasına bakarak: — Ha ana! - dedi. - Ne dedi fıçı göbekli? — Ha o mu? - dedi anası oğlunun yüzüne bakmaya cesaret edemeyerek. - Babanın durumunun n’olduğunu sordu. — Desene merhamet damarı kabarmış! - Bıyık altından güldü Laçin. - Gidelim mi? — Hemen, bir dakika dedeni görüp geleyim, hemen! Laçin’in Gazi dedesi, pencereleri Mercantav’a bakan, kışın ılık, yazın serin olan geniş salondaki Nuh-u Nebiden kalma sim örtülü yatakta yatmakta, içeri Mercanay’dan önce girmiş olan Bibisara mama ise kocasına çay doldurmaktaydı. Gazi, Mercanay’ı görür görmez hemen başını yastığa atıp gözlerini yumdu. Üç dört gündür doğru dürüst uyumamış, çehresindeki insanı kendine bağlayan şiddet ve azamet ifadesi çocuksu, hasta görünüşlü Adalet Menzili Adil Yakubov 157 bir kişinin yüz ifadesiyle yer değiştirmiş, gözleri yuvalarına batmış, uzun burnu soğuk almış turp gibi kararıp sivrilmişti. Mercanay gayr-ı ihtiyari yüreği “şığ” ederek varıp, somyanın ayak ucuna diz çöktü. — İyi misin, baba? Gazi gözlerini şöyle bir açıp tekrar yumdu. — Beni bırak, balam! Seni şu, yılanın yağını yalayan fıçı göbekli çağırtmış. Ne dedi o yaşlı çakal? Mercanay, babasının ok yemiş kuşun bakışları gibi cansız nigahından gözlerini kaçırarak, Fıçı Mansur’un biraz önce söylediklerini anlatamayacağı kanaatine vardı. — Ha o mu? Hal hatır sordu. Damadının durumunu sordu. — Damadımın derdi artık bu yaşlı fareye mi kaldı? -diye sert çıktı Gazi ve tir tir titremeye başladı: — Yok, Sovyet hükümeti yok artık! Yanarım yanarım da şu hükümet için harcadığım ömrüme yanarım!.. Bu hükümet için kanını, canını ayaklar altına seren benim gibi insanlar pespaye kılınsın da, şu kahpe dünya, onu fare gibi kemiren aşağılıklara kalsın ha! İnsaf nedir, din nedir, diyanet nedir bilmeyen bu haramzadelere kaldı işimiz! Vay boşa geçen ömrüm vay! Gazi’nin kirpiksiz, yumuk gözlerinden iki damla yaş süzülüp aktı. Bibisara mamanın elindeki çay fincanı kayıp yere düştü. Ama kendisi buna aldırmayarak yere diz çöküp titrek elleriyle Gazi’nin alnını silmeye başladı. — N’oldu sana, Gazi? Dün doktor söylemedi mi, kötü şeyler düşünmeyi bırak, rahat ol demedi mi? N’oldu sana kurban olduğum Gazi’m? Gazi, yaşlı karısının titrek elini tutarak yavaşça okşayıp dudaklarına götürdü. — Affet beni mamacan! Sen de affet, balam! Mercanay yavaşça yerinden kalkıp, adımlarını tek tek atarak kapıya doğru ilerlerken, yüreğinin derinliklerinden kopup gelen feryadı bastırmak amacıyla iki eliyle birden ağzını tuttu. Adalet Menzili Download 1.1 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling