Adalet Menzili
Download 1.1 Mb. Pdf ko'rish
|
Adil Yakubov - Adalet Menzili
Adil Yakubov
148 mümkün değilmiş. Allah bilir, kocasının başına çeğmelenen kara bulutlar dağılmış olsa, hiçbir şey olmamış gibi gelirdi. Ama şimdi gücü ancak iki gözüne yetebiliyor, hop oturup hop kalkıyor ve doğru dürüst uyku yüzü görmüyordu. Neyseki annesiyle Gazi babası çıkıp gelmişlerdi. Bibisara mama, gerçi kızıyla torununun durumunu görünce yüreği lime lime olsa da, çok görmüş geçirmiş bir kadın olarak, kızını yanına oturtup, gönlüne soğuk su serpmeye çalışmıştı. “Sabret balam, sabrın sonu selamet derler..” diye nasihatlar etmişti. “Bak göreceksin kızım, bugün sevinçten ellerine kına yakan düşmanlarının yüzü kara çıkacak, şimdi üzülen dostların da sevince garkolacak. Sabret kızım, sabret!” Lâkin anacığının iyi niyetle verdiği bu nasihatlar Mercanay’ı teskin etmiyor, aksine gönlündeki yaralar tazeleniyor ve ana kızın sohbetleri her seferinde gözyaşlarıyla noktalanıyordu. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Gazi babası şehre inip savcılarla görüştükten sonra kalp krizi geçirip yatağa düşmüştü.. Allah bilir ya, kulun başına bir felâket gelmeye görsün, yağmur gibi belâ yağarmış. Gazi tam bir hafta boyunca uzaktan Azrail’le atışıp durmuş, neyse ki doktor çok tecrübeli bir kişi olduğundan ihtiyarın başından bir dakika bile olsun ayrılmadan tedavi etmeyi başarmıştı. Kocasıyla üvey babasının dertleri yetmiyormuş gibi, Laçin de Mercanay’ı üzmüştü. Hayır o, gücü sadece iki gözüne yeten anası gibi oturup ağlamamış, kendini kaldırıp kaldırıp atmamıştı. Ne de olsa henüz genç bir çocuk kime gider, derdini kime anlatırdı? Ama, babası hapsedildikten sonra sesi soluğu kesilivermişti. Ne anasının, ne anneannesinin nasihatlerine kulak salıyor, ne de onlara derdini açıyordu. Daha doğrusu kulak salıp salmadığını, salıyorsa bile söylenenleri kabul ediyor mu, etmiyor mu, hiçbir şey anlamak mümkün değildi. Dedesiyle anneannesinin nasihatlerini, Mercanay’ın yalvarmalarını sessizce dinliyor, ama hiçbir karşılık vermeden ayağa kalkıp yürüyüveriyordu. Birkaç gün içinde zaten sararıp solmuş, gözleri yuvalarına çekilmiş, can dostu Selim’den beş beter hale gelmişti. Allah’tan şu Selim dostu, Allah selamet versin, iki kız arkadaşı, Altınay ile Gümüş Bibi varmış! Onlar gelince Laçin biraz canlanıyor, sessiz halinden kurtulup, söylenenleri Adalet Menzili Adil Yakubov 149 dinliyordu. Hep birlikte Laçin’in odasına çekiliyorlar, gizli gizli planlar yapıyorlar, sonra bir yerlere gidip sabaha doğru dönüyorlardı.. Daha sonraki günlerde babasının derdi yetmiyormuş gibi bir başka dert daha eklenmişti: Güya hükümet kaldırgaçı çekip ellerinden alacakmış! Bu sözleri duyduktan sonra dördü bir olup kafa kafaya vererek kaldırgaçı saklamışlardı. Sanki hükümetin kolunun ulaşmadığı bir yer varmış gibi, atı uzak bir yere götürmüşler, sonra bununla da yetinmeyerek Altınay’ı dağa, Kekeme Derviş’in yanına göndermişlerdi.. Söz kaldırgaç konusundan açılınca Mercanay, Mir Celalov’un söylediklerini düşünmeye başlamıştı. Tabii o gün tilki suratlı adamın teklifini reddetmekle doğru yapıp yapmadığı sorusu da sürekli beynini tırmalamıştı. Reddetmesi neyse de, tutup bunu babasına anlatmakla ne elde etmişti? Gazi bunları işitince ertesi gün şehre inmiş, öfkeden kudurmuş gözlerle işi büsbütün bozup geri dönmüştü. Öyle yapacağına o gün Mir Celalov’a “Peki ağacan, bir düşüneyim, eş dostla bir görüşeyim, bir iki gün müsaade edin.” dese olmaz mıydı? Ama ne yapsın.. Kefen parası bulamayasıca Mir Celalov, on bin, yirmi bin dese neyse, tam elli bin sum deyince kadıncağızın başından aşağı kaynar sular dökülmesin de ne yapsındı? Kim fıttırmazdı bu rakamı duyunca? Ama sonra bir düşünmüştü ki, gerçekten ortada Mir Celalov’un söylediği kaldırgaç vardı, tabii ya, onu otuz bine satsa, geriye kalan yirmi bini eşten dosttan bulur buluşturur, konu komşudan borç ister, olmazsa evdeki ineği mineği satar denkleştirirdi. Ah… gözü çıkasıca para!.. Ama bunu Laçin’e nasıl söylerdi? Nasıl cesaret ederdi buna? İster misin Laçin bir kısrağı babasından daha değerli görsün! Ya anlamak istemezse? Yok, hayır anlar! Babası için bir değil, bin kaldır- gaçı feda ederdi onun oğlu! Şunun şurasında babası bu iftiralardan sıyırıp dışarı çıksa, bir değil, on kısrak alıp verirdi oğluna! Evet, kocası, dünya malını bir yana bırak, canını bile esirgemezdi oğlundan.. Mercanay, uzun uzun düşündükten sonra, nihayet meseleyi oğluna açmaya karar verdi, fakat yine de durumdan ona bahsetmeden önce Mir Celalov’a bir kez daha gidip meseleyi teyit etmesi gerekirdi. Çünkü pireye tuzak Adalet Menzili Download 1.1 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling